Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/575 E. 2021/111 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/575 Esas
KARAR NO : 2021/111

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirkete Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın 20/10/2019 tarihinde, … İlçesi … istikametinden … Sokağa giriş yaptığı sırada davalının açmış olduğu tamirat çukuru nedeniyle kaza yaptığını, müvekkil şirketin … plaka sayılı aracın zararını tespit için ekspertiz incelemesini yaptırdığını, ekspertiz raporu sonucu araçta meydana gelen hasarın toplam 47.500,00 TL olduğunu tespit edildiği, müvekkil şirketin sigorta zararını ödediğini, müvekkil şirketin kusur nispetinde tahsili için önce … Belediye Başkanlığına başvurduğu Belediye Başkanlığının kazanın meydana geldiği yerde … tarafından atık su hattı arıza çalışması yapıldığının bildirildiği, zarar gören araç sahibine ödenen bedelin davalının kusuru oranındaki miktarına karşılık gelen 35.625,00 TL tazminatın, ödeme tarihinden itibaren, yasal faizi, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsilini vekaleten arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazanın oluşmasında idarelerinin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu olayda idarelerinde kusurlu ya da kusursuz atfedilebilecek herhangi bir sorumluluk bulunmadığını, sigortalı sürücünün trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymadığı hususu da ayrıca değerlendirilmesi, zira şehir içi hız limitinin 50 km olduğu dikkate alınırsa, kaza yapan aracın bu hızla gitmesi halinde, kazaya neden olacak durumu görmesi sonucunda, aracını durdurması veya manevra yaparak uzaklaşması mümkün olduğunu, şehir içi hız limiti olan 50 km ile seyir halinde yol bozukluğu ve sair yoldan kaynaklanan arızanın araç sürücüsü tarafından önceden görülmesi ve tedbirin alınmasının gerektiğini, bunun yapılmamış olması halinde sürücünün kusurlu olduğu, müvekkil idare, yok bakım ve onarımından sorumlu olmadığını, yok yüzeyinde zarara neden olabilecek her türlü kusurun belediyeye ait olup İSKİ’nin böyle bir görev ve sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenlerle haksız fiilden mütevellit zararların tazminini düzenleyen ilgili mevzuat hükümlerine gör maddi zararın tazmini için zorunlu şartların oluşmadığını, dava konusu talep edilen hasar miktarına ve feri faiz taleplerine de itiraz ettiklerini, dava konusu olay bakımından müvekkil idarenin sorumluluğu bulunmadığından usul ve esas bakımından hukuka aykırı olan davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı araç malikinin aracında meydana gelen hasar bedelinin davacı tarafından ödenmesi ile halef olunan alacağın davalıdan tahsili davasıdır.
Mahkememizce, davaya konu aracın kayıtları incelenmiş olup, dava konusu aracın dava dışı … adına kayıtlı olduğu, aracın kullanım amacının hususi olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
Eldeki davada, açıklanan tüm yasal mevzuatın bir arada değerlendirilmesi neticesinde; davacının haklarına halef olduğu sigortalısının tacir olmadığı, sigortalı aracın kullanım amacının ticari olmadığı, dava konusu edilen alacağın da bu anlamda her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmamış ve mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
¸

Hakim
¸