Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/55 E. 2020/404 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/55 Esas
KARAR NO : 2020/404

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 24/04/2015
KARAR TARİHİ : 01/10/2020

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; taraflar arasında 01.06.2009 tarihli sözleşme kapsamındaki uyuşmazlık nedeniyle … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve … esas sayılı kararı ile hakem heyeti oluşturulduğunu, davalı tarafın hakem heyetinin mükerrer taleplerine rağmen heyete bilgi, belge sunmaması, taleplerine cevap vermemesi, iletişim kurmaması, iyi niyetli yaklaşım sergilememesi, heyet başkanı Mustafa Yeşilyurt ile davalı şirketin sorumlusu …’ın bacanak olması sebebiyle aralarında oluşan ailevi sıkıntılar yanında kendilerinin teklifi ile hakem tayin edilen …’ın heyet çalışmalarına katılmaması gibi sebeplerle uzatılan tahkim süresi içinde dahi yargılamanın tahakkuk edilemediğini, davanın her iki tarafı olan seyahat acentalarının … üyesi olduğunu, bu sebeple ihtlafın … Tahkim Kurulu’na havale edilmesi halinde benzer ihtilafları yargılamakta uzmanlaşmış sektördeki faaliyetlere aşina bir kurulun konuyu çözüme kavuşturabileceğini bu nedenlerle Hakem Heyeti’nin 14.03.2014 tarihinde verdiği kararda ifade edildiği gibi davalı tarafın iyi niyetli olmadığını, bu sebeple uygulanması mümkün olan iki ihtimalden birine karar verilmesin, her iki tarafın da üyesi olduğu … Tahkim Kurulu’na konunun havale edilmesi, aralarındaki ticari sözleşmenin 7. Maddesinin uygulanmasına imkan sağlanması, zikredilen bu kurula davalı dava evvel müracaat etmiş fakat yetkilendirme yazısı vermemiş olması engelinin mahkeme kararı ile ortadan kaldırılmasını ve …Tahkim Kurulu’nun uygun görülmemesi halinde ticari sözleşmelerinin 7. maddesinde ifade edilen ihtilafın tahkim yolu ile çözülmesi maddesini uygulama imkanı kalmayacağından konunun ilgili Mahkemeye taşınmazı yolunun açılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı 03.12.2014 havale tarihli dilekçesi ile taraflar arasındaki ihtilafın tahkim yolu ile çözülmesi gerekli ve zaruri görülmesi halinde … … Heyetinin yetkilendirilmesini, aksi durumda 81.889,00-Euro alacaklarının tahsil edilebilmesi için Mahkememizce karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünün açık ve net olmadığını, davacının bu sebeple 03.12.2014 tarihinde dosyaya tavzih dilekçesi babında açıklayıcı bir dilekçe vererek davasını alacak davası olarak açıkladığını, alacak hakkında inceleme yapılmasını talep ettiğini, ancak alacağın kaynağını ve alacağın kimden tahsil edileceğini izah etmediğini, davacının tavzih dilekçesinin HMK 141. maddeye açıkça aykırı olduğunu, ön inceleme aşamasının tamamlanmış olması nedeniyle davacının ancak hasmın açık rızası ile davasını değiştirebileceğini veya genişletebileceğini, davacının davasını genişletmesine ve değiştirmesine muvafakatlarının olmadığını, mahkeme aksi kanaatte ise davacı iddialarını 01.06.2009 tarihli bir sözleşmeye dayandırıldığını, bahse konu sözleşmenin konusunun ise hac organizasyonu olduğunu, dava konusu sözleşmenin taşıma aktinin şartlarını taşıdığını, dolayısı ile huzurdaki davanın konusunun ticari nitelikte olduğunu, davaya bakmakla İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacının …’ın taraflar arasındaki ihtilafın tahkim yolu ile çözümünde aracı kılınmasına yönelik talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, davacının bu konusa …’a birçok kez başvurduğunu, her seferinde talebinin reddedildiğini, bu nedenle … ile ilgili talebin reddine karar verilmesini keza davacının konu ile ilgili mahkemeye taşınması yolunun açılması talebinin de hukuki dayanağının bulunmadığını, ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin 2015/426-792 E.K. sayılı 16/12/2015 tarihli kararı ile “Taraflar arasında düzenlenen 01/06/2009 tarihli harc organizasyon konulu sözleşmenin 7. maddesinde tahkim şartının yer aldığı ve buna ilişkin 3 kişilik hakem heyetinin oluşturulduğu, sözleşmenin de feshedildiği ispatlanamadığından ve halen sözleşmenin ayakta ve yürürlükte olduğu” gerekçesi ile “Davanın reddine…” karar verilmiş olup, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/4898-2017/6952 E.K. sayılı 06/12/2017 tarihli kararı ile “…Dava, taraflar arasındaki 01.06.2009 tarihli sözleşmenin uygulanmasıyla ilgili doğan uyuşmazlığın … Tahkim Kurulu’nca veya mahkemece çözümlenmesi istemine ilişkindir. Sözleşmenin 7. maddesinde taraflar arasında doğacak uyuşmazlıkların çözümü için tahkim şartı öngörülmüş, bu kapsamda taraflarca 3 kişilik hakem heyetine gidilmiş ise de, hakem heyetince, HMK’nun 421/f.3 bendi uyarınca tahkim koşulu bozulduğundan HMK’nun 435/1.c. bendi uyarınca tahkim yargılamasının imkansız hale geldiğine ve yargılamanın sona erdiğine karar verilmiştir. Taraflarca işbu hakem kararının iptali yoluna gidilmemesi nedeniyle hakem kararı da kesinleşmiştir. Bu durumda, sözleşmedeki tahkim şartının hükümsüz kaldığı ve 6100 sayılı HMK’nun 413/1. maddesi uyarınca davalının tahkim itirazının reddi gerektiği gözetilerek, davanın esasına girilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA…” karar verilmiş olup, mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamında belirtildiği üzere taraflar arasında akdedilen 01/06/2009 tarihli sözleşmenin 7. maddesinde taraflar arasında doğacak uyuşmazlıkların çözümü için tahkim şartı ön görülmüş olduğundan taraflarca 3 kişilik hakem heyetine gidilmiş ise de hakem heyetince HMK’nun 421/f.3 bendi uyarınca tahkim koşulu bozulduğundan HMK’nun 435/1-c bendi uyarınca tahkim yargılamasının imkansız hale geldiği ve yargılamanın sona erdiğine karar verilmiş ve anılan hakem kararı kesinleşmiş olduğundan tahkim şartı hükümsüz kaldığından davalının tahkim itirazı kabul edilmemiştir. İddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacının davasının kabulü ile anılan sözleşmenin uygulanması ile ilgili doğan uyuşmazlığın konu ile ilgili mahkemeye taşınması yolunun açılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne, taraflar arasında akdedilen 01/06/2009 tarihli sözleşmenin 7. maddesinde düzenlenen tahkim şartı hükümsüz kaldığından anılan sözleşmenin uygulanması ile ilgili doğan uyuşmazlığın konu ile İLGİLİ MAHKEMEYE TAŞINMASI YOLUNUN AÇILMASINA, davacının konu ile İLGİLİ MAHKEMEDE DAVA AÇMAKTA MUHTARİYETİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-₺ harçtan peşin alınan 25,20-₺ harcın mahsubu ile bakiye 29,20-₺ karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 300,00-₺ (bozmadan önce yapılan yargılama gideri 200,00-₺) tebligat posta gideri ile 319,30-₺ yargılama gideri olmak üzere toplam 619,30-₺ yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı vekili lehine takdir olunan 3.400,00-₺ maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair; davacı şirket yetkilisinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda hükmün tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/10/2020

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza