Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/547 E. 2021/162 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/547 Esas
KARAR NO : 2021/162

DAVA : İtirazın Kaldırılması-İflas
DAVA TARİHİ : 15/11/2010
KARAR TARİHİ : 18/03/2021

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili tarafından … 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalı-borçlu şirket aleyhine 29/12/2005 keşide tarihli 740.000,00-TL bedelli bononun tahsilini sağlamak için 02/02/2006 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun gönderilen ödeme emrine ve takibe yönelik yapmış olduğu tüm itirazların işleyen yasal süreç sonucu aleyhine neticelendiğini ve takibin kesinleştiğini, takibin kesinleşmesinden itibaren geçen süre içerisinde dosya alacağına yönelik tahsilatın cüzi miktarda gerçekleştiğini, borçlu şirketin dosya alacağını karşılayacak nitelikte mal varlığına da rastlanmadığını, alacağın tahsil edilememiş olması sebebi ile borçlu şirket aleyhine derdest olan icra takibinin İcra İflas Kanunu 177 ve 43/2 maddeleri gereği 31/05/2010 tarihli talepleri ile kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile icra takibine başlandığını, davalı şirket yetkilisi diğer davalının söz konusu takibe 22/06/2010 tarihinde itirazda bulunmuş olduğundan takibin durduğunu ve neticede iş bu davanın açılmasının zaruri hale geldiğini, davalı borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, şirketin dosya borcunu ödeyebileceği herhangi bir menkul ve gayrimenkul malı bulunmadığını belirterek davanın kabulü ile davalı şirketin takibe yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile davalıların iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; iflas takibine dönüştürülen … 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında borçlu …Şti. olup, takibin … Ltd. Şti. aleyhine yapıldığını, iflas ödeme emrinin de bu borçlu aleyhine çıkartıldığını ancak iflas davasında davalı olarak hem … Ltd. Şti.’nin hem de …’in gösterildiğini, … aleyhine yapılmış icra takibi olmadığı gibi …’e gönderilmiş bir iflas emrinin de olmadığını, …’in … Şti.’de hisse sahibi olup, sorumluluğunun bu şirketteki sermayesi ile sınırlı olduğunu, bu nedenle davalı …’in iflasının istenemeyeceğini, diğer yandan davalı şirketin 1995 yılında kurulduğunu, LPG Toptan Satış işi yaptığını, müvekkili şirkette işçi olarak çalışan davacı … ile muhasebeci olarak çalışan dava dışı …’in birlikte davranarak müvekkili firmanın sürekli “…” firmasına boş olarak gönderilmekle orada alınan gaz miktarına göre belirlenecek rakamı yazıp “…” firmasına verilmek üzere verdikleri çeklerden bir tanesini çaldıklarını bilahare işten ayrıldıklarını ve çalmış oldukları çeki “740.000,00-TL” olarak doldurup icraya verdiklerini, ayrıca da ortak firma kurduklarını, o tarihten sonra bu çek sebebi ile müvekkili firmanın bütün gelir ve mallarına haciz konulduğunu, şirketin bu durumdan büyük zarar gördüğünü, davacının bu çeki hangi sebeple ne şekil aldığını ispat edemediğini, tüm bu sebeplerden dolayı icra takibine konu olan 740.000,00-TL’lik borcu müvekkilinin hiçbir zaman kabul etmediğini, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını, belirtildiği üzere çekin müvekkilinin rızası hilafına elinden çıktığını, bu konuda ceza ve hukuk mahkemelerinde davalar açıldığını belirterek tüm bu sebeplerden dolayı davalı … yönünden husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine, davalı şirket yönünden davacıya borcunun olmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, iflas yolu ile yapılan takibe itirazın kaldırılması ve iflas talebine ilişkindir.
Mahkememizce … 6. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; alacaklı … tarafından davalı … Tic. Ltd. Şti. aleyhine 740.000,00-TL bedelli 29/12/2005 keşide tarihli çek hakkında 740.000,00-YTL asıl alacak, 13.875,00-YTL işlemiş faiz, 2.220,00-YTL komisyon, 37.000,00-YTL çek tazminatı olmak üzere toplam 793.095,00-YTL’nin tahsili tarihine kadar işleyecek faizi, masraf, vekalet ücreti ile tahsili talebi ile 02/02/2006 tarihinde “kambiyo senetlerine özgü” haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, alacaklının talebi üzerine takibin kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takibe dönüştürüldüğü, 740.000,00-TL çek alacağı, 2.220,00-TL komisyon alacağı, 37.000,00-TL karşılıksız çek tazminatı alacağı, 820.386,30-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.599.606,30-TL tutarındaki alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek ticari faizi ile tahsilinin talep edildiği, kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipte düzenlenen ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Taraflarca delil olarak gösterilen … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E.K. sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı … Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından davalı … aleyhine açılan davanın dilekçesinde özetle; … 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası ile müvekkili şirket aleyhine yapılan icra takibine dayanak çekin müvekkili şirketin kasasından boş olarak çalınarak doldurulduğu, çalıntı ve sahte olan bu çek nedeni ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinde bulunulduğu, davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; takip konusu çekin davacı şirket yetkilisi … tarafından imzalanarak müvekkiline verildiğini, davacı ile 22/03/2005 tarihli çek teslim ibraz sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede çeke konu borcun dayanağının açıkça belirlendiğini, bu nedenle davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunduğu, yargılama sonucunda “…Ayrıca davacı taraf, davalı i,le hiçbir ticari ilişkileri olmadığını çekin bedelsiz olduğunu, davalının müvekkili şirket nezdinde SSK’ya tabi işçi olarak çalıştığını ve 2002 tarihinde emekli olduğunu, ancak bu tarihten sonra da çalışmaya devam ettiğini ve 01/04/2005 tarihinde de işten tamamen ayrıldığını, bu nedenle takip konusu senet nedeni ile davalı tarafın bir alacağı olmadığını beyan etmiş ise de; dosya üzerinde tüm banka kayıtları ticari defter ve belgeler getirtilmek suretiyle ayrıntılı olarak yapılan bilirkişi incelemesi sonucu uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 16/07/2008 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere; davalının dava dışı eşine ait … Ticaretin davacı şirketin bayisi olduğu ve davacı ile aralarından bir ticari ilişkinin bulunduğu, davalının da bu ticari ilişkinin boyutunu bildiği, hatta davacı ile davalının eşine ait şirket ve davalı arasında da kayıt dışı bir ticari ilişkinin bulunduğu, dolayısıyla davalının da bu ticari ilişkinin içerisinde olduğu; davacı şirketin finansmanında kullanılmak üzere davalının eşine ait firmadan hatır çekleri, nakit para alındığı, dava konusu çeke ilişkin 22/03/2005 tarihli çek teslim tutanağı ve ibra sözleşmesini de davacı ile davalının dava dışı eşine ait şirketi arasındaki kayıt dışı alacaklarını kapsayacak şekilde, davalının eşinin hak ve menfaatlerini korumak için imzalandığı, davalının davacı şirket ile kar ortaklığına dayalı iş yaptığı bu hususun aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı saptanmıştır. Bu durumda bilirkişi raporunda ilk görüş olarak beyan ettiği şekilde davalı ile davacı arasında dava konusu çek tutarı dahil bir alacak borç ilişkisi olmadığını kabul etmek tüm dosya içeriğine uygun olmayan ve gerçeği yansıtmayan soyut bir yorum alacağından mahkememizce bu görüşe itibar edilmemiştir. Esasen yukarıda açıklandığı üzere davalı ve davalının dava dışı eşine ait şirket ile davacı arasında kayıt içi ve kayıt dışı ticari ilişkinin varlığı sabit olup, davalının da bu ticari ilişki kapsamında hareket ederek takip konusu senedi 22/03/2005 tarihli sözleşmeye göre teslim aldığı ve bu senedin, davacı tarafından ödenmediği, hatta davacının davalının eşine ait şirkete borcunun bulunduğu tartışmasızdır. Böylece, davacı tarafın ileri sürdüğü iddiaların doğru ve gerçek olduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı; aksine davalının savunmalarının doğruluğunu ticari defterler, tüm evraklar, banka kayıtları ile yapılan soruşturma ve bilirkişi incelemeleri ile sabit olduğu belirlenmiştir. Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacı tarafından kanıtlanamayan davanın reddine, davalının inkar tazminatı isteminin de İİK’nun 72/4 maddesi uyarınca yasal koşulları gerçekleşmediğinden reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm düzenlenip açıklanmıştır…” gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, iş bu kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2009 tarih 2009/4875 esas 2009/11966 karar sayılı kararı ile onanarak 02/02/2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraflarca delil olarak gösterilen … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin…, … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin … ve … sayılı dosyaları, … 2. Asliye Ceza Mahkemesi … esas sayılı dosyası, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …, … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Hz., … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Hz. dosyası … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Hz. sayılı dosyası, … Cumhuriyet Savcılığı’nın …Hz. sayılı dosyası, … 3. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası, … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …-… E.K. sayılı dosyaları ve … 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …-… E.K. sayılı dosyası getirtilmiş olup, incelenmesinde; … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …-… esas-iddianame sayılı iddianamesi ile şüpheli …’nin müşteki … Ltd. Şti.’nin … adresindeki … Tüp deposunda depocu olarak çalışmaya başladığı, … de aynı şirkete ait … deposunda ön muhasebeci olarak 1997 yılında işe başladığı ve … ile …’in çalıştıkları dönem içinde sıcak para hareketliliği gördükleri, …’in güvene binaen müştekiler tarafından luzumunda … A.Ş.’ye kullanılmak üzere kendisine emanet edilen müşteki … Ltd. Şti.’nin … Bankası A.Ş. … Şubesi’ndeki … numaralı çek hesabını ilgilendiren … seriler arası 25 yapraklı çek koçanının keşideci imza yerlerinin müşteki … tarafından imzalandığını, diğer kısımları tamamen boş halde …’in ofis odasındaki çelik kasada muhafaza edilirken koçanın …, …, … seri numaralı çek yapraklarını müşteki …’in … A.Ş.’ye kullandığını, bir kısım çekleri …’in kendisinin kulalnıldığının beyanı ile doğrulandığı, çek koçanının 13/12/2004 tarihinden bitmiş olduğu, ayrıca çek koçanındaki soruşturma konusu olan … seri numaralı çek yaprağından hemen sonraki … seri numaralı çek yaprağının da 27/11/2004 tarihinde …’in … A.Ş.’ye kullanıldığının kendi beyanı ile anlaşıldığı, soruşturma konusu olan … seri numaralı çekin 22/03/2005 tarihinden düzenlenmiş gibi gösterilen çek teslim tutanağı ve ibra sözleşmesine konu edildiğini, 29/12/2005 tarihinde 740.000,00-YTL üzerinden şüpheli … namına düzenlendiği şekli ile ortaya çıktığını ancak ekspertiz raporuna göre çekin ön yüzdeki el ürünü yazı ve rakamlardan hiçbirinin … ve …’e ya da müştekilerden hiçbirine ait çıkmadığı, sadece keşideci imzasının …’e ait olduğunun tespit edildiği, şüpheli …’nin bunlara rağmen soruşturma konusu 740.000,00-YTL’lik çeki icra takibine konu yaparak çekin 330.000,00-YTL’den fazla bir miktarını icra yolu ile tahsil ederek menfaatlendiği, şüpheli …’nin … ile işbirliği ederek açık kimliği belirlenemeyen meçhul kişiyi tetikçi olarak kiralatarak …’i bacaklarından vurdurdukları iddiası ile şüpheli … ve …’nin atılı suçlardan yargılamalarının mahkemede icrası talebi ile dava açılmış olduğu, yargılama sonucunda … 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E.K. sayılı kararı ile Sanıklar… ve … hakkında kasten yaralama suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış ise de CMK 223/2-e madde uyarınca sanıkların müsnet suçtan beraatlerine, sanıklar … ve … hakkında güveni kötüye kullanmak ve bedelsiz senedi kullanma suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış ise de aynı olay nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığı’nca … numara üzerinden soruşturma yapılarak 25/01/2008 tarihinde ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, CMK 172/2 ve 173/6 maddesi uyarınca kovuşturma şartı yerine getirilmediğinden sanıklar hakkında açılan kamu davasının CMK 223/8 madde gereğince düşürülmesine karar verilmiş olduğu, kararın müşteki … tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 23. Ceza Dairesi’nin 2016/6400-9855 E.K. Sayılı 21/11/2016 tarihli ilamı ile “… ve … müdafii ile katılan …’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 6723 sayılı kanunun 33. Maddesi ile değişik 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. Maddesi uyarınca bozulmasına” karar verildiği, … 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E.K. sayılı kararı ile “Sanıklar … ve … haklarında güveni kötüye kullanma ve bedelsiz senedi kullandıkları iddiasıyla kamu davası açılmışsa da aynı olay nedeni ile … Cumhuriyet Başsavcılığı’nca … numarası üzerinden 25/01/2008 tarihinde ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşıldığından ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararından sonra ortaya çıkan yeni delillerle ilgili iddianame tanzim edilebilmesi için CMK 173/6 md. uyarınca yeni delilin varlığı nedeniyle kamu davasının açılabilmesi, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan merciinin bu hususta karar vermesine bağlı olduğundan Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şart yerine getirilinceye kadar CMK 223/8 md. uyarınca yargılamanın durmasına” karar verildiği görülmüştür. Davalı taraf vekili … 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E.K. sayılı kararının sonucunun beklenilmesini talep etmiş olup, davanın niteliği, Yargıtay aşamasından geçerek kesinleşen … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E.K. sayılı ilâmı ve mevcut delil durumu itibari ile talep kabul edilmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2010/714-2019/108 E.K. sayılı 14/02/2019 tarihli kararı ile “A)1-Davalı … aleyhine açılan davanın kabulü ile … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … esas sırasında kayıtlı …’nin iflasına, 2-İflasın 14/02/2019 günü saat 13:57 itibari ile açılmasına, 3-İflasın açıldığının … İflas Müdürlüğü’ne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere ile bildirilmesine, 4-İflas kararının iflas müdürlüğü tarafından ilanına, 5-İflas avansının iflas müdürlüğüne aktarılmasına, B)Davalı … aleyhine açılan davanın reddine, 1-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş olup, karara karşı istinaf yoluna gidilmesi neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/2063-2020/1733 E.K. sayılı 24/09/2020 tarihli ilâmı ile “…Somut olayda, mahkemece, İİK’nın 158/1 maddesi uyarınca iflas takibinin kesinleştiği İİK’nın 166. maddesinde belirtilen usulle ilan edilmeden itirazın kaldırılmasına ve davalının iflasına karar verildiği anlaşıldığından, davalı şirketin istinaf başvurusunun esasa ilişkin diğer itiraz sebepleri incelenmeksizin, sadece bu nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, bu aşamada esasa ilişkin diğer itiraz sebepleri incelenmeksizin, davalı vekilinin istinaf başvurusunun sadece bu nedenle kabulü ile, HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı tarafın istinaf başvurusu hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, yukarıda ifade edildiği gibi, alacağın varlığının mevcut olduğunun anlaşılması halinde borçlunun itirazının kaldırılmasına karar verildikten sonra iflas talebinin İİK’nın 166. Maddesi gereğince ilan edilmesi ve sonucuna göre depo kararı verildikten sonra dava hakkında karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun gerekçede açıklanan sebeplerle karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 2-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 3-… 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar,14/02/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA…” karar verilmiştir. Dosya mahkememizin … esas sırasına kayıt edilerek 19/11/2020 tarihli oturumda “…… 31. İcra Müdürlüğünün (… 6. İcra Müd.)…esas sayılı dosyasında davalı …Ltd. Şti yönünden, davacının talebiyle bağlı kalınarak 509.500.00-TL Asıl alacak miktarı ve fer’ileri üzerinden itirazın kaldırılmasına…” ve “…İİK 166 maddesi gereğince iflas davası açıldığının ilanına…” ve “Dosyanın ekindeki icra dosyası ile birlikte bilirkişi heyetine tevdii ile gelecek duruşma tarihi gözetilerek depo kararına esas kapak hesabı yapılmasının istenilmesine…” karar verilmiş olup, anılan karara ilişkin olarak düzenlenen 20/01/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında “…Davacı tarafın takip tarihi olan 02.02.2006 tarihinden duruşma tarihi olan 25.02.2021 tarihine kadarki ana para ve faiz toplamının raporumuzun 5. Sayfasındaki tabloda da görüleceği üzere 1.187.972,54 TL, ana para ve diğer masrafların ise 1.034.452,80 TL toplam olarak 2.222.425,34 TL hesap edildiği, davalı tarafın yapmış olduğu ödeme tarihlerinden duruşma tarihi olan 25.02.2021 tarihin e kadar ki toplam tutarın 667.535,99 TL olmakla, 25.02.2021 depo kararına mütevellit tutarın 1.554.889,35 TL olduğu…” yönünde görüş bildirilmiş olup, gerekçeli, ayrıntılı ve denetime elverişli kabul edilmiştir. İİK 166 maddesi gereğince ilan yapılmış olup, müdahale talebinde bulunan …Bankası A.Ş.’nin müdahale talebi kabul edilmiştir.
Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; somut olayda davacı vekili, davalı şirket tarafından keşide edilen ve ödenmeyen çek nedeni ile davalı şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takibin kesinleştiğini, tahsilatın cüzi miktarda gerçekleştiğini, İİK’nun 43. maddesi uyarınca takip yolunun kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu olarak değiştirildiğini, davalı şirket tarafından iflas ödeme emrine itiraz edildiğini öne sürerek iflas yolu ile icra takibine yapılan itiraz ve şikayetlerin kaldırılarak davalı şirketin ve yetkilisi olan davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ise icra takip dayanağı çekteki borca itirazda bulunmuştur. Bu nedenle icra müdürlüğü tarafından İİK’nun 172. maddesi gereğince icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile icra takibi ve iflas davası İİK’nun 171. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup iflas yolu ile yapılan takibe itiraz üzerine İİK’nun 172. md. gereğince takip durdurulmuştur. İİK’nun 174 maddesi gereğince itirazın kaldırılması ile iflasa karar verilmesi yönünden İİK’nun 158. maddesindeki usulün uygulanması gerekmektedir. İcra takibine konu çek hakkında davalı şirket tarafından davacı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının yargılaması sonucunda … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin yukarıda incelenen … E.K. Sayılı ilamı ile dava reddedilmiş olup yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarından davalı şirketin davacıya borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davalı şirket mahkememizde görülen iş bu davada da borçlu olmadığını ispat edememiştir. … 31. İcra Müdürlüğü’nün (… 6. İcra Müdürlüğü) … esas sayılı dosyasında davalı … yönünden davacının talebi ile bağlı kalınarak 509.500,00-₺ asıl alacak miktarı ve fer’ileri üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir. Yapılan kısmi ödeme de nazara alınmak suretiyle İcra takip dosyasına konu çek nedeni ile alacak-borç miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, yukarıda açıklandığı üzere bilirkişi heyetinden alınan ve mahkememizce benimsenen 20/01/2021 tarihli en son raporda tespit edilen tutarın ödenmesi hususunda depo emri çıkartılmıştır. Dava, vekil ile takip edildiğinden depo emri İİK’nun 158 maddesi gereğince davalı şirket vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Usulüne uygun tebliğe rağmen verilen 7 günlük süre içerisinde mahkememiz veznesine veya icra veznesine veya alacaklıya herhangi bir ödemenin yapılmadığı anlaşıldığından davalı şirketin iflasına karar verilmiştir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi borçlu kişi olup, buna pasif husumet denilir. Bir davada pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise dava bu sebep ile reddedilir. Somut olayda davalı … davaya konu edilen icra takip dosyasında borçlu olmadığından aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davalı … aleyhine açılan davanın kabulü ile … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … esas sırasında kayıtlı …’nin iflasına,
2-İflasın 18/03/2021 günü saat 14:40 itibari ile açılmasına,
3-İflasın açıldığının … İflas Müdürlüğü’ne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere ile bildirilmesine,
4-İflas kararının iflas müdürlüğü tarafından ilanına,
5-İflas avansının iflas müdürlüğüne aktarılmasına,
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-₺ maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 17,15-TL harcın mahsubu ile 42,15-TL’nin davalı şirketten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan 3.650,00-₺ bilirkişi ücreti, 995,73-₺ ilan gideri, 169,50-₺ tebligat posta gideri olmak üzere toplam 4.815,23-₺ yargılama giderinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
B)Davalı … aleyhine açılan davanın reddine,
1-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalı … vekili lehine hesap ve takdir olunan 4.080,00-₺ maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. maddesi gereğince ilgili tarafa verilmesine,
Dair; davacı vekili … İle davalılar vekili … ile müdahale talebinde bulunan … Bankası A.Ş. vekili …’un yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/03/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza