Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/542 Esas
KARAR NO : 2023/591
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“Davacı …A.Ş ile davalı …Yic. A.Ş arasında 4 Temmuz 2018 tarihinde imzalanan Danışmanlık Hizmetleri sözleşmesi – gereğince davacı … A.Ş’ nin davalı …A.Ş’ ne verdiği hizmetleri karşılığı kesmiş bulunduğu fatura tutarlarının bir kısmının ödenmemesi sebebiyle, davacı şirket, davalı şirkete … 1.Noterliği vasıtasıyla … tarihinde … yevmiye numaralı bir ihtarname keşide etmiş, 3 iş günü içinde borcun ödenmesi talep edilmiş, ödeme yapılmaması sebebiyle bu kere … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası kapsamında 08/10/2019 tarihinde) ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı şirketin bu icra takibine 10/10/2019 tarihinde yaptığı itiraz sebebiyle icra takibi durdurulmuştur. Bu kere davacı şirket, Sayın Mahkemenizde yukarıda esas numarası belirtilen dosyada itirazın iptali davasını açmış bulunmaktadır. Bilir kişiliğimizden istenen, davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenerek davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle davalı şirketten alacağının olup olmadığı, defterlerin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin ve icra takibine dayanarak faturaların muaccel olup olmadıklarının tespiti ile rapor tanzim edilmesidir…”
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“Her ne kadar davacı taraf, müvekkil şirketten alacaklı olduğunu iddia etse de müvekkil şirketin, davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmamaktadır, çünkü müvekkil şirketin davacı şirketle karşılıklı imzaladığı bir sözleşme yoktur, Sayın Mahkeme önünde derdest dosyaya sunduğu sözleşmede müvekkil şirketin imzası bulunmamaktadır. Davacı taraf, müvekkil şirkete hizmet sunduğunu ispat yükümlülüğü altındadır. Hizmetin satın alındığının yazılı belgelerle ispatı gereklidir, talep ettikleri tutarın ödenmesi için ortada haklı bir neden bulunmamaktadır, borcu kabul etmiyoruz, davanın reddini talep ederiz. Davacının icra takibi ve davada haksız ve kötü niyetli olduğu bu bahsettiğimiz nedenle bile açıkça ortadadır. Davacı taraf, faturaya dayalı bir ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Taraflar arasında ticari ilişkiye konu yazılı bir sözleşme de dosyaya sunulamamıştır. Davacının alacaklı olduğu iddiasının yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki alacak likit olmayıp; davacı tarafın icra inkar talebi yerinde değildir.
Her ne kadar müvekkil şirketin davacı şirkete borcu olmasa da yargılama süreci sonunda mahkeme aksi kanaate ulaşırsa hükmedilecek icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti, borçlu olduğu tespit edilen miktar üzerinden olabilecektir. O halde, itirazdan sonra ve davadan önce yapılan ödemeler düşülmek suretiyle itirazın iptali davası açılması durumunda, alacaklının ödenen kısım yönünden İcra inkar tazminatı isteme hakkının ortadan kalkacağı gibi bir gerekçeye dayanılarak, davadan önceki ödemelerin müddeabbihten düşülmemesi gerektiği ileri sürülemez” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 30.03.2005 tarih, 2005/19-200 E. Ve 2005/210 K. Sayılı ilamı). Yukarıdaki durum, vekalet ücreti için de geçerlidir.
Vekalet ücreti ve yargılama masrafları açısından da iptal edilen kısım üzerinden hesaplanmalıdır.
Vekalet ücreti ve yargılama masrafları da iptal edilen kısım üzerinden hesaplanması gerekmektedir…”
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce … 37.İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklısı …Şirketi tarafından, borçlu … Şirketi aleyhine 272.000,46TL asıl alacağa yıllık %19,50 oranında avans faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK.m.67 hükmü uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
27/04/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“… A.Ş’nhrır, rdavah … Aden icra takip tarihi itibariyle, 14/08/2018 tarihli 196 ft. tutarı 138.638TL 79TL 09/11/2019 tarihli 268 ft. tutarı 113.589TL olmak üzere toplam 252.228 TL alacaklı bulunduğu, sayın Hakimliğinizce icra takip tarihine kadar faiz miktarı hesaplaması da ilave edilecek olursa, 14/08/2018 tarihli fatura için 14.557 TL 09/11/2018 tarihli fatura için 9.456 TL olmak üzere yekün faiz 24.013 TL 42 krış asıl borcun üzerine ilave edilecektir. Bu durumda asıl borç 252.228 TL İcra takip tarihine kadar faiz 24.013 TL davacı şirketin alacağı olduğu tespit ve kanaati ile , karar ve taktir yetkisi Sayın Hakimliğinize ait olmak üzere saygı ile arz olunur…”
31/05/2023 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“davacı şirketin 2018-2020 mali dönemlerine ait ticari defterinin e-defter olduğu, ait olduğu yılda yürürlükte olan T.T.K. ve V.U.K. hükümlerine göre tutulduğu, ticari defterinin yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırmış oldukları, envanter defterlerini incelemeye sunmadığı, ticari defterlerin delile dayanan taraf açısından delil niteliğinde olup olmadığı takdirinin Sayın Mahkemede olduğu, davacı taraf ticari defter kayıtlarında icra takip tarihi itibari ile davalı taraftan 252.228,53 TL alacaklı olduğu, davalı taraf ti defter kayıtları üzerinden talimaten aldırılan bilirkişi raporunda İcra takip tarihi itibari ile davacı tarafa 252.228,53 TL borçlu olduğu, davacı tarafından İcra takibine konu edilen ihtar noter masrafından kaynaklı 232,86 TL alacak talebinin yerinde olduğu davacı tarafın icra takip tarihinden önce talep edebileceği işlemiş faiz miktarının 18.730,56 TL oluğu, görüş ve kanaatine varılmıştır…”
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesi şöyledir:
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının takip tarihi itibarıyla takip bedeli kadar alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını alacağa dayanak olarak gösterdiği fatura ve ticari defter kayıtları ile ortaya koyduğu, bilirkişi raporlarının davacının iddiasını destekler mahiyette olduğu, faiz talebinin alacağın türü ve dosya kapsamına uygun düştüğü, takip talebine konu edilen alacağın miktar itibarıyla hesaplanabilir olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davaya konu edilen icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair koşullarının somut dosya bağlamında mevcut bulunduğu değerlendirilmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın Kabulüne,
2-… 37. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına,
3-Alacağın %20’si olan 54.400,00TL İcra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 18.580,40TL harçtan, peşin alınan 4.645,09TL harıcın mahsubu ile bakiye 13.935,30-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca gereği takdir ve tayin olunan 42.800,07-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin m.26 hükmüne göre Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan 54,40Tl başvuru harcı, 4.645,09TL peşin harcı, 7,80TL vekalet harcı, 3.100,00TL bilirkişi ücreti, 400,50TL tebligat ve posta ücreti olmak üzere toplam 8.207,79-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacının/davalının yüzüne karşı karar verildi. 21/11/2023
Katip
E-imzalıdır
Hakim
E-imzalıdır