Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/535 E. 2022/504 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/535 Esas
KARAR NO : 2022/504

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 15/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Sayın mahkemeniz nezdinde işbu davayı ikame etmeden önce tarafımızca … Arabuluculuk Bürosuna başvuruda bulunulmuş ( dosya no:… ) … Arabuluculuk Bürosu tarafından arabulucu … atanmıştır ( Büro dosya no: … ). 25.09.2020 tarihli ilk oturumda anlaşma sağlanamamış ve anlaşamama tutanağı alınmıştır. Tarafımızca dava şartı yerine getirilerek arabuluculuk yoluna başvurulmuş, ancak netice alınamadığından işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olmuştur. Müvekkil Şirket nezdinde … numaralı İşyeri Ekstra Sigorta Poliçesi ile sigortalı …Şirketi’ne ait işyeri, Sigorta Poliçesi 09.09.2016- 09.09.2017 tarihlerini kapsar şekilde sigortalıdır. Müvekkil şirket nezdinde sigortalı olan … Şirketi’ne ait işyerinde, 17.02.2017 tarihinde … hattındaki kırık,göçük vb sebeplerden çatlaktan sızan pis sularının işyeri bodrum katına girmesi sonucu hasar meydana gelmiştir. 22.02.2017 tarihinde hazırlanan Ekspertiz Raporunda; ”söz konusu hasara, binanın bodrum katında ön cephe duvarı ile zemin tabya betonundan ve duvar-zemin betonu birleşim yerlerinden ( süpürgelik hattından ) depo içine giren pis sular neden olmuştur. Duvardan sızan pis suların sebebi, işyeri önündeki caddedeki …’ye ait kanalizasyon hattının kırılması veya çatlaması sonucu sızan suların binanın bulunduğu temel toprağını suya doyurarak bodrum kat duvar-zemin betonundan içeri girmesi sonucu olduğu ” belirtilmiştir. Başvuruya konu meydana gelen hasar sonucunda müvekkil şirketçe sigortalı şirkete 22.03.2017 tarihinde 3.970,00 TL hasar tazminatı ödenmiştir. Ödenen bu tazminat sonucunda müvekkil şirket TTK 1472. Madde uyarınca sigortalısının haklarına halef olmuştur. Hazırlanan Ekspertiz Raporunda görüldüğü üzere sigortalıya ait işyerinde meydana gelen hasarın sebebi … hattındaki kırık, göçük vb. sebeplerden dolayı oluşan çatlaktan sızan pis suyun işyeri bodrum katına girmesidir. Bu nedenle müvekkil şirketçe ödenen toplam 3.970,00 -TL’nin rücusu için muhatap kuruma karşı … 1. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası nezdinde ilamsız icra takibi açılmış borçlu muhatap tarafından haksız olarak ödeme emrine itiraz etmek suretiyle takip durdurulmuştur. . Tüm bu izah ettiğimiz nedenlerle muhatap borçlunun icra dosyasına itirazının iptali ile müvekkil şirketçe ödenen 3.970,00 TL hasar tazminatı bedelinin … Genel Müdürlüğü’nden rücusunu talep etmekteyiz. Borçlu (davalı), alacağımıza haksız olarak itiraz edilmek suretiyle takip durdurulmuş ve Sayın Mahkeme huzurunda, işbu itirazın iptali davasını açma gereği hasıl olmuştur. Mahkemenizden, davaya konu alacağımız için borçlu/davalının yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini ayrıca borçlunun itirazı kötüniyetli olmakla müvekkil şirket lehine %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmekteyiz. Bu nedenle Sayın Mahkemenize müracaatla işbu davayı açmak ve itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmek zaruri olmuştur.
Davalının … 1. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına,
kötüniyetli itiraz nedeni ile, müvekkil şirket lehine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir….”
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davacı 17.02.2017 tarihinde … hattındaki kırık, göçük vb. sebeplerden çatlaktan sızan pis suların işyeri bodrum katına girmesi sonucu oluşan hasar bedelinin ve oluşan değer kaybının tahsili amacıyla müvekkil idare aleyhine … 1. İcra Müd. … E sayılı dosyasıyla İdaremiz aleyhine icra takibi başlatılmıştır. Bu icra takibine itiraz etmemiz üzerine davacı vekili tarafından bu sefer açılan itirazın iptali ile takibin devamına icra inkar tazmini talebiyle ikame olunan dava haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olup reddi gerekmektedir. Şöyle ki, Açılan dava bir tazminat davasıdır. Borçlar Kanununa göre tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarara neden olayda kasıt, ihmal, teseyyüp ya da kusurunun olması; tazminat talep edilen ile hasar arasında bir illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Müvekkil idarenin olayda kastı, kusuru, ihmali bulunmadığı gibi zararla müvekkil idare arasında bir illiyet bağının kurulması da mümkün değildir. Olayın meydana gelmesinde müvekkil idarenin dahili söz konusu değildir. Şöyleki; Müvekkil İdare …, 3305 Sayılı yasayla değişik 2560 sayılı yasa ile İstanbul Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek, bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak ve kurulu olanları devralıp işletmek üzere kurulmuştur. 2560 sayılı kuruluş kanununun 23. maddesi hükmü gereği hazırlanan Tarifeler Yönetmeliğinin Kısaltmalar ve Tanımlar başlıklı 3.3 maddesinde Dahili Tesisat tanımı; “Sayaçtan sonraki bina iç teçhizatıdır.”, Şube Yolu ise “Şebeke ile bina arasındaki boru ve cihazlardan oluşan su tesisatıdır.” şeklinde yapılmıştır. Şehir ve Kasabalarda Abonelere Su Satış Nizamnamesinin 26.maddesi; “Şube yollarının, abonenin arsası veya binası içindeki kısımlarında vaki olacak arızalardan abone mesul olduğu gibi abonenin arsa veya binası dışındaki vaki olacak arızalardan da Su İdaresi mesuldür.” hükmünü ihtiva eder. İlgili yönetmelik ve nizamname gereği, dava konusu hasarın meydana gelmesine, bina içerisinde (abonenin sorumluluk sahasında) bulunan iç tesisattaki çürüme neden olmuştur. Müvekkil idarenin meydana gelen hasarda her hangi bir sorumluluğu yoktur. Bu hususta idareden gelecek yazılar ek beyanla size daha sonra sunulacaktır.
Dava konusu olayda müvekkil idarenin her hangi bir kasıt veya ihmali ile illiyet rabıtasının bulunmadığı aşikârdır. şube yollarının, abonenin arsası veya binası içindeki kısımlarında vaki olacak arızalardan abone mesuldür. bu nedenle de davanın öncelikle husumetten, mahkeme tarafından hasım olarak görülmemiz halinde ise esastan reddi gerekir.
Dava konusu hasarın meydana geldiği daire yol kotunun altında kalmaktadır. Su basman seviyesi altındaki birimlere yüzeysel dolan suların tahliyesi için drenaj kanalları yapılması ve dışarıdan gelmesi muhtemel su sızıntılarının önlenmesi için izolasyon yapılması gerekliliktir. Ayrıca, birimlerin iskan müsaadesinin olması ve imar durumunun öngördüğü şekilde kullanılması esastır. Davaya konu hasarın meydana geldiği daire kot olarak yol seviyesinin altında kaldığı ve projeye aykırı kullanım olduğu açıktır. Ve yine davacının sigortalısının yer altı ve yer üstü sularına karşı izolasyon ile ilgili gerekli tedbir ve önlemleri almadığı da bir gerçektir.
5-Binanın harici su baskınlarına karşı tedbirsiz olması ve inşaat tekniğine aykırı yapılmış olması nedeniyle meydana gelen hasardan idaremize kusur yüklenmesi hakkaniyete aykırı olacaktır.
Bu sebeple zararı meydana getiren sebeplerin ve kusur durumunun tespiti için, binaya ait yapı ruhsatı ve projelerin getirtilmesi, binanın projesine uygun yapılıp yapılmadığı, imar mevzuatına ve … mevzuatına uygun olup olmadığı, ayrıca bu yerin iskân izni olup olmadığı hususlarının da tespiti gerekmektedir. Binanın su sızıntısı meydana gelen duvarlarında suların sızmasını önleyici betonarme perde olup olmadığı, binanın yol kotunun altında olması nazara alınarak, mevcut duvarın su sızdırmaması için gerekli tecrit önlemlerinin alınıp alınmadığı, herhangi bir su baskınında tahliye yapılabilmesi için sistem kurulup kurulmadığı, dava konusu yerin taban kotu ile su kotunun ve bina bağlantılarının usulüne uygun olup olmadığının tespiti ile bu tespitlerin sonucuna göre sorumlu veya sorumluların kim olduklarının tespiti keşfe muallaktır. Hasarın meydana gelmesinde idaremizin bir dahli olmadığı halde idaremize dava açılmış olmasında hukuki uyarlık bulunmamaktadır.
Meydana gelen su baskınları ya da geri tepmeler nedeniyle oluşan hasarlarda hemen yerel idarelerin kusuru aranmaktadır. Oysa birçok hadisede, idarelerin koyduğu kurallara, kanun ve yönetmeliklere hiç riayet edilmediği görülmektedir.
Müvekkil idare …’nin yaklaşık yirmi milyon nüfuslu … ilinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürüten bir idare olduğu düşünüldüğünde her bir konut sahibinin kanun ve yönetmelikler gereği gerekli tedbirleri almamalarından, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak ikamet etmeleri veya faaliyet göstermelerinden kaynaklanan hasarlara ait sorumluluğu müvekkil idareye yüklemek hakkaniyete ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gibi, bu bir nev’i kaçak yapılaşmanın da önünü açmak hatta kaçak yapı inşa eden ve kullananları da ödüllendirmek anlamına gelecektir.
Davada talep edilen hasar bedeli fahiştir. Tazmini gereken ancak hasara uğrayan emtia bedelidir. Bu da sigortalı şirketin alım bedelidir. Mal alım ve teslimine ilişkin fatura ve belgelerinin ibrazı gerekir. Rayiç bedel incelemesi, fatura ve teslim belgeleri üzerinde yapılmalıdır. Hasara ilişkin bedelin tarafsız bilirkişiler tarafından yeniden tespit edilmesi gerekmektedir.
Ödeme tarihinden itibaren faiz talebi ve % 20 icra inkar tazminatı istemesi hukuka aykırıdır. Müvekkil idarenin davacıya kesinleşmiş bir borcu yoktur. Dolayısıyla idarenin temerrüdü söz konusu olmadığından ancak dava tarihinden sonrası için ve ancak yasal faiz istenebilir.
haksız davanın usul ve esastan reddine; mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir….”
GEREKÇE:
Dava, davacının davalıdan … 1. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle …Tic. Ltd. Şti’nde 17/07/2017 tarihinde … hattındaki kırık göçük ve benzeri sebeplerle çatlaktan sızan pis suların iş yeri bodrum katına girmesi sonucu hasar meydana geldiğinden bu hasarın sigorta poliçesi kapsamında dava dışı üçüncü kişiye ödendiğinden bahisle rucüen alacaklı olup olmadığı, alacaklıysa alacağın miktarı konularında yoğunlaştığı, davanın davalının itirazının İİK.67.maddesine göre iptali davası ve %20 icra inkar tazminatı talebidir.
İcra dosyasının celp edilip incelenmesinde özetle şöyledir:
“… 1.İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı ve 07.08.2017 tarihli dosyası ile; … Genel Müdürlüğü hakkında 3.970,00 TL Asıl Alacak, 161,28 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 4.131,28 TL tutarındaki alacak sebebiyle icra takibi başlatılmış olduğu, takibin dayanağı olarak “Şirketimizde …sayılı poliçe ile sigortalı bulunan … LİMİTED’e ait işyerine, 17/02/2017 tarihinde … hattındaki kırık,göçük vb sebeplerden çatlaktan sızan pis sularının işyeri bodrum katına girmesi sonucu meydana gelen hasar nedeniyle sigortalımıza 3.970,00 TL hasar tazminat bedeli ödenmiş ve şirketimiz TTK md. 1472 uyarınca sigortalının haklarına halef olmuştur. Sigortalıya ödenen 3.970,00 TL’lik rücu alacağıdır. Fazlaya ilişkin her türlü hakkımız saklıdır.” açıklamasının yer aldığı, takipte yıllık %9,75 Avans Faizi talep edilmiş olduğu görülmektedir….” 30/11/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“…23.02.2017 tarihli Sigorta Eksper Raporu’nda; davacının sigortalısına ait işyerinde 07.02.2017 tarihinde dahili su hasarı meydana gelmiş olduğu, raporda olayın oluş şeklinin “Duvardan içeri sızan pis suların (ağır lağım kokusu vardır) sebebi işyeri önündeki caddedeki …’ye ait kanalizasyon hattının (zemin oturmasından olabilir) kırılması veya çatlaması sonucu sızan suların binanın bulunduğu temel toprağını suya doyurarak bodrum kat duvar-zemin betonundan içeri girmesi sonucu olduğu kanaatindeyiz. Nitekim sigortalının bulunduğu bina 35-40 sene önce inşa edilmiş olup, binanın oturması veya bina zemin izolasyonunun zaman içinde deforme olması sonucu oluşan (kılcal da olsa) çatlaklardan içeri
giren suların hasarlara sebep olduğu kanaatindeyiz.” şeklinde açıklanmış olduğu, Davalı … Genel Müdürlüğü’nün 24.12.2020 tarihli yazısı içeriğinde; 07.02.2017 tarihinde yapılan onarım çalışmasının “07.02.2017 tarihinde … Şube Müdürlüğümüze rabıt tıkanıklığı müracaatı olduğu ve ekiplerimizce aynı gün binanın tıkalı olan atıksu bağlantı hattının (bina ile sokakta bulunan atıksu kanalının arası) açılarak sorunun giderildiği” olarak açıklanmış olduğu, Dava konusu hasarın meydana geldiği binanın… tarih … sayılı yapı ruhsatı bulunduğu, ancak iskân belgesinin (Yapı Kullanma İzin Belgesi) mevcut olmadığı, Dava konusu hasarın meydana gelişinde, hasara sebebiyet veren rabıt tıkanıklığının “bina ile
sokakta bulunan atıksu kanalı arasındaki atıksu bağlantı hattında” meydana gelmesi, Atıksuların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği 5. Bölüm 14- (16) Maddesi ve 2018 yılı … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliğinin 49-1 Maddesi uyarınca binaya ait söz konusu atıksu bağlantı hattının bakım ve işletmesinin parsel sahiplerinin sorumluluğunda olması sebebiyle dava konusu hasarın meydana gelmesinde davalı … açısından illiyet bağı bulunmadığı, Bu dava konusu hasar ile ilgili olarak davacı Türkiye sigortanın sigortalısına ödediği bedel nedeniyle davalıdan talep edebileceği bir meblağın bulunmadığı, mahkeme karşı görüşte olması halinde başvuruya konu meydana gelen hasar
sonucunda davacı şirketin sigortalısına 22.03.2017 tarihinde ödediği 3.970,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren talep edebileceğine dair görüş sunulmuştur…”
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ait iş yerinde meydana gelen su sızıntısı nedeniyle 22.03.2017 tarihinde 3.970,00 TL hasar ödemesi yapılmıştır. Sigorta şirketi, söz konusu su sızıntısının davalı …’ye ait kanalizasyon hattının kırılması veya çatlaması sonucu meydana geldiğini ileri sürerek söz konusu ödemenin rücuen tazminini istemiştir. Mahkememizce konunun uzmanı bilirkişi marifetiyle yerinde inceleme yetkisi de sağlanarak düzenletilen uzman raporunda meydana gelen sızıntının …’den kaynaklanmadığı tespitinde bulunulmuş; mahkememizce söz konusu uzman raporu hükme elverişli kabul edilmiş ve rücuen tazminat istemine ilişkin yasal koşulların oluşmaması nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 54,40-TL harçtan düşümü ile bakiye 26,30-TL ‘nin davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 4.131,28-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar olarak kesin olmak üzere karar verildi. 15/06/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza