Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/53 E. 2021/618 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/53 Esas
KARAR NO : 2021/618

DAVA : İflas (Doğrudan Sermaye Şirketleri İle Kooperatiflerin İflası (İİK 179))
DAVA TARİHİ : 22/01/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin cafe restaurant alanında faaliyet göstermekte iken işlerinin iyi gitmemesi nedeni ile büyük borçlar altına girdiğini ve borçlarını ödeyemez duruma geldiğini, kira borçlarını dahi ödeyemediğinden mülk sahibi tarafından aleyhine tahliye talepli icra takibi başlatıldığını, anılan takibin daha sonra tahliye davasına dönüştüğünü ve … 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … ve … E sayılı dosyaları neticesinde mecurun tahliyesine karar verildiğini, takip sonrası müvekkili firmanın diğer borçları, icra takipleri ve davalar neticesinde çalışamaz hale geldiğini ve nihayetinde mecuru boşaltmak zorunda kaldığını, mecuru boşaltması sonrasında müvekkili firmanın ticari faaliyetini de fiilen sonladırmasının elzem hale geldiğini, bu zaman zarfında her ne kadar borçlarını ödemeye çalışmış ise de müvekkili firmanın pasifleri aktiflerinin çok çok üzerine çıktığını ve artık borçlarını ödeyemez hale geldiğini belirterek müvekkili şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, borca batık olduğu iddia edilen davacı şirket yönünden İİK 179 ve TTK 376 maddesi uyarınca iflas kararı talebine ilişkindir.
İİK 181 maddesi uyarınca İİK 166/2 maddesi gereğince Ticaret Sicil Gazetesi ve Türkiye genelinde yayınlanan trajı en yüksek 5 büyük gazetede iflas talebine ilişkin iş bu davanın açıldığı hususu ve duruşma günü ilan edilmiş olup, ilândan itibaren yasal süresi içerisinde davaya müdahil olarak katılma talebi sunulmamıştır.
İİK 160 maddesi gereğince davacı tarafça iflas avansı mahkememiz veznesine yatırılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta talep eden vekili müvekkili şirketin borca batık olduğunu belirterek TTK md. 376/3, İİK md. 178-179 hükmüne göre iflasına karar verilmesini talep etmiştir. 6102 sayılı TTK md. 376’da “…Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer. (3) (Değişik: 26/6/2012-6335/16 md.) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur.” düzenlemesi yer almaktadır. 2004 sayılı İİK md. 179’da “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır” düzenlemesi yer almaktadır.
Borca batıklığın sermaye şirketleri ve kooperatifler bakımından zorunlu iflas sebebi olarak ön görülmesinin sebebi sermaye şirketi ve kooperatiflerin borçlarından dolayı sorumluluklarının şirketin sermayesi ile sınırlı olması, alacağını şirketin mevcudundan alamayan şirket alacaklısının şirket ortaklarına müracaat hakkının bulunmamasıdır (Rüzgar Esen, Cumhur, İflas Sebepleri, Ankara, 2011, s.554). Borca batıklık halinde İİK md. 179 uyarınca doğrudan doğruya iflâs gündeme gelecektir fakat buradaki borca batıklık aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanmış bilançoya göre söz konusu olmalıdır. Bu bağlamda oluşturulacak bilançoda defter değerleri değil bilanço kalemlerinin olası satış değerleri esas alınır. Burada satış fiyatı ile mevcudun içinde yer alan unsurların bilançonun yapıldığı tarihteki cari olan fiyatları kast edilmektedir. Somut olayda mahkememizce davacı şirketin sicil dosyası getirtilmiş, İİK md. 179 uyarınca dava dilekçesi ekinde sunulan yönetim kurulu kararı, bilanço, ticari defter bilgileri, gelir tablosu vs. deliller incelenmiştir. Davacı şirketin aktifinde yer alan mal varlığının rayiç değerinin tespiti ve ticari defter ve tüm mâli kayıtları üzerinde inceleme yapılarak borca batık durumda olup olmadığının tespiti için talimat yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …talimat sayılı dosyası kapsamında mali müşavir İsmail Kaan Sönmez tarafından tanzim edilen 30/11/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunun sonuç kısmında “…1- 31.12.2019 tarihli kaydi verilere göre iflasını talep eden şirketin özvarlığının (-) 1.137.971,48 TL tutarında olduğu ve borca batık durumda olduğu, diğer bir ifadeyle mal varlığının borçlarını karşılamaya yetecek düzeyde olmadığı, 2- Bununla birlikte, kaydi değerlerden hareketle şirketin borca batık olup olmadığına ilişkin değerlendirme, hem TTK m.373/3’e göre ve hem de Yargıtay kabullerine uygun olmayacağından, TTK 376/3. maddesinde belirtilen “aktiflerin satış fiyatı esası’na göre rayiç değerleri esas alınmak suretiyle iflasın ertelenmesine konu davacı şirketin borca batık durumda olup olmadığına ilişkin değerlendirmenin yapılabilmesi için; Güncel bilançosunun tanzim edilerek dosyaya kazandırılması gerektiği, ” Şirketin maddi/maddi olmayan duran varlıkları arasında yer almakla birlikte rayiç değer tespiti yapılmayan ve şirketin borca batıklığını doğrudan etkileyecek olan; STOKLAR, DEMİRBAŞLAR, HAKLAR’ın tür ve nitelikleri itibariyle mahkemece atanacak konusunda uzman bir bilirkişi heyeti tarafından mahallinde keşif yapılarak rayiç değerlerinin belirlenmesi gerektiği, rayiç değerler tespit edildikten sonra borca batıklıkla ilgili nihai değerlendirme yapılabileceği…” yönünde görüş bildirilmiştir. Davacı vekili 03/12/2020 tarihli dilekçesinde borca batık şirketin herhangi bir stoğu bulunmayıp yıl sonu mizanında bu durumun mevcut olduğunu ve herhangi bir demirbaşı olmayıp faaliyeti sırasında kullandığı demirbaşların dilekçeye ekli olarak sunulan sözleşme ve listede görüldüğü üzere 3. bir kişiye ait olup, faaliyet gösterilen yerden borçlu şirketin tahliye edilmesi ile iade edildiğini, borca batık şirketin herhangi bir hakkının bulunmadığını beyan etmiş olup, 03/12/2020 tarihli dilekçe ve ekleri kapsamında talimat mahkemesinden ek rapor alınmıştır. … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası kapsamında tanzim olunan 30/03/2021 tarihli ek raporun sonuç kısmında “…31/12/2019 tarihli kaydi verilere göre iflasını talep eden şirketin öz varlığının (-) 1.313.738,12-₺ tutarında olduğu ve borca batık durumda olduğu, diğer bir ifadeyle mal varlığının borçlarını karşılamaya yetecek düzeyde olmadığı…” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi ek raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmış olup, bilirkişi ek raporundan davacı şirketin borca batık durumda bulunduğu anlaşılmakla İİK md. 179 uyarınca iflasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …sicil sırasında kayıtlı …Ticaret A.Ş.’nin iflasına,
2-İflasın 21/10/2021 günü saat 15:52 itibari ile açılmasına,
3-İflasın açıldığının … İflas Müdürlüğü’ne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere ile bildirilmesine,
4-İflas kararının iflas müdürlüğü tarafından ilanına,
5-İflas avansının iflas müdürlüğüne aktarılmasına,
6-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-₺ maktu karar harcından başlangıçta peşin alınan 54,40-₺’nin mahsubu ile bakiye 4,90-₺ karar ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/10/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza