Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/495 E. 2020/808 K. 31.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/495 Esas
KARAR NO : 2020/808

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/01/2010
KARAR TARİHİ : 31/12/2020

Mahkememizin yukarıda yazılı 2020/495 esas sırasına kaydı yapılan iş bu davanın … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sırasında açıldığı ve … E.K. Sayılı birleştirme kararı ile davacılar …, …, …, …, … vekili tarafından davalılar …, …, …, …, … aleyhine … 15. ATM’nin … esas sırasında açılan dava ile birleştirildiği ve yargılamaya … 15. ATM’nin … esas sayılı dosyası üzerinden devam edildiği, ticaret mahkemelerinin heyetli mahkemeden tek hakimli mahkemeye geçişi üzerine … 15. ATM’nin … esas sayılı davasının İstanbul (Kapatılan) 44. ATM’nin … esas sırasına kaydının yapılarak yargılamaya bu esas numarası üzerinden devam edildiği, … (Kapatılan) 44. ATM’nin…-… E.K. sayılı kararı ile “Asıl dava yönünden; davacıların davasının subut bulmaması nedeni ile reddine, Birleşen dava yönünden; A)Davalı … A.Ş. (… A.Ş.) hakkında açılan davanın subut bulmadığından reddine, B) Davalı … hakkında açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 10.000,00-₺’nin dava tarihinden (18/01/2010), 262.275,00-₺’nin ise ıslah tarihi olan 08/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısımlar yönünden reddine…” dair karar verildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/4644-2015/3422 E.K. sayılı ilâmı ile asıl dava yönünden verilen red hükmünün onanmasına, birleşen dava yönünden verilen hükmün ise bozulmasına karar verildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/15320-2017/1237 E.K. sayılı ilâmı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği, böylece asıl dava yönünden verilen hüküm kesinleştiği anlaşılmıştır. Birleşen davanın ise mahkememizin 2017/344 esas sırasına kayıt edildiği, yargılama sonucunda 2017/344-2018/119 E.K. sayılı karar ile davacı …’in …’a yönelik davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle, davalı … A.Ş.’ye yönelik davasının ise pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği, iş bu kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/2918-2020/1185 E.K. sayılı 10/02/2020 tarihli kararı ile bozulması üzerine dava mahkememizin 2020/495 esas sırasına kayıt edilmiş olup, yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili tarafından davalı … ile … A.Ş. aleyhine açılan davanın dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı … arasında, …, davacı ve temsilcisi olduğu hissedarın hisselerinin davalı … ve onun temsilcisi olduğu kişilere devri hususunda 14/09/2005 tarihli hisse devir sözleşmesi akdedildiğini, … Aş’nin unvanının yasal değişiklik ile … AŞ olarak değiştirildiğini, 27/10/2005 tarihinde yapılan Ek Protokol ile hisse devrinin gerçekleştirildiğini, protokol ekinde devredilen şirketin mizanının yer aldığını, bu mizandan devir anında şirketin 544.549,80 TL kanuni takipte alacağı olduğunun anlaşıldığını, 14/09/2005 tarihli sözleşmenin satıcılar temsilcisinin yükümlülükleri başlıklı 4-B maddesinde “Şirketin alacaklarından (dava safhasında olanlar dahil) alıcıya alıcının istedikleri alacaklar tarafılar arasında anlaşılacak bedelle devir olunur. Alıcının devralmak istemedikleri alacaklar ise satıcı ve onun öngördüğü kişilere devir ve temlik olunur” şeklinde olduğunu, ancak davacının tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafın, davacının tüm şifahi uyarılarına rağmen sözleşmenin bu maddesinde yer alan yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi, takipte bulunan dosyalarda vekaletnamesi bulunan avukatları azlederek kendi atadıkları avukatların vekaletnamelerini dosyaya sunduklarını, bunun üzerine davacı tarafından … 40. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, 14/09/2005 tarihli sözleşmenin 4B maddesinin 2. Fıkrası gereğinin ihtarname tarihine kadar yapılmadığını, ayrıca takipte bulunan alacaklara yetki verilen yeni avukatların işlem yaptıklarını, dolayısıyla bu tutumun takipte bulunan alacakların devir alınma iradesi olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle bu dosya bedellerinin 7 gün içersinde ödenmesinin ihtar edildiğini, davalılar tarafından gönderilen … 7. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarname ile 7. Maddede kendileri ile yapılmış yazılı bir sözleşme ve buna ilişkin bir hüküm bulunmadığını, bunun da yasal olarak mümkün olmadığının bildirildiğini, hisse devir sözleşmesinden önce kanuni takipteki alacakları takip eden Av….’ın davacıya gönderdiği … 9. Noterliğinin …tarih ve … yevmiyeli numaralı ihtarnamesi ile, kanuni takiplerin kendilerince yürütülmekte iken, aynı icra dosyalarına davalı … AŞ tarafından tayin edilen başka bir avukatın vekaletname sunduğunu, bunun kendisi tarafından kabulünün mümkün olmadığını, bu durumun azil anlamına geleceğinden taraflar arasında yapılan sözleşme gereği vekalet ücretine mahsuben şimdilik 100.000 TL ödenmesini talep ettiğini, bunun üzerine davacı tarafından Av….’a gönderilen … 40. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarname ile, muhatabın davacı olmadığını, davalıların sözleşme gereğini yerine getirmediğini, sözleşme gereği talep edilen ücretlerden davalıların sorumlu olduğunu, davacının da bu nedenle mağduriyetinin bulunduğunu, hisse devrinden önce bir kısım alacakları takip eden Av….’ın gönderdiği … 9 Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile, bir kısım icra dosyalarından tahsilat yapıldığını, tahsilatların kime ödeneceği hususunda belirsizlik olduğunu, bu belirsizliğin giderilerek tahsilatın kime ödeneceğinin bildirilmesinin ihtar edildiğini, davacının ise … 40. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile, tahsil edilen paranın davacıya ödenmesi gerektiğini, bu durumun taraflar arasında yapılan sözleşmenin amir hükmü olduğunu, yapılan ve yapılacak tahsilatların başkaca bir kişi veya şirkete ödenmemesini bildirildiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme ekinde de yer alan şirket kayıtlarına göre kanuni takipteki alacak miktarının 544.549,80 TL olduğunu, davalıların sözleşmenin 4/B maddesindeki yükümlülüklerini yerine getirmeyerek, tüm dosyaları kendi atadıkları avukatlarla takip ettiklerini, ayrıca bu dosyaların tahsilat yaptıklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla, davalıların sözleşmeye aykırı davranışları nedeni ile davacının uğradığı maddi kayıpların belirlenerek şimdilik 10.000 TL sinin temerrüt tarihi olan 14/09/2006 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, dosyanın illiyet bağı bulunan … 15 Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin HUMK 179 madde şartlarını taşımadığını, müvekkili firmanın davacı tarafın iddialarına dayanak hiçbir yazılı sözleşmenin tarafı olmadığını, davacı tarafın davalı müvekkili firmanın … tarihli sözleşmenin 4-B maddesinde belirtilen yükümlülüğü ifa etmediğine dair iddiasının bulunduğunu, müvekkilinin taraf olmadığı sözleşmede yükümlülüğünden bahsedilemeyeceğini, davacı tarafından keşide ettirilen … tarih … yevmiye numaralı ihtara karşı 21/09/2006 tarihli 27383 yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verildiğini, müvekkili firmanın faaliyetlerinin yasalarla düzenlendiğini ve kamu otoritesinin sıkı denetimine tabi bir firma olduğunu, tüm yükümlülüklerini basiretli bir tacir olarak ifa ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin HUMK 179 maddesi şartlarını karşılamadığını, taraflar arasında akdedilen 14/09/2005 tarihli sözleşmenin 4-B maddesi ile ilgili davacı vekilinin beyanlarının kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın beyanının diğer davalı şirket tarafından uygulanmasının mümkün olmadığını, anılan firmanın hiçbir şekil ve surette taraf olmadığı hisse alım ve satımı sözleşmeleri ile ve eski ve yeni hissedarlar tarafından yükümlülük altına sokulmasının mümkün olmadığını, dava dilekçesinde bahsedilen … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin taraflarının farklı tüzel kişi ile yazışmalarının bu dava ile ilgisi bulunmadığını, davacının kendisi ile ilgisi kalmayan 3. kişinin hak ve alacağının kendisine ödenmesi talebinin hukuka uygun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 14/09/2005 tarihli hisse devir sözleşmesine aykırılık nedeni ile doğan tazminat alacağının tahsili talebine ilişkindir. Anılan sözleşmeyi satıcıları temsilen davacı …, alıcıları temsilen davalı … imzalamıştır. Daha sonra 27/10/2005 tarihli hisse devir protokolü düzenlenmiş olup, protokolü hisseleri devir alanlar adına …, hisseleri devir edenler adına … imzalamıştır. Somut olayda davacı vekili anılan protokol sonucu hisse devrinin gerçekleştiğini ve protokol ekinde hisseleri devredilen şirketin mizanının yer aldığını, bu mizandan devir anında şirketin 544.549,80-₺ kanunî takipte alacağı olduğunun belirtildiğini, davalı tarafın anılan hisse devir sözleşmesinin 4-B maddesine aykırı davranarak davacının zararına yol açtığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-₺’nin temerrüt tarihi olan 14/09/2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş olup, ıslah dilekçesi ile talebini 544.549,80-₺’ye yükseltmiştir. Davanın yargılama sürecinin yukarıda yazılı kronolojik özetinde belirtildiği üzere … (Kapatılan) 44. ATM’nin … E.K. sayılı kararında hisseleri devir edilen şirketin kanunî takipteki alacak miktarı olarak mizanda tespit edilen 544.549,80-₺’den hakkaniyet gereği 1/2 oranında indirim yapılarak davacının talep edebileceği tazminat miktarının 272.275,00-₺ olabileceği değerlendirilmek sureti ile “…Davalı … hakkında açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 10.000,00 TL nin dava tarihinden (18/01/2010), 262.275,00 TL nin ise ıslah tarihi olan 08/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, Kalan kısımlar yönünden reddine, Davalı … AŞ (Eski ünvanı … AŞ) hakkında açılan davanın SUBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE,” karar verilmiş olup, iş bu karara ilişkin olarak dosyada mevcut Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/15320-2017/1237 E.K. sayılı 02/03/2017 tarihli ilâmında, şüpheli alacakların takibi için yasal yollara başvurulup mevcut takiplerin de delil tarihinden sonra yine şirket tarafından devam ettirilmiş olması nedeni ile sözleşmenin 4-B maddesinde kararlaştırılan temlik alma hakkının kullanılması yönünde bir iradenin ortaya konulduğunu ve bu nedenle de sözleşmede kararlaştırıldığı gibi devralanlar tarafından devredenlere bir bedel ödenmesi gerektiğinin anlaşılmasına, mahkemece bu bedelin konulan toplam temlik tutarının yarısı olarak takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilmiş olup, bu durumda 14/09/2005 tarihli sözleşmenin 4-B maddesine aykırılık nedeni ile hisse devredenlerin devir alanlardan talep edebilecekleri tazminatın toplam miktarının 272.275,00-₺ olduğu kesinleşmiştir. 27/10/2005 tarihli hisse devir protokolü ile … A.Ş. (Eski Ünvan: … A.Ş.)’nin toplam 3.000 adet hissesi devir olunmuş olup, anılan protokol doğrultusunda … de 1 adet hissesini davalı …’a devretmiş olup, bu durumda …’e ait 1 adet hissenin …’a devri nedeni ile talep edebileceği tazminat tutarı toplam tazminat tutarı olan 272.275,00-₺ ile toplam hisse adedi olan 3.000 arasında oran kurulmak sureti ile 90,76-₺ olarak belirlenmiş olup, bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. Ankara 65. Noterliği’nce … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilen ve … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2014 tarihli … E.K. sayılı yazısı ile mahkememiz dosyasına gönderilen … 65. Noterliği’nce düzenlenmiş … tarihli … yevmiye numaralı temliknamenin incelenmesinde temlik konusu alacak “İş bu temlikname ile … 44. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleşen … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.K. Sayılı dosyasındaki borçlu …’tan mevcut ve muhtemel ilama bağlı 500.000,00-TL’ye kadar olan alacağımın tamamını temlik alan …’a olan borcuma mahsuben TBK’nun 180. maddesi vd. hükümleri gereğince gayri kabili rücu olarak temlik alana devir ve temlik edilmesi” açıklamasının yer aldığı, temlik edenin …, temlik alanın … olduğu, temliknamenin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla temlik alan yönünden aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur. Diğer yandan davacı tarafın tazminat talep etme hakkı hisse devir sözleşmesinden kaynaklanmakla birlikte bu konudaki davanın hakimin takdir hakkı ile ilgili olduğu ve hakkaniyet indiriminin yapılıp yapılmayacağının davacı tarafından dava açılırken bilinmesinin mümkün bulunmadığı, neticeten somut olayda hakkaniyet indirimi sonucu aşağıda yazılı miktara hükmedildiği, bu durumda davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilerek reddedilen miktar yönünden davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Davalı … A.Ş.’nin ise anılan hisse devir sözleşmesinin ve protokolünün tarafı olmadığı, bu nedenle kendisine iş bu davanın yöneltilemeyeceği, dolayısı ile iş bu davada pasif husumet ehliyetinin olmadığı anlaşılmakla davalı … A.Ş. yönünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne,
90,76-₺’nin dava tarihi olan 18/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile temlik alan davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davalı … A.Ş. (Eski unvanı … A.Ş.) aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken harç miktarı 54,40-TL’den aşağı olamayacağından 54,40-₺ harcın peşin alınan 8.283,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.229,10-TL karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde temlik alan davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 15,00-TL tebligat posta gideri üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan bedel 01,00-₺’nin altında olması nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … A.Ş. (Eski unvanı … A.Ş.) tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı … tarafından yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti gideri üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.499,50-TL yargılama giderinin temlik alan davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine, kalan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 90,76-TL vekalet ücretinin davalı …’tan tahsili ile temlik alan davacı …’a verilmesine,
7-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalı … lehine takdir olunan 3.400,00-₺ maktu vekalet ücretinin temlik alan davacı …’dan tahsili ile davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
8-Taraflarca tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın HMK 333 maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Temlik eden davacı … ile temlik alan davacı … vekili Av. … İle davalı … vekili Av. …’in yüzüne karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/12/2020

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza