Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/489 E. 2023/385 K. 03.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/489 Esas
KARAR NO : 2023/385

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 03/07/2023

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu şirketin, … İlçesi 6580 ada 31 parselde kayıtlı arsa üzerine yapılacak …adlı projenin yüklenicisi olduğunu, davacı ise adı geçen projeden davalı ile sözleşme yaparak daire alan tüketici olduğunu, sözleşmelerden kararlaştırılan teslim tarihinin üzerinden 2 yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen henüz inşaata başlanmadığını, söz konusu arsa halen boş vaziyette olup, üzerinde bugüne kadar hiç çalışma yapılmadığını, bu durumda satışa konu dairelerin süresinde teslim edilemeyeceği izahtan vareste olduğun, öte yandan taraflar arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi niteliğindeki sözleşmeler, şekil şartına aykırılık sebebiyle geçersiz olduğunu, davacının, satış bedeline mahsuben şimdiye kadar 95.000,00-TL ödeme yaptığını, bundan başka, borca batık vaziyette olduğunu, buna ilişkin davalı şirketin kendi mal varlığındaki haciz ve takyidatları gösteren tapu kayıt örneği de sunulacağını, davalı şirket yetkilileri, davacı gibi 500’den fazla kişiye hayali projeler üzerinden sözleşmelerle daireler satıp, topladıkları 150 milyon TL civarında parayla ortadan kaybolduklarını, davacının kambiyo senedine bağlanan bakiye satış bedelleriyle ilgili olarak davalı şirket aleyhine menfi tespit davası açmış olup, bu dava halen … 7. Tüketici Mahkemesinde … esas sayılı dosyasıyla kabul edildiğini, buna ilişkin karar örneğinin sunulacağın, gerek satış sözleşmelerinin geçersiz olması, gerekse davalının sözleşme hükümlerine uymaması sebepleriyle, davacının şimdiye kadar ödediği 95.000,- TL satış bedelinin iadesi gerektiğini, bu amaçla davalı şirket aleyhine iflas yoluyla takipte bulunulduğunu, davalı şirket borçlu olduğu halde, haksız şekilde takibe itiraz ettiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hukuki dayanaktan yoksun, fiili gerçeklikle bağdaşmayan taleplerinin reddi gerektiğini, davacının arabuluculuk şartını yerine getirmeden huzurdaki davayı açtığını, bu nedenle dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, … ili, … ilçesi, …Mah… adanın malikleriyle yapılan “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Hakkı Sözleşmesiyle” müvekkili şirketin … adıyla bilinen projeye başlandığını, bu projenin uygulanması sürecinde gerçekleştirilen harfiyat alanında 22.04.2019 tarihinde göçük meydana geldiğini, göçüğün…’ye ait boru hattındaki patlama ile meydana geldiğini, göçüğün oluşumunda müvekkili şirketin hiçbir kusuru bulunmadığını, belirtilen göçükten sonra müvekkil şirketin bir daha proje alanına alınmadığını, olayın ardından yaklaşık 2,5 ay geçtikten sonra, bu göçüğün neden olduğu ciddi risklerden dolayı 1306 Cumhurbaşkanı kararı ile 6580 adayı da içeren büyük bir alan riskli alan ilan edilerek, şirketin tapudaki şerhli sözleşmeleri 6306 sayılı Kanunun 6/A md. 6. Fıkrasına göre tapudan terkin edildiğini, böylece müvekkil şirketin projesinin uygulama imkanı hukuken ve fiilen imkansız hale geldiğini, müvekkili şirketin olayın gerçekleştiği 22.04.2019 tarihte inşaatın geldiği seviye itibariyle hem masraf, hem de projesini devam ettiremediği için kazanç/kar yönünden büyük zarar görmesine neden olduğunu, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak müteahhitten daire satın alan kişi, arsa sahibinden, onun mamelekine geçen zenginleşmeyi, sebepsiz zenginleştiği oran nispetinde isteyebileceğini, o halde davacı, alacak taleplerini öncelikle projeye el koyan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ve arsa sahiplerine iletmeleri gerektiğini, bu durumda davanın projeye el koyan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile, davalı arsa maliklerine yöneltilmesi ve ilgililere ihbar edilmesi gerektiğini, davacının halihazırda alacak taleplerini projeye el koyan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile davalı arsa maliklerine yöneltmediği ve cevap almadığı için, müvekkilden talep ettiği sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak hakkının muaccel hale gelmediğini, müvekkili şirketin hakkında yapılan icra takibinden önce usulüne uygun yol ve yöntemlerle, temerrüde düşürülmediğini, müvekkili şirket hakkında henüz iflas takibi kesinleşmeden, İİK178.md. ve İİK. 166/2 md. uyarınca ilan yapılı z zararlara neden olacağını, taraflar arasında adi nitelikli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, olayın gerçekleştiği 22.04.2019 tarihte inşaatın geldiği seviye itibariyle sadece masraf yönünden 17.339.455- TL’den fazla zararı oluştuğunu, ancak müvekkilin talebine rağmen bu masrafın Bakanlık tarafından karşılanmadığını, ilgili Bakanlık hakkında … 11. İdare Mahkemesi …E. sayılı dava dosyasıyla tazminat davası açıldığını, aynı şekilde İSKİ tarafından da şirket zararının tazmin talebini ret ettiğini, … hakkında … 4. İdare Mahkemesi … esas sayılı dava dosyası ile dava açıldığını belirterek … 4. Ve 11. İdare Mahkemelerinde açılan davaların bekletici mesele yapılmasına, idari kararla müvekkil şirketin projesini uygulama imkanı hukuken ve fiilen imkansız hale geldiğinden, satış sözleşmesinden kaynaklı tüm talepler sona erdiğinden davanın reddine, davacının, henüz ilgili idare ve arsa sahiplerine başvurmadığından, sebepsiz zenginleşme talepleri muaccel olmadığından, davanın mevsimsiz açılması nedeniyle reddine, huzurdaki davanın haksız ve mesnetsiz olduğu dikkate alınarak, davacının tüm talepleri yönünden sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davanın İİK 156 maddesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılmış iflas talebine ilişkindir.
Davacı vekili 22/06/2023 tarihli dilekçesinde iş bu davaya konu alacağın tahsil edildiğini, işbu davanın konusuz kaldığını belirtmiştir. Mahkememizce davacı vekilinin beyanlarından davaya konu borcun ödendiği, davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nun 331/1 maddesi gereğince davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri gerekmektedir. Somut olayda dava tarihi itibari ile davacının davasında haklı olduğu kanaatine varıldığından davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-₺ maktu harçtan peşin alınan 54,40-₺ harcın mahsubu ile 125,50-₺ bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 931,73-₺ ilan gideri, 600,00-₺ bilirkişi ücreti, 424,85-₺ teligat posta gideri olmak üzere toplam 1.956,58-₺ yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı vekili lehine takdir olunan 9.200,00-₺ vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. maddesi gereği davacı tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemelerine İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/07/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza