Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/488 E. 2021/691 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/488 Esas
KARAR NO : 2021/691

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile … A.Ş’den … adlı proje üzerinden 27/05/2016 tarihli ön sözleşme ve…tarihli … yevmiye numaralı … 22. NOterliği tarafından düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile iki adet daire satın aldığını, bu dairelerin sözleşmeler gereği teslim tarihleri 30/04/2018 olduğunu, bu tarihte teslimi gereken … G21 A04 D1A pafta … parsel de kayıtlı … blok ta 1+1 nolu 66,38 M2’lik daire ile GO5 blok ta 1+1 31 nolu 66,38 m2’lik daireler açısından tüm alıcı borçları müvekkili tarafından ödendiği halde dairelerin satıcı tarafından gerekçesiz biçimde zamanınında teslim edilmediğini, satın aldığı tarihten iki yıl bir ay sonra teslimine hazır olduğu söylenen daireler hakkında müvekkilinin tereddütlerinin ve kayıplarının oluştuğunu, davalıya bu konuda ihtarnamenin keşide edildiğini ve davalı cevap vermediğini, dava sonra dava şartı olan ara buluculuk başvuru tutanağının tutulduğunu ancak davalı taraf ile burada da anlaşılamadığını, açıklanan nedenlerle müvekkili ile davalı arasında akdedilen 27/05/2016 tarihli ön sözleşme ve 30/06/2016 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereği müvekkiline 30/04/2018 tarihinde teslim edilecek olan iki dairenin 2020 Haziran ayında teslim edilmesine dolayı şimdilik her iki dair için iki yıl iki aylık kira vs kullanamamaktan kaynaklanan her türlü kayıplarına karşılık ilerid belirlenecek bedele artırma haklarının saklı kalmak kaydı ile 2.500,00-TL dairelerin sözleşme şartlarına uygun malzeme ve palanlama vs. Teknik ve hukuki eksikliklerine karşılık ise ileride belirlenen bedele artırmak üzere haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500,00-TL olmak üzere toplam 5.000,00-TL maddi tazminat taleplerinin kabulü ile dava masrafları ve yasal vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın Bakırköy Tüketici Mahkemesinde açılmasının gerektiğini, davacı taraf konut tesliminde meydana gelen gecikme nedeniyle kira kaybı, zarar ve benzeri ne nam altında olursa olun herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını beyan ile kabul ettiğini ve davalı müvekkilini ibra ettiğini, davacıya teslim edilen konuttaki eksik işler teslim tutanağında belirtildiğini ve giderildiğini, sözleşme gereğince müvekkilinin teslimi 6 ay süreyle geciktirme hakkının olduğunu, davacının bir zararının olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-31/03/2017 tarihli sözleşme sureti, 27/05/2016 tarihli sözleşme sureti, tapu kayıtları , inşaat projesi, … 1. Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi.
2-… Tapu Müdürlüğünün 25/03/2021 tarihli cevabi yazısı.
3-… Tapu Müdürlüğünün 25/03/2021 tarihli cevabi yazısı.
4-… Vergi Dairesi Müdürlüğünün 29/09/2021 tarihli cevabi yazısı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı olarak davacıya satıldığı belirtilen dairelere ilişkin davacı lehine maddi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” hükmü düzenlenmiştir. Anılan maddede, belirtilen davalar, mutlak ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Buna göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gerekir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle; iş bu davanın satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı olarak maddi tazminat talebine ilişkin olduğu, her ne kadar davacı tarafça davacının tacir olduğu iddia edilerek dava Asliye Ticaret mahkemesinde açılmışsa da, davacının, UYAP’tan yapılan sorgulamasında …’lu olduğu, Vergi Daire’sinden gelen cevabi yazılara göre de Gayrımenkul Sermaye İradina ilişkin mükellef olduğu ancak davacıya ilişkin aktif tapu kayıtlarının sayısı ve dosya kapsamı itibariyle davacının tacir olarak kabul edilemeyeceği; taraflar arasındaki uyuşmazlığın borçlar hukuku kapsamında kaldığı, dolayısı ile davacı tarafın iddiası, davanın konusu ve dosyaya sunulan delillerin incelenmesi sonucunda uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, HMK 114. maddesinde; Mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceğinin açıklandığı anlaşılmakla, iş bu davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla görev dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın görev dava şartı eksikliği nedeniyle usulden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna
3-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
5-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/11/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza