Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/479 E. 2022/826 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/479 Esas
KARAR NO : 2022/826

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : Fri Jun 12 00:00:00 TRST 2015
KARAR TARİHİ : 15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılamaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davacı vekili, müvekkillerinin 1 Ağustos 2007 tarihinde davalılar ile Türkiye …’de yer alan bir araziyi satın almak ve değerlendirmek amacıyla kurulan …Ltd Şti unvanlı bir Türk şirketinin işletme ve finansmanını kapsayan bir kurucular sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra …, … hisselerinin %90’ının sahibi olduğunu, sözleşmenin yerine getirilmesinde zorlukların ortaya çıktığı tespit edilince 9 Şubat 2009 tarihinde işbu sözleşmeye bir zeyilname imzaladıklarını, bu zeyilnameye göre davalı taraflar arazinin en geç 1 Haziran 2009 tarihinde … adına tahsis etmeyi ve kaydetmeyi, gayrimenkulun inşası için en geç 1 Kasım 2009 tarihine kadar geçerli bir sözleşme imzalamayı taahhüt ettiklerini, fakat sayısız ihtara rağmen davalıların edimlerini yerine getirmediğini, davacının, … ve …’dan alacağının 370.667,56- Avro olduğunu, 12 Mayıs 2011 tarihli mahkeme celbi ile davacılar …, Panama hukukuna bağlı Ordjta …AŞ, … ve …’ın … mahkemesi huzuruna dinlenmek üzere çağrılmasını ve davalı tarafların müteselsilen yoksa biri ödemezse diğerinin, yoksa her birinin, .. Medeni Kanun’un 1134 sayılı ve sonraki maddeleri gereğince sözleşme ve zeyilnamesinin cebri icrası olarak yasal faizleri ile birlikte 370.667,56 Avro ödenmesini ve … hisselerinin %40’ının transferinin … ve üçüncü şahıslara dermeyan edilebilmesini sağlamak amacıyla gerekli işlemleri yerine getirmeye mahkum edilmesini talep ettiğini, ayrıca aynı meblağın … Medeni Kanunu’nun 1134 sayılı vc sonraki maddeleri çerçevesinde tazminat olarak talep edildiğini, taraflar arasında imzalanan Sözleşmenin 19. Maddesi uyarınca, … hukukunun uygulanacağını ve … Mahkemelerinin yetkili olduğunun öngörüldüğünü, … Bölge Mahkemesi kaleminden 3 Mart 2015 tarihinde alınmış olan kesinleşme şerhinde görüleceği üzere tenfiz talebine konu 17 Ekim 2012 tarihli asıl kararın kanuna uygun bir şekilde taraflara tebliğ edidiğini, işbu mahkeme ilamının temyiz ve itiraz edilmemek suretiyle kesinleştiğini, işbu dava kapsamında …’da, … ilçe mahkemesi 17 Ekim 2012 tarihinde, … ve … her biri, Panama hukukuna bağlı … şirketine ve …AŞ’ye 185.333,78 Avro’yu, 3 Şubat 2010 tarihli ihtardan itibaren işlemiş olan yasal faizleri ile birlikte ödemeye mahkum edildiğini, davalıların, … hisselerinin %40’ının transferinin … ve üçüncü şahıslara dermeyan edilebilmesini sağlamak amacıyla gerekli işlemleri yerine getirmeye ve davacı taraflara 500-Avro tutarındaki yargılama giderini ödemeye mahkum edildiğini, …’un 1954 tarihli Hukuk Usulüne… Sözleşmesi ve 1970 tarihli Lahey Delil Sözleşmesine taraf olduğunu, Milletler arası Özel Hukuk Kanunu 54/a maddesi hükmü uyarınca … ve Türkiye arasında karşılıklık esasına dayanan bir ikili anlaşma olmasa bile, …’da Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması yeterli olduğunu belirterek …’da … ilçe mahkemesi tarafından Hukuk Dosya No… olan 17 Ekim 2012 tarihli mahkeme kararının aynen tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir….”
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davalılar … ve …; davaya konu edilen sözleşme ve zeyilnamedeki imzaların kendisine ait olmadığını, … İlçe Mahkemesinin 17 Ekim 2012 tarihli … hukuk dosya numaralı kararında tarafına 185.333,75 Avro’yu 3 Şubat 2010 tarihli ihtardan itibaren işlemiş yasal faizleri ile davacıya ödemeye hükmedildiğini, Milletler arası Özel Hukuk Kanunu madde 32/2 “Taraflardan birinin davranışına hüküm tanımanın uygulanacak hukuka tabi kılınmasının hakkaniyete uygun olmayacağı halin şartlarından anlaşılırsa, irade beyanının varlığına, rızası olmadığını iddia eden tarafın mutad mmeskeninin bulunduğu ülke hukuku uygulanır” hükmünün bulunduğunu, Milletlerarası Özel Hukuk Kanunu 54. Maddede tenfizin şartlarının belirlendiğini, bu madde hükümlerine göre tenfizin yapılabilmesi için kişinin gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ise kişinin Türk Mahkemesine itiraz etmemiş olması gerektiğini, her nekadar tarafına tebligatın yapıldığı iddia olunsa da o tarihte …’a gitme şansı olmadığını mahkemeye bildirdiğini, … Mahkemesi tarafından gıyabında hakkineyete aykırı olarak verilen karara itiraz ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir…”
GEREKÇE:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesinin 2018/2029 Esas- 2020/647 Karar sayılı bozma ilamı üzerine yapılan yargılama da :
Dava, alacak davasına ilişkin yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemidir.
Davacı taraf yabancı mahkeme ilamının ve kesinleşme şerhinin apostilli onaylı örneğini ve tercümesini ibraz etmiştir.
… 14. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının…, borçlunun … olduğu, 185.333,78 Euro asıl alacak, 67.862,63 Euro işlemiş faiz, 500,00 Euro Dava tazminatı olmak üzere 253.696,41 Euro üzerinden 26/02/2014 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya bila tebliğ olduğu, borçlunun 16/04/2014 tarihinde takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 5718 sayılı MÖHUK’nun 50. maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilebilmesi için öncelikle ilamın kesinleşmiş olması gerekir. Aynı yasanın 54/1-a maddesinde düzenlenen tenfiz şartları; Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında mütekabiliyet esasına dayanan bir anlaşma veya o devlette Türk Mahkemeleri’nden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması, ilamın Türk Mahkemeleri’nin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, kendisine karşı tenfiz istenen tarafın savunma hakkına ilişkin usuli işlemlere uyulmuş olması, Türkler’in kişi hallerine ilişkin davalarda Türk kanunlar ihtilafı kaidelerinin gösterdiği hukukun uygulanmış olmasıdır.
1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesi’nde sözleşmeye taraf olan ülkeler arasında yapılacak tebligatların hangi makam tarafından ve hangi usul çerçevesinde yerine getirileceği belirlenmiş olup, hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Almanya anılan sözleşmeye taraftır.1965 tarihli Lahey Sözleşmesi ile kabul edilen istisnai tebligat yöntemlerinden biri de doğrudan posta yolu ile tebligattır. Bu yönteme,sadece sözleşmenin 10. maddesine çekince koymayan ülkeler açısından başvurmak mümkündür. Türkiye, 10. maddedeki tebligat yöntemini kabul etmeyeceğini bu maddeye koyduğu çekince ile belirtmiştir.
Somut olayda taraflarca imzalanan sözleşmeye göre ihtilaf halinde … Mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırılmıştır.Davalılarca her ne kadar Milletlerarası Özel Hukuk Kanunu 54. Maddede tenfizin şartlarının belirlendiğini, bu madde hükümlerine göre tenfizin yapılabilmesi için kişinin gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ise kişinin Türk Mahkemesine itiraz etmemiş olması gerektiğini, her nekadar tarafına tebligatın yapıldığı iddia olunsa da o tarihte …’a gitme şansı olmadığını mahkemeye bildirdiğini, … Mahkemesi tarafından gıyabında hakkineyete aykırı olarak karar verildiğini iddia etmiş ise de yabancı mahkeme kararının incelenemsinde davalıların usulüne uygun duruşmaya davet edildikleri ancak davaya katılmadıkları görülmüştür.
Bununla birlikte verilen Yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilebilmesi için öncelikle ilamın kesinleşmiş olması gerekmekte olup dosyaya sunulan belgelerin ve tüm dosya kapsamına göre uzmanlık raporu alınmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş 05/09/2022 tarihli itibar edilen bilirkişi raporuna göre “…Uyuşmazlığın tenfize ilişkin olduğu, … 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin sadece davalılardan … Bakımından tenfize karar verdiği, Yabancı Mahkeme kararının kesinleşme şerhinde her iki davalıya 04.12,2012 tarihinde tebligat yapıldığının belirtildiği, dosya kapsamında … Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık Bürosunca düzenlenen evraklar olduğu, …’un 17.07.2013 tarihinde kararı tebellüğ ettiği, diğer davalı … Debehat ile ilgili benzer bir evrak olmadığı, 11.02.2013 tarihli tebligat çıktığı tebliğ edilip edilmediğinin anlaşılmadığı,bildirilmiştir.Bu minvalde dosyadaki belgelerin incelenmesiyle Davalı …’a … Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık Bürosu Uluslararası Hukuk Yazı İşleri Müdürlüğü kanalı ile 17.07.2013 tarihinde tebliğin yapıldığı anlaşılmıştır. Bu davalı yönünden Davaya konu … mahkemesi ilamının Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olduğu, kamu düzenine aykırı bulunmadığı, davacının yokluğunda verilmediği; dolayısıyla tanıma şartlarını taşıdığı anlaşılmış, davanın kabulüne karar verilmiş bununla birlikte davalılardan İsak Nino yönünden tebligatın yapıldığına ilişkin davacı tarafından ibraz edilememiş olup bu davalı yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı … aleyhine açılan DAVANIN KABULÜNE, … ilçe mahkemesi tarafından verilen … tarihli Hukuk dosya no: … sayılı mahkeme karanının tanınmasına ve tenfizine,
2-Davalı … Dedehar aleyhine açılan DAVANIN REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-₺ maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 71.262,00-₺ harçtan düşümü ile bakiye 71.181,30-₺ harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-₺ maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı … Dedehar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 9.200,00-₺ maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı … Dedehar’a verilmesine,
6-Davacı yargılama gideri 80,70-₺ harç gideri ile 2.500,00-₺ bilirkişi ücreti ve 161,50-₺ tebligat posta gideri olmak üzere toplam 2.742,20-₺ yargılama giderinin davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı … Dedehar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı … vekilinin ve Davalı … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/11/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza