Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/389 E. 2022/107 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/389 Esas
KARAR NO : 2022/107

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 27/08/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirket ile davalı arasında devam eden mal-hizmet alımına ilişkin ticari ilişki neticesinde, faturadan kaynaklanan borcun ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ödenmemiş bedel için ilamsız icra takibine girişildiğini ve ödeme emri gönderildiğini, borçlunun takip konusu ödeme emrini tebellüğ ettiğini, yasal süresi içerisinde haksız ve mesnetsiz itirazda bulunduğunu, takibin ilamsız olması dolayısıyla takibin itiraz ile durdurulduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin ticari işletmeleri ile ilgili olduğunu, bunun üzerine arabuluculuk bürosuna başvuru yapıldığını, neticesinde ekli anlaşmazlık son tutanağının düzenlendiğini, borçlu tarafın itirazın dayanaksız olduğunu, söz konusu takibin kesinleşmiş fatura borcuna ilişkin olarak yapıldığını, takip dayanağı irsaliyeli faturaların borçluya mal teslim anında tebliğ edildiğini, borçlunun faturaya yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini ve faturanın muhteviyatının ve bedelin kesinleştiğini, davalının borcunu ödemekten imtina ettiği gibi haksız ve dayanaksız olarak girişilen icra takibine itirazda bulunduğunu, dolayısıyla borçlunun haksız itirazı ile niteliği gereği durmuş olan takibin devamına ve de kötüniyetli davalı- borçlunun alacağının likid ve kesin olduğu gözetilerek takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini teminen işbu davayı açmamız zorunluluğu doğduğunu belirterek açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafça haksız ve mesnetsiz olarak açılmış davada aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, davacı tarafça müvekkili aleyhinde açılan … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde en genel anlamda borca, yetkiye, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bunun üzerine davacı tarafça dava şartı olan Arabuluculuk yoluna başvuru yapıldığını, ancak davacının taleplerinde haksız ve mesnetsiz olması nedeni ile anlaşmanın sağlanamadığını, bunun üzerine davacı tarafça huzurda ki iş bu davanın açıldığını, davadaki taleplerin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak iş bu davayı açtığını, ancak huzurdaki davanın itirazın iptali davası olup fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasının işbu dava türünde mümkün olmadığını, zira itirazın iptali davasında, davaya konu takipte belli bir tutarda alacak talebinde bulunulduğunu, itiraz gelmesi halinde takip tutarında ki alacağın ispatlanması amacı ile işbu davaların açıldığını, dolayısı ile davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmasını kabul etmediklerini, davacının dava dilekçesinde harca esas bedel olarak 32.748,31 USD’nin dava açılış tarihi itibari ile güncel kuru üzerinden 5,8220 TL üzerinden çevirme işlemi yaparak 190.660,661 TL alacak talebinde bulunduğunu, ancak bu talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibinde ki itirazın iptalini istediğini, bu takipte takip çıkış tutarının ise (kabul anlamına gelmemek kaydı ile) 186.242,91 TL olduğunu, dolayısı ile davacının takibe konu etmiş olduğu alacaktan çok daha fazlasını talep ettiğini, bu nedenle davacının usul ve yasaya aykırı olan taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının dava dilekçesinde her ne kadar takibe dayanak edilen faturanın müvekkiline mal teslim anında teslim edildiğini iddia etmiş ise de bu iddianın gerçeğe aykırı olduğunu, davacının bu iddiasını yazılı delil ile ispatlamak zorunda olduğunu, ne dava dosyasına ne de takip dosyasına böyle bir yazılı delil sunamadığını, bu nedenlerle davacının alacağına dayanak ettiği faturayı kabul etmediklerini, kaldı ki ne dava eklerinden ne de takip eklerinden hangi faturanın dayanak edildiğinin de anlaşılamadığını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep ettiklerini, davacının her ne kadar faiz talebinde bulunmuş ise de müvekkilinin temerrüte düşürülmediğinden faiz talebinde bulunulamayacağını, bu hususun göz önünde bulundurularak faiz talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının faiz oranı olarak talep ettiği yıllık %19,50 avans faizin de fahiş olduğunu, faiz oranına da bilahare itiraz ettiklerini, dava konusu alacağın likit olmadığını, yargılamaya muhtaç olduğunu, bu nedenlerle likit olmayan alacak ile ilgili olarak talep edilen %20 oranındaki icra inkar tazminatının reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının davasında haksız olduğundan yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin ise davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLER:
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, … 2. İflas İdaresi’nin …iflas sayılı dosyasında yapılan başvuruya ilişkin cevabi yazısı,… Asliye Hukuk Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu , 21/09/2021 tarihli bilirkişi raporu, 16/12/2021 tarihli ek rapor ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, başlangıçta İİK 67. Madde uyarınca itirazın iptali talebi ile açılmış, yargılama sürecinde davalı şirketin iflasına karar verildiği anlaşılmakla, alacağın 2004 sayılı İİK’nın 235.maddesi uyarınca iflas masasına kayıt ve kabulü talebi davasına dönüşmüştür.
Kayıt kabul davalarında ispat yükü kural olarak hakkının tanınmasını isteyen davacı alacaklıda olur. Davacının, alacağının mevcudiyetini gerçek bir hukukî ilişkiye dayandığını, sonradan düzenlenmesi mümkün olmayan ve birbirini doğrulayan deliller ile ispatlaması gerekir.
İİK 235. maddesinde “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir. (1) 28/2/2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle bu fıkrada yer alan “297 nci maddenin son fıkrasına” ibaresi “302 nci maddenin altıncı fıkrasına” şeklinde değiştirilmiştir. İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar. Bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Dava basit yargılama usulü ile görülür. Ancak, itiraz alacağın esas veya miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dair ise şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur.” düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkememizce davacının iflas masasına başvuru dilekçesi ve ekleri, başvuruya ilişkin iflas idaresinin kararı, sıra cetveli, tebligat ve ilana ilişkin belgeler getirtilip incelenmiştir. Müflisin iflâs tasfiye işlemlerinin … 2. İflas Dairesi’nin … iflas sayılı dosyasında yürütüldüğü, davacının, ticari ilişkiden ilişkiden kaynaklı alacağın iflas masasına kaydedilmesi talebinde bulunduğu, 90 kayıt no’lu 186.940,45 TL’lik alacak kayıt talebinin iflas dairesince ihtilaflı alacak olması nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından, borçlu …A.ş. aleyhine 32.748,31-USD asıl alacağın icra takip tarihi olan 24/07/2019 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %19,50 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 24/07/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Talimat sayılı dosyasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeye istinaden alınan bilirkişi raporunda özetle;”:… davacının yasal defterlerinden yola çıkarak 26.07.2019 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 186.884,88TL alacağı olduğu ancak davacının takip talebindeki tutar 186.242,91TL olması nedeniyle davacının talebiyle sınırlı davacının davalıdan 186.242,91TL alacağı olduğu tespit edildiği, davacı tarafından dava dosyasına USB içerisinde ibraz edilen 2017-2018-2019 ve 2020 yılları elektronik defterlerin ocak ayı beratlarının açılış tasdiki yerine geçtiği yasal mevzuat çerçevesinde kabul edilmiş olmakla açılış beratlarının süresinde oluşturulduğu, değişmez tekil nolarının mevcut olduğu, kapanış tasdiki yerine geçen aralık ayı beratlarının da süresinde oluşturulduğu ve değişmez tekil numaralarının mevcut olduğu tespit edildiğini, bu çerçevede davacının yasal elektronik defterlerinin kanunun aradığı yasal şartlara haiz olması kapsamında kendi lehine delil olabileceği tespit edildiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı-müflis şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş bilirkişi tarafından sunulan 21/09/2021 tarihli raporda özetle; davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (23/07/2019) itibariyle davacı yana (-)188.469,80 TL cari hesap borcu olduğu, muhasebe kayıtları TL olarak tutulduğu için USD olarak borç/alacak tespiti yapılamadığını, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, davalı ticari defterlerinin TTK nun 82. ve devamı maddeleri ile HMK nun 222. maddesine göre delil olma özelliği olduğunu…”dair görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin 27/10/2021 tarihli celsesinde, …
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nde alınan bilirkişi raporu da değerlendirilmek suretiyle, tarafların ticari defterlerindeki alacak-borç miktarı arasındaki farkın hangi husustan kaynaklandığının tespiti ile davacının iflas tarihi ( 21/11/2019 ) itibariyle alacağının tespiti hususunda ek rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen 16/12/2021 tarihli ek raporda özetle; davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi (21/11/2019) itibariyle davacı yana (-)188.469,80 TL cari hesap borcu olduğu, muhasebe kayıtları TL olarak tutulduğu için USD olarak borç/alacak tespiti yapılamadığını, … Asliye hukuk Mahkemesi tarafından atanan Bilirkişi …tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda “davalıdan 26.07.2019 takip tarihi itibariyle 32.748,31 USD alacağının olduğunu, davacı ile davacının Ticari defter bakiyeleri arasında davacı lehine Fark (-) 1.584,92 TL fark olduğunu, davalının kayıtlarındaki tutar farkı, kayıt kurundan kaynaklanmış olabileceği görüş ve kanaatine ulaşıldığına..”dair görüş bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket ile müflis şirket arasında ticari ilişki bulunduğu; bu ticari ilişkiye istinaden cari hesaptan kaynaklı bakiye alacağın ödenmediği iddiasıyla müflis şirket aleyhine …icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğu; davalının takibe itirazı üzeri takibin durması nedeniyle davacı tarafça itirazın iptali talebi ile iş bu davanın açıldığı; yargılama sürecinde 21/11/2019 tarihinde … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile davalı şirketin iflası karar verildiği ve iş bu davanın kayıt kabul davasına dönüştüğü, davacı tarafça … 2. İflas İdaresi’nin … iflas sayılı dosyasına yapılan alacak kayıt başvurusunun reddi üzerine mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporlarına istinaden; müflis şirket ticari defter ve kayıtlarına göre takip ve dava tarihi itibariyle müflis şirketin davacı şirkete 186.884,88 TL borçlu olarak göründüğü, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre ise takip ve dava tarihi itibariyle davacının 188.469,80 TL alacaklı olarak göründüğü, davacı tarafça , her iki taraf ticari defterlerindeki alacak-borç farkının kur farkından kaynaklanmış olabileceğinin beyan edilmesi üzerine, mahkememizce taraflar arasındaki alacak -borç miktarı farkının neden kaynaklandığının tespiti için alınan bilirkişi raporuna göre, farkın kur farkından kaynaklanmış olabileceğinin beyan edildiği ancak bu hususunun net olarak tespit edilemediği anlaşılmakla, tarafların ticari defterlerine göre davalının borçlu olduğu tespit edilen net 186.884,88 TL alacak yönünden davacının alacak kayıt kabul talebinin kabulü gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne , kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın kısmen kabulü ile 186.884,88 TL’nin müflis … A.Ş’nin … 2. İflas İdaresi’nin … iflas sayılı masasına kayıt ve kabulüne
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 2.324,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.244,10-TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden( alacak kayıt talebinde talep edilen 186.940,45 TL üzerinden ) karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 55,57-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 774,00-TL(bilirkişi/posta/tebligat/talimat)’den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 758,67-TL ile ilk harç ve masraflar 80,70-TL olmak üzere toplam 839,37-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Davanın başlangıçta itirazın iptali davası olarak açılmış olması ve arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olması needniyle 6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-₺ arabuluculuk ücretinin taraflardan (26,15-TL’sinden davacı tarafın, 1.293,85-TL’sinden davalı tarafın sorumlu olması kaydı ile) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda verilen kararın gerekçesinin tebliği tarihinden itibaren 10 günlük yasal süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/02/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza