Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/374 E. 2021/442 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/374 Esas
KARAR NO : 2021/442

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 09/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin İstanbul Anadolu yakasında yer alan çeşitli market ve bakkallara … markasının gıda ürünlerinin dağıtımını gerçekleştiren distribütör bir şirket olduğunu, davalı ise “…” işletme adıyla ticari faaliyetini sürdürmekte olduğunu, müvekkil davacı ile davalı arasında cari hesap şeklinde işleyen bir borç alacak ilişkisi mevcut olduğunu, davalının işlettiği markette satışa sunmak üzere davacı müvekkilden çeşitli tarihlerde ürünler satın aldığını, bu satışlara ilişkin tüm faturalar müvekkilin ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydedilmiş olup bilirkişi aşamasında bu hususun teyit edilebileceğini, davalının davacı müvekkilden satın aldığı ürünlerin davalıya teslim edildiğini, ancak davalının satın aldığı ürünlerin bedelini davacı müvekkile ödemediğini, davalı ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine, müvekkil şirket tarafından 08.10.2019 tarihli bir tutanak tutulduğunu, tutanağın ekinde ise davalı ile yapılan mutabakatın yer aldığını, söz konusu mutabakata göre, yine davalı …’nun şahsına ait kapatılmış “…”in müvekkil şirket ile ticari ilişkisi kapsamında tutulan cari hesap ekstresinden bakiye borcu 1.477,06-TL’nin de yeni açıldığını ve aktif olarak faaliyet gösteren …’e virman yapılmasının kararlaştırıldığını, böylece davalı … …’in cari hesap bakiyesinin 6.400,00-TL olduğunu, …’in cari hesap bakiyesinin 1.477,06-TL olmak üzere toplamda 7.887,06-TL tutarında müvekkil şirkete borcu bulunduğunu, davalının ısrarlı görüşmelere rağmen davacı müvekkile olan borcunu ödememesine karşılık, 18.10.2019 tarihinde … 32. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine, 7.887,06-TL tutarlı cari hesap alacağına dayanılarak ve 84,17-TL tutarındaki işlemiş faizi ilave edilerek toplam 7.961,23-TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu mezkurun icra takibine 30.10.2019 tarihinde itiraz ettiğinin ve takibin durdurulduğunu, takibin devamına ve itirazın iptaline karar verilebilmesi amacıyla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk dava şartı olarak düzenlendiğinden 02.07.2020 tarihinde zorunlu arabuluculuk kapsamında … Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu, ilk ve son arabuluculuk toplantısı 22.07.2020 tarihinde gerçekleştirilmiş, süreç anlaşmazlık ile sonuçlandığını, bu nedenlerle davanın kabulünü, davalı borçlunun … 32. İcra Dairesi … E. sayılı sayılı dosya kapsamındaki ilâmsız icra takibine yapmış olduğu itirazının iptalini ve takibin devamını, davalının borcun %20’si tutarında icra inkâr tazminatını ayrıca ödemeye mahkûm edilmesini, vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce … 32.İcra Dairesinin… icra.sayılı icra dosyasında; 7.877,06 TL diğer ve 84,17 TL değişen oranlarda ticari temerrüt faizi (%19,5) olmak üzere toplam 7.961,23 TL’nin, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %19.50 faizi, icra masrafları, vekâlet ücreti ile birlikte tahsilini talep ettiği, davalı vekilinin 30/10/2019 tarihli itiraz dilekçesi karşı tarafa hiçbir borcu bulunmadığından borca, ödeme emrine, yetkiye, faize, ferilerine itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davası 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterleri ile dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Belirlenen inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerin sunulmaması halinde ibrazdan kaçınmış sayılacağı ve dosya kapsamına göre karar verileceği ihtar edilmiş, davalı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Bilirkişi davacı tarafın ticari defterleri ile dosya kapsamı üzerinde yaptığı inceleme neticesinde sunduğu raporunda özetle; Davacı tarafından düzenlenen faturanın davacı taraf yasal defterlerinde yer aldığını, defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğunu, faturalarla ilgili mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığını, açılış ve kapanış kayıtlarının kanunun öngördüğü süreler içinde yapıldığını, davacı lehine delil olma kuvvetine sahip olduğunu, davacı tarafından verilen ürün bedeline istinaden davalı tarafa düzenlenen 1 adet fatura ve …’ten yapılan virman işlemi sonucunda 7.877,06 TL cari hesaptan ve 27/09/2019 tarihinden 17/10/2019 tarih aralığında da %19,5 faiz oranından işlemiş faiz tutarından kaynaklı 84,17 TL olmak üzere toplam alacağının 7.961,23 TL olacağını, davacı tarafın 17/10/2019 takip tarihi itibariyle davalı taraftan 7.961,23 TL alacaklı olduğu yönündeki tespit ve değerlendirmede bulunmuştur. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Kanunun 219. maddesi uyarınca taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri mezkur kanunda belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunun kabul edilmesi gerekir. Bu açıklamalar doğrultusunda, davalı taraf usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmadığından Mahkememizce davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek, aralarındaki ticari alışveriş nedeniyle takip tarihi itibariyle davalıdan 7.961,23 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, itirazın iptali ile takipte talep edilen faiz türü de tarafların tacir olmaları sebebiyle avans faizi olacağından takibin aynı şartlarla devamına, itiraz haksız ve alacak likit olduğundan davacı lehine hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
-DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının … 32.İcra dairesinin …esas sayılı dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 7.961,23 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile takibin devamına,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20’ı üzerinden hesaplanan 1.592,24 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 547,59 TL’den peşin alınan 136,90 TL’nin mahsubu ile kalan 410,69 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 850,00 TL bilirkişi ücreti ve 125,75 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 975,75 TL yargılama giderlerinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 969,01 TL ile ilk harç 191,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili huzurunda karar verildi.09/07/2021

Katip

¸e-imzalıdır

Hakim

¸e-imzalıdır