Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/354 E. 2022/612 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/354 Esas
KARAR NO : 2022/612

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle şöyledir;
“…Müvekkili şirket tarafından kullanılan telefon hatlarının daha önce başka bir operatörden hizmet almaktayken numara taşıma yolu ile davalı şikret bünyesine taşındığını, müvekkilinin abonelik süresince davalı tarafından kullandırılan hizmetlere ilişkin olarak davalı yanın yansıtmış olduğu fatura bedellerini aksatmaksızın muntazam olarak ödendiğini, hatların taşınması sırasında ve sonrasında davalı yan tarafından gerek sözleşmeye, gerekse usul ve yasaya aykırı bir çok ceza ve ücretlendirme kaleminin yer aldığı 01.03.2019 tarihli … numaralı faturanın düzenlendiğini, birçok cezalandırma ve ücretlendirme kaleminin yansıtıldığı 20.502,40 TL tutarındaki işbu faturanın müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalındığını ve davalı şirketin haksız kazanç elde ettiğini, müvekkili tarafından haksız olarak ödenen 20.500,40 TL tutarlı faturanın davalı yandan tahsili amacı ile … 6. İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğundan bahisle takibin devamına ve itirazın iptaline karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle şöyledir
“…Müvekkili şirket adresinin … olduğundan bahisle mahkememizin yetkisinin bulunmadığını beyanla yetki itirazında bulunduklarını, taraflar arasındaki hizmete dayanak davacı şirketin taahhütünün sona ermeden sözleşme feshedildiğinden faturasına mevzuata uygun olarak cayma bedelinin yansıtıldığını, somut olayda herhangi bir fazla ücret tahakkuku veya müvekkili şirketten kaynaklanan faturalandırma hatasının söz konusu olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini…” talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacı şirket tarafından kullanılan telefon hatlarının daha sonra başka bir şirkete taşıması nedeniyle davalı tarafından tahakkuk ettirilen ve davacı tarafından ödenen 25.580,55 TL nin davalıdan istirdatı talebidir.
İcra dosyasının celp edilip incelenmesinde özetle şöyledir:
“…Davalı Vekili tarafından Davacı aleyhinde Merkezi Takip Sistemi üzerinden … 6. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığı; 17.07.2019 tarihinde 20.502,24TL asıl alacak , 1.558,17 geçmiş gün faizi , 22.060,41 TL’lik toplam alacak ile toplam alacağın icra masrafı , vekalet ücreti , esas alacağın tamamına takip tarihinden itibaren yıllık 24 ve değişen oranlarda hesaplanacak bedellerle birlikte ödenmek üzere … Takip Talebi düzenlendiği ; bunun üzerine Davacı tarafın 15.08.2019 tarihinde 25.580,55 TL ödeme yaptığı ancak Davacı tarafın haksız takip ve cebri icra altında ödeme yapmış olduğundan bahisle ödemiş olduğu 25.580,55 TL için istirdat talebinde bulunduğu görülmüştür….”
04/02/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:”…
Taraflar arasında Abonelik Sözleşmesi , Hat Alım Formları , Cihaz ve SIM Kart Bilgi Formları ile İşyerim Mobil Sınırları Kaldıran Tarife Kampanyası Kuralları ve Taahhütnamesi ve Davacı tarafın 1.500 TL toplam fatura bedeli sağlaması karşılığında Davalı tarafından ödemesi yapılacak 20.800 TL değerinde Davacı adına 24 ayar Altın Hesabı açılması taahhütlerini içeren ‘36 Ay Taahhüt Süresi + İndirimsiz’ şeklinde Taahhütnamelerin imzalanarak düzenlendiği,
… nolu hat için ‘Sınırları Kaldıran Limitsiz’ tarifesinin uygulandığı ancak buna ait taahhütnamenin dosyada bulunmadığı ve dosyaya eklenmesi gerektiği, Taahhütnamelerde taahhüdün süresinden önce abone tarafından sonlandırılması durumunda cayma bedeli hesabıyla ilgili maddeler bulunduğu ve Davacı tarafın taahhütname tarafı olarak bu yükümlülüklerini kabul ettiği , Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin Taahhütlü
Abonelikler başlığı altında Madde:12/1’de “ Taahhütnamede; taahhüdün geçerlilik süresi ile taahhüt konusu hizmet ve cihaz nitelikleri, tarifenin taahhütsüz aylık fiyatı, indirimli aylık fiyatı, cihazın bedeli ve aylık cihaz ücreti, cayma bedeline konu olabilecek diğer tüm tutarlar ve taahhüdün süresinden önce sonlandırılması durumunda abonenin ödeyeceği bedelin hesaplanma yöntemi yer almak zorundadır.” denilmekte olup; Davalı tarafından faturaya yansıtılan taahhüdün süresinden önce sonlanmasıyla ilgili olarak Diğer Ücretler şeklindeki bedellerin yukarıda yapılan hesaplamalar ve değerlendirmeler doğrultusunda taahhütnamelerde belirtilen hesaplama kurallarına uygun olduğu ; ancak bu bedellerin
faturalamada ‘ceza’ olarak değil ‘cayma’ olarak ifade edilmesi gerektiği, Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin TaahhütlüAbonelikler başlığı altında Madde:12/5 ‘te “Taahhüt bitiminden önce taahhüde aykırılığın oluşması halinde, işletmecinin talep edeceği bedel, taahhüde aykırılığın oluştuğu döneme kadar; aboneye sağlanan indirimler ile cihaz veya diğer faydaların bedellerinin tahsil edilmemiş kısmının toplamı ile sınırlı kalmak zorundadır. Ancak, aboneden taahhüt kapsamında, taahhüde son verilmesinden taahhüt bitimine kadar olan dönem aralığında tahsil edileceği belirlenen bedellerin henüz tahakkuk etmemiş kısmının toplamının daha düşük olması halinde, düşük olan tutar esas alınır.” denilmekte olup, tarife ve kampanyalı taahhütname yapılmış telefon hatlarının süresinden önce iptali durumunda cayma bedeli uygulanmaktadır. Bu sebeple faturada taahhütün süresinden önce sonlandırılmasından kaynaklanan ve ‘Diğer Ücretler’ olarak yansıtılan bedellerin Davalı tarafından talep edilmesinde sakınca olmadığı ,cayma bedeli uygulanabileceği ve Davacı tarafın taahhütname gereği bu kurala uyması gerektiğine…”dair müşterek görüş sunulmuştur.03/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporu özetle şöyledir:
“… Taraflar arasında 04.04.2017 ve 22.09.2017 tarihli taahhütnameler ile 28.03.2017 tarihli abonelik sözleşmesinin imzalandığı ve imzalı belgelerinin olduğu, Davacı Vekili tarafından ‘taahhütnamelerin imzalı halinin Müvekkil ġirkette mevcut olmadığı’ iddiasını ispatlayan herhangi bir delilin dosyada olmadığı, Taahhütnamede 1.500 TL toplam fatura bedeli sağlaması karşılığında Davalı tarafından Davacı adına 24 ayar Altın Hesabı (140,29 XAU) açılmasıyla ilgili havale işlemi yapıldığı, aksini ispat eden bir belge dosyada olmadığından bu havale bedelinin Davacı tarafından alındığı ve kabul edildiği, bu durumda sözkonusu taahhütnamenin Davacı tarafın bilgisi dahilinde olması gerektiği, işbu raporda belirtilen hususların yanısıra 04.02.2022 tarihli raporda belirtilen hususların halen geçerli olduğuna…”dair müşterek ek görüş sunulmuştur.
Davacı, 25.590,55 TL icra ödemesinin cebri icra baskısı altında yapıldığı, icra takibine konu faturaların mevcudiyetinin şüpheli olduğu, davalı tarafından kendileri kullanımına sağlanan birden fazla hat olduğunu , bu hatların başka operatöre taşındığını, ,abonelik sözleşmesinin geçersiz olduğunu , icra takiplerinin haksız ve hukuka aykırı nitelikte olduğundan bahisle yapılan icra bedelinin geri ödenmesini talep etmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, davacı ile davalı arasında abonelik sözleşmesi, hat alım formları, cihaz ve sim kart bilgi formaları ile işyerim mobil sınırlarını kaldıran tarife kampanyası kuralları ve taahhütnamesi ve davacının 1500 TL toplam fatura bedeli sağlanması karşılığında davalı tarafından ödemesi yapılacak 20.800 TL değerinde davacı adına 24 ayar altın hesabı açılması taaahütlerini içeren 36 ay taahhüt süresi +indirimsiz şeklinde taahhütnamelerin olduğu imzalandığı, bu taahhüt kapsamında Davalı tarafından davacı adına 24 ayar altın hesabı açılmasıyla ilgili havale işlemi yapıldığı ve bu nedenle … nolu icra konusu Faturaya ilişkin tahsil talebinin imzalanan taahhütname kapsamında mümkün olduğu yönündeki bilirkişi raporlarından ayrılmayı gerektirir bir neden bulunmadığından, davacının borçsuzluğuna ve haksız ödeme yaptığına ilişkin iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 436,86-TL harçtan düşümü ile bakiye 356,16-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/09/2022

Katip Hakim
E-imza E-imza