Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/310 E. 2020/689 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/310 Esas
KARAR NO : 2020/689

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması ve İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2020

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket ile …’nin ortağı olduğu … (…) … arasında …numaralı … isimli Alt Yüklenici Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini fakat söz konusu icra takip talebine konu edilen faturalara ve de müvekkili şirketin göndermiş olduğu ihtarlara rağmen müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine 05/10/2018 tarihinde … A.Ş.’ye söz konusu faturaların ödemelerinin yapılması için … 6. Noterliği’nden … tarih ve … yevmiye numaralı ihtar çekildiğini, anılan ihtarın 08/10/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme yapılması için ayriyeten mailler gönderildiğini, davalı tarafça müvekkili şirketin 187.881,89-USD alacaklı olduğunun bildirildiğini, görüldüğü üzere somut olayda müvekkili şirketin alacağının icra takibine konu olan kısmı için taraflar arasında anlaşmazlık bulunmadığını, ödeme yapılmaması sebebi ile bahse konu mail ile davalı tarafça mutabık olduğu belirtilen cari hesap alacağından dolayı davalı şirkete karşı … 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından başlatılan iflas talepli icra takibine borçlu tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edildiğini, takibin durduğunu, iflas davalarında İİK’nun ilgili maddeleri uyarınca Türk Mahkemelerinin kesin yetkili olduğunu, davalının ödeme emrine karşı yaptığı yetki itirazının hukuka aykırı olduğunu, adi ortaklığın ortaklarının ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı müteselsilen ve doğrudan sorumlu olduklarını, adi ortaklık ortaklarının ortaklığın tüm borçlarından müteselsilen sorumlu oldukları gibi ortaklardan sadece birine karşı takip başlatılmasının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek borçlu tarafça yapılan haksız ve mesnetsiz yetki itirazının reddine, İİK md. 159 hükmü gereği muhafaza tedbirleri alınmasına, itirazın kaldırılmasına ve davalı hakkında iflas kararı verilmesine, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; icra takibine konu borcun dayanağı olan sözleşmenin … arasında akdedildiğini, bunun bir adi ortaklık olmayıp 01/07/2013 tarihinde akdedilen bir joint venture sözleşmesine istinaden oluşturulmuş “…” formatında bir girişim olduğunu, davalı … A.Ş.’nin dava konusuna ilişkin husumeti bulunmadığını, öncelikle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, anılan sözleşmeye göre uyuşmazlık halinde davaya bakmaya yetkili ve görevli olan merciin ise tarafların seçimi nedeni ile tahkim yolu ile ve Suudi Arabistan mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiğini, uyuşmazlık konusu alacağın yargılamaya muhtaç olduğunu, bu nedenle öncelikle davanın husumet, görev, yetki, tahkim usulî sebeplerinden dolayı reddine, ayriyeten haksız davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; 2004 sayılı İİK 155 vd. maddelerinde düzenlenen genel (adî) iflas yolu ile yapılan takibe itirazın kaldırılması ve iflas talebine ilişkindir.
Mahkememizce … 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine toplam 187.881,89-USD’nin takip tarihi itibari ile karşılığı olan 1.132.927,80-TL’nin tahsili talebi ile 16/05/2019 tarihinde iflas yolu ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinde borcun sebebinin cari hesap alacağı olarak gösterildiği, ödeme emrinin borçluya 20/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 24/05/2019 tarihli itiraz dilekçesinde takibe, yetkiye, borca ve fer’ilerine itirazı nedeni ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelini ve muhtevasını teşkil eden … İle …Teknolojileri arasında “Otopark Yönetimi ve Yönlendirme Sistemi Projesi” için akdedilen 12/07/2015 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin “Anlaşmazlıkların Çözümü” başlıklı 35. maddesinde “İş bu alt yüklenici sözleşmesi Suudi Arabistan Krallığı kanunları ile yönetilecektir ve taraflar arasındaki herhangi bir anlaşmazlık iki tarafın arasında dostane bir şekilde çözülmeye çalışılacaktır, ancak dostane bir çözüme ulaşmakta başarısız olunması durumunda Riyad’da bulunan yerel tahkim veya hükumete ait şikayet komitesi bu tür bir anlaşmazlığın çözüme kavuşturulma yeri olacaktır.” düzenlemesinin olduğu görülmüştür.
2004 sayılı İİK’nun 155 vd. maddesi gereğince iflas yolu ile takipte borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi üzerine açılan, borca itirazın kaldırılması ve iflas talepli davada mahkemenin öncelikle tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek davacının alacaklı davalının ise borçlu olup olmadığını maddi hukuk kurallarına göre tespit etmesi gerekir. Mahkeme alacağın varlığını tespit ettikten sonra depo kararı ve gerekirse iflas kararı verir. Somut olayda takibe konu borç yukarıda yazılı olan 12/07/2015 tarihli alt yüklenici sözleşmesinden kaynaklanmakta olup sözleşmenin 35. maddesinde ihtilaf halinde öncelikle tahkime gidileceğinin kararlaştırılması nedeni ile tahkimde alacağın varlığı ortaya konduktan sonra hakemlerce verilen karar ile iflas yoluyla takip yapılabilir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 29/11/2018 tarih 2016/5765-2018/5560 E.K. sayılı ilamı da bu yöndedir.) Aksinin kabulü sözleşme serbestisine, akde vefa ve dürüstlük kuralına aykırı olacak ve kötü niyetli tacirin korunması sonucunu doğuracaktır. Tüm bu sebeplerden dolayı davalının yasal süresi içerisinde öne sürmüş olduğu “Tahkim” itirazının kabulüne karar verilerek davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 13.642,64-TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.588,24-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili lehine takdir olunan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/12/2020

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza