Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/307 E. 2021/4 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/307 Esas
KARAR NO : 2021/4

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2019
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

Dosyanın İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/277 esas sayılı dosyasından tefrik edilerek mahkememize tevzi edildiği anlaşılmış olup, mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı sigortalı …’ın davacı sigorta şirketinde … numaralı sertifika ile sigortalı olduğunu, dava dışı …’ın 30/05/2014 tarihinde … plakalı motorsiklet ile trafik kazası geçirdiğini, kazaya karışan… plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu ve müvekkili şirket tarafından karşılanan tedavi masraflarının TTK.nun 1472. Maddesi gereğince müvekkili sigorta şirketinin sigortalı …’ın halefi olduğunu ve alacağın tahsili amacıyla takip yapıldığı ancak sonuç alınamadığı belirtilerek dava değerinin sulh kapsamında kalan 366,80-TL’lik kısmının SGK, bakiye 15.312,37-TL kısmının ise … plakalı aracın ZMMS sigortacısı … Sigortadan 28/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada İş Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını, davacı tarafça trafik kazası sonucu oluşan tedavi giderlerinin kazazede ile kendi arasında yapmış olduğu özel sağlık sigortası kapsamında ödemiş olduğundan yönetmeliğin 1 ve 7. Maddesi ile özel sağlık sigortası kapsamında ödenen tedavi giderleri açısından sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiğini, sigorta şirketinin özel sağlık sigortası nedeniyle lehtardan primlerini tahsil etmiş olup özel sağlık sigortası nedeniyle yapılan ödemelerden dolayı kurumun sorumlu tutulmasının mümkün olmayıp sigorta şirketi açısından sebepsiz zenginleşmenin meydana geleceğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, tedavi masraflarına yönelik alacak davasıdır.
19/12/2018 günlü Resmi Gazete de yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 06/12/2018 tarih 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi uyarınca, “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanundan doğan hukuk davaları ticari dava sayılmaktadır.
Dosya kapsamına göre, dava tarihinden önce arabulucuya başvurulmamış olup, TTK 5/A maddesi 1. fıkrasında arabulucuya başvurulmasının dava şartı olarak düzenlendiği, davanın arabulucuya başvurulmadan açıldığı ve arabulucuya başvuru şartı mahiyeti gereği sonradan tamamlanamayan özel dava şartlarından olduğu anlaşılmakla, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 267,77-TL harçtan düşümü ile bakiye 208,47-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.040,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/01/2021

Katip
E-imza

Hakim
E-imza