Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/261 Esas
KARAR NO : 2023/314
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 24/04/2019
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil şirket yetkilisi …’ın davacı şirket ve yetkilisi olduğu diğer şirket hesapları ile ilgili olarak SGK ödemelerinin otomatik ödemeye alınması yönünde 31.05.2017 tarihinde davalı bankaya yazılı olarak talimat verdiğini ve kurumlara ilişkin ödemeler bu talimat gereğince şirket hesaplarından otomatik olarak ödenmeye başlandığını, ancak davalı banka müvekkil şirket hesaplarında ödenmesi gereken SGK ödeme tutarlarının çok üzerinde mevduat ve limitleri olmasına rağmen …-…; …-…; ….-… numaralı dosyalara ilişkin 30.04.2018 tarihli ödemeleri hiçbir yasal gerekçe olmaksızın yapmadığını, müvekkili şirketin SGK ödemelerine ilişkin olarak gerek 6111 sayılı yasanın ve gerekse de 5510 sayılı yasadan doğan indirimlerden yararlanmak ve ödemelerini süresinde ve düzenli olarak yaptığını, SGK Prim ödemelerinin banka tarafından otomatik ödeme atlanarak gününde yapılmaması nedeni ile ….-…nolu SGK dosyasına ilişkin olarak ödemenin gününde yapılması halinde indirimler nedeni ile 6.494,48-TL olarak yapacağı ödemeyi gecikme nedeni ile 17.05.2018 tarihinde 9.271,86.TL olarak ödemek zorunda kaldığını, …-… nolu SGK dosyasına ilişkin olarak ödemenin gününde yapılması halinde indirimler nedeni ile 47.523,97-TL olarak yapması gereken ödemeyi ise gecikme nedeni ile 17.05.2018 tarihinde 66.110,81-TL olarak ödemek zorunda kaldığını,…-… nolu SGK dosyasına ilişkin olarak ödemenin gününde yapılması halinde indirimler nedeni ile 3.975,12-TL olarak yapması gereken ödemeyi ise gecikme nedeni ile 17.05.2018 tarihinde 4.595,10-TL olarak ödemek zorunda kaldığını ve toplamda 21.984,20-TL fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığını,Davalı bankanın açıkça kusurlu olup oluşan bu zarardan sorumlu olduğunu, müvekkilİ davacı şirketin davalı … A.Ş.’nin …Şube Müdürlüğü nezdindeki … numaralı müvekkilİ hesabından 06.04.2018 tarihinde müvekkilinin hiçbir onay, izin ve talimatı olmaksızın “Limit tahsis ücreti tahsilatı” açıklaması ile 2.625,00.TL çektiğini, bu durum üzerine, … 4. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 2625,00-TL ‘nin faizi ile birlikte müvekkil hesabına ödenmesi ihtar ve ihbar olunduğunu, ihtarnamenin davalıya 28.05.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, açıkladığı nedenlerle ; davalı bankanın müşterinin otomatik ödeme talimatı gereğince SGK prim borcunu zamanında ödememesi nedeni ile oluşan 21.984,20-TL zararının ödeme tarihi olan 17.05.2018 tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan faizi ile birlikte ve “Limit tahsis ücreti” adı altında tahsil edilen 2.625,00-TL’nin tahsil tarihi olan 06.04.2018 tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, SGK primlerinin ödenmemesinden dolayı müvekkili bankanın sorumlu tutulamayacağını, açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini…” savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, “Limit tahsis ücreti” adı altında tahsil edilen ücretin iadesi ile , kusurlu bankacılık hizmetinden kaynaklandığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindir.
Bilirkişi heyetinden alınan 21/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davaya konu SGK ödemelerinin, davacı tarafından verilen otomatik ödeme talimatı kapsamında olduğu ve bu ödemelerin davalı banka tarafından vadesinde yapılması gerektiği; SGK ödemelerinin vadesinde yapılmamasından/geç ödenmesinden kaynaklı zarardan davalı bankanın sorumlu olacağı; Sayın Mahkemenizce, otomatik ödeme talimatı kapsamındaki davaya konu SGK ödemelerinin 30/04/2018 vade tarihinde yapılmayıp 18/05/2018 tarihinde ödenmesinden (vade tarihinde ödenmeyip de geç ödenmesinden) kaynaklı zarardan davalı bankanın sorumlu olacağı kabul edildiği takdirde de; davacının zararının toplam 21.984,20 TL olduğu; Sayın Mahkemenizce sabit görülecek asıl alacak (zarar) miktarının, ödeme tarihi olan 18/05/2018 tarihinden itibaren 3095 s.K.nun 2/2.maddesi uyarınca ticari faiz (avans faizi) ile birlikte talep edilebileceği;
Davaya konu 2.625,00 TL tutarındaki “limit tahsis ücreti”nin davalı banka tarafından tahsil edilmiş olmasının; taraflar arasında akdedilen sözleşme ve “limit tahsis ücreti”nin tahsil edildiği dönemlerdeki yasal düzenlemelere uygun olduğu yönünde herhangi bir tespit yapılamadığı; bu kapsamda söz konusu limit tahsis ücretinin davacıya iade edilmesi gerektiğinin Sayın Mahkemenizce kabul edilmesi halinde; 2.625.00 TL’nin , davalı bankanın tahsilat yaptığı tarih olan 06/04/2018 tarihinden itibaren 3095 s.K.nun 2/2.maddesi uyarınca ticari faiz (avans faizi) ile birlikte talep edilebileceği…” yönünde görüş bildirildiği, bu haliyle mevcut raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Tüm oluş ve dosya kapsamına göre : Uyuşmazlık; davalı banka müşterisi davacı firmanın SGK ödemesine ilişkin süresi dahilinde verdiği talimatın bankanın ödemeyi gerçekleştirmemesi nedeniyle gecikmeli olarak ödenmesi neticesinde davacının fazladan ödeme yaptığı iddiası kapsamında, bankanın bu işleminin davacı uhdesinde doğrudan zarara sebebiyet verip vermediği ve söz konusu bankacılık işlemi nedeniyle bankanın sorumlu tutulup tutulamayacağı ile bankanın davacıdan limişt tahsis ücreti adı altında ücret tahsil edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Davacı firmanın davalı banka nezdindeki mevduat hesabından online SGK ödemelerine ilişkin talimat verdiği halde hesapta para olmasına rağmen ödemenin yapılmadığı , davacının süresi geçen ödemeleri 17.05.2018 tarihinde gecikmeli olarak gerçekleştirildiği sabittir. Hükme esas alınan 21.03.2023 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre davaya konu SGK ödemelerinin 30/04/2018 vade tarihinde yapılmayıp 18/05/2018 tarihinde ödenmesinden (vade tarihinde ödenmeyip de geç ödenmesinden) kaynaklı zararının toplam 21.984,20 TL olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme temelinde irdelenmesi gerektiği açıktır. Her halukarda davalı banka; davacı şirkete ilişkin SGK ödemelerinin süresi içerisinde elektronik ortamda dava dışı alacaklı kuruma süresinde ödeme yapılması taahhüdünde bulunduğundan gecikmeden kaynaklı oluşan maddi zararı tazmin yükümlülüğünün doğacağını kabul etmek gereklidir. Keza somut vakıada tüm sorumluluğun bankaya ait olduğu, ödeme tarihinde davacı mevduat hesabının ödemenin yapılması için karşılık ayırdığı ve hesabının ödemeyi gerçekleştirmeye müsait olduğu, davacıya zararın artmasına sebebiyet vermesine yönelik müterafik herhangi bir kusur atfının söz konusu olmadığı açıktır. Davacı uhdesinde oluşan zarar bankanın sözleşme ilişkisi nazarında sorumluluğuna aykırı davranmasıyla oluşan doğrudan zarardır. Bu sebeple davacının sözleşmeye aykırılıktan doğan zararı yönünden davanın kabulü gerektiği takdir edildiğinden 21.984,20-TL’nin davacının SGK’ya yaptığı ödeme tarihi olan 18/05/2018 olarak kabul edilen temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine yönelik neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
Davalı banka Taraflar arasında akdedilen 06/06/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinadan davacı şirketten kredi tahsis ücreti adı altında 2625 TL tahsil ettiği yönünde ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasında imzalanan Sözleşme gereğince açılacak kredi hesapları ile birlikte diğer her türlü hesaplarda Bankanın tespit ettiği ve edeceği faiz, komisyon, gider vergisi ve faiz farkı iade fonu kesintisi uygulanacağı ile davalı bankanın faiz ve komisyon oranlarını mevzuatın izin verdiği en yüksek orana çıkarmaya yetkili olduğu kabul edilmiştir. Bu haliyle de, davalı bankanın 06/04/2018 tarihinde tahsil ettiği 2.625,00 TL tutarındaki limit tahsis ücretini taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince yeni açılmış olan herhangi bir kredi veya diğer hesaplara istinaden aldığı tespit edilemediği gibi, yine sözleşmede belirtildiği şekliyle komisyon oranlarını mevzuatın izin verdiğin yüksek orana çıkarması nedeniyle aldığı yönünde davalı banka delil sunamamış olup yapılan tahsilatın geçerli bir hukuki gerekçeye dayandıramadığı anlaşılmış olup davacının limit tahsis ücretinin iadesi yönündeki talebinin kabulü ile 2.625.00 TL’nin , davalı bankanın tahsilat yaptığı tarih olan 06/04/2018 tarihinden itibaren ticari faiz (avans faizi) ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine yönelik neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile;
21.984,20TL’nin 18/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.625,00TL’in 06/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.681,05TL harçtan peşin alınan 420,27TL’nin mahsup edilerek bakiye 1.260,78TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin m.26 hükmüne göre Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 420,27TL peşin harç, 44,40TL başvuru harcı gideri toplamı olan 464,67TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince dava değeri olan 24.609,20TL üzerinden hesaplanan 9.200,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 6,40TL vekalet harcı gideri, 78,00TL tebligat, posta gideri ile 5.550,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.634,40TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK.m.333 hükmü uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tarafların yüzüne karşı karar verildi.23/05/2023
Katip
¸e-imza
Hakim
¸e-imza