Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/243 E. 2020/523 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/243 Esas
KARAR NO : 2020/523

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/07/2015
KARAR TARİHİ : 23/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 1998 senesinden itibaren … A.Ş.’nin … şubesinde yer alan vadesiz hesabında parasını tuttuğunu, ilgili finans kurumunun 2000 yılında iflas ettiğini ve tasfiye sürecine girdiğini, bu sebepten ötürü de müvekkiline yapacağı ödemeleri yapamaz hale geldiğini, müvekkilinin parasını alabilme adına gösterdiği uzun uğraşlar sonucu 2010 yılında … ilinde faaliyet gösteren davalının … müvekkiline olan tüm borçlarını nakil aldığını, buna ilişkin taraflar arasında 22/12/2010 tarihinde alacağın temliki, sulh, ibraname ve feragat sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin borcun nakli niteliğinde olduğunu, müvekkilinin …’da bulunan 4.601,00 USD ve 997,02 EURO alacağının 56 taksit halinde davalı tarafından ödeneceğini, buna karşın davalının yalnızca ilk 7 taksidi ödediğini, kalan 42 taksit tutarındaki alacağın tahsili için davalı hakkında … 30. İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle davalının takip konusu miktarı %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlığın alacağın temliki sözleşmesi değil, borcun nakli sözleşmesi olduğunu, dava dışı … A.Ş.’nin 2000 yılında istifa ettiğini ve tasfiye sürecine girdiğini, sürecin devam ettiğini, davacının tasfiye sonucunu beklemeden talepte bulunamayacağını, davacının alacağının henüz muaccel hale gelmediğini, bu nedenle müvekkili hakkında icra takibi de yapılamayacağını beyanla davanın reddine, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, icra dosyası celp edilmiş, mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde, taraflar arasındaki devirli ilişkiden dolayı davalının, davacıya olan borcunu ödemediği gibi icra takibine de haksız olarak itiraz ettiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen kararın davalı tarafın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/4320 Esas ve 2020/684 Karar sayılı ilamı ile; “6102 Sayılı TTK’nun 3. maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğunun belirtildiği, aynı kanunun 4. maddesinde ise ticari dava ve işlerin sayıldığı, eldeki davada ise davacı tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulmuş olup davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesi ile ilgili değildir. Kaldı ki davacı da tacir değildir. Uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağından, dava konusu uyuşmazlık ticari dava niteliği taşımamaktadır. Görev kamu düzenine ilişkin olmakla istinaf edilmese bile resen nazara alınacak bir dava şartıdır. Bu nedenle kararın HMK 355 ve 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiğinden dosya yeniden esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir. Davacı tacir olmayıp dava konusu edilen alacak da bu anlamda her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmamış ve mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza