Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/214 E. 2021/561 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/214 Esas
KARAR NO : 2021/561

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili 08/04/2020 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkili olan şirketin, reklam, prodüksiyon, tanıtım ve fotoğrafçılık üzerine ulusal ve uluslararası arenada faaliyet gösteren, sektöründe tanınmış ve saygın bir firma olduğunu, 2006’dan bu yana, yapmış olduğu stüdyo çekimleri, birbirinden ünlü dergi markaları ve reklam yüzleri ile çalışmış ve portföyünü çeşitlendirmek için birçok medya şirketi ile iş birliği yaptığını, müvekkil şirket ile davalı … arasında ticari bir ilişki söz konusu olduğunu, söz konusu ticari ilişki gereği müvekkil şirket tarafından davalı şirkete sektörel hizmet verildiğini, verilen hizmete karşılık taraflar arasında 31.05.2019 tarihi itibariyle 94.858,16-TL tutarlı cari hesap alacağı bulunmadığını, söz konusu cari hesap alacağına ilişkin olarak, davalı borçlu şirket tarafından borcun kabul edildiğinin sabit olduğunu, tarafların 31.05.2019 tarihi itibariyle 94.858,16 TL’lik borç konusunda mutabık kaldığına dair şirketin kaşesi üzerine yetkili kişi tarafından imzalanmış mutabakat metni yani kayıtsız şartsız borç ikrarı mevcut olduğunu, ikrar edilen borcun ödenmesi ile ilgili davalı borçlu şirket yetkilileri ile defalarca iletişime geçildiğini, hiçbir sonuç alınamadığını, bunun üzerine … 5. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile “borç bedelinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 iş günü içerisinde müvekkil şirket banka hesabına ödenmesi, aksi takdirde her türlü yasal yollara başvurulacağı, masraf ve vekalet ücretinin de taraflarına yükletileceği” vekaleten ihtar edildiğini ve yine hiçbir sonuç alınamadığını, ödenmeyen ve haksız olarak da kabul edilmeyen borca ilişkin olarak müvekkil şirket tarafından yasal yollara başvurma zarureti doğduğunu ve bu nedenle 22.07.2019 tarihinde … 27. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takiplere özgü icra takibi başlatıldığını, icra takibine ilişkin ödeme emrini 24.07.2019 tarihinde tebliğ alan davalı borçlu şirket tarafından, takip konusu borcun tamamına ve ferilerine 31.07.2019 tarihinde haksız olarak itiraz edildiğini, bunun üzerine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A-1 maddesi uyarınca, ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edildiğini iş bu davanın ikame edilmeden önce usulüne uygun olarak 05.11.2019 tarihinde … Arabuluculuk Bürosu’na başvurulduğunu, başvurularına istinaden … tarafından Arabuluculuk Sürecine davet mektubu gönderilldiğini ve taraflar 25.11.2019 tarihinde arabuluculuk ilk ve son oturumunu gerçekleştiğini, 25.11.2019 tarihinde düzenlenen Arabuluculuk son tutanağından da anlaşılacağı üzere tarafların görüşmesi anlaşamama üzerine son bulduğunu, davalı borçlu şirket tarafından itiraz edilen icra takibi, borçluya kesilen borçludan kaynaklı patent ihlali nedeniyle iade edilen ürünlere dair faturalara dayandığını, ayrıca takip konusu alacağın, likit alacak niteliğinde olduğunu, likit alacaktan söz edilebilmesi için gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gerekli olduğunu, buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterli olduğunu, konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2019 tarihli ve 2016/15426 Esas ve 2019/1791 Karar sayılı ilamında;
“….Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gerekli olup, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.” şeklinde ifade edildiğini,
dava dilekçesi ekinde mahkememize sunulan taraflar arasındaki tüm bilgi ve belgeler ile davalı tarafın ticari defterleri incelendiğinde, davalının müvekkil şirkete borçlu olduğunun açık ve sabit olduğu anlaşılacağını, haksız olarak bir borcu olmadığını ileri süren davalının müvekkil şirket ile arasında herhangi bir ticari ilişki söz konusu değilse davalı borçlu neden cari hesaba ilişkin alacak tablosunu kendi imza ve kaşesi altında kabul etmiş ve mutabık kalındığını,
söz konusu durum dahi taraflar arasındaki ticari ilişki ve borçlanma durumunun kabulünü gösterdiğini, müvekkil şirket tarafından yasal yollara başvurulmadan önce kabul edilen borca ilişkin böyle bir borcun olmadığının belirtildiğini, bu şekilde borçtan kurtulmaya çalışan davalı tarafın kötü niyetli davranışlarının hukuki koruma kapsamında kalması mümkün olmadığı gibi ticari etik ve ahlaka da aykırılık teşkil ettiğini, icra takibine konu alacak davalı borçlu şirketin de mutabık kaldığı bir alacak/borç tutarı olduğunu, davalı borçlu şirketin, likit alacağa karşı yaptığı haksız itirazın iptali ve söz konusu haksız itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra İflas Kanunu madde 67/2 gereğince davalı borçlu şirket adına başlatılan icra takibine ilişkin, davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile itirazın likit alacağa yönelik yapılmasından dolayı alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini ve takibin 94.858,16-TL üzerinden devamına karar verilmesini, davalı borçlu şirketin … 27. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte 94.858,16-TL üzerinden devamını, davalı borçlu şirketin likit alacağa karşı yaptığı haksız itiraz nedeniyle kısmi davaya ilişkin fazlaya dair ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini,
yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı borçlu şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 20/07/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın açmış olduğu dava ile “… 27. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yapılan 31.07.2019 tarihli itirazın kaldırılmasını ve 31.05.2019 tarihi itibariyle cari hesap mutabakatı sağlanan 94.858,16.-TL üzerinden davanın kabulünü talep ettiğini, taraflar arasında 31.05.2019 tarihinde 94.858,16 TL borç üzerinden mutabakatın sağlandığını, davacının 22.07.2019 tarihinde 54.280,00.-TL bedelli fatura alacağı olduğunu da iddia ederek 149,138,36.-TL üzerinden … 27. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı , müvekkili şirketin, davacı şirketin düzenlediği 54.280,00.-TL bedelli keyfi faturaya 2. kez itiraz ettiğini, faturayı iade ettiğini, … 27. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe 31.07.2019 tarihinde itiraz ettiğini, itirazdan hemen sonra 29.08.2019 tarihinde müvekkil şirket yetkilisi … ile davacı taraf bir araya gelerek 115.200.-TL üzerinden şifahi hesap mutabakatı yaptığını, yapılan şifahi hesap mutabakatına istinaden müvekkil şirket yetkilisi …’yi şahsi borçlu gösterilerek 29.08.2019 tanzim tarihli ve 57.600,00.-TL bedelli, vadeleri de 20.09.2020 ile 20.10.2020 olan 2 adet senet düzenlendiğini ve davacı alacaklıya verildiğini, davacı alacaklı tarafa verilen 29.08.2019 tanzim tarihli ve 57.600,00.-TL bedelli, 20.09.2020 vadeli senet zamanında ödendiğini ve davacı alacaklı taraftan teslim alındığını, davacı alacaklı tarafın vadesi 20.10.2020 olan senedi zamanında ödememesi üzerine 05.11.2019 tarihinde … 7. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, aynı davacının, … 7. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinden doğan alacaklarını müvekkil şirket yetkilisi …’nin mal varlığından tahsil edemediğini, bu kez şirket aleyhine yapılan icra takibine yapılan itirazı kaldırmak için iş bu davanın açıldığını, ya taraflar arasında yapılan şifahi mutabakat doğrultusunda … 27. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile yapılan alacağı 115.200.-TL kabul edildiğini ve bu bedel karşılığı “9.08.2019 tanzim tarihli ve 57.600,00.-TL bedelli, vadeleri de 20.09.2020 ile 20.10.2020 olan 2 adet senet” ile davacı alacaklı tarafa ödenmiş olduğunu iş bu davanın reddinin gerektiğini, ya da davacı alacaklıya müvekkil şirketin olan borcunun … 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu edilen alacakla sınırlı olduğunu ve haksız açılan 94.858,16 TL üzerinden davanın ödemesi yapılan 57.600,00.-TL düşünülerek davacının fazla taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, yasal dayanağı olmayan haksız davanın reddini, haksız ve kötü niyetli açılan ve ödemesi yapılan bedelin açıklaması ve mahsubu yapılmayan kısmı üzerinden %20 İcra kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, kanuni haklarının saklı tutulmasını, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin dahi haksız davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… 27. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, 19/01/2021 tarihli bilirkişi raporu, yemin ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; cari hesaptan kaynaklı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. madde uyarınca iptali talebine ilişkindir.
… 27. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nın incelenmesinde; davacı tarafından , davalı aleyhine cari hesap ve faturadan kaynaklı olarak 54.280,00 TL fatura alacağı ve 94.858,16 TL cari hesaptan kaynaklı alacak olmak üzere toplam 149.138,16 TL nin ödenmesi talebiyle ilamsız icra takibi başlatılmış olduğu; ödeme emrinin davalıya 24/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının 31/07/2019 tarihinde takibe itirazı üzerine takibin durmuş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi ile inceleme yapılarak rapor tanzimi istenmiş; bilirkişi tarafından düzenlenen 19/01/2021 tarihli raporda özetle; incelenen davacı şirkete ait ve davalı şirkete ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik /beratlarının yasal süresinde yapıldığı, bu anlamda tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahipleri lehine delil olma niteliğine haiz olduğu,takip tarihi olan 22.07.2019 tarihinde 94.858,16.-TL davalının davacıya borcu olduğu davalı yan yasal defterlerde senet- giriş çıkışına ait muhasebe kaydına rastlanmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekili bilirkişi raporuna beyan dilekçesi sunmuş, davalı vekili ise bilirkişi raporu sonrasında davacı tarafa yemin teklifinde bulunmuştur.
Davalı tarafça sunulan yemin metni davacı şirket temsilcisine usulüne uygun meşruhatla tebliğ edilmiş, davacı şirket temsilcisi 29/09/2021 tarihli celsede; mahkememizce belirlenen konu ve sorular doğrultusunda; ” Davalı şirket yetkilisi … ile iş bu davaya konu alacağa ilişkin takipten sonra iş bu davanın konusu olmayan ve …’nin şahsıma olan yine şahsi bir borcuna ilişkin olarak miktarını net hatırlamadığım alacağım konusunda mutabık kaldık ve yine bu alacağa ilişkin olarak … iki (2) adet senet düzenleyerek tarafımıza verdi, bu senetlerden bir tanesi ödendi, ancak bir tanesi ödenmedi, tarafıma verilen bu iki senedin bu davanın konusu olan cari hesap alacağı ile ilgisi yoktur, iş bu davanın konusu olan cari hesap alacağı ile davalı tarafın şirket yetkilisi tarafından tarafıma verilen senette belirtilen alacaklar birbirinden farklı alacaklardır, senetteki alacak şahsi alacağımdır, bu davanın konusu olan cari hesap alacağımız da henüz ödenmedi, watsapp yazışmaları doğru ancak bir kısmı şahsi alacaklar ile ilgilidir bir kısmı ise şirket alacağına ilişkindir, dava dosyasına sunulan watsapp yazışmaları şahsi alacağa ilişkindir, davalı tarafla birçok watsap görüşmesi yaptık, ” şeklinde beyanda bulunmuş ve beyanına ilişkin olarak yemin etmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, reklam, prodüksiyon, tanıtım ve fotoğrafçılık alanlarında faaliyet gösteren davacı şirketin , bu alanlarda davalı şirkete hizmet verdiği ve cari hesaptan kaynaklı olarak … 27. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, 19/01/2021 tarihli bilirkişi raporu, mutabakat metni ve dosya kapsamı itibariyle davacının takip tarihi olan 22/07/2019 tarihi itibariyle davalı şirketten 94.858,16 TL alacağının bulunduğu, her ne kadar davalı tarafça mutabakat metninin düzenlenmesinden sonra davacı şirket yetkilisi ve davalı şirket yetkilisinin şifahi olarak yaptıkları anlaşma ile iş bu davanın konusu olan cari hesap alacağı da dahil 115.200.-TL üzerinden anlaşmaya varıldığı ve bu miktara ilişkin olarak 57.600,00.-TL bedelli 2 adet senedin davalı şirket yetkilisi tarafından davacı şirket yetkilisine verildiği, bu senetlerden birinin ödendiği ve davalı şirketin davacı şirkete her hangi bir borcunun bulunmadığı iddia edilmişse de, davacı şirket yetkilisi 29/09/2021 tarihli celsede, davalı şirket yetkilisinin bahsettiği senetlerin şahsi alacağa ilişkin olduğu, dava konusu cari hesap alacağına ilişkin olmadığı ve cari hesaptan kaynaklı alacağın henüz ödenmediği yönünde beyanda bulunduğu ve bu hususlarda yemin ettiği , dolayısıyla davaya konu cari hesaptan kaynaklı 94.858, 16 TL alacağın ödenmediği, bu sebeple davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, alacağın cari hesaptan kaynaklı likit bir alacak olması nedeniyle davacı lehine % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜ ile davalının … 27. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile , takibin 94.858,16 TL üzerinden ve takip talebindeki hal ve şartlar üzerinden DEVAMINA,
2-94.858,16 TL’nin % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.479,76-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 874,26 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.605,5TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına ,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı lehine hesaplanan 12.961,53-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 874,26 TL peşin harç, 84,25 TL posta ve tebligat masrafı, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.708,51 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2021

Katip …
☪e-imzalıdır.

Hakim …
☪e-imzalıdır.