Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/21 E. 2020/332 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/21 Esas
KARAR NO : 2020/332

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :10/01/2020
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: … Ltd. Şti adına … ile … Ltd. Şti adına … sözleşme düzenlediğini, … avans olarak … 75.000 TL çeki ön avansı olarak verdiğini, sözleşme gereği de 260.000 TL’lık bir teminat senedi aldığını, sözleşmeyi imzalamış ancak sözleşmeyi imzalayıp avans çekini vermek için senedi kefil olarak imzalama şartı koyduğunu, bu şekilde sözleşmeyi imzaladığını, …’nin 75.000 TL’lık çeki tahsil ettiği halde işi yapmadığını, çek bedelini iade etmediğini ileri süren … kendisinde imzası olan 260.000 TL ‘lık teminat senedini ödemesini talep ettiğini, sözleşmenin avans çekinin hayali olduğunu ve sırf şahsını dolandırmak için … ile …’nin birlikte bir kumpas kurup ganimeti paylaşacaklarını tespit ettiğini, keşidecisi olduğu 11/07/2008 keşide tarihli ve 11/02/2009 vadeli 260,000 TL tutarındaki emre muharrer senet için davalı tarafından … 11. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyası ile kanuni takip başlatıldığını, … 18. İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası ile tapuda adına kayıtlı … İlçesi … mahallesi 2785 parselde … bLok 4. Kat 23 numaralı dairenin satışı için ihale 30/09/2015 tarihinde yapıldığını satışı … tek alıcı olarak teminat yatırılıp katıldığını,… 6. İcra Hukuk Mahkemesinin … E … Karar sayılı taşınmaz satışına itiraz talebinin reddine dair ilamın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 30/05/2016 tarih 2016/12342 Esas 2016/15082 Karar sayılı bozma ilamı üzerine davaya 2016/814 E sayılı üzerinden devam ettiğini, 01/02/2018 tarih 2018/51 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay bozma kararına uyularak ihalenin feshine karar verildiğini, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine de 02/04/2018 tarihinde kesinleştiğini davalı yerinde kıymet takdiri istendiğini, 01/08/2018 tarihinde yapılmış olan kıymet takdiren karşı … 3. İcra Hukuk Mahkemesinde 18/09/2018 tarihinde açmış olduğu … E sayılı dava 16/12/2019 tarih … karar sayılı kesin ilam ile reddedildiğini sözleşmenin tarafı iki şirkete ait bilgiler incelendiğinde davalılar herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı … veya hissedarı olduğu şirketlerin de Davalı …Tic. Ltd. Şti. Herhangi bir borçlarının bulunmadığının tespitine, davalıların haksız ve sebepsiz zenginleşme niteliğindeki … 11. İcra Müdürlüğünün … E nolu dosyasından elde etmiş olacakları bedelin istirdadına, dava ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın arabuluculuğa tabi ve zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğun tarafların dosyaya sunulmuş herhangi bir uzlaşma tutanağı görülmediğini, 6325 sayılı yasanın 18 / A madesi uyarınca gerekli ihtaratın yapılarak neticede davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı davasının 20.000 TL ‘nin menfi tespitine yönelik başlatıldığını esas talebi … 11. İcra Müdürülğünün … E sayılı dosyasından borçlu bulunmadığının tespitine yönelik olduğu, davacı harcı eksik ödemiş olduğu söz konusu harç noksanlığının giderilmesi gerektiğini, harç noksanlığı giderilmeksizin Harçlar Kanunu gereğince davaya devam edilmesi mümkün olmadığını, davacının davası zamanaşımına uğradığını ve zamanaşımı reddi gerektiğini daacı davasının kaldırıldığını iddiasına dayandığını söz konlusu iddi hile mahiyetine yönelik olduğunu nitekim hile veya aldatma ya dayalı dava açma süresi BK m. 39 gereğince 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu bununla birlikte sözleşme ilişkisinin bulunduğu hallerde zamanaşımı süresi B.K.’nun genel hükümlerine göre 10 yıl olup senedin tanzim tarihinin 11/07/2008 olduğu dikkate alındığında bu sürenini dahi olduğu muhakkak olduğu, … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celbedildiğinde de görüleceği üzere müvekkili … söz konusu dosyada davacı ile birlikte borcu durumda olduğu davacı kefil olduğu müvekkilin borcu olmadığı iddiası bulunmaması rağmen kefilin bu türden bir idda ortaya atması üstelik de asıl borçlu müvekkile de dava açması abeste işgal olduğunu, menfi tespit davasının konusu borçlu bulunmadığının tespitine yönelik olduğu, davalısı alacak kişi olduğunu müvekil söz konusu davada taraf olmadığı zira kendisi de borçlu olduğu işbu sebeple davanın müvekkil davalı yönünden husumetten reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce … 11. İcra Dairesin … esas sayılı takip dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; … Ltd. Şti. Tarafından borçlu … ve… 260000,00 TL bono 100587,94 TL işlemiş faiz 780,00 TL Komisyon olmak üzere toplam 361367,94 TL ‘nın icra takip tarihi olan 09/03/2011 tarihinden itibaren asıl alacağı işleyecek %15 yıllık faiz ile tahsili talebi ile 09/03/2011 tarihinden icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na 5/A maddesi eklenmiş ve anılan kanun hükmü ile 01/01/2019 tarihi itibari ile ticari davalarda “Arabuluculuk” dava şartı olarak kabul edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiş olup, anılan hükme göre ticari davalardan; konusu paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Diğer yandan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.” hükmü gereğince arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Somut olayda dava ticari alım satım ilişkisine dayalı alacaktan dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/3048-2020/1093 E-K. sayılı ilâmında da belirtildiği üzere menfi tespit davasında davacı, davalıya borçlu olmadığının tespitini istemekte olup, netice itibari ile menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile birlikte davalının da alacaklı olup olmadığının tespiti yapılacağından bu durumda menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu ve bu nedenle menfi tespit talebi yönünden de uyuşmazlığın dava şartı olan arabuluculuk kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesi ekinde arabuluculuk müessesesine başvurulduğuna dair herhangi bir belge sunmamış olup, açıklandığı üzere somut olayda arabuluculuk başvurusu sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın düzenlenmediği sabittir. HMK 115 maddesinde dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği ifade edilmiştir. HMK 138 maddesinde ise dava şartları ile ilgili olarak dosya üzerinden karar verilebileceği düzenlenmiş olmakla dava dilekçesinin ve eklerinin incelenmesi sonucunda 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununun 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 341,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 287,15 TL karar ve ilam harcının davacıya karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar lehine takdir olunan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalılara mütesaviyen ödenmesine,
Dair, davacı asil ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/09/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza