Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/184 E. 2022/721 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/184 Esas
KARAR NO : 2022/721

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak( Asıl ve Karşı dava) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında … mevkii 4 pafta 334 parsel 24.500 metrekare … adresinde bulunan yerin kiralanması konusunda 01/04/2009-31/12/2019 tarihleri arasında geçerli olacağı kabul edilen kira kontratının imzalandığı, kiralanan yerin kontratta da belirtildiği üzere “Yapı Malzemeleri Üretim Sahası ve Depo” olarak kullanılmak üzere kiralandığı, bu amaçla kontratın hususi şartlar bölümünün birinci maddesinde masrafı davacıya ait olmak üzere sökülebilir prefabrik malzeme ile 3.000 metrekare oturum alanlı üretim holü, yönetim ofisi, kantar inşaası ile sahanın tasfiye edilerek açık stok sahası için geçici inşaat veya tesis yapılabilmesinin iki tarafça kabul edildiği, taraflar arasındaki bu anlaşmadan sonra davacı tarafça yerin tesfiye çalışmalarına başlandığı yine davacı tarafça prefabrik yapılarla ilgili gerekli izinleri almak üzere kiralananın bulunduğu … Belediyesi’nde yaptığı araştırmada ilgili yerde imar uygulaması çalışmalarının devam ettiğini, ayrıca ödenmesi gerekli imar ruhsat harçları ile röperli kroki çizimi için masraf yatırılması gerektiğini öğrendiği, bunun üzerine davacı kiralayan nam ve hesabına ait olmak üzere 24/03/2009 tarihinde 5.635,00-TL imar ruhsat harcı ve 637,00-TL röperli kroki giderini ödediği, yine tarla vasıflı bu yerde prefabrik yapıların yapılması için ilgili belediye nezdinde tarla vasfının arsa olarak değiştirilerek imar planı gereğince yola terk işlemlerinin tamamlattırılması gerektiğini öğrendiği ve davalıya müracaat ederek ilgili … Belediyesi nezdindeki müracaatların yapılmasını talep ettiği, davalının imar durumu ile ilgili 13/03/2010 tarihinde … Belediyesi’ne yazılı müracaat ettiğini davacıya bildirdiği, bu müracaatla ilgili … Belediyesi tarafından 31/03/2010 tarihli cevap ile taşınmazın bulunduğu bölgedeki 1/1000 uygulama imar planları hakkında … 9. İdare Mahkemesi’nin 28/01/2010 tarih ve … esas sayılı dosyasında alınan yürütmeyi durdurma kararı gereği dilekçenin değerlendirilmediği yönünde cevap verildiği, belediye tarafından davalıya 31/03/2010 tarihinde cevap verilmiş olmasına rağmen bu hususun davacıya 4 ay sonra bildirildiği, bu nedenle taraflar arasındaki kira sözleşmesinin haklı nedenle davacı tarafça feshedildiği zira aktin ifasının imkansızlığının kiralanan yerden kaynaklanan nedenlerle ortaya çıktığı, davalının ilgili belediyeye kontrat tarihinden çok sonra başvurduğu ve başvurusunun da reddedildiği, davacı tarafça ifanın gerçekleşeceği ümidi ile bu yerde ciddi yatırımların yapıldığı ve uzun süre kira parasının davalıya ödendiği, davalı tarafa … 23. Noterliği’nin… tarihli ihtarnamesinin keşide edildiği ancak davalı tarafça … 31. Noterliğinin … tarihli cevabi ihtarında 02/09/2010 tarih nolu dilekçe ile aktin feshedilmiş kabul edildiğini, bu dilekçenin kendilerince işleme sokularak fesih olgusunu kendilerince kabul ederek yeniden kiraya verebilmek için ihale çalışmalarının başladığını bildirdiği, ayrıca birikmiş kira paralarının ödenmesinin istendiği, açıklanan nedenlerle aktin ifasının imkansızlığı nedeni ile herkesin aldığını iade edeceği kuralından hareketle ödenen kira paraları toplamı olan 80.000,00-TL’nin ve davalı nam ve hesabına yatırılan 5.635,00-TL ruhsat harcı ile röperli kroki bedeli 637,00-TL ve yatırım harcamaları fatura toplamı olan 36.152,00-TL olmak üzere toplam 122,424-TL’nin ve aktin başında kiralayana teminat olarak verilen …’a ait 03/03/2009 tarihli 18.757,00-TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubunun iadesinin … 23. Noterliği’nin …tarihli ihtarnamesi ile istendiği ancak davalının tüm ihtarlara rağmen davacı taleplerini yerine getirmediğinden bahisle davalıya haksız olarak ödenen toplam 80.000,00-TL kira parasının şimdilik kaydı ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile 5.000,00-TL’lik kısmının ödeme tarihinden itibaren akti faiz oranı olan amme alacaklarına uygulanan gecikme zammı oranında aylık temerrüt faizi ile tahsiline, yine davalı nam ve hesabına … Belediyesi’ne ödenen 5.635,00-TL ruhsat harcı bedeli ile tapu kadastro genel müdürlüğüne ödenen 637,00-TL röperli kroki bedelinin ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline, davacı tarafından yapılan yatırım harcamaları fatura bedeli olan 36.152,00-TL bedelin şimdilik kaydı ile 5.000,00-TL’lik kısmının fazlaya dair haklar şimdilik saklı kalmak kaydı ile reeskont faizi ile birlikte tahsiline, yine aktin başında teminat olarak davalıya verilen … 03/03/2009 tarihli teminat mektubunun da davacıya aynen iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili vermiş olduğu 25/04/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmının 1 nolu bendinde belirtilen ve 5.000,00-TL olarak talep edilen kısım 75.000,00-TL daha arttırılarak bu talebin toplam 80.000,00-TL olarak haksız olarak davalıya ödenen kira parasının ödeme ve ihtar tarihinden itibaren akti faiz oranı olan amme alacaklarına uygulanan gecikme zammı oranında aylık temerrüt faizi ile tahsiline, diğer taleplerle ilgili olarak 2,3,4 nolu bentlerdeki taleplerin kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi yönünde dava dilekçesindeki talepler ıslah edilmiş ve ıslah harcı yatırılarak makbuzu dosyaya sunulmuştur.
Daha sonra davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 27/09/2013 tarihli “Islah Dilekçesinin Tavzihi Talebine” ilişkin dilekçe ile daha önce dosyaya sunulan 25/04/2012 tarihli dilekçe ile sehven dava dilekçesinin 3 nolu bendinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak talep edilen alacak kaleminin ıslah edilmediği ancak bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere bu yöndeki talepte bulunabilecek alacak kalemi 36.152,00-TL olduğundan dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmının 3 nolu bendinde belirtilen alacağın 31.152,00-TL daha artırılarak toplam 36.152,00-TL’nin ödeme ve ihtar tarihinden itibaren akti faiz oranı olan amme alacaklarına uygulanan gecikme zammı oranında aylık temerrüt faizi ile tahsiline, diğer taleplerle ilgili olarak 2,3,4 nolu bentlerdeki taleplerin kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi yönünde dava dilekçesindeki talepler ıslah edildiği bildirilmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA:Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; taraflar arasında 01/04/2009 başlangıç tarihli sözleşmenin imzalandığı, daha sonra davacı şirketin taşınmaz üzerinde 2.500 metrekare büyüklüğünde prefabrik fabrika binası inşaa etmek istediği ve taşınmazın imar planına uygun olarak yola terk işlemi için 11/03/2010 tarihinde davalıya talepte bulunduğu, davalının taşınmazın imar planına uygun olarak yola terk işleminin yapılması işlemi ve gerekli izinler için 16/03/2010 tarihinde … Belediye Başkanlığı’na başvurduğu, belediye başkanlığının 31/03/2010 tarihli yazısı ile taşınmazın bulunduğu bölgedeki imar planı hakkında 28/01/2010 tarih ve … esas sayılı yürütmeyi durdurma kararı ile davalının talebinin değerlendirilemediği, davacı şirketin taşınmazın bulunduğu bölgedeki imar faaliyetlerinin durdurulmasından dolayı yapacağı iş için ruhsat alamadığı gerekçesi ile davalı vakfa hitaben gönderdiği 02/09/2010 tarihli dilekçe ile kira sözleşmesini fesh ettiğini bildirdiği ve 8 ay sonra da iş bu davayı açtığı, davalının yasal yükümlülüğü olmamasına rağmen ruhsat işlemleri için malik sıfatı ile gerekli olan yazışmaları süresi içerisinde yaptığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinde taşınmazın niteliğinin tarla olarak belirtildiği ve yasal izinler ve tüm mali sorumlulukların kiracıya ait olmak üzere üzerine prefabrik yapı yapılacağının kabul edildiği, taşınmazın kiralama şekline göre davalının davacıya inşaat ruhsatı alma taahhüdü ve yükümlülüğünün bulunmadığı, davacı şirketin yapı ruhsatı alamamış olmasının sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkını vermediği, ruhsat harcı, röperli kroki ve yatırım harcamaları, ödenen kira bedellerinin davalı vakıftan talep edilemeyeceği, yine davacının taşınmazın kiralanması için davalı vakfa kiracı bulduğu beyanı ile kendi iddialarını çürüttüğü, davacının imar ruhsatı alamamasının sebebinin davalı vakıf olmadığı gibi sözleşmeye konu taşınmaz da olmadığı, taşınmazın imar durumunun sorunlu olduğu izlenimini veren davacı beyanlarının haksız ve yanıltıcı olduğu, nitekim taşınmazın aynı imar durumu ile davalı tarafça kiraya verildiğinden bahisle davalı aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, yine cevap dilekçesinde dile getirilen karşı dava ile davacı şirketin mülkiyeti davalıya ait olan taşınmazı 01/04/2009 tarihinde kiraladığı, taşınmazın kira sözleşmesini 02/09/2010 tarihinde feshettiği, taşınmazın aylık kira bedelinin 2010 yılında net 5.050,00-TL olduğu, davacı şirketin sözleşme özel şartlarının 4. Maddesi gereğince 01/01/2010 tarihinden itibaren yapılması gereken aylık net 50.000,00-TL tutarındaki artışın eksik ödenmesinden dolayı 01/01/2010-30/07/2010 tarihleri arasında 7 aylık süre için tahakkuk eden 350,00-TL kira farkı bedeli, 2010 yılı Ağustos ayı ve Eylül ayları net 10.100,00-TL kira bedeli, sözleşmenin davacı tarafından süresinden önce tek taraflı feshedildiği, 02/09/2010 tarihinden sebebi ile 2010 yılı kira dönemi (01/01/2010-31/12/2010) bitimine kadar sorumlu olunan 2010 yılı Ekim-Kasım-Aralık ayları net 15.150,00-TL kira bedeli olmak üzere toplam 25.600,00-TL kira bedelini davalıya ödemediği, bu nedenle 25.600,00-TL toplam kira alacağına sözleşme özel şartlarının 6. Maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı-karşı davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraflar arasındaki 01/04/2009 tarihli kira sözleşmesi, … 23. Noterliği’nin …tarihli ihtarnamesi, 03/03/2021 tarihli bilirkişi raporu, 11/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporu, 16/05/2022 tarihli bilirkişi 2. Ek raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Asıl dava ; taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin ifasının sözleşmenin imzalanmasından sonra imkansız hale geldiğinden sözleşmenin davacı tarafça haklı olarak feshedildiği iddiası ile sözleşme gereğince davalı tarafa ödenen kira bedelinin ve yine sözleşmenin ifa edileceği inancı ile kira sözleşmesine konu taşınmaza yapılan yatırım harcamaları ile ruhsat alınması için davalı adına belediyeye ödendiği bildirilen ruhsat harcı ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ne ödendiği bildirilen röperli kroki bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Karşı dava ise; davacı-karşı davalı tarafından taraflar arasındaki kira sözleşmesinin haksız olarak fesh edildiğinden bahisle kira sözleşmesinin başlangıcından itibaren fesh edildiği tarihe kadar geçen dönem içerisinde davacı-karşı davalı tarafça ödenmediği iddia olunan bakiye kira bedelinin davacı-karşı davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2014/728 Esas- 2015/633 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde “Asıl davanın kısmen kabulü ile davacı tarafça davalıya ödenen toplam 80.000,00-TL kira bedelinin 16/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Sözleşmenin başlangıcında davacı tarafça davalıya verilen … Bankası’na ait …. tarih ve … seri nolu 18.750,00-TL bedelli teminat mektubunun davalı tarafça davacı tarafa iadesine, Fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine, Karşı davanın ise reddine” karar verilmiş, verilen karara karşı taraf vekillerince temyiz yasa yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/6403 Esas- 2019/3059 karar sayılı ilamı ile “Taraflarca imzalanan 01/04/2009–31/12/2019 dönemi için yapılan kira sözleşmesinde kiralananın 334 parsel sayılı arazi olduğu, boş tarla olarak kiracıya teslim edildiği, yapı malzemeleri üretim sahası ve depo amacı ile kullanılacağı belirtilmiştir. Anılan kira sözleşmesinin 2. maddesinde; taşınmaz üzerine yapılabilecek olan geçici tesisle ilgili olarak tüm giderler ile resmi ve özel kurum ve kişilere karşı mali ve cezai tüm sorumluluklar kiracıya aittir , düzenlemesi yer almaktadır. Dosyadaki belgelerden, tacir olan ve basiretli davranmak durumunda bulunan davacının basit bir inceleme ile dava konusu taşınmazın imar durumunu baştan bilebilecek konumda olduğu, sözleşmenin tarafları bağladığı, davacının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu anlaşılmaktadır . Bu durumda davacının ödenen kira bedellerinin iadesi talebi haksız olduğundan reddi gerekmektedir . Mahkemece asıl davanın tamamen reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme , eksik inceleme ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yargılamaya hakim olan ilkeleri düzenlemekle kanunun 26/1 maddesi taleple bağlılık kuralını getirmektedir. Buna göre; hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Somut olayda davacı, dava dilekçesinde teminat mektubunun iadesini talep etmiş ise de bu talep için gerekli harç bedelini ödememiştir . Mahkemece, yanılgılı değerlendirmeyle HMK’nın 26. maddesine aykırı olarak talebi aşar şekilde bu talebin de kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Karşı dava yönünden ise; davacının sözleşmeyi 02/09/2010 tarihinde haksız olarak feshettiği, davalının kiralananı sonradan 01/06/2011 tarihli kira sözleşmesi ile dava dışı kişiye kiraya verdiği, karşı davada talep edilen alacaklar yönünden karşı davanın kabulünün gerektiği anlaşılmaktadır .Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile karşı davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir .” gerekçesi ile mahkememiz kararı hakkında bozma kararı verilmiş, verilen karara karşı davacı-karşı davalı tarafça karar düzeltme yasa yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/4307 Esas- 2020/951 karar sayılı karar düzeltme kararı ile Davacı/k.davalının karşı dava yönündeki karar düzeltme istemine gelince; taraflar arasında 01/04/2009–31/12/2019 dönemi için yapılan kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 6. maddesinde, muaccel hale gelmiş kira bedelinin ödenmesinde bir seferlik gecikmenin, bir yıllık dönemin sonuna kadar olan kira bedelinin tümünü muaccel hale getireceği düzenlenmiştir. Davalı/k.davacı tarafından 02.09.2010 tarihinde sözleşmenin feshedildiği kabul edilerek bu tarihe kadar olan bakiye kira alacakları ile 02.09.2010 tarihinden itibaren sözleşme hükmü gereği dönem sonuna kadar olan kira alacakları talep edilmiştir. Her ne kadar tacir olan davacı/k.davalı kiracı için TBK’nun 346. maddesi uygulanması ertelenmiş olmakla, kira sözleşmesinde kararlaştırılan muacceliyet koşulu geçerli ise de; kiracının sorumluluğu, tahliye tarihine kadar olan kira bedeli ile tahliyeden sonrası için belirlenecek makul süre kira tazminatı kadardır. O halde Mahkemece; mahallinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak dava konusu yerin aynı şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceği hususunda denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Dairemizce verilen 08.04.2019 tarihli kararla karşı davanın tümden kabulü gerektiği belirilerek karar verilmesinin hatalı olduğu bu defaki incelemeden anlaşılmakla, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiş” ve dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasının ardından mahallinde keşif yapılarak rapor tanzimi istenmiş , bilirkişi tarafından hazırlanan 03/03/2021 tarihli kök raporda özetle “….Kira sözleşmesinin 01.04.2009 tarihinde yapıldığı, … 9. İdare Mahkemesi tarafından 21/10/2010 tarih 2010/2342 esas ve 2010/1393 karar sayılı ilam ile 17/04/2007 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli … planı ile 17/04/2007 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli … Uygulama İmar Planı’nın iptaline karar
verildiğinden ve bu nedenle … 334 parselle ilgili planın iptal edildiği, 21/10/2010 tarihinden 08/05/2011 tarihine kadar plansız alanda kaldığı, davalıya 15.09.2010 ve 06.10.2010 da tahliye için ihtarname gönderildiği, 01.10.2010 tarihinde davacı … Tic. A Ş. Taşınmaz için …Tic. A Ş. ‘ye devir protokolü hazırlandığı, taşınmaz keşif tarihinde hali hazırda boş durumda olduğu, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin 10. Maddesinde tahliye etmek istediğinde her
1 yıllık kira döneminin sona ermesinden 2 ay önce kiralayana haber vermek ve dönem sonunda taşınmazı tahliye etmekle yükümlüdür denildiği, taşınmaza kiralanması için verilen sürenin tespitinde, taşınmazın bulunduğu bölge, keşif tarihinde yapılan çevre incelemesi, taşınmazın bulunduğu bölgedeki o tarihteki (2009) yapılaşma koşulları, imar durumu ve planları, dönemim ekonomik koşulları ve davacı tarafından … Tic. A Ş.ile yapılan protokol ve davalının da bu protokolü kabul etmesi gibi etkenler dikkate alınarak tespitin yapıldığı, sözleşme hükümlerinin dava konusunda geçerli olmayacağına kanaat getirilmesi durumunda; kiralanan mecurun fesih tarihinden itibaren 4 ay içinde yeniden kiraya verilebileceği…” yönünde görüş bildirilmiş, bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı-karşı davalının kök rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda ek rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi 11/10/2021 tarihli ek raporunda özetle “…. Taşınmazın makul süresi tespitinde hayatın olagan akışı dikkate alınarak tespit yapılmıştır.
Sayın davacının imar durumu çıkmaması nedeni taşınmaz üzerinde bir şey yapamaması, hiç kimsenin yapamayacagı anlamına gelmemektedir. Tarla nitelikli ve imarsız birçok arsa kiralanabilmektedir. Dört ayda kiralanabilir tespiti yaparken tüm iş sektörlerini göz önüne alnarak yapılmıştır. Taşınmazın sanayi bölgesinde olması dikkate alınmıştır. Taşınmazın sadece imarsız olduğu ve sadece imarlı olarak kiralanabileceği yorumu doğru olsa idi taşınmazın makul kiralanma süresi çok daha fazla olması gerekecektir.
Sonuç olarak kök raporumdaki görüşümde bir değişiklik olmamıştır….” yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin 16/02/2022 tarihli celsesinde taraflar arasındaki sözleşmenin 4. Maddesi de dikkate alınarak ek rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 16/05/2022 tarihli 2. Ek raporunda özetle “…Kira sözleşmesi 01.04.2009 tarihinde yapıldığı, İstanbul 9. İdare Mahkemesi tarafından 21/10/2010 tarih, 2010/2342 esas ve 2010/1393 karar sayılı ilam ile 17/04/2007 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli … İmar planı ile 17/04/2007 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli … Uygulama İmar Planı’nın iptaline karar verilmiş olduğu ve bu nedenle … 334 parselle ilgili planın iptal edildiği 21/10/2010 tarihinden 08/05/2011 tarihine kadar plansız alanda kalmış olduğu, davalıya 15.09.2010 ve 06.10.2010 da tahliye için ihtarname gönderildiği, 01.10.2010 tarihinde davacı …Tic. A Ş. Taşınmaz için … Tic. A Ş. ‘ye devir protokolü hazırlandığını, taşınmaz keşif tarihinde hali hazırda boş durumdadır. Taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin 10. Maddesinde tahliye etmek istediğinde her 1 yıllık kira döneminin sona ermesinden 2 ay önce kiralayana haber vermek ve dönem sonunda taşınmazı tahliye etmekle yükümlü olduğu, taşınmaza kiralanması için verilen sürenin tespitinde, taşınmazın bulunduğu bölge, keşif tarihinde yapılan çevre incelemesi, taşınmazın bulunduğu bölgedeki o tarihteki (2009) yapılaşma koşulları, imar durumu ve planları, dönemim ekonomik koşulları ve davacı tarafından … A Ş.ile yapılan protokol ve davalının da bu protokolü kabul etmesi gibi etkenler dikkate alınarak tespit yapıldığı, sözleşme hükümlerinin dava konusunda geçerli olmayacağına kanaat getirilmesi durumunda; kiralanan mecurun fesih tarihinden itibaren 4 ay içinde yeniden kiraya verilebileceği, taşınmazın sözleşmenin fesih tarihi olan 02.09.2010 tarihindeki kira bedeli net 5.000,00-TL olduğunu, buna göre kiralanmayan sürenin toplam bedeli 20.000.-TL olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir,
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 01/04/2009-31/12/2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … Mahallesi … mevkii, 4 pafta 334 parsel, 24.500 metrekare boş tarla vasfındaki yerin aylık 5.000,00-TL üzerinden 9 ay olmak üzere yıllık 45.000,00-TL kira bedeli üzerinden davalı vakıf tarafından davacıya kiralandığı, kira sözleşmesinde kiralanan yerin kiracı tarafından “Yapı Malzemeleri Üretim Sahası ve Depo” olarak kullanılacağı hususunun kira sözleşmesine şerh edildiği, davacı tarafça davalıya keşide edilen … 23. Noterliği’nin … tarihli ihtarname sözleşmenin fesh edildiği, ancak taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 2. maddesinde; taşınmaz üzerine yapılabilecek olan geçici tesisle ilgili olarak tüm giderler ile resmi ve özel kurum ve kişilere karşı mali ve cezai tüm sorumluluklar kiracıya aittir , düzenlemesinin yer aldığı, tacir olan ve basiretli davranmak durumunda bulunan davacının basit bir inceleme ile dava konusu taşınmazın imar durumunu baştan bilebilecek konumda olduğu, bu sebeple davacının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu, bu sebeple sözleşme gereğince davalı tarafa ödenen kira bedelinin ve yine sözleşmenin ifa edileceği inancı ile kira sözleşmesine konu taşınmaza yapılan yatırım harcamaları ile ruhsat alınması için davalı adına belediyeye ödendiği bildirilen ruhsat harcı ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ne ödendiği bildirilen röperli kroki bedelinin iadesine ilişkin olarak açılan asıl davanın reddinin gerektiği, her ne kadar mahkememizin ilk kararında teminat mektubunun iadesine karar verilmişse de, asıl davada teminat mektubunun iadesine ilişkin olarak usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına ; Karşı dava açısından ise; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 6. maddesinde, muaccel hale gelmiş kira bedelinin ödenmesinde bir seferlik gecikmenin, bir yıllık dönemin sonuna kadar olan kira bedelinin tümünü muaccel hale getireceğinin düzenlendiği, davalı/k.davacı tarafından 02.09.2010 tarihinde sözleşmenin feshedildiği kabul edilerek bu tarihe kadar olan bakiye kira alacakları ile 02.09.2010 tarihinden itibaren sözleşme hükmü gereği dönem sonuna kadar olan kira alacaklarının talep edildiği, kira sözleşmesinde kararlaştırılan muacceliyet koşulu geçerli ise de; kiracının sorumluluğunun, tahliye tarihine kadar olan kira bedeli ile tahliyeden sonrası için belirlenecek makul süre kira tazminatı kadar olmasının gerektiği; taraflar arasındaki sözleşme ile taşınmazın 2009 yılı Nisan-Aralık ayları için aylık kira bedelinin 5.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, sözleşmenin 4. Maddesi uyarınca 2010 yılı için kiranın TUİK tarafından belirlenen Üretici Fiyat Endeksinin son 12 aydaki ortalamasına göre artırılacağının düzenlendiği, 2010 yılına göre bu oranın 1,14 olduğu ve bu durumda 2010 yılı için kira artış miktarının 57 TL olması gerektiği ancak davalı-karşı davacı tarafça 57 TL değil aylık 50 TL kira artışının talep edildiği; bu durumda 2010 yılında Ocak ayından Temmuz ayına kadar ödenmeyen kira artışına ilişkin toplam artıştan kaynaklı farkın 50X7= 350,00 TL olduğu, davacı-karşı davacı tarafça 2010 yılı Ağustos ve Eylül ayına ilişkin ödenmeyen kira miktarının ise 5.050X2= 10.100,00 TL olduğu, mahkememizce Yargıtay bozma ilamı sonrasında alınan bilirkişi raporuna göre de taşınmazın 4 aylık süre içerisinde kiraya verilebileceği belirtildiğinden bu dönem için talep edilebilecek kira miktarının ise 5.050X4= 20.200,00 TL olduğu ancak davalı/karşı davacı tarafça 3 aylık 5.050X3= 15.150,00 TL’nin ödenmesinin talep edildiği, böylece davalı/karşı davacı tarafa 7 aylık kira artış farkı 350,00 TL + 2 aylık ödenmemiş kira bedeli 10.100,00 TL + 15.150,00 TL taşınmazın kiraya verilebileceği makul süreye ilişkin kira bedeli olmak üzere toplam 25.600,00 TL’nin ödenmesinin gerektiği anlaşılmakla karşı davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Asıl davanın REDDİNE
-Asıl davada teminat mektubunun iadesine ilişkin olarak usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına
2-Karşı davanın KABULÜ ile; 25.600,00 TL’nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte …Tic A.Ş’den alınarak davalı/karşı davacı …’na verilmesine
3-Asıl dava hakkında karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin/ıslah/tamamlama harcı olarak alınan 1.663,40-TL harçtan düşümü ile bakiye 1.582,70-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı-karşı davalı … A.Ş.’ye iadesine,
4-Asıl dava hakkında davalı-karşı davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalı … Tic A.Ş.’den alınarak davalı-karşı davacı … tarafına verilmesine,
5-Asıl dava hakkında davacı-karşı davalı …Tic A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Karşı dava hakkında karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.748,73-TL harçtan peşin alınan 385,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.363,73-TL karar ve ilam harcının davacı-karşı davalı … Tic A.Ş’den alınıp hazineye gelir kaydına,
7-Karşı dava hakkında davalı-karşı davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacı-karşı davalı … Tic A.Ş’den alınıp, davalı-karşı davacı …’na verilmesine,
8-Karşı dava hakkında davalı-karşı davacı … yargılama gideri olarak 769,90-TL (ilk harç ve masraflar/karşı dava harcı/keşif harcı) ile 1.291,45-TL (posta/tebligat/bilirkişi/keşif araç ücreti) olmak üzere toplam 2.061,35-TL yargılama masrafının davacı-karşı davalı …Tic A.Ş.’den alınarak davalı-karşı davacı …’na verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı-karşı davalı vekilinin ve davalı-karşı davacı vekilinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.19/10/2022

Katip Hakim …
E-imza E-imza