Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/171 E. 2022/584 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/171 Esas
KARAR NO :2022/584

DAVA:Tazminat (Ticari Nitelikteki Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/03/2020
KARAR TARİHİ:21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “…. Davacı ve davalılar arasında yazılı sözleşme bulunmamakta, yalnızca uzun süreli olarak devam etmiş olan bir sözleşmesel ilişki vardır. Davacı, davalıların yolculara (kullanıcı) verdiği taşıma hizmetinin gerçekleşebilmesi için minibüs tipi aracını sağlamıştır. Davalılar, bu taşımacılık hizmetinden çok büyük miktarda gelir elde etmiş, davacıya da hizmetin bedeli olarak komisyon ödemesi yapmıştır. Taraflar arasındaki hukuki ilişki bir anda davalı tarafından tek taraflı olarak sona erdirilmiştir. Müvekkilimiz, davalı …’le olan uzun süreli ilişkisi uyarınca, çeşitli yatırımlar yapmış, … standartlarında araçlar temin etmiş, bu araçları … standartlarını göre dizayn etmiş, … standartları gereği araçlarda sürücü istihdam etmiştir. Ancak davalının tek taraflı olarak ilişkiyi sonlandırması müvekkilimizin birçok zarara (araç satın alınması için kullanılan krediler, aracın dekorasyonu için yapılan masraflar, kazanç kaybı, gibi) uğramasına sebep olmuştur. Davalının müvekkilimizin zararlarını karşılamaması bu davanın açılmasını zorunlu kılmıştır. Davacı, … sistemine dahil olmak istediğini … …’in İstanbul’daki ofisine giderek görevlilere bildirdikten sonra Davalı … … yetkilileri Davacının sahip olması gereken aracın cinsi, iç donanım özellikleri, yaşı gibi bilgileri ve turizm taşımacılığı için alması gereken belgeleri Davacıya bildirmiştir. Bunun üzerine davacı ilgili aracı satın alarak gerekli belgeleri de edindikten sonra … sistemine kaydolmuştur. Müvekkil …, sisteme kaydolmak amacıyla 16.10.2017 tarihinde… marka 2017 model … plakalı araç satın almış olup, gerekli belgeleri … … yetkililerine elden ve …’ye de … uygulaması üzerinden ibraz ederek 04.12.2017 tarihinde … … sistemine dahil olmuştur. İşbu tarih itibariyle aralarındaki sözleşmesel ilişki başlamıştır. Daha sonra Davacı aracında çalışmak üzere bir sürücü bulundurmuş ve … sistemine bu sürücüyü de kaydettirmiştir. Müvekkil, davalıların sistemini kullanmaya başladığı 04.12.2017 tarihinden davalı tarafın faaliyetleri durdurduğunu açıkladığı 31.05.2019 tarihine kadar … … sistemi içerisinde çalışmalarını sürdürmüştür. Bu süre boyunca aracında muhtelif şoförler 04.12.2017-31.05.2019 tarihleri içerisinde aracında çalışmıştır. İşbu süre zarfında, sürücüler, 3533 sayıda yolculuk gerçekleştirmiştir. Sürücülerin ferdi kaza sigortası da davalı tarafça karşılanmıştır.
… … ve … nezdinde kayıt işlemleri tamamlandıktan sonra Davacının telefonunda yüklü olan … uygulamasına araç çağıran … yolcuları tarafından bildirim gelmiş ve Davacının aracı bu Yolcuları gitmek istedikleri yere götürmüştür. Her bir yolculuktan … …’ye internet üzerinden kredi kartı ile ödeme yapmıştır. Davalı ….. Kendi ücretini düştükten sonra kalan miktarı Davacıya banka havalesi yoluyla göndermiştir. Davalı … … gerçekleştirdiği pazarlama ve tanıtım faaliyetleriyle Türkiye’de birçok kişiyi araç alarak bu araçlara da … sistemine uygun olmaları için yüksek miktarda masraflar yapmaya ikna ederek faaliyetlerini gerçekleştirmiştir. … …’in bu faaliyetleri neticesinde Davacı ile hem … … hem de … arasında bahse konu ticari ilişki meydana gelmiş olup belirsiz süreli bir akit ortaya çıkmıştır.
Davalılar …’in Türkiye’de uzun yıllar kalacağı ve çok gelir getireceği taahhüdüyle Davacıyı kendi sistemlerine girmesi konusunda ikna etmiştir. Bu telkinler sonucunda taraflar arasında meydana gelen anlaşma belirsiz süreli olup uzun süreli olarak taraflarca yapılmıştır. Davalıların bu telkinlerine inanılarak … standartlarına uygun lüks ve konforlu araçlar satın alınmış, bu araçların alınması için kredi kullanılmış, araçların içi büyük masraflar yapılarak … standartlarına uygun hale getirilmiş, araçlarda çalışması için şoför istihdam edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme fiilen uzun yıllar devam etmiş ve hukuki ilişkinin devam edeceği konusunda müvekkilimizde güven uyandırmıştır. Davalılar, …’in sisteminden çıkılmaması için araç sahibi ve sürücülere yoğun telkinde bulunmuş, çalışmaya devam edilmesi konusunda Davacıya baskı yapmıştır. Davalılar tarafından gönderilen ekteki e-mailde de görüleceği üzere Davacının sistemi kullanmaya devam etmesi teşvik edilerek, …’in yasallaşacağı taahhüdünde bulunularak araç sahibi Davacının masraf yapmaya devam etmesi teşvik edilmiştirBu teşvik ve taahhütler Davacının işin görülmesi için daha çok masraf yapması yönündedir. Davacı bu taahhütlere dayanarak yeni araç satın almış, aracın iç dizaynını …’in istediği şekilde 9+1 yolcu taşıma kapasitesine çıkarmış, deri koltuklar yaptırmıştır.
Davalı taraf, 31.05.2019 tarihinde tek taraflı olarak internet üzerinden vermiş olduğu çevrimiçi araç çevirme hizmetlerini … model araçlar için durdurmuştur. Bu tarih itibariyle araç sahibi Davacının sisteme kaydettirdiği ve … için özel olarak temin edilen araçlar çalışamaz duruma gelmiştir. Davalı taraflar bu hususu faaliyetleri sona erdirdiği tarihten önce ne araç sahibi kullanıcılara ne de sürücülere bildirmiştir. Bununla beraber, söz konusu mobil uygulama hizmeti, Sarı ve Turkuaz Taksi kullanıcıları için devam etmiştir. …’in sarı taksi ve turkuaz taksi olarak Türkiye’de hizmetine devam etmesine rağmen yalnızca … … hizmetini durdurarak Davacıyı haksız ve hukuka aykırı olarak mağdur ettiği ortadadır.
Davalı tarafın herhangi bir bildirimde bulunmaksızın faaliyetlerine son vermesi hukuka aykırıdır. İşbu hukuksuzluk sebebiyle müvekkilin kazançları bir anda sona ermiş, davalı tarafın … … sisteminde bulunabilmesi için kendisinden istediği şartları yerine getirmek adına yapmış olduğu masrafları karşılayamamış, maddi zarara uğramıştır. İşbu kertede, müvekkil tarafından yapılan zararların tazmin edilmesini isteme gereği hasıl olmuştur.
Davalı tarafça 31.05.2019 tarihinden sonra müvekkile, tazminat ödemesi yapılması teklif edilmiş, işbu ödemenin alınması karşılığında her türlü yasal haklarından vazgeçilmesi talep edilmiştir. Müvekkil bu ödemeyi kabul etmemiştir. Davalı tarafın yapmış olduğu bu zarar giderim talebi, esasında davalı tarafın hukuken haksız olduğunu ve müvekkilin zarara uğradığını zımnen kabul ettiğinin göstergesidir. Ne var ki, teklif edilen tutar gerçek zarar miktarını karşılamayacak kadar az olması nedeniyle reddedilmiştir.
Davalıların … sistemine kaydolunması için Davacıdan istediği şirket kurulumu ve firmanın mutad giderleri için 2.000 TL, D2 Belgesi, Ulaştırma Bakanlığı Taşıt Kartı, TÜRSAB üyelik ücreti, Kültür ve Turizm Bakanlığı A Grubu Seyahat Acentası İşletme Belgesi ücreti, Karayolları Motorlu Araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ücreti, karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi için 2.000 TL, Araç servis ve bakım, muayene ücreti, Araç Kasko ücreti, Noter ücreti, İBB Yol ve Güzergah Belgesi ücreti, taşıt kira sözleşmesi ücreti için 500 TL, Davalıların şart koştuğu araç içi dizaynın yapılması için 2.500 TL,Araç için ödenen finansman faizi ve değer kaybı için 2800 TL,
Yoksun kalınan miktar için 100 TL ve eksik ödenen komisyon ve alacak bedelleri için 100 TL olmak üzere şimdilik toplam 10.000 TL’nin Davalıdan tahsil edilerek Davacıya verilmesini talep ederiz.
Haklı davamızın kabulü ile;
Davalıların Haksız ve hukuka aykırı tek taraflı fesihleri nedeniyle Davacının uğradığı zararın davalıdan tahsiline,
Davacının Davalılar ile girdiği iş görme sözleşmesi hükümlerine göre yaptığı masrafların ve uğradığı zararların meydana geldiği tarihlerinden itibaren yasal faizi yürütülerek davalılarca ödenmesine karar verilmesine,
yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine….”karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesi özetle “…. … sistemi 2014 yılı itibariyle İstanbul’da hizmet vermeye başlamış ve Türkiye’de iki ana teknoloji hizmeti sunmuştur:
… uygulaması ve … adlı hizmetler Türkiye’de diğer davalı ….. şirketi tarafından sunulmuştur. Diğer davalı ….., Davalılar arasında yer alan … …’den tamamen farklı ve ayrı bir şirkettir. Davacı ile arasında ticari ilişkisi olan şirket, diğer davalı …..’dir. Taşımacılık faaliyetlerini … platformuna kayıt olarak sürdürmek isteyen kişiler (Huzurdaki davada Davacı) bu işlemi … uygulaması üzerinden kendileri gerçekleştirirler. Öncelikle bu kişilerin uygulama üzerinden bir hesap oluşturması gerekmektedir. Bu hesabın oluşturulabilmesi için yapılması gereken işlemlerden biri de yine uygulama üzerinden erişilebilir olan ve … uygulamasının kullanım şart ve koşullarını belirleyen sözleşmenin (“Sözleşme”) kabul edilmesidir. … uygulamasının bu işleyiş biçimi yazılı bir sözleşmenin varlığını da ispatlar niteliktedir. … uygulaması Sözleşme’nin uygulama üzerinden kabul edildiği tarih ve saat bilgilerini kayıt altına almaktadır. Hesap oluşturulduktan sonra taşımacılık hizmeti sunacak kişiden bu hizmeti sunabilmesi için kanunen gerekli olan belgeleri, kendilerine ait vergi levhasını ve varsa şirket bilgilerini uygulama üzerinden sisteme yüklemesi talep edilir. Uygulama üzerinden veya taşımacılar için oluşturulmuş internet sitesi (……com) üzerinden yüklenen belgeler … tarafından kontrol edilir ve gerekli yasal kriterleri sağlayan belgeler onaylanır. Tüm belgeler tamamlandıktan ve onaylandıktan sonra hesap aktif hale gelir, yani ilgili taşımacılık şirketi / gerçek kişi tacir çevrimiçi olarak dijital platformu kullanabilir hale gelir. … platformuna kayıt olan taşımacıların sistemi kullanmaları veya hangi sıklıkla kullanacakları tamamen kendi isteklerine bağlıdır. … tarafından kendilerine verilen herhangi bir iş taahhüdü bulunmamaktadır. D2 yetki belgesi sahibi taşımacılık şirketlerinin … platformunu kullanarak ek kazanç elde etmek dışında turizm taşımacılığı, havalimanı transferi, şehir turları gibi yapabilecekleri birçok farklı ticari faaliyet vardır.
… ile Davacı arasında yazılı bir Sözleşme olmadan Davacı’nın … sistemine kabulü söz konusu değildir. … … ise bu Sözleşme’ye taraf değildir. Davacı’nın da bu yönde bir iddiası ve kanıtı yoktur. Bu kapsamda Davacı’nın Dava Dilekçesi’nde yer alan, …’in yolculara taşıma hizmeti verebilmesi için Davacı’nın minibüs tipi aracını temin ettiği şeklindeki ifadesi son derece yanlış bir yönlendirmedir. Zira yukarıda da açıkça ortaya konulduğu üzere fiiliyatta …, hiçbir taşımacıya herhangi bir araç temin etmemekte veya bu konuda herhangi bir yönlendirmede bulunmamaktadır. …, Davacıya kendi aracını kullanarak taşıma hizmeti sağlayabilmesi için bir platform sunmaktadır. Yine aynı doğrultuda, araçları kullanan sürücüler ile sadece taşımacının yani Davacı’nın sözleşmesel bir ilişkisinin bulunması veya …’e kayıtlı taşımacıların yaptıkları her yolculuğun sonunda bizzat kendilerinin yolcuya e-fatura düzenlemesi gibi hususlar da …’in değil Davacı’nın taşıma faaliyetini sürdürdüğünü bir kez daha ortaya koyar. Davacı da dahil olmak üzere …’e kayıtlı olan tüm taşımacılar ve kendileri tarafından yolculara düzenlenen faturalar Maliye Bakanlığı’nın e-fatura sistemine kayıtlıdır.
Huzurdaki davada Davacı, … sistemindeki işleyişin aksini ileri sürmektedir. Davacı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, sadece uzun süreli sözleşmesel bir ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişkinin bir iş görme ilişkisi olduğunu ve bu sebeple uygun düştüğü ölçüde vekâlet hükümlerinin uygulanması gerektiğini, Davalılar’ın söz konusu sözleşmesel ilişkiyi haksız şekilde tek taraflı olarak feshettiğini iddia ederek Davalılar’dan mesnetsiz taleplerde bulunmaktadır. Haksız ve hukuki temelden yoksun tüm taleplerin reddi gerekmektedir.
… … ile Davacı arasında yazılı bir sözleşme yoktur. … …, Davacı ile … arasındaki yazılı Sözleşme’ye taraf değildir. … …, Davacı’ya … uygulaması üzerinden sağlanan teknoloji hizmetlerini sunan şirket de değildir. Bu nedenle, Müvekkilimiz … …’e pasif husumet tevcih edilemez.
Yukarıda kısaca değinildiği üzere, sözleşmesel bir ilişki içerisinde olan taraflar diğer davalı ….. ile Davacı’dır; … … bu ilişkinin tarafı değildir. Davacının … platformuna nasıl kayıt olduğu incelendiğinde … …’nin hiçbir şekilde Sözleşme’ye taraf olmadığı görülecektir. Davacı, Dava Dilekçesi’nde Müvekkilimiz … … ile diğer davalı …..’nin müteselsil sorumlu olduklarını iddia etmektedir. Davacı ile Müvekkilimiz … … arasında doğrudan herhangi bir ticari ilişki olmadığı gibi, diğer davalı ….. ile … … arasında da müteselsil sorumluluğu doğuracak herhangi bir kanuni veya akdi ilişki mevcut değildir. Davacı tarafın müteselsil borçluluğa ilişkin iddiası hukuki dayanaktan yoksundur. … uygulamasının tüm hakları diğer davalı …..’ye ait olup … …’nin uygulama ile bir ilgisi yoktur. Davacı da Dava Dilekçesi’nde … uygulamasının sahibinin diğer davalı ….. olduğunu ikrar etmiştir.
… uygulaması üzerinden yapılan tüm yolculuklara ilişkin tüm para akışı diğer davalı ….. üzerinden gerçekleştirilmektedir, … …, … uygulamasına ilişkin hiçbir para akışının tarafı değildir ve Davacı’ya herhangi bir para transferi yapmamıştır. … …, Davacı tarafından … uygulaması üzerinden gerçekleştirilen yolculuklardan herhangi bir komisyon veya ücret geliri elde etmemektedir. Davacı da Dava Dilekçesi’nde kendisine yapılan ödemenin diğer davalı ….. tarafından yapıldığını teyit etmiştir.
Yukarıda açıkladığımız sebeplerden dolayı … …’e herhangi bir husumet yöneltilemeyeceğinden, davanın, işin esasına girilmeden pasif husumet yokluğu ve dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddini aksi takdire ispatlanamayan davanın esastan reddine,
3 Yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin Davacı’ya tahmiline,
Diğer davalı …..’nin savunmaları ve talepleri yerine kâim olmamak ve ileride dermeyan edebileceği savunmalarına, beyanlarına halel getirmemek ve her türlü hakkımız saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini…” talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
04/10/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle “…Davacının davalılardan, sözleşmenin sonlandırıldı 31.05.2016 tarihi ile 6 aylık fesih bildirimi süresisin sona olan 31.05.2016 tarihi arasındaki süre için mahrum kaldığı kazanç nedeniyle uğradığı zararın tazminini (kar mahrumiyeti zararının tazminini) davalıdan talebe hak kazandığı, davacı ticari defter kayıtlarını sunduğu takdirde, davacının talebe hak kazandığını, “6 aylık kar mahrumiyeti zararının” tutarının, kurulda görevli olan Mali Müşavir Bilirkişi tarafından hesaplanabileceği, davacının tazminat alacağının, talep gibi, arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsili gerektiğini, davacının tazminat alacağından davalıların müteselsilen sorumlu oldukları…” yönünde görüş bildirilmiştir.
29/04/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle “….Davacının davalılardan, sözleşmenin sonlandırıldığı 31.05.2019 tarihi ile 6 aylık fesih bildirimi süresisin sonu olan 31.11.2019 tarihi arasındaki süre için mahrum kaldığı olduğu kazanç nedeniyle uğradığı zararın tazminini (kar mahrumiyeti zararının tazminini) davalıdan talebe hak kazandığı, davalı tarafından sadece ticari defter onaylarının sunulduğu, davacı ile aralarında borç alacak ilişkisinin bulunmadığından bahisle beyan edilecek bilgi ve belgelerinin olmadığı beyan dikkate alındığında hak kazandığı ifade edilen “6 aylık kar mahrumiyeti zararının” hesaplanamadığı ve davacının bu konudaki iddia ve taleplerinin ispata muhtaç olduğu, davacının iddiasını ispatı halinde; tazminat alacağından davalıların müteselsilen sorumlu oldukları, … …’e karşı husumet yöneltilemeyeceği hususunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin kesinleşmiş kararı yönünden takdirin mahkemeye ait olduğu…”yönünde görüş bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle; her ne kadar davacı tarafça yazılı olmayan sözleşmeden kaynaklı olarak yapılan masrafların ve uğranılan zararların tazmini talebi ile iş bu dava açılmışsa da; benzer mahiyetteki davada Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 18/04/2022 tarih, 2021/8133 Esas- 2022/3677 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; davalı … … Hizm. Ltd. Şti’nin davacı ile …arasındaki hizmet sözleşmesine konu, … mobil uygulaması hizmetinin tedarikçisi olmadığı gibi, iştigal konusunun, aracı ulaşım hizmetleri sağlamak konusunda yazılım ve teknoloji desteği ve pazarlama hizmetleri sağlamak olduğu, …şirketinin temsilcisi veya acentesi olduğunun dosya kapsamı itibari ile delillendirilemediği anlaşılmakla davalı … … Ltd Şti yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine; mahkememizin 03/02/2021 tarihli celsesinde davalı ….. açısından takip edilmeyen davanın HMK 150. Madde uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olması ve bu tarihten itibaren yasal 3 aylık süresi içinde bu davalı açısından davanın yenilenmemiş olması nedeniyle HMK 150. Maddesi uyarınca davalı ….. aleyhine açılan davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı ….. Aleyhine açılan davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA ,
2-Davalı … … Hizm. Ltd. Şti. Aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE ,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 170,78-TL harçtan düşümü ile bakiye 90,08-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı … … Hizm. Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı … … Hizm. Ltd. Şti.’ye verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı taraflarca yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı … … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/09/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza