Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/155 E. 2021/176 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/155 Esas
KARAR NO : 2021/176

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/03/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in davalı firmanın kurucu ortağı olarak şirket kuruluşunda yer aldığını ve 3 yıl süre ile temsile yetkili seçildiğini, daha sonra yönetim kurulu olarak karar alındığını ve 20/03/2018 tarihli yönetim kurulu kararı ile şirketin “Tek Pay Sahipli Anonim Şirket” olarak faaliyetine devam etmesine karar verildiğini fakat müvekkili …’in yönetim kurulu başkanı olduğu dönem davalı şirkete borç olarak aktardığı bedelleri alamadığını, müvekkilinin davalı şirketten olan alacağının davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında 331. Ortaklara Borçlar hesabında yer aldığını, müvekkili …’in yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde davalı şirkete borç olarak aktardığı bedelleri alamadığından … 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 3.109.900,00-₺’lik alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, ayrıca her ne kadar icra takibi 3.109.900,00-₺ olarak başlatılmış ise de fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile alacağın şimdilik 1.613.794,82-₺’lik kısmının talep edildiğini belirterek tüm bu sebeplerden dolayı davalı tarafın icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı … vekili 09/030/2020 tarihli dilekçesinde müvekkilinin … 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu alacağının mahkememizin 2020/155 esas sayılı iş bu davası ile itirazın iptali talep ve dava edilen 1.613.794,82-₺’lik kısmını tüm fer’ileri ile birlikte devrettiğini, huzurdaki davada müvekkili …’in davacı sıfatının sona erdiğini belirterek … Şirketi’nin davacı sıfatı ile dosyaya taraf olarak eklenmesini talep ederek anılan dilekçe ekinde temlike ilişkin … 9. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesini dosyaya sunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davalı şirketin eski hissedarı olan …’in davalı şirketteki hisselerini …’e devir ettiğini, bu devir ile birlikte davalı şirketteki iş bu 1.613.794,82-₺ tutarlı alacağını da …’e devir etmiş olduğunu, dolayısı ile davalı şirketten hiçbir alacağı bulunmadığını, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, temlik eden davacı …’in davalı şirketin ortağı olduğu dönemde davalı şirkete borç olarak verildiği iddia olunan paranın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Temlik eden davacı … ortağı olduğu dönemde davalı şirkete borç verdiğini, verdiği bu borçların şirketin defterlerine kayıt edildiğini, daha sonra şirket hisselerini devir ederek ortaklıktan ayrıldığını, şirkete borç verdiği ve ödenmeyen alacaklarının tahsili için icra takibi başlattığını, davalı şirketin haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu belirterek takibe itirazın iptalini talep etmiş olup, icra dosyasında takip dayanağı olarak şirkete muhtelif tarihlerde borç olarak verilen tutarın alacak olarak gösterildiği, somut olayda borç ilişkisinin doğduğu tarihte …’in şirket ortağı olduğu, bilahare şirket hisselerini dava dışı …’e 20/03/2018 düzenleme tarihli “Pay Senedi Devir Beyanı” başlıklı sözleşme ile devir ederek şirketten ayrıldığı, mahkememizde açılan iş bu dava tarihi itibari ile davalı şirketin merkezinin “…” adresinde bulunduğu, HMK’nun 14/2 maddesine göre şirket ortaklarının bu sıfatla şirkete karşı açacakları davalarda şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemelerinin kesin yetkili olduğunun düzenlendiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2019/2084-2020/370 E.K. sayılı emsal ilamı da nazara alınmak sureti ile mahkememizin iş bu davada yetkili olmadığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK md. 114/f-1-ç bendi uyarınca mahkemelerin kesin yetkili olması dava şartlarından olup, HMK md. 115 hükmü uyarınca dava şartı olan bu hususun her zaman ve her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılması gerekli ve zorunludur. Bir başka deyişle, davalı tarafından somut davada olduğu üzere bu konuda herhangi bir itirazın sunulmamış olması veya tahkikata başlanılmış olması kesin yetki hususunun incelenmesine engel değildir. Yapılan açıklamalar karşısında davanın kesin yetki nedeniyle usulden ve dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, HMK 114/1-ç ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/03/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza