Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/136 E. 2020/268 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/136 Esas
KARAR NO:2020/268

DAVA:Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ:23/02/2007
KARAR TARİHİ:16/07/2020

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müflis …’in …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasına kayıtlı davası sonunda verilen karar ile; 13.12.2000 tarihi itibariyle iflas ettiği ve bu tarih itibariyle … İflas Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile iflasının açıldığı, müflisin davalılardan … ile 01.09.1998 tarihinde bir protokol yaparak, mal varlığına dair taşınmazlarının düşük bedelle satışını engellemek ve borçlarını ödemek maksadıyla, gerçek anlamda satış amacıyla hareket etmeyerek; muvazaalı biçimde devrettiği, diğer davalı … A.Ş.nin ise; müflise verdiği kredilerden dolayı … sınırlarındaki taşınmazları ile dava konusu olan … ili, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan 15 adet parselde 39 adet taşınmazın satılması amacıyla…6.İcra Müdürlüğünün …, … esas sayılı dosyaları üzerinden takibata geçerek taşınmazların satışını istediği, ancak; takip işlemlerinin 22.05.2001 tarihine kadar sürüncemede bırakıldığı, davalıların birlikte ve kötü niyetli hareket ettikleri, davalı … A.Ş.nin yürüttüğü takip sonucu taşınmazların alacağa mahsuben ellerinden usulsüzce alınmasına ses çıkarılmadığı ve borçlunun iflasını gerektiren durumunu b,şöeşer,merağmen masa aleyhine birlikte hareket ettikleri, takiplerle ilgili işlemlerin davalılarca birlikte kötü niyet ve kasıtlı olarak tamamlandığı, basiretsiz tacirlerin tasarruflarına bilerek yada bilmesi gereken koşulları içinde katılanların,iyi niyet iddia edemeyecekleri, iflas masası alacaklılarının çıkarlarının korunması için davalılar ve müflisin yapmış oldukları tasarrufların İİK 277 Maddesi gereğince iptalini talep etme sorumluluğu doğduğundan bahisle, davalı … A.Ş adına kayıtlı görünen gayrimenkullerin satışı tasarruflarının iptali ile iflas masasına aidiyetlerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davanın yasal süresi içinde açılmadığı, dava konusu gayrimenkullerin 17.09.1998 tarihinde satıldığı 5 yıllık sürenin dolduğu, İİK 278.Maddesinde de sürenin 2 yıl olarak öngörüldüğü, yasal sürelerin geçtiği belirtilmiş 27.05.2005 tarihli cevap dilekçesinde ise; 13.05.2005 tarihli dilekçede belirtilen itirazlar yanında davanın yetkili mahkemede açılmadığı, genel yetki kuralınca ve davalıların adresleri itibariyle davanın … Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiği, müflis …’in kullandığı kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle hakkında başlatılan takip işlemleri sonucu … İlçesi, …. … Mevkili taşınmazlarının ihale ile satıldığı, ihalenin feshi davalarının sonuçlandığı, satışlar kesinleşince tescil işlemleri yapıldığı, davalı bankanın alacağına kavuşmak için iflas tarihinden 3 yıl önce kanuni takiplere başlattığı ve kazanılmış hakları bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğu, davanın 5 yıllık süre içinde açılmadığı ve zaman aşımının dolduğu, iflas idaresinin dava açma ehliyetinin bulunmadığı, dava şartlarının oluşmadığı, satışa yol açan borç ilişkisinde taraf olunmadığı, taşınmazların iflas masasına aidiyetine karar verilmesi isteminin de yerinde olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen … E.K. sayılı 07/04/2011 tarihli karar ile “…1-Davanın KABULÜNE, … ili … ilçesi … mah. … pafta, … nolu taşınmazlar ın icra yolu ile yapılan satışlarına ilişkin Tasarrufların iptali ile davacı iflas masasına aidiyetine…” karar verilmiş olup, iş bu karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/17452-2018/6604 E.K. Sayılı 02/07/2018 tarihli ilâmı ile “…İİK’nun 282. maddesi uyarınca iptal davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılması gerekir. Bunlardan başka kötü niyet sahibi üçüncü şahıslar aleyhine de iptal davası açılabilir. Somut olayda; dava konusu edilen taşınmazlardan … İli, … İlçesi, … Mah, … pafta,… sayılı parsel yönünden de davanın kabulüne karar verilmişse de, bu taşınmaz davalılardan …’na devredilmemiş davalı … A.Ş. tarafından 25/12/1997 tarihinde konulan haciz sonucunda cebri icra yoluyla davalı … A.Ş.ye devredilmiştir. Bu nedenle bu taşınmaz yönünden davanın davalı … açısından husumetten reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. Yasanın 284.maddesi ise iptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer, hükmünü içermektedir. Somut olayda; iptali istenen tasarruflardan … sayılı parsel dışındaki diğer parseller yönünden 17/09/1998 tarihli tasarruf tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre geçirilerek 11/04/2005 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşıldığından ve yine … sayılı parsel yönünden de; tarafları ve tasarruf konusu edilen taşınmazlar aynı olan ve muvazaa talebiyle açılan ….Asliye Hukuk Mahkemesi … sayılı kararında; davalı … A.Ş. yönünden yapılan değerlendirmede; temel borç ilişkisinin bu taşınmazların satışından önce bittiği (zira borç hem … hem … esas dosyalarında ödenmiştir) kabul edildiğinden davalı bankanın yaptığı satışların (üzerine devir işlemlerinin) muvazaalı olduğu gerçekte bu taşınmazların satışını gerektirir borç bulunmadığı ve öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna gitmek zorunluluğu olduğu halde bu yapılmadığından davacı talebinin kabulüne karar verilip davalı … A.Ş. tarafından konulan hacizlerin muvazaalı olduğu tespit edilip verilen karar derecattan geçerek kesinleşmiş olduğundan ve davalı … A.Ş. tarafından dava konusu … sayılı parsel için de muvazaalı haciz tarihi olan 25/12/1997 tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre geçirilerek 11/04/2005 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşıldığından davanın İİK 284.madde gereğince hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…” karar verilmiştir. Mahkememizce bozma ilâmına uyulmuş olup, bozma ilâmında da ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere dava konusu … İli … İlçesi … Mah. … pafta … sayılı parselin davalı …’na devredilmemiş olması nedeni ile anılan parsel hakkında davalı …’na husumet yöneltilemez. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi borçlu kişi olup, buna pasif husumet denilir. Bir davada pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise dava bu sebep ile reddi gerekmekte olup, bu nedenle anılan parsel hakkında davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir. Diğer yandan İİK 284 maddesi uyarınca iş bu davada hak düşürücü süre bâtıl tasarrufun vukû tarihinden itibaren 5 yıl olup, dava konusu … İli … İlçesi … Mah. … pafta … nolu sayılı parseller yönünden ise davalı … aleyhine açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine ve buna göre dava konusu … ili, … ilçesi, … Mah., … pafta, … nolu sayılı parseller hakkında davalı banka aleyhine açılan davanın da hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-A)Dava konusu … İli … İlçesi … Mah. … pafta … sayılı parsel hakkında davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
Dava konusu … İli … İlçesi … Mah. … pafta … sayılı parseller hakkında davalı … aleyhine açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine,
B)Dava konusu … ili, … ilçesi, … Mah., … pafta, … nolu sayılı parseller hakkında davalı banka aleyhine açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 11,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 43,20-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 300,00-TL yargılama giderinin (bilirkişi ücreti) davacıdan tahsili ile davalı …’na verilmesine,
Davalı banka tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … vekili lehine takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’na verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … Anonim Şirketi vekili lehine takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Anonim Şirketi’ne verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/07/2020

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza