Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/117 E. 2020/482 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/117 Esas
KARAR NO : 2020/482

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2020
KARAR TARİHİ : 20/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Müvekkil şirket ile davalılar arasında 20/04/2015 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, müvekkil şirketin tüm yükümlülüklerine uygun davrandığını, ancak davalı şirketlerin … tarihinde … 6.Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesiyle sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini, davalı şirketlerin ihtarnamedeki gerekçe ve nedenlerinin gerçeğe aykırı nitelikte olduğunu, itirazlarının şirketlere bildirildiğini ve tekrar bayilik vereceklerini vaat ederek taraflarını uzunca bir süre meşgul ettiğini, ancak somut bir adım atılmadığını, davalıların iddiaları gibi feshe dayanak herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, açıklanan nedenlerle bayilik sözleşmesinin haksız feshedildiğinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 5.000-TL müspet zararın haksız fesih tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tüm davalılardan tahsiline, bayilik faaliyeti kapsamında kabul edilen kira alacağı olan 45.000 TL’nin haksız fesih tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle beraber ortaklaşa ve zincirleme tüm davalılardan alınarak davacıya ödetilmesini, toplam 100.000-TL manevi tazminatın haksız fesih tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar tarafına bırakılmasını arz ve talep etmiştirler.
Davalı şirketler vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 20/04/2015 tarihinde bayilik sözleşmesi akdedildiğini, ancak davacı bayide gerçekleşen cihaz satışlarının müvekkillerce incelendiğinde tekrar eder şekilde bayiden alınan cihazların taahhütlerinin müşteriler tarafından bozulduğunu, böylece cihazın geri kalan bedellerine ilişkin tek fatura çıkarıldığını, bu faturaların da hakkında suç duyurusunda bulundukları bayiler tarafından ödendiği kredi kartı ile ödeme işlemlerinin yapıldığı bayiler ile birlikte hareket edildiği şüphesine varıldığını, buna göre davacı tarafından 2016 yılı ve 2017 yılı Kasım ayına kadar yapılan cihaz satışlarının incelendiğini ve bu dönemde yapılan cihaz satışlarından önemli bir oranın iptal edildiğini ve bu cihazlara ilişkin faturalarının tamamının yukarıda belirtildiği şekilde usulsüz işlem yapılmak suretiyle diğer bayiler tarafından ödendiği statüsünde gösterildiği ancak müvekkil şirketlere ödenmediğinin anlaşıldığını, teknik iptal işlemi gerçekleştirmek suretiyle usulsüz işlem yaparak müvekkil şirketlerin zarara uğramasına sebebiyet veren tüm bayiler hakkında suç duyurusunda bulunularak bayilik ilişkisi … 6.Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini belirterek huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi nedeniyle davacının tazminat talebine ilişkindir.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na 5/A maddesi eklenmiş ve anılan kanun hükmü ile 01/01/2019 tarihi itibari ile ticari davalarda “Arabuluculuk” dava şartı olarak kabul edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiş olup, anılan hükme göre ticari davalardan; konusu paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut olayın, davacının cari hesaba dayalı menfi tespit davası olduğu, davanın konusunu para alacağının tahsili hususu oluşturmakta olduğundan, uyuşmazlığın dava şartı olan arabuluculuk kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Davanın 17/02/2020 tarihinde açıldığı, davacı tarafça dava açıldıktan sonra arabuluculuğa başvurulduğu anlaşıldığından 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununun 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 54,40-TL harcn peşin alınan 2.561,63-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.507,23-TL karar ve ilam harcının davacıya karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/10/2020

Katip
e-imza*

Hakim
e-imza*