Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/112 E. 2020/550 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/112 Esas
KARAR NO : 2020/550

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2016
KARAR TARİHİ : 04/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, müvekkilinin … no.lu işyeri aboneliğinin fiili kullanıcısı olduğunu, müvekkili idarenin alacağının tahsili amacıyla … 5. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, davalı-borçlunun süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini, icra takibinin durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkilinin 2560 sayılı yasanın 13.a maddesi uyarınca su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılmasına karşılık abonelerden Tarifeler Yönetmeliğince belirlenen bedelleri tahsil ettiğini, halen yürürlükte olan Şehir ve Kasabalarda Abonelere Su Satışı Nizamnamesi’nin 70. maddesi uyarınca imza etmiş oldukları abone senedine ait ilişiklerini kesmeden gayrimenkulü terkeden abonelerin başkaları tarafından kullanılacak suyun bedelinden sorumlu olduklarını, fiili kullanıcı olan davalının, dava konusu borçlardan fiili kullanıcı sıfatıyla sorumlu olduğunu beyanla davalının, … 5.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkili şirket hakkında 31/05/2013 tarihinde … 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 16.975,TL asıl alacak, 6.976,81 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 23.771,94 TL üzerinden yasal takibe geçtiğini, takibin yapılan itiraz neticesinde durduğunu, müvekkilinin itirazından davacı tarafın 02/06/2014 tarihinde haberdar olduğunu ve bu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde dava açmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacının açtığı itirazın iptali davasına dayanak olarak gösterdiği ayrıntılı abone föyü, gecikme cezası oluşum tablosu ve abone hesap kartında görüleceği üzere … adına yapılan abone sözleşmesindeki adresin, müvekkili … Limited Şirketi’nin bulunduğu adresle uyuşmadığını, söz konusu kişi ile müvekkili şirket arasında bir bağlantı olmadığını, … Genel Müdürlüğü’nce Kaçak Su ve Usulsüz Kullanım Tutanağı’nda …’ya ait abonelik için müvekkili şirket fiili kullanıcı olarak görülüyorsa da, müvekkili şirketin tutanağın düzenlendiği 31/05/2002 tarihinden önce, kendi adına düzenlemiş olduğu abonelik sözleşmesi olduğunu, … adına düzenlenen abonelik sözleşmesinin 03/12/1971 yılında düzenlendiğini, ayrıntılı abone föyünde görüleceği üzere 05/08/2002 tarihinde de feshedildiğini, fesih tarihinden sonra hizmet sözleşmesinden kaynaklanan borç için 31/05/2013 tarihinde icra takibine geçildiğini, borca yapılan itiraz için de itirazın iptali davası açıldığını, alacağın zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddine, haksız ve kötü niyetle talep edilen alacak nedeniyle reddolunacak meblağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacı tarafından müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce 2016/727 Esas, 2019/434 Karar sayılı karar ile davanın reddine dair verilen kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/1881 Esas ve 2019/2081 Karar sayılı kararı ile; “Davacı kurum, 2560 sayılı … Kanununun 21/a. maddesine göre, sadece ” görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetleri ” yönünden harçtan muaftır.Dava konusu uyuşmazlık, abone davalının kullandığı iddia edilen su bedelinin tahsili için yapılan ilamsız takipte itirazın iptali talebine ilişkindir. Bu haliyle uyuşmazlığın özel hukuk hükümleri dahilinde kaldığı gözetildiğinde, istinaf eden davacı kurumun, gerek 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, gerekse de 2560 sayılı … Kanununun 21/a. maddesine göre, dava harçlarından muaf olmadığı ortadadır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27-28. maddelerine göre; harca tabi davalarda, her dava açılırken, davacıdan başvurma harcı ve nisbi harca tabi davalarda nisbi karar ve ilam harcının dörtte biri, maktu harca tabi davalarda ise maktu harç peşin olarak alınır. Dava açılırken, harcın eksik alınmış olması halinde mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32.maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilir. Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosya işlemden kaldırılır ve HMK.nun 150.maddesi uyarınca süresinde tamamlanarak yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. HMK.nun 120. maddesinde de davacının yargılama harçlarını, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu düzenlenmiştir. Bu sebeple, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesiyle, icra takip dosyasındaki borca itirazın iptali isteminde bulunmuş, başvuru harcı ile bu bedel üzerinden yatırması gereken 1/4 oranında peşin karar harcını yatırmamış olduğu halde, mahkemece harçlar yatırılmaksızın yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Bu husus, HMK.nun 355. maddesine göre kamu düzenine ilişkin ve resen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, Harçlar Yasası 32. maddesi, HMK.nun 120/1 ve 355. ve HMK 353/1-a-4 maddeleri gereğince, ilgili mahkeme kararının kaldırılmasına ve Harçlar Yasası ve HMK’nın emredici hükümleri gözetilerek davacı tarafça gerekli dava harçlarının yatırılması sağlanarak, davanın yeniden görülmesini temin için, mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmış olduğundan dosya yeniden esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İstinaf ilamı doğrultusunda davacı vekiline başvuru ve peşin harcını yatırmak üzere kesin süre verilmiş, davacı vekili verilen kesin süre içerisinde eksik harçlarını ikmal etmiş olup Mahkememizce önceden olduğu gibi tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacının takipte talep ettiği toplam alacağın 13,256,55 TL’sinin kaçak su kullanımı, 3.630,58 TL’sinin su bedeli, 88,00 TL’sinin su teminatı ve 6.796,81 TL’sinin gecikme cezasından oluştuğu, davalıdan su bedeli olarak talep edilen 3.630,58 TL’nin 01/01/2005 tarihli faturaya dayandığı ve söz konusu faturanın BB-140816/0 numaralı sözleşmeye dayalı olarak düzenlendiği, bu sözleşmenin ise … adına olduğu, dolayısıyla davalının, adına olmayan sözleşmeden ve faturadan kaynaklı su kullanım bedeli ve bu bedelin süresinde ödenmemesi nedeniyle düzenlenen gecikme cezası ile su teminatından sorumlu olmadığı, davalının bu tarihte söz konusu aboneliğin fiili kullanıcısı olduğuna dair bir delil sunulmadığı, kaçak su ve usulsüz kullanım tutanağında davalının imzasının olmadığı, tutanağa abone olarak …’nın ve abone numarası olarak … yazıldığı, tutanağın, kaçak su kullanımının davalı tarafından gerçekleştirildiğini ispat etmediği, kaldı ki tutanak tarihinin 31/05/2002 olduğu, icra takibinin 31/05/2013 tarihinde başlatıldığı ve bu tarih itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, bu nedenle davalının zamanaşımı itirazının da yerinde ve icra takibine itirazın haklı olduğu anlaşılmakla davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin, davacının alacaklı olduğunu ispat edememesinin kötü niyetli olduğu yönünde Mahkememizde kanaat oluşturmaması nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Reddine,
2-Davalının kötüniyet tazminatının reddine,
3-Karar ve ilam harcı 54,40 TL’nin peşin alınan 405,96 TL harçtan mahsubu ile kalan 351,56 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.566,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.04/11/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza