Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/100 E. 2020/511 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/100 Esas
KARAR NO : 2020/511

DAVA : Şirketin Feshi
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/10/2020
Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Ergenekon Mah. Cumh. Cad. No:.. Şişli/İstanbul adresinde faaliyet göstermek üzere kurulmuş olan … Ltd. Şti. Unvanı ile kayıtlı şirketin hissedarı, imza yetkilisi ve temsilcisi olduğunu, diğer davalının da bu şirketin hissedarı olduğunu, şirketin yaklaşık 6 yıldır atıl bir vaziyette olup hal-i hazırda gayri faal bir durumda olduğunu, uzun bir zamandan beri olağan toplantılarının yapılmadığını, … Vergi Dairesi tarafından vergi mükellefiyetinin re’sen terk işlemi yapıldığını, diğer hissedarın kayıp olduğunu, tüm aramalara rağmen kendisine ulaşılamadığını, gayri faal durumda olan şirketin kapanış işlemlerinin yapılamadığını belirterek münfesih durumda bulunan ve vergi kaydı kapatılmış olan …Ltd. Şti. unvanlı hissedarı bulunduğu şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tasfiyesi istenilen dava dışı “… Ltd. Şti.” ortağı olduğu belirtilen ve dava dilekçesinde adı “…” olarak yazılı olan davalının soy isminin “…” olduğu tespit edilmekle bu husus 22/10/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında davacıdan sorulmuş olup davacı tasfiyesini talep ettiği şirketin diğer ortağının isminin … olduğunu, maddi hata nedeni ile soy isminin dilekçede “…” olarak belirtildiğini beyan ederek maddi hata düzeltim talebinde bulunmuş olup, davalının ismi “..” olarak UYAP sisteminde düzeltilmiştir. Davalı …’a usulünce tebligat yapılmış olup, davaya karşı beyanda bulunmamıştır.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün TTK md. 32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği md. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiyesi talep edilen dava dışı … Hizm. Ltd. Şti.’nin sicil kayıtlarında yapılan incelemede tasfiyeye ilişkin sürecin ve tasfiye işlemlerinin başlatılmamış olduğunun tespit edildiğini, mevzuata uygun biçimde tasfiye sürecini tamamlayamayan şirketlerin sicilden terkininin ancak kesinleşen bir mahkeme kararı ile mümkün olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, limited şirket ortağı olan davacının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 636/3 maddesine dayalı olarak davalı şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Davanın hukukî dayanağı olan TTK 636/3 maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Davanın niteliği gereği davanın şirket tüzel kişiliğine karşı açılması gerekli ve yeterlidir. Şirket ortağına ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne husumet yöneltilmesi doğru değildir. 6100 sayılı HMK’nun “Dava Şartları” başlıklı 114/1-d maddesinde “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması,” düzenlemesi yer almaktadır. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi borçlu kişi olup, buna pasif husumet denilir. Bir davada pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise dava bu sebep ile reddedilir. Tüm bu sebeplerden dolayı davalı şirket ortağı ve davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine,
2-Harç başlangıçta peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili lehine takdir olunan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair; davacının yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/10/2020

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza