Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/1 E. 2023/568 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/1 Esas
KARAR NO : 2023/568

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ : 14/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir :
“Müvekkil ile davalı arasında, davalının … Merkezinde bulunan mağazasının kanal dolguları ve tamiratları, malzemeli self levelling dolgu ve microbase kaplama ve koruyucu cilası, malzemeli banko kaplaması, malzemeli depo alanı zemin kaplaması ve malzemeli … konik yapılması işleri konusunda anlaşma yapılmıştır. Müvekkil anlaşma uyarınca üstlendiği zemin kaplama ve tadilat işlerini yaparak davacıya teslim etmiş karşılığında 27.05.2019 tarihli 120.065,42 TL bedelli faturayı düzenlemiştir. ( Ek – düzenlenen faturalar) Davalı – borçlu, düzenlenen faturaya karşılık bir kısım ödemelerde bulunmuş, ve fakat 43.445,96 TL fatura bakiye bedelini ödememiştir. Davalının taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak düzenlenen faturanın içeriğine herhangi bir itirazı olmadığı gibi, taraflar arasındaki borç/alacak miktarı konusunda mutabakata da varılmıştır. Müvekkil tarafından davalı tarafın muhasebe uzmanı …’in … adresine 24.10.2019 tarihinde gönderilen e-mail ile cari hesap ekstresi gönderilerek mutabık olup olunmadığı sorulmuştur. Davalı’nın muhasebe uzmanı tarafından aynı gün gönderilen mail ile 43.445,96 TL alacak miktarı konusunda mutabık oldukları bildirilmiştir. ( Ek – Mail – mutabakat yazısı). Mutabakat yazısından da anlaşılacağı üzere taraflar arasında yaşanan ticari ilişki sonucunda müvekkilin davalıdan takip konusu edilen 43.445,96 TL alacağı bulunmaktadır. Davalı, belirtilen borcunu tüm uyarılara rağmen ödemeyince hakkında … 34. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmıştır. Davalı tarafından takip konusu borcun tamamına itiraz edildiğinden takip durdurulmuştur. Davalı, borca itiraz dilekçesinde, müvekkil firmaya borcunun bulunmadığını belirterek itiraz etmişse de itirazını gerekçelendirmemiş, söz konusu ilişki sebebiyle düzenlenen faturadan kaynaklanan müvekkilin bakiye alacağını ne şekilde ödediğini açıklamamıştır. Davalının itirazı genel geçer ifadelerle yapılmış olup sırf alacağı sürüncemede bırakmaya yöneliktir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık zorunlu arabuluculuk şartına bağlı bulunduğundan … Arabuluculuk Bürosu’na başvuru yapılmış, yapılan görüşmelerde taraflar anlaşamadığından arabulucu … tarafından 18.12.2019 tarihli anlaşamama son tutanağı düzenlenmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere müvekkil tarafından davalının mağaza olarak kullandığı iş yerinde zemin kaplama ve tadilat işlerini yapmış ve karşılığında fatura düzenlenmiştir. Davalı tarafından faturaya itiraz edilmemiş ve kısmi ödemede bulunulmuştur. Müvekkilin yapmış olduğu iş karşılığında düzenlediği faturaya istinaden bakiye 43.445,96 TL alacağı bulunmakta olup, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı ile duran takibin devamı için işbu davayı açmak zorunluluğumuz doğmuştur. Davalı-borçlunun borca itirazı haksız ve kötüniyetlidir. Uyuşmazlığa konu alacağın gerçek miktarı bütün unsurları ile belirlenebilir olduğundan, başka bir anlatımla likit bulunduğu dikkate alınarak haksız itirazın iptali ile alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ediyoruz…”
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“Davacı taraf …Ltd. Şti, davalı müvekkil ile davalı müvekkilin … bulunan mağazasının kanal dolguları ve tamiratları, malzemeli self levelling dolgu, microbase kaplama ve koruyucu cilası, malzemeli banko kaplaması, malzemeli depo alanı zemin kaplaması ve malzemeli microcemento konik yapılması işleri konusunda anlaşma yaptığını, 27.05.2019 tarihinde buna ilişkin 120.065,42 TL’lik fatura düzenlediklerini ancak müvekkil davalının bakiye 43.445,96 TL ‘yi ödememesi sebebiyle işbu dava konusu … 34. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takibi tatbik etmiş olduğunu, müvekkil davalı tarafından icra takibine itiraz edilmesinin haksız olduğunu iddia ederek işbu itirazın iptali davasını ikame etmiştir. Süresi içerisinde cevap ve itirazlarımızı sunuyoruz. Müvekkil şirket … Tic. A.Ş, uluslararası bilinirliği olan büyük bir müşteri kitlesi bulunan önemli bir Türk markasıdır. Müşterilerini en iyi şekilde ağırlamak adına mağazalarını dekore edip ürünlerini sunmak istemektedir. Fiyatları rayicin çok üzerinde olmasına rağmen işin davacı tarafça yapılmasını isteme arzusu bu yüzdendir. Ancak işbu davada bilirkişi marifetiyle tespit edilebilecek nitelikte eksik ve kusurlu ifa gerçekleştirilmiştir. Faturanın tamamı işin başında, henüz iş tamamlanmadan kesildiğinden ve ödemeler işin devamı sırasında ve tamamlandığı oranda yapıldığından taraflar arasında husumet meydana gelmiştir. Davacının davaya konu mimarlık işinde üzerine düşen edimi eksik ve ayıplı yapması sebebiyle henüz borç mahiyeti kazanmamış kısım için açılmış haksız takibe ve işbu davaya karşı itirazlarımızı sunmak zaruri hale gelmiştir. Müvekkil şirket, …Merkezinde bulunan mağazasının davacı şirket vasıtasıyla iç dekorasyonunu yaptırmak istemiş, taraflar anlaşmış ve bunun üzerine 120.065,42 TL’lik fatura kesilmiştir. Müvekkil şirket basiretli bir iş adamı gibi davranıp ifa edilen edim oranındaki tüm borçlarını ödemiştir. Bu husus davacı tarafın sunduğu cari hesap ekstresinden de anlaşılmaktadır.
Hukuk sistemimizde eser sözleşmesi tam iki taraflı bir sözleşme olarak düzenlenmiştir. Temelde sözleşmeye niteliğini veren edim, iş görmeyi taahhüt eden kişinin, yanı davacının edimidir. Somut olayda edim ifası akabinde ortaya çıkacak sonuç, ayıp denetimine de elverişlidir. İşin Yüklenicisi, sözleşmenin doğası gereği kararlaştırılan nitelikleri ile işi kusursuz yerine getirmeyi taahhüt eder. Aksi durumda borcun gereği gibi yerine getirilmemesi hali söz konusu olur. Borcun gereği gibi yerine getirilmemesine ilişkin olarak Türk Hukuk Sistemi’nde ayıplı ifa söz konusudur.
Ayıplı ifa, yüklenici tarafından meydana getirilip iş sahibine teslim edilmiş olan eserde dürüstlük kuralları gereği olması gereken veya sözleşmede taahhüt edilerek bulunması gereken vasıfların, niteliklerin bulunmaması; eserin kanun veya sözleşme ile öngörülen nitelikleri taşımamasıdır. Türk Borçlar Kanunu’nda ayıplı ifaya özgü düzenlemeler yer almaktadır. Eğer eserin ayıplı ifa edilmesinden doğan zararlar varsa ve haksız fiil hükümleri kapsamında ise; zararın bu kapsamda talebi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun görüşü de bu yöndedir .
Müvekkil şirket, yaptırdığı işin karşılığını ödeyen borçlarına sadık basiretli bir tacirdir, ticari defterlerine de borçlarını alacaklarına usule ve hukuka uygun kaydetmektedir. Müvekkil şirketin birtakım mimari işlerini yapması için davacı tarafla anlaşmış olduğu gerçektir; ancak davacı tarafça edimin gereği gibi yerine getirilmemiş olduğu da gerçektir. Mağaza zeminindeki kusurun giderilmediği gibi artarak devam ettiğini fark edip davacı tarafa haber verilmiş ve bakiye ödemenin ancak gereği gibi teslim sonrası yapılacağı bildirilmiştir. İfadaki ayıp hususu hala süregeldiğinden, yargılama sürecinde bilirkişiler tarafından yapılacak bir keşif sonucunda görülecek durumdadır.
Yukarıda izah ettiğimiz sebeplerden dolayı davacı tarafın üzerine düşen yükümlülüğü tam olarak yerine getirmeden müvekkilden ücret talep etmesi hukuka aykırı olup; haksız şekilde ikame etmiş olduğu işbu davada davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etme zorunluluğu doğmuştur…”
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce … 34.İcra Dairesinin … takip sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklısı … tarafından, borçlu … aleyhine toplam 43.445,96TL’nin icra takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %19,50 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK.m.67 hükmü uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
21/01/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“Yukarıda inceleme ve değerlendirme bölümünde tüm detayları ile arz ve izah edildiği üzere; takdiri ve değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olmak kaydıyla; Davacı ticari defterlerine göre taraflar arasında gerçekleştiği tespit edilen ticari ilişki nedeniyle davacı şirketin davalı şirketten 43.445,96 TL alacaklı gözükmesi nedeniyle, davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerekeceği, Davacının takibe konu ettiği alacağına takip tarihinden itibaren avans faiz oranları üzerinden faiz tahakkuk ettirilmesi gerekeceği ile davacı icra inkâr tazminatı talebinin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu, Sonuç ve kanaatine varılmış olup, dava dosyası, icra dosyası ve 6 (altı) sayfadan oluşan iş bu Bilirkişi Raporu iki suret halinde sunulmuştur…”
04/08/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“Dosya kapsamında gerekli irdeleme ve inceleme dikkate alınarak yapmış olduğumuz değerlendirmemizde; Talimat yolu ile davacı şirket yasal defterlerinde yapılan inceleme sonucunda; “Davacı şirketin yasal defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, davalı şirketten 43.445,96.-TL alacaklı olduğunu, takibe konu edilen alacak için faiz talep edebileceği” yönünde görüş ve kanaate varıldığı, davalı yan yasal defterlerinde davacının 43.445,96.-TL alacaklı olduğu, her iki şirket yasal defterlerinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, dava konusu olayda, uygulama sonrasında yüzeyde “çatlak ve kırıklar” oluştuğu, sözkonusu kaplamanın uygulamasından sonra bu şekilde “çatlak ve kırıklar” oluşmasının beklenmediği, kullanılan malzemenin sahip olduğu esneklik özellikleri itibariyle olası çatlakları absorbe ettiği, Sonuç olarak dava konusu olayda “ayıplı imalat” sözkonusu olduğu, kanaatine varılmıştır.Değerlendirmemizi içerir raporumuzu kanaat ve karar Sayın mahkemeye ait olmak üzere saygıyla arz ederiz…”
23.05.2023 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle şöyledir:
“Dosyadaki belgeler babında yapılan inceleme sonrasında Mali yorumumuzda bir değişiklik olmadığı, Keşif yapılarak yapılan imalatlar incelendiği için 04.08.2022 tarihli raporumuzdaki teknik kanaat aşağıdaki açıklandığı üzere revize edilmiştir. Taraflar arasında e-mail yazışmalarında ayıplı ve kusurlu imalatlardan bahsedilmemiş olup, Bakiye alacak yönünden de mutabakat olduğu beyan edilmiştir. Keşif günü zemin Kaplaması imalatında Çatlak, kırık, deformasyon ve ondüleler oluştuğuna dair bir emare görülmemiş olup, Zeminde tamirat yapıldığına dair bir iz de tespit edilmemiştir. Ancak Keşif günü Mağaza ilgilisinin zemindeki çatlak tamiratlarının 09.05.2022 günü yapıldığını beyan etmiştir. Davalı vekiline bu konuda yapılan bir çalışma var ise mail adresime belge göndermesi istenmiş ancak hiçbir belge gönderilmemiştir. Yapılan keşif sonrasında Davacı vekili tarafından mail adresime gönderilen İşin bitirildiğinde ve sonrasında çekildiği anlaşılan işe ait imalatların fotoğrafları, İnceleme yapmam için mail ile tarafıma gönderilmiş olup Yapılan incelemede mecurda Davalı yüklenici tarafından yapılan zemin imalatlarının sorunsuz olduğu anlaşılmıştır. Davalı işveren vekili tarafından Dosyaya sunulan dava konusu mecura ait olduğu ifade edilen fotoğrafların zemin imalatlarının devam ettiği sırada çekildiği, Bitirilmemiş zemin imalatlarına ait olduğu, Bitirilmiş zemin imalatlarıyla ilgisi olmadığı tespit edilerek Keşif günü tarafımızca çekilen fotoğraflar raporumuza derç edilmiştir. Dosya kapsamı bütün olarak incelendiğinde, Davalı yüklenicinin ayıp açık ya da gizli ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşılmakla birlikte Mahkemeye Dava konusu kusuru zemin kaplamasındaki oval renk değişiklikleri (açık ve koyu renk) (Çekilen fotoğraflarda görülmektedir.) oluştuğundan, Kullanım esnasında zamanla oluşan bu durumun gizli ayıp niteliği taşıdığı ve % 8 oranında nefaset kesilmesi cihetine gidilmesi gerekeceği değerlendirilmiştir. Davacı Yükler talep edebileceği bakiye alacağın; teknik değerlendirme sonucunda davacı yüklenicinin, davalı işverenden talep edebileceği bakiye hakediş alacağının 33.840,73 tl olacağı, sonuç ve kanaatimi saygı ile arz olunur…” şeklindedir.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında, davalıya ait iş yerine “kanal dolguları ve tamiratları, malzemeli self levelling dolgu ve microbase kaplama ve koruyucu cilası, malzemeli banko kaplaması, malzemeli depo alanı zemin kaplaması ve malzemeli microcemento konik” işleri yapımı konusunda anlaşmaya varılmış; davacı tarafından söz konusu iş tamamlandıktan sonra 120.065,42 TL tutarlı fatura düzenlenmiştir. Davalı tarafından, söz konusu yapım işinin tam ve eksiksiz yapılmadığı, ayıplı yapıldığı iddiasıyla fatura bedelinin bir kısmı ödenmiş; 43.445,96.-TL eksik ödeme yapılmıştır. Görüldüğü üzere, taraflar arasında, söz konusu yapım işinin varlığı, bu işlerin davacı tarafından gerçekleştirilmesi, bir kısım ödemenin yapılması ve kalan bakiye konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında çözüme kavuşturulması gereken konu, davacının ayıplı veya eksik imalat yapıp yapmadığına ve icra takibine konu ettiği miktar kadar alacaklı olup olmadığı ile sınırlıdır. Öte yandan, cevap dilekçesinde, davacıya yapılan işin ayıplı olduğunun bildirildiği belirtilmiş ise de buna ilişkin usulüne uygun şekilde ayıp ihbarında bulunduğuna dair dosya kapsamında delile rastlanılmamıştır. Bununla birlikte, Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyeti tarafından yapılan yerinde inceleme sonucunda dosyaya sunulan 23.05.2023 tarihli ek rapor mahkememizce denetime elverişli görülmüş ve hükme esas alınmıştır. Buna göre, davacının sunduğu hizmette bir kısım hatalı/eksik imalatlar bulunduğunun sabit olduğu, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gözetildiğinde sözleşmeden dönme ve bedeli ödememe hakkını kullanamayacağı gibi söz konusu ayıbın miktar itibarıyla yapılan işe nazaran çok düşük kaldığı, yapılan işin gerçek bedelini ödemekle sorumlu olduğu değerlendirilmiş ve bu çerçevede eksik/hatalı/ayıplı imalat bedelleri düşüldükten sonra kalan bakiye üzerinden takibin devamına kara vermek gerekmiştir. Bu husus yargılamayı ve teknik incelemeyi gerektirdiğinden ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
2-İstanbul … 34. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 33.840,73TL yönünden takip talebindeki şartlarla devamına,
3- İcra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.311,60-TL harçtan peşin ve icraya yatan 741,90-TL harcın mahsup edilerek bakiye 1.569,70-TL’nin davalıdan alınıp maliyeye verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 741,90TL peşin harç ve icraya yatan harç toplamının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 54,40TL başvuru harcı, 7,80TL vekalet harcı, 5.625,00TL bilirkişi ücreti ve 325,20TL tebligat ve posta harcı gideri toplamı olan 6.000,40TL’nin kabul ve red oranına göre 4.683,10TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 11,50TL vekalet harcı, 2.125,00TL bilirkişi ücreti, 20,00TL tebligat harcı gideri toplamı olan 2.156,00TL’nin kabul ve red oranına göre 476,70TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.605,20-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
11-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin taraflardan (291,90-TL’sinden davacı tarafın, 1.028,10-TL’sinden davalının sorumlu olması kaydı ile) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
12-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacının/davalının yüzüne karşı karar verildi. 14/11/2023

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır