Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/751 E. 2021/247 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/751 Esas
KARAR NO : 2021/247

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili …’nin, eşi …’ye verdiği vekaletname ile … adresinde ticari faaliyette bulunduğunu, müvekkili adına eşi tarafından davalıya bir kısım makina ve malzeme satışının yapıldığı ve bu satış karşılığında tacir olan davalı taraf da kendi müşterisi olan … isimli kişi tarafından yine kendi lehine düzenlenen senetleri ciro ederek müvekkilinin eşine teslim ettiği, davalı’nın söz konusu senetlerden bir kaçını ödedikten sonra geri kalan 13.000,00 TL miktarındaki senetleri ödemediği, bu durum üzerine davacının eşinin söz konusu alacağı müvekkil adına tahsil etmek için senetleri kendi adına cirolayarak, asıl senet borçlusu ile birlikte davalı aleyhine … 33.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, ancak davalı tarafından senetlerin keşideciye karşı protesto edilmemesi sebebiyle cirantaya karşı takip yapılamayacağı iddiasıyla açılan … 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … K. Sayılı kararı ile davalı yönünden takibin iptaline karar verildiği, davalı aleyhine açılan icra takibinin iptaline karar verilmesine rağmen müvekkilinin davalıdan 13.000,00 TL alacağının bulunduğu, müvekkilinin elinde alacaklı olduğunu belgeleyecek söz konusu senetler dışında herhangi bir fatura veya belgesi bulunmadığından, davalı tarafa alacak konusunda yemin teklifinde bulunduklarını, davalı ile … Adliyesi Arabuluculuk Bürosunun … büro dosya numarası ve …Arabuluculuk numarası ile yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde herhangi bir anlaşma sağlanamadığı, müvekkilinin alacağının ödenmesi için mahkemeye başvurduklarını, açıklanan nedenlerle tahsilde tekerrür olmamak üzere, müvekkilinin 13.000,00 TL alacağının davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ediyoruz.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkiline karşı haksız ve mesnetsiz alacak davası açıldığını, davacının elinde alacak iddiasını ispatlayacak herhangi yazılı bir belge olmadığının kabul edildiği ve sadece yemin deliline dayandığı, tacir olan davacının her türlü ticari faaliyeti ile mal ve hizmet satışını VUK göre faturaya bağlaması ve bu işlemleri ticari defter ve kayıtlarına işlemesinin gerektiği, davacı elinde davasını ispat edecek herhangi bir belge bulunmadığını ve faturasız satış yaptığını iddia ettiği, davacı bu mesnetsiz iddiasıyla vergi usulsüzlüğü yaptığı ve vergi kaçırdığını ilan ettiği, tacir olan davacının bu iddiası kendi aleyhine olduğu, müvekkilinin davacının yemin teklifini kabul ettiği ve mahkemenin takdir edeceği günde yemini eda edeceği, haksız ve kötüniyetli davanın reddini, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, senetten kaynaklı 13.000,00-TL miktarlı alacak davasıdır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve her iki tarafın tacir olması gerekir.
Davacı hakkında yapılan tacir araştırmasına göre, davacının tacir olmadığı anlaşılmakla, görevli mahkemenin Asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmakla, görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/04/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza