Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/647 E. 2022/206 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/647 Esas
KARAR NO : 2022/206

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2016
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ile imzalanan çerçeve aracılık sözleşmesine göre davalı uhdesinde yatırım hesabı açtığını, bu yatırım hesabında müvekkilinin 08/02/2016, 10/02/2016 ve 10/03/2016 tarihlerindeki talimatlarının yerine getirilmediğini, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, bu zararın giderilmesi ile davalı uhdesindeki hesaba ilişkin tüm kayıtların belgelerin müvekkilinin telefon talimatları da dahil olmak üzere verdiği tüm talimatların kayıtlarının 2 defa ayrı ayrı noter marifetiyle istenmesine rağmen davalının ısrarla müvekkiline belge ve bilgileri sunmadığını, SPK Mevzuatı uyarınca tüm talimatları saklamak ve müvekkiline ibraz yükümlülüğü olduğu halde sorumluluğunu yeri getirmediğini, ihtirnamelere karşı davalının verdiği cevaplarda müvekkilinin zararının olduğu kabul edilmiş hatta bir kısım zararın giderildiğinin beyan edilmiş olduğunu, diğer yandan mağduriyetin büyük kısmının kendilerinden kaynaklanmadığı sistemsel arızalardan ve trademaster sisteminden kaynaklandığının, trademaster hizmet sözleşmesine göre kendilerinin hierhangi bir sorumluluğunun olmadığının beyan edildiğini, SPK uyarınca yatırımcılar borsada doğrudan hisse satın alma işlemi yapamayacaklarından Kanun uyarınca kurulmuş yetkili aracı kuruluşlar aracılığı ile bu işlemi yapabildiklerini, aracı kuruluşların işlemlerinin mevzuata uygun olması gerektiğini ve müşterilerinin menfaatlerine uygun hareket etmek zorunda olduklarını, doğru reklam ve ilan yayınlamak zorunda olduklarını, davalının yaptığı ilanlarda trademaster sistemi ile daha hızlı ve güvenli işlem yapacağını beyan ettiğini, bu sistemin Türkiye’deki yöneticisi ve uygulayıcısı olduğunu, bu işlemlerden sorumlu olmadığının kabul edilemeyeceğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.00,00 TL tazminatın 11/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmeine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin 07/12/2011 tarihinden itibaren müşterisi olduğunu, bu tarihten itibaren müvekkili aracılığı ile çok çeşitli sermaye piyasası araçları üzerinde alım satım işlemleri gerçekleştirdiğini, büyük bir yatırımcı olduğunu, taraflar arasında alım satıma aracılık hizmetleri sözleşmesi, kaldıraçlı varlık alım satımına aracılık faaliyeti sözleşmesi ve türev araçların alım satımına aracılık faaliyeti sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen sözleşmeler kapsamındaki risklerin davacıya bildirildiğini, buna ilişkin formun davacı tarafça okunarak imzalandığını, davacı müvekkilinin müşterisi olarak işlem yapmaya devam ederken 08/02/2016, 10/02/2016, 10/03/2016 tarihlerinde oldukça kısa süreli bazı sistemsel aksaklıkların yaşandığını, yaşanan aksaklık nedeniyle davacının zararını karşılamak ödemeler yapıldığını, bu işlemlerden sonra davacı tarafından müvekkiline Noter ihtarları gönderildiğini ve müvekkilinin bu ihtarlara cevap verdiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını ve bu nedenle reddinin gerektiğini, yaşanan aksaklıklarda müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, davacının menfaatlerine ve talimatlarına uygun hareket ettiğini, davacının emirlerinin yazılı olması gerektiğini, sözlü emirlerin teknik koşullar elverişli olduğu sürece kabul edilebileceğini, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşme uyarınca posizyon kapama dışındaki emirleri kabul etme yükümlülüğünün olmadığını, davacının menfaatini korumak için gerekenleri yapmadığını ve taleplerinin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğunu, davacının müvekkilinin kusurunu ispatlaması gerektiğini, kaldı ki bütün zararlarının da karşılandığını, davacının faiz talebinin de kabul edilemeyeceğini beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen ” Sermaye Piyasası Faaliyetleri Çerçeve Sözleşmesi”ne istinaden davalı tarafın mevzuata ve yatırımcı menfaatlerine aykırı olarak kusurlu davrandığından bahisle oluştuğu iddia edilen zararın tazmini talebine ilişkindir.
Mahkememizin 29/04/2016 tarihli celsesinde dosyanını bilişrikişi heyetine tevdi edilerek rapor tanzimi istenmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 18/07/2017 tarihli raporda; davacı ve davalı tarafından dosya ya ibraz edilen tüm deliller incelenidiğinde uyuşmazlık konusu olaya ilişkin fiyat ve Lot bilgileri konusunda herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, (Journol report). bu nedenle, davacın tarafından iddia edilen ve davaya konu gerçekleşmeyen tüm emirlere ilişkin bilgi ve belgelerin(Journal report ile İşlem tarihine ilişkin hesap ekstreleri ve zararın ödendiğine ilişkin kayıtların ve zararın hesaplanma yöntemlerinin). ayrıca o tarihte taraflar arasında gerçekleşen ses kayıtlarının taraflarca dosyaya ibrazı gerektiği, bu bilgi ve belgelerih sunulmasının ardından rapor tanzim edileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkemenizin 04.03.2020 tarihli duruşmasında Bilirkişi Heyetine bilişim alınında uzman bilirkişide eklenmek suretiyle gelen son belgeler ve telefon kayıtları da incelenerek davacı da hazır bulunmak suretiyle ses kayıtlarının teyit edilmesi ve davacı tarafın iddiaları hususunda rapor alınmasına karar verilmiş, bilişim uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 25/09/2020 tarihli raporda özetle; 10.02.2016 ve 10.03.2016 tarihlerinde yapılan 3”er adet telefon görüşmesine ait ses kayıtlarına göre görüşmelerin birbirini takip eden saat/dakikalarda yapıldığı, görüşmeler bilgisayar ortamında dinlemesi yapılarak metinleri çıkarılmış ve ekte kapalı zarf içinde sunulduğu, ses kayıtlarının anlaşılır ve parazitsiz net olarak dinlenebildiği görüldüğü, yapılan görüşmelerde : davalı veya bağlı olduğu kurumlar tarafında yaşanan bazı teknik/operasyonel problemler ; bu durumun davacı tarafında yol açtığı şikayetler , sorunlar ve mağduriyet , pozisyonlar ile ilgili verilen talimatların gerçekleştirilmesinde yaşanan anlaşmazlıklar ile problemlerin çözümü için yapılan çalışmalar , girişim ve talepler hakkında diyaloglar geçtiği, davacı tarafında mağduriyete sebep olan problemin ve yapılan çalışmaların detayları hakkında teknik ya da operasyonel bir açıklama ya da söyleme rastlanmadığı” yönünde görüş bildirilmitir.
Mahkememizce atanan bilirkişi heyeti tarafından sunulan 28/06/2021 tarihli raporda özetle:”….Davacı ile davalı arasındaki telefon görüşme kayıtları ile davacının dava dilekçesinde belirttiği uyuşmazlık konusu işlemler dikkate alındığında, bunların … kontratı, UK100 kontratı ve UKOi kontratına ilişkin işlemlerde emir iptalleri ve pozisyon kapamaların, likidite sağlayıcından kaynaklanan teknik ve operasyonel sorunlar nedeniyle zamanında gerçekleştirilememesinden kaynaklandığı, ancak bu bağlamda husule gelen zararı reddedilen ve gerçekleşen fiyat farkları çerçevesinde likidite sağlayıcı tarafından tazmin edildiği, bu hususun davalı tarafından sunulan log kayıtları ve ekstrelerden teyit edildiği, telefon görüşmelerinde belirtilen kontratlar dışında başkaca kontratlardan kaynaklanan zarar konusunda bir iddianın ve somut bir talebin bulunmadığı dikkate alındığında, davacının dosya kapsamında tazmini gereken başka bir zararının bulunmadığı, çerçeve sözleşmede yer alan ve aracı kurumun sorumluluğunu kaldıran sorumsuzluk klozlarının sermaye piyasası mevzuatı açışından huküken tartışmalı hükümler içerdiği görülmekle birlikte, bu durumun dava konusu uyuşmazlığın esasına etki eden bir durum olmadığı sonucuna ulaşılamadığına…”dair rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce atanan bilirkişi tarafından sunulan 24/12/2021 tarihli raporda özetle;”…Davacı … Bağlılar’ın davalı şirket ile 07.12.2011 tarihinde çalışmaya başladığı, işlem yoğunluğu ve işlem hacmi dikkate alındığında piyasa dengeleri ve dinamikleri hakkında ve davalı kurum ile imzalamış olduğu Trademaster Sistemi Hizmet Sözleşmesi’nin içeriği hakkında da davacının bilgi sahibi olduğu, davacının 08.02.2016 tarihindeki işlemlerine ilişkin yapılan inceleme sonucunda likidite sağlayıcı tarafından 12.897.-Euro tutarında ödemenin davacı hesabına 25.02.2016 tarihinde “CED işlem zarar iadesi” olarak alacak kaydı yapıldığı, 10.02.2016 tarihinde ki işlemlerine ait olarak da 26.02.2016 tarihinde ise 5.S66 USD ödemenin “CFD işlem zarar iadesi” açıklaması ile likidite sağlayıcı kuruluş tarafından davacı hesabına alacak kaydedildiği, davacı … Bağlılar’ın 10.03.2016 tarihinde emir iptalleri ve emir iletim ekranlarının çalışmaması sebebiyle gerçekleşmemiş emrinden kaynaklı bir zararının oluşup oluşmadığı yönündeki takdirin mahkemeye bırakıldığını, davacı … ‘ın davalı … ‘e sistem ile ilgili şikâyetlerini bildirdiği, bu şikâyetleri olmasına rağmen çalışmaya devam ettiğine…”dair rapor tanzim edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre ; davacı ile davalı arasında , kaldıraçlı varlık alım satımına ve türev araçların alım satımına aracılık faaliyeti sözleşmesi akdedildiği ve davacının, davalı şirket ile 07.12.2011 tarihinde çalışmaya başladığı, bu tarihten itibaren davacı tarafça bir çok işlem yapılması için talimat verildiği ve davalı tarafça da verilen talimatlar doğrultusunda işlem yapıldığı, her ne kadar davacı tarafça iş bu davaya konu 08/02/2016, 10/02/2016 ve 10/03/2016 tarihlerindeki talimatlarının yerine getirilmediğinden ve tazmini gerek zarar oluştuğundan bahisli iş bu dava açılmışsa da; davacı tarafça verilen talimatlarına ilişkin işlemlerde emir iptalleri ve pozisyon kapamaların, likidite sağlayıcından kaynaklanan teknik ve operasyonel sorunlar nedeniyle zamanında gerçekleştirilememesinden kaynaklandığı, ancak bu sebeple meydana gelen zararın, reddedilen ve gerçekleşen fiyat farkları çerçevesinde likidite sağlayıcı tarafından tazmin edildiği, bu hususun davalı tarafından sunulan log kayıtları ve ekstreleriyle de doğrulandığı, telefon görüşmelerinde belirtilen kontratlar dışında başkaca kontratlardan kaynaklanan zarar konusunda bir iddianın ve somut bir talebin bulunmadığı, davacının dosya kapsamında tazmini gereken başka bir zararının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 1.707,75TL harçtan düşümü ile bakiye 1.627,05TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 13.450,00TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 71,20TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.16/03/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza