Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/642 E. 2022/82 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/642 Esas
KARAR NO : 2022/82

DAVA : Genel Kurul Kararının Yokluğunun Tespiti-İptali
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/02/2022

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalı şirketin 2016, 2017 ve 2018 yıllarını kapsayan olağan genel kurulu toplantısı için şirket ortağı olan müvekkili …’ya toplantının yapılacağı yer ve saatin tebliğ edildiğini, müvekkilinin yurt dışında yaşıyor olması sebebiyle toplantıya vekaleten kendisini temsil etmesi için …’nun yetkili kıldığını, davet kağıdı ile bildirilen toplantının yapılacağı gün ve saat olan 26/09/2019 tarihinde … adresine müvekkilinin vekalet verdiği temsilcisi ile gidildiğini ancak toplantının yapılacağı fabrika binasının kapalı olduğunun görüldüğünü, davalı şirket ortaklarından …’ya telefon ile ulaşıldığını ve …’nun fabrika kapısının önüne gelerek deprem sebebi ile hükumet komiserinin gelmeyeceğini bildirdiğini, bu sebeple genel kurul toplantısının yapılmayacağını bildirildiği gibi müvekkilinin temsilcisi ve o anda hazır olan …’yu içeriye girmesini engelleyerek toplantının iptal edildiğini ısrarlı beyanları ile ifade ettiğini ve tutanak tutulmasını da engellediğini, bu olaydan sonra müvekkilinin temsilcisi …’nun 27/09/2019 tarihinde davalıya gönderdiği iadeli taahhütlü mektup ile 26/09/2019 tarihindeki toplantının deprem sebebi ile hükumet komiserinin geri dönmüş olduğu ve yapılamayacağının kendisine bildirildiği, yapılamayan bu toplantı ile yerine yapılacak ikinci toplantının gün ve saatinin tarafına bildirilmesini talep ettiğini, hal böyleyken ve toplantının yapılmadığı veya yapılamadığı kendilerine bildirilmişken hile ve desise ile yalan beyanla müvekkilinin kandırıldığını, aynı gün toplantının yapılmış olduğunun 25/10/2019 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde görüldüğünü, açıklandığı üzere yapılan genel kurul toplantısının şartlarına uygun olmadan yapılması ve şirket ortağının kandırılarak toplantıya alınmaması sebebi ile mutlak butlan ile batıl olduğunu belirterek davalı şirketin 26/09/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının ve alınan kararlarının baştan itibaren hükümsüz sayılmasına veya iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … adresinde 26/09/2019 tarihinde yapılacak olan genel kurul toplantısına ilgili herkesin usule uygun çağrı kağıdı ile çağrıldığını, davacı tarafın da “olağan genel kurulu toplantısı için toplantının yeri ve saati tebliğ edilmiştir” diyerek bu durumu kabul ettiğini belirtmek gerekir ki dava konusu genel kurul toplantısında davacının menfaatine zarar verecek veya TTK’dahususları içermediğini, şirketin rutin olarak yaptığı bir genel kurul toplantısı gerçekleştiğini, genel kurul toplantısının yapıldığı 26/09/2019 tarihinde … açıklarında saat 14:00’de meydana gelen depremin …’de şiddetli şekilde hissedildiğini, bir anda oluşan panik ve korku nedeni ile fabrika yöneticisi …’nun personeli toplanma alanında toplayarak çalışanlarının çocuklarını okuldan almalarını ve endişelerini gidermeleri için iş yerini tatil ettiğini, bu karmaşa arasında davacının babası … ve …’nun vekilinin saat 14:30 sularında fabrikaya geldiklerini ve kendilerinin de bu karmaşadan endişe ettiklerini, toplantı saatini beklemeden fabrikadan ayrıldıklarını, meydana gelen depremin etkisinin azalması ve toplantının başlama saati 15:00 sularında diğer ortakların fabrikaya gelmesi ve toplantı yeter sayısının oluştuğu gözlenerek genel kurul toplantısının yapıldığını, dolayısı ile davacı tarafın fabrikaya girmelerinin engellenmesi ve tutanak tutmalarının engellenmesi iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının babası … veya vekili tarafından genel kurula başkasının yerine girebilmek için özel şartları barındıran vekaletnamenin genel kurul toplantısı günü sunulmadığını, davacının yetkilendirdiği iddia edilen … tarafından müvekkili şirket aleyhine açılmış 20’den fazla dava olduğunu, anılan kişinin menfaat çatışması ilkesi gereği kanunen genel kurul toplantısına katılamayacağını, davacının şirketin %1 hissesine sahip olduğunu, pay sahibinin iddia ettiği aykırılığın genel kurul kararının alınmasında hiçbir etkisi bulunmadığını belirterek tüm bu sebeplerden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı şirketin 26/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların hükümsüz sayılması veya iptal edilmesi talebine ilişkindir.
Mahkememizce davalı şirketin ticaret sicil dosyası, dava konusu genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli ve davacı tarafın delil olarak dayandığı telefon arama kayıtları getirtilip incelenmiş, taraf tanıklarının beyanları alınmıştır. Uyuşmazlığın çözümü için; davalı şirketin 26/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısına davacının iradesi sakatlanmak sureti ile katılmasının engellenip engellenmediğinin, toplantıda alınan kararların hükümsüz sayılması koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve alınan kararların meydana gelişi veya içeriği itibari ile yasaya, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına, eşitlik ilkesine aykırı olup olmadığının, iptali koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için dava dosyası ve davalı şirketin dava konusu döneme ilişkin ticarî defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 06/10/2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında “…Dava konusu genel kurul toplantısında, deprem dolayısıyla toplantı yapılmayıp yeniden çağrı ve ilan yapılması gerekirken birkaç saat sonra bir kısım pay sahiplerinin yokluğunda yalnız toplantı yeter sayısı ile toplanıldığının davalı yanca tevilen ikrar edilmiş olması karşısında, TTK 416’daki istisna dışında davet yapılmaksızın toplantı yapılmış ve karar alınmışsa ya da oylama yapılmaksızın karar alınmışsa, genel kurul toplantısı yapılmaksızın karar alınmışsa yokluk yaptırımı uygulanacağından, toplantıda alınan kararların yoklukia malul olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu gerekçeli, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olarak kabul edilmiştir.
Genel kurul toplantısının hukuken geçerli olabilmesi için bütün pay sahiplerinin Türk Ticaret Kanunu’nda (md. 414), diğer özel kanunlarda ve ana sözleşmede belirtildiği şekilde toplantıya çağırılmaları şarttır. TTK 414 maddesi uyarınca genel kurulu toplantıya çağrının esas sözleşmede gösterilen şekilde ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere toplantı tarihinden en az 2 hafta önce Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan ilan ile yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Bunun tek istisnası TTK’nun 416. maddesinde öngörüldüğü üzere bütün pay sahipleri veya temsilcilerinin toplantıda hazır bulunmaları ve hiçbirinin toplantı yapılmasına ve karar alınmasına herhangi bir şekilde itiraz etmemesi halidir. Toplantı çağrısı kanun veya ana sözleşmeye göre, yetkili organ veya kişiler tarafından pay sahiplerine ve/veya temsilcilerine yöneltilen ve genel kurul toplantısına çağrı ile bu toplantının yerini, zamanını, gündemini ve katılma koşullarını içeren ilan veya mektup şeklinde yazılı bir irade beyanı veya bildirimi olup, hukuken zorunludur. Öte yandan yokluğun tespiti davası Türk Ticaret Kanunu’nda özel olarak düzenlenmemiştir. “Yokluk” kavramı hukukumuzda yerleşmiş olup, özel hukuk işlemleri için olduğu gibi genel kurul kararlarının kesin hükümsüzlüğü konusunda da kullanılmaktadır. Yokluk halinde hukukî işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeni ile şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Genel kurul kararlarının yokluğu, hukukî yararı bulunan herkes tarafından ve kural olarak bir süreye bağlı olmaksızın itiraz şeklinde veya dava yolu ile ileri sürülebilir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde; davacının davalı şirkette %1 pay sahibi olduğu, davalı şirketin 2016, 2017 ve 2018 yıllarını kapsayan 26/09/2019 günü saat 15:00’de …adresinde yapılacak olan toplantısına dair davacıya bildirim yapıldığı, 26/09/2019 tarihinde … Açıkları (…) …’nde yerel saat ile 13:59’da 5.7 şiddetinde deprem meydana geldiği sabittir. Dosyada mevcut 26/09/2019 tarihli “Acil Durum Tutanağı”ndan deprem nedeni ile davalı şirketin toplantının yapılacağı … fabrika binasında üretime ara verildiği, deprem saatinden itibaren personele 27/09/2019’a kadar izin verildiği anlaşılmıştır. Anılan tutanak içeriği, davacı tanığının beyanı ve davacı tanığının beyanını destekleyen telefon arama kaydının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; davacı tanığının beyanlarına itibar edilmiş olup, iş bu beyanlarla çelişen ve başkaca herhangi bir delil ile desteklenmeyen davalı tanığının beyanlarına ise itibar edilmemiş olup, buna göre davacı temsilcisinin davaya konu genel kurul toplantısına katılmak üzere toplantının yapılacağı fabrika binasına saat 14:00’den sonra gittiği, saat 15:00’e kadar beklediği, fabrikanın sabit numarasını telefon ile arayıp durumunu bildirdiği, davalı şirketin ortağı …’nun deprem nedeni ile hükumet komiserinin gelemeyeceğini, bu sebeple toplantının yapılamayacağını söylemesi üzerine davacının temsilcisinin oradan ayrıldığı ancak bir kaç saat sonra toplantının yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda ertelenen genel kurulun yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere yeniden gün ve gündem ilan edilerek 2. bir toplantı ile gerçekleştirilmesi yada tüm pay sahiplerinin katılımı ile çağrısız genel kurul yapılması gerekli olduğu halde bu hususların yerine getirilmediği, aynı gün bir kaç saat sonra toplantının gerçekleştirildiği, somut olayın açıklanan özelliği karşısında davalı tarafın savunmasında geçen etki kuralının yani davacının %1 pay sahibi olması nedeni ile toplantıya katılsa dahi sonucu değiştiremeyeceğine dair savunmasının dinlenemeyeceği, açıklandığı üzere davacının temsilcisine 26/09/2019 tarihinde yapılmayacağı bildirilen toplantı için yeniden çağrı ve ilan yapılmasının zorunlu olması nedeni ile davalı şirketin 26/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yok hükmünde olduğu kabul edilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne, davalı şirketin 26/09/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yok hükmünde olduğunun tespitine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-₺ maktu karar harcından peşin alınan 44,40-₺’nin mahsubu ile bakiye 36,30-₺’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 250,00-₺ tebligat posta gideri ile 95,20-₺ harç gideri olmak üzere toplam 345,20-₺’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı vekili lehine takdir olunan 5.100,00-₺ maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/02/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza