Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/641 E. 2021/559 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/641 Esas
KARAR NO : 2021/559

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili 13/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle : müvekkillerinin asansör imalat ve montajı alanında faaliyet gösteren sektöründe itibarlı güvenilir bir aile şirketi olduğunu, müvekkillerinin şirket asansör imalat ve montaj alanında ticari faaliyette bulunduğunu, çeşitli firmalardan emtia temini yapmakta ve ödemelerini çek keşide ederek yaptığını, verdiği montaj ve taahhüt hizmeti karşılığında müşterilerinden çek aldığını ve bu çekleri tahsil için çalıştığı bankalara verdiğini, keşide ettiği çeklerle tahsile verdiği çekleri örtüştürerek alacaklarını tahsil ettiğini, borçlarını ödemeye gayret ettiğini, tahsile verdiği bu çekleri teminat göstererek ihtiyacına göre zaman zaman … kredisi de kullandığını, tahsile verdiği çekler tarihinde banka tarafından tahsil edilerek hesabına aktarılduğını, hesaptan müvekkilinin keşide ettiği çekleri ödendiğini, varsa müvekkilinin kullandığı kredilerin ve faizlerin kapatıldığını, her orta ölçekli işletme gibi müvekkillerinin şirketinde çeşitli bankalarda açtığı hesapların bulunduğunu, müvekkillerinin çalıştığı bankalardan birinin de davalının … Şubesi olduğunu, müvekkilinin nakit ihtiyacını karşılamak için davalının yanında hesabının olduğu başkaca bankalardaki kredi faiz oranlarını incelemekte ve en düşük faiz hangi bankada ise o bankadan …-rotatif kredi kullanarak nakit ihtiyacını karşıladığını, müvekkillerinin 2013 yılından itibaren davalı bankadan da zaman zaman … kredi kullandığını, müvekkilinin nakit ihtiyacını müşterilerinden aldığı çeklerin tahsil-vade tarihine göre düzenlemeye çalıştığını, müşterilerinden aldığı çekleri çek tahsil bordrosuyla davalı bankanın ilgili şubesine teslim ettiğini, bankalar güven müesseseleri olduğundan davalı bankanın söylediği her şeyi yaptığını, bankanın bildirdiği faizin geri ödemelerini yaptığını ve kredileri sıfırladığını, başlangıçta müvekkilinin şirkete münhasıran … numaralı ana hesabının hesap hareketlerini internet ortamında inceleyebildiğini, davalı bankanın müvekkilinin adına açtığı ve kredi kullandırdığı alt hesapların hesap hareketlerini internet ortamında inceleyemediğini, müvekkilinin bankaya güven duygusuyla hareket etmiş bankanın talimat ve yönlendirmelerine uyduğunu, ancak kullandığı krediye göre anapara ve faiz olarak ödemesi gerekenden daha fazla bir ödeme yaptığına dair müvekkilinin şirket yetkililerinde bir şüphe oluştuğunu, müvekkilinin şirketin tüm hesap hareketlerinin internet ortamında incelemeye açılmasını talep ettiğini, bu talebin uzun süre yerine getirilmediğini, sonrasında davalı bankanın şubesinde tüm hesap hareketlerinin çıktısının talep edildiğini ve bu çıktıların 2018/Ekim ayında müvekkiline verildiğini, müvekkilinin şirket yetkilileri tarafından yapılan ön incelemede davalı banka şubesinin müvekkilinin şirketin tahsile verdiği bir kısım çeklerin müvekkil şirketin hesaplarına hiç geçirilmediğini gördüğünü ve bu durumu şube müdürüne söylediklerini, ortada yanlışlığın olmadığını, çeklerin hesaba kimi zaman geç geçebildiğini, hesaptan müvekkilinin şirketin çek ödemelerinin yapılmış olduğunu söylendiğini, bu durumun geçiştirildiğini, kendilerine verilen bilgiden tatmin olmayan müvekkilinin şirket çalışanlarının 2013 yılından bu yana davalı banka şubesine tahsile verilen çekleri, bu banka üzerine keşide edilen çekleri, kullanılan … kredilerini tek tek incelediklerini müvekkilinin şirketin davalı banka şubesine tahsil bordrosuyla teslim ettiği bir kısım çeklerin hesaplara hiç intikal ettirilmediğini, durumun müvekkili tarafından fark edilmemesini sağlamak için tahsile verilen çekin tarihinde tahsile verilen çek miktarı kadar … kredisi kullandırıldığını, kullandırılan bu kredinin hesaba aktarılarak müvekkilinin nakit ya da çek ödemelerinin kullandırılan bu krediden karşılandığını sonrasında müvekkilinin şirketin güvenine ve iradesine aykırı olarak kullandırılan kredilerin faiziyle birlikte müvekkiline ödettirildiğini, tahsile verilen kimi çeklerin müvekkil şirketin hesaplarına hiç intikal ettirilmediğinin görüldüğünü, çeklerin takas yoluyla tahsil edildiğini, müvekkilinin hesabına intikal ettirilmeyen çeklerin kim tarafından tahsil edildiğinin müvekkil şirket tarafından bilinmediğini, müvekkili tarafından davalı bankaya tahsile verildiği halde hesaplarında tahsilatı görünmeyen (tespit edilebildiği kadarıyla) çeklerin dökümünün; müvekkil şirketin yaptığı inceleme neticesinde belirtilen çekler müvekkil şirketin hesabına tahsilat olarak geçmediğini, müvekkil şirketin bu durumu fark etmemesi için davalı bankanın çek bedelleri kadar … kredisi kullandırdığını hem çek bedellerinin müvekkilinin hesabına geçmediğini, hem de müvekkiline yersiz ve yolsuz … kredi kullandırıldığı için müvekkilinin faiz ödemek zorunda kaldığını ve böylelikle müvekkilinin iki taraflı zarara uğratıldığını, davalı bankanın hesaba geçmeyen çekin ve yersiz faiz ödemesi dışında başkaca hukuka aykırı işlemlerle de müvekkilini zarara uğrattığını, müvekkilinin 01.07.2015 tarihinde davalı bankanın Megacenter Şubesindeki hesabına keşide ettiği 15.000 TL. Bedelli çekin ödenmesine teminen davalı bankaya yukarıda listede mevcut 30.06.2015 vadeli 8.160 TL. ve 30.06.2015 vadeli 5.611 TL. iki adet çeki tahsile vermiş, söz konusu çekler tahsil edildiğini, 1 Temmuzda müvekkilimizin hesabına geçmesi gerekirken davalı, müvekkilinin o tarihte internet ortamında hesap hareketlerini göremediğini, … nolu hesaptan 30.06.2015 tarihinde müvekkiline 20.000 TL. … kredisi kullandırıldığını, kullandırılan bu krediden daha evvel yolsuz ve yersiz kullandırılan kredilerin faizlerinin düşüldüğünü, aynı gün ana hesaptan (…) yine devre sonu faizleri alındığını, (müvekkilimiz ana hesaptan ödenen bu devre sonu faizi kadar faiz ödediğini zannetmesi temin edildiğini,) yersiz kullandırılan bu krediden kalan rakama müvekkilinin gönderdiği 1.229 TL. eklenerek müvekkil şirketin çeki ödediğini, geriye kalan 2.930 TL. ile de yine kullandırdığı yersiz yolsuz …’nin kapatıldığını, böylelikle müvekkiline tahsile verdiği çeklerin müvekkilinin hesabına hiç geçmediğini, bunun gibi müvekkilinin 01.06.2015 tarihinde 50.000 TL … kullandığını, kullandığı bu … kredilerinin kapatılması için 02.06.2015 tarihli 40.000 TL.bedelli, 30.05.2015 tarihli 10.000 TL. bedelli iki adet çek ile … kredisinin kapatılması gerekirken davalı banka farklı işlemler yaparak müvekkiliin gereksiz faiz ödemesine sebebiyet verildiğini, yine örnek olarak … numaralı hesaptan 07.11.2015 vadeli POS işleminden gelen 8.500 TL. ana hesaba aktarılması gerekirken aktarılmadığını, bunun yerine müvekkilinin hesap hareketlerini göremediği alt hesaptan müvekkilinin bir kısım KDV, muhtasar vergileri ödendiğini, geri kalan 5.639 TL. ile müvekkilinin bilgisi dışında yersiz ve yolsuz kullandırılan … kredisinin kapatıldığını, bu ve benzeri pek çok işlem yapan davalı banka müvekkilinin tahsile verdiği halde hesaplarına geçmeyen çek bedelleri ve hesabına geçseydi kredi kullanmayacağı cihetle yersiz kullandırılan kredinin faizi kadar zarara uğradığını, davalı bankanın bu ve buna benzer pek çok işleminin olduğu uzman bankacı bilirkişi incelemesiyle sübuta ereceğini, izah edilen durumuna göre müvekkilinin şirket, davalı bankaya tahsile verdiği çekleri gününde tahsil edip müvekkilinin hesaplarına aktarmaması sebebiyle çek bedelleri kadar ve ayrıca gereksiz … kredisi kullandırılması sebebiyle kullandırılan … kredileri ile müvekkil şirketin çeklerinin ödendiğinin kabulü halinde) krediler için ödenen faiz miktarı kadar davalı bankadan alacaklı olduğunu, müvekkilinin şirket bankacılık alanında faaliyet gösteren, bankacılık uzmanı olmadığı için davalıdan elan ne kadar alacaklı olduğunu kesin olarak bilebilecek durumda olmadığını, müvekkilinin alacağının ancak uzman bilirkişiler tarafından müvekkil şirket ile davalı banka şubesi kayıtlarında yapılacak inceleme ile ortaya çıkacağını, fazlaya ilişkin talep ve haklarını saklı tutarak; belirsiz alacak davalarının kabulüyle şimdilik 10.000 TL. alacağın çekler yönünden her bir çekin keşide tarihinden, kredi faizleri için ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, bu sebeple davanın belirsiz alacak davası olarak ikamet ettiğini ve şimdilik 10.000 TL. alacağın her bir çekin keşide tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 20/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının, açmış olduğu dava ile davalı Bankaya vermiş olduğu bir kısım çeklerin hesaplarına aktarılmaması nedeniyle gereksiz kredi faizi ödendiği iddiasında bulunduğunu, bu nedenle çek bedelleri ve kredi nedeniyle uğradığı zararının ödenmesi talebinde bulunduğunu, davanın iddia ve taleplerinin net olmadığını, dava konusu edilen çeklerin incelendiğinde 2014-2015 ve 2016 yıllarına ait çekler olduğu, en yenisinin 28.03.2016 keşide tarihli olduğunu, bu davanın ise iddiaya konu çeklerden en yeni tarihli olan çekin tarihinden neredeyse 4 yıl sonra 13.11.2019 tarihinde açıldığını, davanın, Türk Borçlar Kanunu uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, öncelikli olarak davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, davaya konu çeklerin tamamının tahsil edildiğini ve davacının hesabına aktarıldığını, bu hususun hesap hareketleri ile sabit olduğunu, davacının bu yöndeki iddiası tamamen gerçek dışı olduğunu, davacı şirket, müvekkil banka Mega Center Şube müşterisi olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında müvekkil bankadan ticari krediler kullandığını, davacının, dava dilekçesinde liste halinde bir kısım çeklerden bahsettiğini, bu çekleri tahsil edilmediğini, hesabına geçmediğini bu nedenle de gereksiz kredi kullandırımı yapıldığını iddia ettiğini, davacının bu iddialarının tamamen soyut ve dayanaksız olduğunu, bahse konu 22 adet çekin her birinin tahsil edilerek davacı hesabına aktarıldığını ve kredi kapamalarının yapıldığını, buna göre çeklerin hesaba geçmemesi ve gereksiz kredi faizi ödenmesi gibi bir durumun da kesinlikle söz konusu olmadığını, kendilerince sunulan hesap hareketleri incelendiğinde davaya çeklerin tamamının tahsil edildiği ve kredi risk kapamaları yapıldığı açıkça görüleceğini, müvekkil banka ile davacı arasında akdedilen sözleşmeler gereğince müvekkil bankanın müşterisine açılan cari hesap ile ilgili, cari hesaba borçlu olunan her gün için anapara borcuna, ilan edilen faiz oranı üzerinden gün esasına dayalı faiz işletileceği, müşteri, cari hesabını kullandığında, aylık veya belirlenen devre sonlarında banka’nın faiz tahsil edeceğini, bankanın faiz, komisyon oranını ve/veya faiz ödeme dönemlerini değiştirme hakkı bulunduğunu, davacının tacir olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’ nun 18. Maddesinin 2. Fıkrası gereğince ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, bu kapsamda davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla tacir sıfatına haiz davacı, kendi özgür iradesi ile imzaladığı sözleşme hükümleri ile bağlı olup, sonradan gereksiz faiz ödemesi yaptığı iddiasıyla talepte bulunamayacağını, davacının tüm hesap hareketlerinden haberdar olduğunu, kredilerini kullandığını, davaya konu çeklerin tamamının tahsil edildiğini ve davacının hesabına aktarıldığını, kredi kapaması yapıldığını, neredeyse 4 yıl boyunca müvekkil bankaya hiçbir itirazda bulunmayan davacının hesap bakiyesinin zaten kesinleştiğini, öncelikle davaya konu edilen 22 adet çekin tamamının tahsil edildiğini, davacıya ait hesaba aktarıldığını ve kredi kapamalarının yapıldığını, davacının iddialarının bu kapsamda gerçeğe aykırı olduğunu, zamanaşımı itirazları olduğunu davaya konu çeklerden en yeni tarihlisinin Mart 2016 olduğunu, bu tarihle dava açılan tarih arasında 3,5 yıldan fazla bir zamanın olduğunu, davacının bu kadar uzun bir süre sonra işbu davayı açmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’ nun “cari hesap” ile ilgili hükümleri içeren altıncı kısmının 94. Maddesinde;”Sözleşme veya ticari teamül uyarınca, belirli hesap devreleri sonunda devre hesabı kapatılır ve alacak ile borç kalemleri arasındaki fark belirlenir. Hesap devresi hakkında sözleşme veya ticari teamül yoksa, her takvim yılının son günü taraflarca hesabın kapatılması günü olarak kabul edilmiş sayılır. Saptanan artan tutarı gösteren cetveli alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ay içinde, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda bulunmamışsa, bakiyeyi kabul etmiş sayılır.” hükmünün yer aldığını, bu hüküm gereğince davacı firmanın geçen yıllar boyunca (2014 den 2019′ a kadar) yapılan işlemleri ve hesap bakiyesini kabul ettiği aşikar olduğunu, davaya konu edilen çeklerin 2014-2015 ve 2016 tarihli olduğunu, davacının geçen bunca yıl boyunca özellikle yıl kapanışlarında Türk Ticaret Kanunu’ nun amir hükmü gereği hiçbir itirazda bulunmadığını, davacı tarafın tacir olduğunu, her basiretli tacir gibi hesaplarıyla ilgili olarak kontrol ve gözetim yükümlülüğü kendi üzerinde olduğunu, davacı bahse konu tüm kredilerinin de kullandığını, dolayısı ile davacının yıllar sonra üstelik gerçek dışı iddialarla huzurdaki davayı ikame etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, asla kabul anlamına gelmemek üzere, bir an için haberdar olmadığı düşünülse bile tacir olan davacının yıl sonunda defter kapanışında, müvekkil banka ile olan hesap ilişkisinde hesabının tüm hareketlerine vakıf olduğuna izahtan vareste olduğunu, davacının, delil listesinde tanık ve yemin deliline dayandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler gereğince müvekkil banka kayıtları münhasır ve kesin delil olmakla birlikte, huzurda görülmekte olan davada tanık ve yemin deliline dayanılmasının hukuken mümkün olmadığını, davacının avans faizi talebi ve çeklerle ilgili keşide tarihinden itibaren faiz talep etmesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı vekilinin çeklerle ilgili keşide tarihinden itibaren faiz talep ettiğini, çeklerin zaten tahsil edilerek davacı hesabına aktarıldığını, davacının kullandığı kredi riski kapatıldığını, davacının tahsil ettiği çek bedelleri için faiz talep etmesi açıkça hukuka aykırı olduğunu, aynı şekilde kullandığı ve bilgi sahibi olduğu krediler nedeniyle faiz talep etmesi de hukuken mümkün olmadığını, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddini, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan da reddini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Taraflar arasında tanzim edilmiş Genel Kredi sözleşmesi, 15/02/2021 tarihli bilirkişi kök raporu, 03/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; sözleşmeden kaynaklı olarak alacak talebine ilişkindir.
Mahkememizce bilirkişi …’tan Genel Kredi sözleşmesi, mevcut deliller ve dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle rapor tanzimi istenmiş; bilirkişi tarafından düzenlenen 15/02/2021 tarihli raporda özetle; davacı tarafından davalı bankaya verilen müşteri çeklerinin takastan tahsili ile davacı hesaplarına bankacılık uygulama ve teamüllerine uygun olarak mevduat hesaplarına alacak kaydedildiği, takastan yapılan tahsilatların tahsil tarihini takip eden ilk işgünü valörü ile hesaplara intikal ettirildiği, kullandırılan kredilerin ise , Kredi Kullandırım Tarihi valörü ile işlem yapıldığı, bu nedenle kredi kullandırımında aynı gün valörü esas alınırken, mevduat hesabına yatan (Havale, nakit veya çek tahsilatlarından) tüm paraların ise işlem tarihini takip eden ilk işgünü valörü ile işlem gördüğü, işbu uygulamanın bankacılık uygulama ve teamüllerine uygun olduğu, çek tahsilatlarından davacı hesaplarına intikal eden çek bedellerinin kredi hesaplarına kredi geri ödemesi olarak veya müşteri tarafından banka nezdindeki hesapları üzerine keşide ettiği çeklerin ödenmesinde ve kredi hesaplarına tahakkuk eden işlemiş faiz ve ferilerin ödenmesinde kullanıldığı, dava konusu edilen çeklerin tahsili ve hesaplara intkali, davacı lehine tahsis ve kullandırılan kredilere uygulanan faiz ve ferilerin geri ödenmesinde, bankacılık uygulama ve teamüllerine uygun olarak işlem yapıldığı, gerek Kredi hesap ekstreleri, gerekse mevduat hesapları üzerinde yapılan inceleme ve tespitlerde, davacıdan tahsil edilen faiz, feri ve masraflar yönünden taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ve bankacılık uygulama ve teammüllerine aykırı her hangi bir işlem tespit edilemediği yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilinin beyan ve itirazları doğrultusunda davalı bankanın ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde incelemede yapılmak suretiyle ek rapor tanzimi istenmiş, bilirkişi … tarafından düzenlenen 03/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök rapordaki değerlendirmelerde her hangi bir isabetsizlik olmadığı, kök raporda belirtilen görüşlerin değişmediği yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesi sunularak farklı bir heyetten rapor alınması talep edilmiş, alınan bilirkişi kök ve ek raporunun denetime elverişli olması nedeniyle davacı vekilinin yeniden rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafça, davacı şirketin kullandığı krediye göre anapara ve faiz olarak ödemesi gerekenden daha fazla bir ödeme yaptığı ve davalı banka şubesine tahsil bordrosuyla teslim ettiği bir kısım çeklerin hesaplara hiç intikal ettirilmediği ve davacının bu durumu fark etmemesini sağlamak için tahsile verilen çekin tarihinde tahsile verilen çek miktarı kadar … kredisi kullandırılarak bu kredinin davacıya ödettirildiği iddiasıyla iş bu dava açılmışsa da, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporuna göre, davacı tarafından davalı bankaya verilen müşteri çeklerinin takastan tahsili ile davacı hesaplarına bankacılık uygulama ve teamüllerine uygun olarak mevduat hesaplarına alacak kaydedildiği, takastan yapılan tahsilatların tahsil tarihini takip eden ilk işgünü valörü ile hesaplara intikal ettirildiği, kullandırılan kredilerin ise , kredi kullandırım tarihi valörü ile işlem yapıldığı, bu nedenle kredi kullandırımında aynı gün valörü esas alınırken, mevduat hesabına yatan (Havale, nakit veya çek tahsilatlarından) tüm paraların ise işlem tarihini takip eden ilk işgünü valörü ile işlem gördüğü, yapılan işlemlerin bankacılık uygulama ve teamüllerine uygun olduğu, çek tahsilatlarından davacı hesaplarına intikal eden çek bedellerinin kredi hesaplarına kredi geri ödemesi olarak veya müşteri tarafından banka nezdindeki hesapları üzerine keşide ettiği çeklerin ödenmesinde ve kredi hesaplarına tahakkuk eden işlemiş faiz ve ferilerin ödenmesinde kullanıldığı, davalı bankanın yaptığı iş ve işlemlerin mevzuata, taraflar arasındaki sözleşmeye ve bankacılık teammüllerine uygun olarak yapılmış olduğu, yapılan işlemlerde usulsüzlük bulunmadığı ve davacının zarara uğratılmadığı, yapılan iş ve işlemler nedeniyle davacının bir alacağının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 170,78TL harçtan mahsubu ile bakiye 111,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı lehine hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 29/09/2021

Katip …
☪e-imzalıdır.

Hakim …
☪e-imzalıdır.