Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/637 E. 2022/350 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/637 Esas
KARAR NO : 2022/350

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/11/2019
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Dava dışı … Ltd. Şti., davalı ile imzaladığı 25.12.2013 tarihli Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi ile davalıdan “elektronik güvenlik sistemlerinin temini, tesisi ve bu sistemlerin telefon hatları ile …’ne bağlantısının yapılması, abonelik süresi boyunca …’ne gelen sinyallerin 24 saat gözetilmesi, gerektiği takdirde ilgili mercilere, ayrıca dava dışı şirket ile dava dışı şirketin belirleyeceği kişi ve kuruluşlara haber verilmesi” hizmetini satın almıştır. Müvekkil şirket tarafından da … poliçe numaralı SÜPER İŞYERİ SİGORTA POLİÇESİ kapsamında, 25.03.2016-25.03.2017 tarihleri arasında sigortalanan dava dışı şirkete ait …. Mevkii … adresindeki iş yerinde 02.03.2017 tarihinde hırsızlık olayı yaşanmıştır. Olaya dair 20.06.2017 tarihli ekspertiz raporunda, dava dışı şirketin tazmin talebinin 48.441,69 TL’lik kısmının kabul edilebilir olduğu belirtilmiş; bu nedenler doğrultusunda müvekkil şirket dava dışı şirkete, 04.07.2017 tarihinde, 48.441,69 TL ödemek zorunda kalmış ve böylelikle sigortalının haklarına halef olarak rücu ve talep hakkı doğmuştur. Buna dayanarak davalıya ihtarname gönderilmiş, davalının bu ihtara rağmen ödememesi yapmaması üzerine davalı hakkında … 35. İcra Müdürlüğü …. E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmışsa da, davalı borçlu tarafından sunulan HAKSIZ İTİRAZ sebebi ile takip durmuş ve zarureten tarafımızca müvekkilimiz Şirket adına huzurdaki dava ikame edilmiştir. Davaya konu hırsızlık olayına dair hazırlatılan 29.03.2017 tarihli araştırma raporunda “… Olay esnasında alarm cihazının çalmaması nedeniyle bağlı bulunduğu … firması tarafından incelendiği, neden çalmadığının araştırıldığı, olay yerinde takılı olan pırların insan boyutundan çok yüksekte olduğu ve altından geçme imkanının olması nedeniyle çalmadığının anlaşılması üzerine alarm pırlarının yerlerinin değiştirilmiş olduğu, bu konu ile ilgili faturaların da mevcut olduğu… İş yerinde kamera, …’e bağlı alarm cihazı ve de gece bekçisinin olduğu, ancak bekçinin binanın ön tarafında bulunduğu ve binaya arka kısımdan girilmesi, alarm sisteminin de yukarıda izah edilen nedenlerden dolayı çalışmaması nedeniyle bekçinin olayı fark edemediği…” tespitlerinde bulunulmuştur. Gerçekten de davaya konu hırsızlığın dava dışı şirketin gece bekçisi tarafından fark edilmemesi, davalı şirketin dava dışı şirket ile imzaladığı Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi’ne uygun bir şekilde hizmet vermemesinden kaynaklanmıştır. Ki davalı bu olaydan sonra, dava dışı şirkete giderek, olayın yaşandığı yerdeki pır hareket sensörlerinin sayısının artırılması ve mevcut paneli daha büyük bir panel ile değiştirilmesinin ücretsiz olarak sağlanacağı yönünde 03.03.2017 tarihli servis – montaj formunu hazırlamış, sonrasında formda belirtilen değişiklikler uygulanmıştır. Davalı şirket, dava dışı şirketle aralarında imzalanan sözleşme konusu edimini eksik olarak yerine getirdiği ve dava dışı şirkete ait iş yerine montajı yapılması gereken ekipmanı eksik ve hatalı olarak monte ettiği için anılan zararın yaşanmasına neden olmuştur. Bu nedenle davalı şirketin yaşanan zararı tazmin yükümlülüğü bulunmaktadır. Müvekkil şirket de, dava dışı şirketin haklarına halef olması nedeniyle, yaşanılan hırsızlık olayına dair uğranılan zararın tazmini maksadıyla davalıya başvurmuş, davalı olumsuz cevap almış ve bu sebeple davaya konu icra takibini başlatmıştır. Yaşanan hırsızlık olayına dair hazırlanan 29.03.2017 tarihli araştırma raporu ve davalı şirketin hırsızlığın yaşanmasından hemen sonra dava dışı şirkete giderek iyileştirmelerde bulunması, davaya konu zararın davalının dava dışı şirketle imzalanan sözleşmedeki edimlerini eksik ve hatalı olarak yerine getirmesinden kaynaklandığını açıkça ortaya koymaktadır. Yine, kazaya dair açılan …numaralı hasar dosyasından hazırlatılan 20.06.2017 tarihli ekspertiz raporu uyarınca zararın 48.441,69 TL olduğu ortadadır. Müvekkil şirket bu rapor uyarınca sigortalısına ödeme yapmış ve sigortalının halefi olmuştur. Davalı kurumun bu duruma rağmen icra takibine itirazda bulunması hukuka aykırıdır. Son olarak, dava dışı şirket, müvekkil tarafından ödenen tazminatın yeterli olmadığı gerekçesiyle müvekkil ve davalıya karşı … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası üzerinden alacak davası açmış olup, müvekkil şirketin dava dışı şirkete bu dosyadan kaynaklı olarak ödeme yapması ihtimaline binaen, fazlaya dair haklarımızı saklı tutmaktayız. Yukarıda sunulan tüm açıklamalarımız ışığında; davalının haksız ve hukuka aykırı itirazının iptali ile davalının, alacağımız likit ve kesin olduğu için, İCRA İNKAR TAZMİNATINA mahkum edilmesini talep etme gereği hasıl olmuştur. her halükarda ileride doğabilecek haklarımız saklı kalmak kaydıyla,
Davalının … 1. İcra Müdürlüğü… E. sayılı icra takip dosyasına olan itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini;
Borçlu aleyhine alacağın %20’ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesine,
Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Dava konusu alacak zamanaşımına uğramıştır. 02.03.2017 tarihinde hırsızlık olayı gerçekleştiği tarihte alacak muaccel olmuştur. icra takibi 21.03.2019 tarihinde 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açılmıştır. tarafımızca zamanaşımı def’i ileri sürülmekte olup davanın usulden reddi gerekmektedir. Davacı sigorta şirketinin dava dilekçesi ve delillerinden görüldüğü üzere, hırsızlık 02.03.2017 tarihinde gerçekleşmiş olup hırsızlık olayı 2 yıldan da fazla zaman geçtikten sonra davaya konu olan icra takibi başlatılmıştır. Türk Ticaret Kanunu 1420’de açıkça alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak 2 YIL geçmekle alacak zamanaşımına uğramaktadır.
Müvekkil şirket …AŞ (…), elektronik güvenlik sistemlerinin kurulması ve alarm haber alma merkezi aracılığıyla bu sistemlerin izlenmesi alanında hizmet veren kurumsal bir şirkettir. Müvekkil şirket gerçek veya tüzel kişilere hizmet sunarken öncelikle müşteri ile alarm güvenlik sözleşmesini akdeder. Akabinde akdedilen sözleşme çerçevesinde belirtilen adreste sistemi kurup, çalışır vaziyette eksiksiz olarak teslim eder. Aşağıda da esasa ilişkin ayrıntılı olarak izah edeceğimiz üzere müvekkil şirket üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olup, meydana gelen zararda hiçbir kusuru bulunmamaktadır.
Müvekkil şirket ile SİGORTALI arasında akdedilen Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi kapsamında belirtilen güvenlik teçhizatı ve tüm ürünler çalışır vaziyette, eksiksiz ve her türlü fiili ve hukuki ayıptan ari olarak davacıya teslim edilmiştir. Bu husus davacının kendi el yazısıyla imzalamış olduğu teslim ve montaj formu ile de sabittir.
İş bu uyuşmazlığa konu davada davacı ile müvekkil şirket arasında 25.12.2013 tarihinde … numaralı Güvenlik Sistemleri Hizmet Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin imzalanmasına müteakip müvekkil şirket davacıya güvenlik sistemini ve tüm teçhizatı çalışır vaziyette eksiksiz ve her türlü fiili ve hukuki ayıptan ari olarak teslim etmiştir. Bu husus ekte sunulan, davacının kendi el yazısı ile imzalamış olduğu montaj ve teslim formuyla da sabittir. Bu bakımdan müvekkil şirket sözleşme kapsamındaki teslim yükümlülüğünü eksiksiz olarak yerine getirmiştir.
Dava konusu meydana gelen hırsızlık olayında müvekkil şirketin hiçbir kusuru bulunmamaktadır. Müvekkil şirket 5188 Sayılı Kanun, ilgili yasal mevzuat ve sözleşme hükümleri uyarınca yerine getirmesi gereken tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmiştir. Bu sebeple davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddini talep ederiz. Müvekkil şirkete kusur izafe edilmesi mümkün değildir.
… alma sistemi, telefon hattı üzerinden yapılmaktadır. Telefon hattı üzerinden haberleşme yapılan sistemlerde panelin merkezle olan iletişimini periyodik olarak kontrol etmek için kullanılan test sinyali de günlük olarak ayarlanmaktadır. Yani panelden her gün belirli saatte panelin çalıştığını gösteren bir sinyal … Merkezine gönderilmektedir.
… tarafından düzenli olarak gerçekleştirilen sinyal izleme işlemi ile 24 saat sonunda sinyal alınmaması durumunda abonelere sms ile sistemde sorun olduğu yönünde uyarı mahiyetinde bildirim yapılmaktadır. … bu tür kontrolleri yapmakta ve abonelere bildirimde bulunmaktadır. Sn. Mahkemeye sunacağımız sinyal kayıtlarını içeren raporda da açıkça görüleceği üzere sinyaller eksiksiz olarak gönderilmiş ve müvekkil şirket sözleşmeye ilişkin yükümlülüğünü eksiksiz olarak yerine getirmiştir.
Dava konusu yaşanan olay sonrasında … tarafından yapılan kontrollerde sistemde yer alan dedektörün çalıştığı tespit edilmiştir. Zira davacının adresinde mevcut olan iki adet dedektör kontrol amaçlı olarak teslim alınmış ve şirket merkezinde yapılan incelemede dedektörlerin sorunsuz olarak çalıştığı tespit edilmiştir.
Dava konusu olaya ilişkin sözleşme hükümleri incelendiğinde açıkça görüleceği üzere, davacıdan çok cüzi tutarda abonelik bedeli talep edilmiştir. Sözleşme konusu, davacının aylık olarak ödemekle yükümlü olduğu abonelik bedeliyle talep etmiş olduğu tazminat tutarı açık şekilde nispetsiz ve orantısızdır. Bu sebeple müvekkil şirketin üstlenmiş olduğu hizmet kapsamında hırsızlıkları önleyeceğini taahhüt etmeyeceği de açıkça ortadadır. Bu sebeple de müvekkil şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi hakkaniyete ve hukuka aykırı düşecektir.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin, sigorta sözleşmesi hükmünde olmadığı ve hırsızlık, yangın vs olaylar bakımından garanti niteliği taşımadığı , sözleşme’de açıkça kararlaştırılmıştır. ayrıca sözleşmeyle ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getiren müvekkil şirketin hiçbir kusuru bulunmamaktadır.
Taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmeden kaynaklı müvekkil şirketin borcu, sözleşme hükümleri gereğince güvenlik hizmeti sunmaktan ibarettir. Bunun dışında hizmet kusuru veya herhangi bir nam altındaki kusuru söz konusu olmaksızın meydana gelen zararları garanti etme ya da bu kapsamdaki zararları tazmin edeceğine dair herhangi bir taahhüdü bulunmamaktadır. İş bu husus taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.3.maddesinde açıkça şu şekilde düzenlenmiştir;
‘’…. Bu sözleşme, hırsızlık, yangın gibi olaylara karşı sigorta hükmünde değildir. Elektronik güvenlik sistemlerince korunmuş mekan ve bölgede, …’nin sağladığı izleme hizmetine rağmen meydana gelebilecek hırsızlık, soygun, elektronik güvenlik sisteminden kaynaklanmayan arıza ve problemlerden ve benzeri olaylardan … sorumlu tutulamaz. ‘’
Sayın Mahkemenizce de takdir edileceği üzere işbu sözleşme maddesi; sigorta sözleşmelerinde olduğu gibi, kusurun söz konusu olup olmadığına bakılmaksızın garanti yükümlülüğünün mevcut olduğu yönünde yorumlanmaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Hizmet kusurunun veya herhangi bir nam altındaki kusurunun mevcut olmadığı durumlarda herhangi bir tazmin yükümlülüğünün söz konusu olmayacağını ve sözleşmenin hukuki niteliğinin hizmet sözleşmesi olduğunu da esasen sözleşmenin işbu maddesi açıkça ortaya koymaktadır.
Yukarıda da izah edildiği ve Sayın Mahkemece takdir edileceği üzere meydana gelen zararda hiçbir kusuru bulunmayan müvekkilin, taraflar arasındaki ilişki sanki bir sigorta sözleşmesinden ibaretmiş gibi garanti yükümlülüğü altında olduğu yönünde yorumlanacak olması açıkça yasaya ve hakkaniyete aykırılık teşkil edecektir.
Fazlaya ilişkin her türlü hakkımız saklı kalmak kaydıyla, yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemece resen tespit edilecek olan sebeplerle;
Hırsızlık olayının meydana geldiği tarih olan 02.03.2017 tarihinde alacağın muaccel olduğu ve bu tarih üzerinden 2 yıldan da fazla zaman geçtikten sonra davaya konu olan icra takibi başlatıldığı için icra takibinin kanuna ve hukuka aykırı olduğu, TARAFIMIZCA ZAMANAŞIMI DEF’İ İLERİ SÜRÜLMEKTE OLUP DAVANIN USULDEN REDDİ GEREKTİĞİ,
Sigortalının zararının meydana gelmesinde kusurunun mevcut olması sebebiyle Müvekkil Şirkete kusur yükletilemeyeceği;
Müvekkil Şirketin Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi’nden kaynaklı borç ve yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiği;
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin, sigorta sözleşmesi hükmünde olmadığının ve hırsızlık, yangın vs olaylar bakımından garanti niteliği taşımadığının , sözleşmenin 5.3’üncü maddesinde açıkça kararlaştırılmış olması,
Müvekkil Şirketin sözleşmeye ve hukuka aykırı bir fiilinin ve meydana gelen olayda herhangi bir kusurunun bulunmaması ve somut olayda ortaya çıkan zararla akdedilen sözleşme arasında nedensellik bağının mevcut olmaması nedeniyle sorumlu tutulamayacağı;
Hususları göz önünde bulundurularak fazlaya ilişkin her türlü talepte bulunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla, haksız ve hukuki mesnetten yoksun işbu davanın esastan reddine; davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin Davacı yana yükletilmesine karar verilmesini…”
GEREKÇE:
Dava, davacının davalıdan … 1. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle, güvenlik sistemi hizmet sözleşmesinden kaynaklı olarak sigortalının dava dışı şirkete, (…Pazarlama) 48.441,69 TL ödenen tazminatın rucüen tazmini talep edilmiş olmakla, bu talepten kaynaklı olarak alacaklı olup olmadığı, alacaklıysa alacağın miktarı konularında yoğunlaştığı, davanın davalının itirazının İİK.67.maddesine göre iptali davası ve %20 icra inkar tazminatı talebidir.
… 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının celp edilip incelenmesinde özetle şöyledir:
“….Alacaklısı …A.Ş. tarafından, borçlu … A.Ş., aleyhine 48.441,69-TL asıl alacak, 11.438,88-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 59.880,57-TL’nin icra takip tarihi olan 19/03/2019 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %.19,50 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 19/03/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
22/03/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“….Dava konusu somut olayda tüm dosya kapsamı tarafımızdan incelenmiş olup nihai karar
mahkemeye ait olmak üzere aşağıdaki sonuca ulaşılmıştır;
Dava dışı …Şirketi nin KUSURSUZ
olduğu mütalaa edildiği Davalı … A.Ş. nin dava konusu olayda %100 (yüzde yüz) oranında KUSURLU olduğu mütalaa edildiği, Bu sebeple, davacının, dava dışı sigortalısına 04.07.2017 tarihinde yapmış olduğu 48.411,69 TL tutarlı sigorta tazminatını davalıdan rücuen talep edebileceği, Mahkemenin takdirine bağlı olarak, icra takibine yapılan davalı itirazının kaldırılabileceği…”dair görüş sunulmuştur.
01/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporu özetle şöyledir:
“….Dava konusu somut olayda tüm dosya kapsamı tarafımdan tekrar incelenmiş olup, bu hususta, kök raporda belirtilen kusur yönünden tespit ve beyanlarımın, değiştirecek bir durum olmadığı, Kök Raporun aynı şekilde korunduğuna yönelik beyanlarım ile nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere Kök Raporda sunulan aşağıdaki sonuçlar, Ek Rapor ile de Sayın Mahkeme’nin görüş ve takdirlerine arz olunmuştur; Dava dışı … Limited Şirketinin kusursuz olduğu mütalaa edildiği, Davalı … A.Ş. nin dava konusu olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu mütalaa edildiğine…”
Yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, davacı sigorta şirketi tarafından hırsızlığa karşı sigorta ettirilen iş yerinde 02.03.2017 tarihinde hırsızlık meydana geldiği ve davacı sigorta şirketi tarafından 20.06.2017 tarihinde düzenlenen ekspertiz raporu uyarınca sigortalısına 48.441,69 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı sigorta şirketi, hırsızlık olayının meydana gelmesinde kusurlu olduğunu ileri sürdüğü davalı güvenlik şirketinden söz konusu bedeli rücuen tazmin etmek amacıyla icra takibi başlatılmıştır. Mahkememizce, rücuen tazminat koşullarının bulunup bulunmadığının tespiti için hırsızlık olayının meydana gelmesinde davalının kusuru bulunup bulunmadığı konusunda uzman bilirkişiden rapor talep edilmiş ve yukarıda sonuç kısımları özet olarak paylaşılan 22(/3/2021 tarihli kök ile 01/02/2022 tarihli ek raporlarda davalının hırsızlık olayının meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, mevcut bilgiler ışığında davacı sigorta şirketinin yaptığı ödemenin tamamını davalıdan rücuen talep edebileceği anlaşılmış olup … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına, alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN KABULÜNE, … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına,
Alacağın %20’si olan 11.976,11-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 4.090,44-TL harçtan peşin alınan 723,22-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.367,22-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 8.584,47-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama gideri 774,02-TL ilk harç ve masraflar ile 1.596,00-TL(posta/tebligat/bilirkişi) olmak üzere toplam 2.370,02-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama masrafının davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/04/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza