Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/587 E. 2019/882 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/587 Esas
KARAR NO : 2019/882

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 15/10/2019
KARAR TARİHİ : 11/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işveren banka nezdinde 08/08/2011 tarihinden iş akdinin haksız olarak sonlandırıldığı 16/03/2016 tarihine kadar son derece başarılı ve özverili bir biçimde çalıştığını, davalı işveren bankada son olarak … Şube Müdürlüğü Ticari Pazarlama Biriminde Uzman unvanı ile çalışmasını sürdürdüğünü ve bu çalışması karşılığı ortalama 4.510,00-USD net ücret geliri elde ettiğini, müvekkilinin çalışmasını sürdürdüğü sırada 02/03/2016 tarihli iç yazışma ile kendisinden Genel Müdürlük Dış İşlemler Müdürlüğünde uzman olarak çalışmasının ve 07/03/2016 tarihinde göreve başlamasının istenildiğini, bankanın çalışma şartlarında esaslı değişiklik anlamındaki bu teklifin değerlendirİLmesi için gerekli yasal süre olan 6 iş gününün dahi kendisine sunulmadığını, söz konusu görev değişikliği nedeniyle sosyal ve ekonomik hakları ile profesyonel ünvanı hakkında ise herhangi bir terfi verilmediğini, aksine İnsan Kaynakları tarafından aylık 2.400,00 TL brüt ücret ile işe devam edeceğinin bildirildiğini, müvekkilinin çalışma şartlarındaki değişiklik, tayin ve ücretin yaklaşık 5 kat düşürülmesi yönündeki teklife karşı olumsuz cevap verdiğini, bunun üzerine bankanın İnsan Kaynakları ve Organizasyon Müdürlüğünün 16/03/2016 tarihli yazısında müvekkilinin görev yeri değişikliğini kabul etmemesi, yeni görev yerinde süresinde işbaşı yapmaması, mevcut görev yerinde görevine ısrarla devam etmesini neden göstererek 4857 sayılı konunun 17. ve 18. maddeleri gereğince ve işletmesel gerekçelere dayanarak iş akdinin geçerli nedenlerle feshedildiğinin bildirdiğini, iş akdinin feshi ile birlikte müvekkilinin işçilikten doğan fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin tarafına ödenmediğini ve işbu davanın açılma zorunluluğunun hasıl olduğunu, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasından davalı bankanın 16/11/2017 tarihinde iflasına karar verildiğini, her ne kadar İİK’da iflası açılan şirketin davalısı ve davacısı olduğu hukuk davalarına ikinci alacaklılar toplantısından 10 sonra devam olunacağı düzenlenmiş ise de huzurda görülen davanın iş davası olması münasebetiyle acele hallerden olduğu sabit olduğundan yargılamanın durmaksızın devam etmesi gerektiğini beyanla 100,00 TL fazla sürelerle ve fazla çalışma ücreti, 10,00 TL hafta tatil ücreti, 10,00 TL ulusal bayram ve genel tatil ücretinin bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasının 16/11/2017 tarihinde yapılan duruşmasında… ankası A.Ş.’nin iflasına karar verildiğini, iflas işlemlerinin … 1. İcra ve İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, İİK’nun 195. maddesi uyarınca müflisin borçları iflasın açıldığı gün muaccel hale gelip İİK’nun 219. maddesi uyarınca masaya kaydedildiğinden tüm alacakların iflas tarihine göre hesaplanması gerektiğini, iflas tarihinden sonra yapılan faiz hesaplamalarının geçerli olmadığını, faizin İİK’nun 195 maddesi uyarınca iflas tariline kadar işletilebileceğini, dava İK’nun 235 maddesi uyarınca kayıt kabul davasına dönüşmüş olup, harçlar, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin maktu olduğunu, ayrıca davanın açılmasına iflas idaresi sebebiyet vermediğinden davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini, diğer taraftan davacının müflis bankadan herhangi bir alacağının bulunmadığını, işbu davanın gerek usul gerek esas yönünden hukuka aykırı olarak ikame edildiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK. 235. maddeye dayalı olarak açılan kayıt kabul davasıdır.
Davacı taraf, müflis … Bankası A.Ş’den alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Bu alacağa kavuşmak amacıyla iflas tasfiyesinin yürütüldüğü dosyaya başvurmuştur. İflas idaresince davacının alacağının tamamının reddedildiği, reddedilen alacağın masaya kaydı için huzurdaki bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; … Bankası A.Ş.’nin BDDK’nın ve Fon Kurulunun 29/05/2015 tarihli kararları doğrultusunda fona devredildiği, 27/07/2016 tarihli BDDK kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107. maddesi uyarınca faaliyet izninin kaldırıldığı ve bu kararın 23/07/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı, Fon Kurulunun 22/12/2016 tarihli kararı ile 5411 sayılı yasanın 106/3 maddesi uyarınca bankanın doğrudan iflasının mahkemeden talep edilmesine karar verildiği ve … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sırasında açılan davada 16/11/2017 tarih 2017/41-942 E.K. sayılı karar ile 5411 sayılı yasanın 106. maddesi uyarınca … Bankası A.Ş.’nin iflasına karar verildiği anlaşılmıştır. 5411 sayılı yasanın 106/5 maddesinde ”Fon bu kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İİK ‘nun 166., 218., 219., 234., 236., 249., 251., 254. maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı, iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder.” hükmü yer almaktadır. Diğer yandan “Faaliyet İzni Kaldıralan Bankalardaki Sigortalı Mevduat ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi ile Bu Bankaların İflas ve Tasfiyesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik” in ,”İflas Yoluyla Tasfiye” başlığını taşıyan 4. bölümünde bankacılık yasası uyarınca iflasına karar verilen bankaların iflas ve tasfiyesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Somut olayda TMSF Fon Kurulunun 17/11/2011 tarihli 2017/289 sayılı kararı ile 5411 sayılı yasanın 110. maddesinin yollaması ile, 106/5 maddesi gereğince 1. Alacaklılar Toplantısı yerine kaim olmak üzere ilgili yönetmeliğin 20. maddesi gereğince iflas tasfiyesinin yürütülmesi bakımından iflas idare memuru adaylarının isimlerinin belirlendiği, … 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E.K. Değişik İş nolu 24/11/2017 tarihli kararı ile fon tarafından önerilen …, … ve …’nun iflas idare memuru olarak atanmasına karar verildiği, Hasan Köroğlu’nun 21/03/2018 tarihinde görevinden istifası nedeniyle … 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E.K. Değişik İş nolu 27/03/2018 tarihli kararı ile fon tarafından önerilen …’ün iflas idare memuru olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere iflas idare memurlarının tamamı fonun gösterdiği adaylardan oluşmaktadır. Müflis … Bankası A.Ş.’nin iflas tasfiyesi 5411 sayılı yasanın 106. maddesi ve ilgili yönetmelik çerçevesinde fon tarafından yürütülmekte olup iflas idare memurları tarafından düzenlenen sıra cetvelinin TMSF’nin bankacılık kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari nitelikte bir işlem olduğu kabul edilmelidir. Nitekim benzer bir olayda Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/4757-2016/1217 E. K. sayılı 29/02/2016 tarihli ilamında ”…tüzel kişiliği haiz fon tarafından İİK hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edildiği davalı … Bankası A.Ş.’nin iflas idaresinin TMSF adına tasfiye yürüttüğü, gerçek hasmın TMSF olduğu, bu cetvelde davacının alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin adli yargının görevi dahilinde olmadığı, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceği gözönünde bulundurulup HMK ‘nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği …” yönünde karar verilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’ nin 2014/7272 – 2015/3936 E .K. Sayılı 26/05/2015 tarihli, 2015/7876-2016/650 E.K. Sayılı 10/02/2016 tarihli, 2015/4750-2016/1217 E.K. Sayılı 29/02/2016 tarihli, 2015/7940- 2017/2722 E.K. sayılı 17/10/2017 tarihli emsal ilamlarıda bu yöndedir. Tüm bu sebeplerden dolayı; davanın, niteliği itibariyle 6100 sayılı HMK’nın 316-322 maddeleri uyarınca basit yargılama usulüne göre yürütüldüğünden, usul ekonomisi gereğince dosya üzerinden yapılan incelemede; iş bu davanın idari yargının görev alanında bulunduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nun 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından, 6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, HMK’nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/11/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza