Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/54 E. 2019/728 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/54 Esas
KARAR NO : 2019/728

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2015
KARAR TARİHİ : 11/09/2019

Mahkememizden verilen 10/05/2016 tarih 2015/186 esas sayılı kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22/10/2018 tarih 2017/775 esas 2018/6531 karar sayılı kararı ile bozulduğu anlaşılarak dosya mahkememize yeniden tevzi olunmuş ve Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin bozma öncesinde verdiği dava dilekçesinde özetle ; davalı bankadan davacı adına 18 yaşından küçük olması sebebi ile velisi sıfatı ile … imzası ile minibank hesabı açıldığını, söz konusu hesapta davacının reşit olana kadar 5.630,95-TL para biriktiğini, davacının reşit olmasının ardından kendisi adına açılan hesaptaki parasını kullanmak istediğini ancak davalı davacıya ait parayı davacının babası olan …’nin bankaya borcu olduğu gerekçesiyle davacıya ödemediğini, bunun üzerine davacı tarafından söz konusu hesabın kendisine ait olmasından ötürü ödemenin yapılması ve hesap blokesinin kaldırılması talebi ile noter ihtarı çekildiğini, ancak davalının ihtarata karşın davacının hesap blokesini kaldırmayarak ödeme yapmadığını, davalının vermiş olduğu hizmet koşullarında davacıyı zarara uğratacak şekilde değişiklik yapmasının ve tarafının olmadığı bir borçtan ötürü davacıyı sorumlu tutmasının hukuka uygun olmadığını bildirmiş, söz konusu hesap üzerindeki blokenin kaldırılarak davacının parasının bloke tarihinden işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin bozma öncesinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın bankacılık işlemlerinden kaynaklanması ve davalı bankanın tacir sıfatına haiz olması sebebiyle Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacı tarafın iddia ettiği şekilde dava dışı …’nin bankaya olan borcu nedeniyle hesaba konulan herhangi bir haciz bulunmadığını, merkezi kayıt kuruluşu tarafından hesaba haciz konulduğunu, banka tarafından yapılan herhangi bir işlem bulunmadığını, ayrıca davacı dava dışı … ve dava dışı …’e ait olan … numaralı ortak hesaba 14/10/2010 tarihinde dava dışı …’nin borçlusu olduğu … 13.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaya ilişkin Merkezi Kayıt Kuruluş tarafından haciz konulduğunu, davalı bankanın icra dosyasına taraf olmadığını, hacze konu borcunda davalı banka ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından 01/06/2011 tarihinden önce haciz işleminin kendisi tarafından gerçekleştirildiğini ve hesap ortak hesap olsa dahi ayrım gözetmeksizin tüm hesaba haciz konulduğunu, dava konusu hacizin de iş bu tarihten önceki bir tarih olan 14/10/2010 tarihinde bizzat Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından konulduğunu, davalı bankanın dahili ve harici her hangi bir işleminin bulunmadığını, haczin devam ettiğini, davacıya bilgi verildiğini, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce verilen esastan red kararının Yargıtay 11.Hukuk dairesinin kararı ile görev yönünden bozulduğu anlaşılmış ve mahkememizce usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda TÜKETİCİ MAHKEMELERİNİN görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesine göre, görev kamu düzeninden olup resen nazara alınması gerektiğinden, aynı yasanın 115/2. maddesine göre davanın usulden reddine ve 20. maddesine göre dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına ve yargılama giderlerinin bu durumda mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay Temyiz Kanun yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/09/2019

Katip
E-imza

Hakim
E-imza