Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/526 E. 2019/777 K. 20.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/526 Esas
KARAR NO : 2019/777

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 25/05/2019
KARAR TARİHİ : 20/09/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflarınca davalı bankadan ticari ilişki sebebi ile kredi çekilmiş ve sonrasında ülkenin bulunduğu ekonomik koşullar sebebi ile kredilere ilişkin belirli yapılandırma süreçlerine gidilmiş ancak davalı banka tarafından … 5. Noterliği’nce … tarihinde taraflarına tebliğ edilen bankanın … Şubesi’nce hesap özeti gönderilmiş bulunduğunu, anılan hesap özetine taraflarınca İİK’nun 150/1 maddesi gereğince 8 günlük itiraz süresi içinde İstanbul … 6. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile itiraz edildiğini, cevap verilmiş ve … – … tarihinde vadesi dolan kredi borcunun yenilenmesi hususunda 14/09/2018 tarihinde davalı bankaya ve dava dışı sayın direktör …’e kredi borcunun vadesinin 1 yıl uzatılması, faiz ve anaparanın erken ödeme opsiyonlu olarak yenilenmesi talebinde bulunulduğunun belirtildiğini. Aynı zamanda 01/08/2018 dönem faizi taraflarınca ödendiğini, ancak davalı banka tarafından ülkelerinde mevcut olan ekonomik krizin fırsata çevrilmeye çalışılmış ve haksız ve hukuka aykırı işlemlerde bulunulduğunu, bununla birlikte davalı banka nezdinde ihtarname tebliği tarihi itibari ile İstanbul Maltepe’de eksper değeri (69-8-69-70.P.) 2018 yılı itibariyle 7.600.000,00 TL olan ve yine …’da 2 adet dükkan eksper değeri 2015 yılı itibariyle 3.200.000,00 TL olan toplam davalı banka lehine 10.800.000,00 TL teminat bulunmadığını. Güncel kur değerlerine göre ihtarname tarihinde 1 USD 5,95 TL olup, tarafları adına 10.800.000,00 TL (1.815.000,00 USD) muhatap banka nezdinde teminat bulunup, söz konusu meblağın davalı bankanın riskinden daha fazla olduğunu, takibe konu edilen kredi borçlarına karşılık 26/10/2018 tarihinde toplam 169.000,00 TL ödeme yapılmış ve öncesinde 1.250.000,00 TL ödenmiş olup ödeme dekontuna düşülen şerhe rağmen bir kısım ipoteğin fek edilmeyerek hileli muamelelerde bulunulduğunu, bu nedenlerle, İİK’nun 177. ve devamı maddeleri uyarınca davalının iflasına, ferileri ile birlikte faizine de itiraz edilen haksız icra takibine onu borca ilişkin olarak icra takibinin durdurulmasına, yargılama giderleri ile kötü niyet tazminatına davalının defter ve belgeleri üzerinde yapılan usulsüz ve fiktif muhasebe kayıtları ötürü doğrudan iflasına karar verilmesine ayrıca usulsüz başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin iptaline ücreti vekaletin harç ve masraflar ile birlikte davalı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK md. 177 uyarınca doğrudan doğruya iflas talep edebilme hakkının alacaklıya ait olduğunu, oysa ki davacı tarafın müvekkili bankaya borçlu olduğunu, kredi borçlularına İİK 150/1 maddesine uygun ihtarname keşide edildiğini, müvekkili bankanın alacağı hakkında … İcra Müdürlüğü’nün … esas sırasında icra takibi başlattığını, müvekkili banka ile borçlular arasında risklerin yapılandırılmasına ilişkin anlaşma bulunmadığını, teminat mektuplarının kıymetli evrak vasfına haiz olmadığını, borçlunun amacının müvekkili bankanın alacağına kavuşmasını geciktirmek olduğunu, HMK md. 329 gereğ kötü niyetli davacılar hakkında disiplin para cezası verilmesi gerektiğini, müvekkili bankanın itibarının zedelenmesi ve hissedar ve yatırımcılarının servetinin zarar görme ihtimali nedeni ile HMK 28/2 maddesi gereği kamu menfaati bulunması sebebi ile gizlilik kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafın iş bu dava ile bankanın hissedar ve yatırımcı kararlarının olumsuz yönde etkilenmesi, yalan ve yanlış haberlerle ekonomik ve finansal sisteme duyulan güveni zedeleyerek menfaat sağlama (bankanın alacağının tahsilini geciktirmek) hedefinde olduğunu, bu nedenle davacı tarafın korunmaya değer hukuki menfaatinin bulunmadığını belirterek tüm bu sebeplerden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 177 maddesine dayalı iflas talebine ilişkindir. İİK 177 maddesinde “Madde 177 – Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir. 1 – Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2 – Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3 – 308 inci maddedeki hal varsa;(1) 4 – İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır. (Ek: 9/11/1988-3494/36 md.) Bu Kanunun 178 inci maddesinin ikinci fikrası burada da uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Görüldüğü üzere İİK md. 177’de doğrudan doğruya iflas talep edebilme hakkını alacaklı tarafa vermekte olup, buna göre iflas davasının yöneltildiği kişinin borçlu olması gerekmektedir. Somut olayda davacı taraf, davalı taraftan alacaklı olduğunun ispatına yönelik dosyaya delil, belge sunmamıştır. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi borçlu kişi olup, buna pasif husumet denilir. Bir davada pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise dava bu sebep ile reddedilir. Davacının benzer talebine ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 07/02/2019 tarih 2018/2949-2019/220 E.K. sayılı emsal ilâmı da nazara alınmak sureti ile davanın 6100 sayılı HMK 114/2 bendi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harç başlangıçta peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/09/2019

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza