Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/490 E. 2020/708 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/490 Esas
KARAR NO : 2020/708

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/12/2015
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin oğlu …’nın içinde yolcu olarak bulunduğu … idaresindeki … plakalı aracın kontrolü kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada vefat ettiğini, müvekkilerinin oğlunun vefatından sonra istikbale dönük maddi destekten yoksun kaldıklarını, ayrıca mezar yeri, mezar kazılması, taziyeye gelenlere yapılan ikramlar, kefenleme işleri için harcamalar yapıldığını, bunulunan durum nedeniyle yapılan bu harcamalara ait belge temin edilmese de Yargıtay kararları doğrultusunda hayatın olağan akışına uygun ve vefat edenin mensubu olduğu islam dininin gerekleri dikkate alınarak yapılan harcamaların bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS poliçesinin bulunmadığını, bu nedenle davalı …’nın müvekkilerinin uğradığını zararı gidermekle mükellef olduğunu, kazaya bağlı olarak davalıya yapılan müracaat sonunda 15/10/2015 tarihinde müvekkillerine 28.961,00 TL ödeme yapıldığını, poliçenin güvence altına aldığı risk gerçekleşmiş olup yapılan ödemelerin gerçek zararın çok altında olması sebebiyle müvekkillerinin mağdur olduğunu beyanla fazlaya ilişkin her türlü talep hakkı saklı kalmak üzere her bir müvekkili için 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 100,00 TL defin giderinin davalıya başvuru tarihini takip eden 8. iş günü sonundan itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Yönetmeliği’nin 15. maddesi uyarınca müvekkilinin davacıya yapılan ödeme ile yükümlülükten kurtulduğunmu, davacı tarafından imzalanan ibranamenin geçerli olduğunu ve borcu ortadan kaldırdığını, müvekkili kurumun zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle kusur yönünden adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesince inceleme yapılması gerektiğini, müteveffanın söz konusu araçta hatır için taşındığını, bu nedenle hatır indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca kaza anında motosiklete kask ve koruyucu elbise olmaksızın binmesi nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu ve tazminattan bu nedenle de indirim yapılması gerektiğini, cenaze masrafları teminat kapsamı dışında olduğundan ve belediyeler tarafından ücretsiz olarak defin işlemleri gerçekleştirildiğinden bu giderler bakımından müvekkilinin sorumlu olmadığını, belrilenecek tazminata ödeme tarihinden itibaren ancak yasal temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle vefat edenin desteğinden yoksun kalındığından bahisle destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderleri talebine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, aktüerya bilirkişisinden davacıların talep ettiği tazminat kalemleri yönünden rapor alınmış, yapılan yargılama neticesinde; “davacı tarafça iş bu davada davacıların oğlu …’nın, içinde yolcu olarak bulunduğu … idaresindeki … plakalı aracın yaptığı trafik kazası neticesinde vefat etmesi nedeniyle, destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze-defin gideri talebinde bulundukları, … 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında soruşturma aşamasında alınan 31/07/2015 tarihli bilirkişi raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücü …’ın tamamen ve asli kusurlu olduğu olduğunun tespit edildiği, 28/11/2017 tarihli aktüerya bilirkişisi raporu uyarınca davacı anne …’nın yapılan ödeme güncellenerek zarardan düşüldükten sonra talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı talebi tutarının 35.217,24 TL olduğu, davacı baba …’nın yapılan ödeme güncellenerek zarardan düşüldükten sonra talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı talebi tutarının 37.141,28 TL olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun ve denetime elverişli olduğu, davacı tarafın bilirkişi raporu doğrultusunda davasını usulüne uygun olarak ıslah ettiği, kazanın meydana geldiği aracın olay tarihinde sigortasının bulunmadığı hasar dosyasından anlaşılmakla, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesine göre davalının davacıların zararından sorumlu olduğu anlaşılmakla, bilirkişi raporu ve ıslah doğrultusunda davacı …’nın maddi tazminat talebinin kabulü ile; 35.217,24 TL’nin 18/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (kaza tarihinde geçerli teminat limiti dahilinde sorumlu olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı …’nın maddi tazminat talebinin kabulü ile; 37.141,28 TL’nin 18/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (kaza tarihinde geçerli teminat limiti dahilinde sorumlu olmak üzere) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, cenaze gideri talebinin, … Başkanlığının yazı cevabından vefat eden …’nın cenazesi masraflarının ücretsiz olarak Belediye tarafından karşılandığının belirtildiği, davacı tarafın Belediye tarafından karşılananın dışında cenaze-defin gideri olduğu yönünde bir beyanı olmadığı, bu yönde bir delil sunmadıkları anlaşılmakla davacı tarafın cenaze gideri talebinin reddine” karar verilmiştir. Kararın davalı tarafça istinaf edilmesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2017/2085 Esas ve 2019/1533 Karar sayılı ilamı ile; “davalı … vekili, yargılama sırasındaki savunmalarındaki dava konusu kazanın meydana gelmesine neden olan motosiklette yolcu olan destek …’nın kask ve koruyucu ekipman takmaması, istiap haddini aşacak şekilde yolcu taşıyan araca binmesi nedeniyle, müterafik kusurlu sayılması gerektiğini, ayrıca desteğin araçta hatır için taşınması nedeniyle de belirlenecek tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasını istediklerini bildirmiştir.
1-Kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan, TBK’nın 52.maddesinde zarar gören tarafın, zarara razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut, tazminat hükümlüsü durumunu ağırlaştırdığı hallerde hakimin, tazminatı indirebileceği ya da tamamen kaldırabileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacıların desteği …’nın yolcu olduğu motosikletin yaptığı kaza sonucunda hayatını kaybettiği, …’nın ölüm nedeninin 24/07/2015 günlü otopsi raporunda genel beden travmasına bağlı kafatası ve göz kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti olarak belirlendiği ve kaza anında motosiklette 3 kişinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece, davacıların desteği …’nın kaza anında kask takıp takmadığının araştırılması, kask takmaksızın motosiklete bindiği sonucuna varılması halinde, bu durumun zararın doğmasında ya da artmasında etkili bir husus olup olmadığının irdelenmesi, yine desteğin yolcu olduğu aracın niteliği ve kapasitesine göre, istiap haddini aşacak biçimde yolcu taşıyıp taşımadığı ve bu durumun da zararın doğumu ya da artmasında etkili olup olmadığının gerektiğinde uzman bilirkişiden rapor alınarak irdelenmesi, kask takmama ve istiap haddi aşımı hususu tespiti halinde, TBK’nun 52.maddesi uyarınca, tazminata makul oranda hakkaniyete uygun indiriminin gerekip gerekmediğinin hükümde tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu hususlar ve savunma hakkında, herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan karar verilmesi isabetsizdir.
2-Ayrıca, hatır taşımalarının bir menfaat karşılığı olmadığı hallerde, TBK’nun 51.maddesi uyarınca, belirlenen tazminata uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihadlarında benimsenmiş ve yerleşmiştir. Hakim tazminatta mutlaka bir indirim yapmak zorunda değilse bile, bunun gerekçesini tartışması ve nedenlerini de göstermesi gerekir. Somut olayda, davalı taraf desteğin kazaya neden olan araçta hatır için taşındığını ileri sürdüğüne göre, mahkemece bu konuda da değerlendirme yaparak sonucuna göre bir karar vermek zorundadır. Ne var ki, mahkemece bu savunma üzerinde de durulmamış ve herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Az yukarıda bentler halinde açıklanan şekilde, inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmadan karar verilmiş olması hali, HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında, davalı tarafın delillerinin hiç toplanılmaması veya değerlendirilmemesi halini oluşturacağından, davalı … vekilinin bu yönlere ilişen istinaf isteğinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına” gerekçesi ile Mahkememiz kararı kaldırılarak dosya yargılamaya devam olunmak üzere Mahkememize gönderilmiştir. İstinaf ilamı doğrultusunda … 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş, dosya müteveffanın ölüm şekli ve sebebi ile kask takıp takmaması arasında bağlantı olup olmadığı hususunda rapor tanzim edilmek üzere İstanbul ATK’ya gönderilmiştir. … tarihli ATK raporunda özetle; …tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu öldüğü bildirilen 28/04/1998 doğumlu … hakkında düzenlenmiş adli belgelerde ve otopsi raporunda bulunan veriler değerlendirildiğinde, ölümünün künt kafa travmasına bağlı kafatası ve mandibula kırığı ile birlikte, beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiş olduğu, 30/05/2015 tarihinde maruz kaldığı motorsikelt kazasına bağlı yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu, adli dosyada kayıtlı bilgiler, ölü muayene otopsisinde tespit edilen, kişinin ölümüne neden olan travmatik değişimlerin lokalizasyonları, özellikleri ve ağırlıkları dikkate alındığında, sorulduğu üzere; kask takması durumunda kurtulma ihtimali bulunduğu ancak bu hususta kesin bir değerlendirme yapılamadığı tespit ve mütalaa edilmiştir. Dosya teknik bilirkişiye tevdi edilerek, kazanın meydana geliş şekli ile müteveffanın müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; kazada sırasında müteveffanın yolcu olarak bulunduğu motosikletin yolcu kapasitesinin sürücü dahil 2 kişi olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sürücü belgesiz dava dışı …’ın %100 oranında kusurlu olduğunu, müteveffa …’nın birlikte alkol aldığı sürücü …’ın alkollü olduğunu bilmesine rağmen aracına binmesi ve dava dışı diğer yolcu ile birlikte nizamlara aykırı şekilde 1 yolcu koltuğuna 2 kişi binerek nizamlara aykırı yolculuk yapması nedeniyle kendi yaralanmasında müterafik kusurlu olduğunu tespit ve beyan etmiştir.
İstinaf ilamı, alınan bilirkişi raporları, ceza dosyası içeriği tüm dosya kapsamının yeniden değerlendirilmesi neticesinde; davacıların oğlu müteveffa …’nın 30/05/2015 tarihinde yolcu olarak bulunduğu ve … tarafından kullanılan … plakalı motosikletin tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazası neticesinde vefat ettiği, kazanın sürücü …’ın %100 kusuru ile gerçekleştiği ancak alınan ATK raporu ve teknik bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, müteveffanın kask takmamasının kendi ölümü üzerinde etkili olduğu ve motosikletin tek yolcu kapasitesine sahip olmasına rağmen iki kişi binmesinin ve sürücü ile birlikte alkol almış olmaları karşısında alkollü olduğunu bilmesine rağmen motosiklete binmiş olmasının kendi ölümü açısından müterafik kusur teşkil ettiği, ayrıca motosiklet sürücüsü … ile arkadaş oldukları, birlikte alkol aldıkları ve müteveffanın motosiklette herhangi bir ücret alınmaksızın hatır için taşındığı anlaşılmakla, aktüerya bilirkişi raporunda tespit edilen davacıların talep edebilecekleri tazminat miktarlarından öncelikle %20 oranında müterafik kusur indirimi ve kalan miktarlar üzerinden %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak davanın kısmen kabulü ile davacı … yönünden 22.539,04 TL, davacı … yönünden 23.770,43 TL tazminatın 18/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, yargılama giderlerine kabul ve red oranına göre hükmedilmiş ancak davalı lehine yalnızca müterafik kusur indirimi nedeniyle reddolunan kısım yönünden (14.471,70) vekalet ücretine hükmedilmiş, hatır taşıması indirimi nedeniyle reddolunan kısım yönünden vekalet ücreti takdir edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Kısmen Kabulü ile davacı … yönünden 22.539,04-TL, davacı … yönünden 23.770,43-TL tazminatın 18/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 3.163,40 TL’den peşin alınan 277,70 TL harcın mahsubu ile kalan 2.885,70 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacılar tarafından istinaf öncesi yapılan 731,00 TL yargılama gideri ile istinaf sonrası yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 11,00 TL posta ve tebligat masrafı, 570,00 TL ATK rapor ücreti olmak üzere toplam 1.912,00 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı (%64) üzerinden hesaplanan 1.223,68 TL ile ilk harç 305,40 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 116,50 TL posta ve tebligat masrafından oluşan yargılama giderinden davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 41,94 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddolunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza