Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/469 E. 2019/1195 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/469 Esas
KARAR NO : 2019/1195

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2016
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
Mahkememizin … esas ve … karar sayılı ve 21/11/2017 günlü verilen kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/420 esas 2019/976 karar sayılı ve 31/05/2019 günlü kararı ile kaldırıldığı anlaşılmakla yukardaki esasa kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle :müvekkili şirket adına kayıtlı…abone numarası ve …sayaç seri numarası ile …A.Ş ( …)’dan … Abone Numaralı ve…Sayaç Seri Numarasıl ile, … abone numaralı ve … sayaç seri numarası ile ve … abohe numaralı ve … sayaç seri numarası ile … Dağıtım A.Ş onların akdi haleflerinin sözleşmeli aboenesi olarak elektrik satın aldığını, bu bedelleri zamanından davalıya düzenli bir şekilde ödediğini, müvekkili şirket ile tedarikçi şirket …San. Ve Tic. A.Ş arasında enerji satış sözleşmesinin bulunduğunu, 28/12/2012 tarihli 28511 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan; 4193 Sayılı Kurulu kararı ile dağıtım Lisansı Sahibi Tüzel Kişiler ve Görevli Perakende Satış Şirketlerinin Tarife Uygulamalarına ilişkin usul ve esaslar’ın 26. Maddesinin ilgili fıkraları; 1-2-3 numaralı fıkralırnda belirtilen dağıtım sistemi kullanıcılarına uygulanan dağıtım, bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, kayıp-kaçak bedeli, güç bedeli, güç aşım bedeli ve reaktif enerji bedeli gibi bedeller tüketicilerin tedarikçilerine fatura edileceğini, kesme-bağlama bedeli ve sökme- takma bedeli, ilgili tüketicinin tedarikçisine fatura edileceğini, tedarikçi kendisine fatura edilen bu bedelleri tüketicilerine aynen yansıtacağını, dava konusu bedellerin davalılar tarafından tedarikçi şirkete fatura edilmekte olduğu, tedarikçi şirketin de tahsil ettiği bu bedellerin, tarifeler gereği davalılara aktarıldığını, tedarikçi şirketin anılan mevzuat hükümleri gereğince kayıp kaçak bedeli ve diğer bedelleri kendisine gelir olarak kaydetmeyereke bilakis tahsil edilen bu bedellerin müvekkilinin sayaçların olduğu bölgelerin dağıtım şirketlerine aktarıldığı ve dava konusu bedelleri tahsil ederek davalı kurumlara aktaran bir aracı konumunda olduğunun görüldüğünü, iş bu davanın davalılara karşı açılmak suretiyle tahsilini doğrudan davalılardan talep zorululuğunun doğduğunu, davalı taraflar müvekkilinden kayıp- kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve iletim bedelleri adı altında çeşitli bedelleri müvekkilinden tahsil ettiğini, bu bedeller faturaların bir kısmında açıkça belirtilmediği ve bu bedeller ilgili kurumlardan gelecek bilgiler sonrasında belirlenebileceğinden dava belirsiz alacak dava olarak açıldığını, kayıp/ kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, sistem kullanıma bedeli ve/veya iletim bedeli, sanayi elektirik dağıtım bedeli ve/ veya dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli gibi bedeller eklenmek suretyile fatura toplamı hesaplamakta olduğunu, bu bedele daha sonra %2 … Payı, %1 Enerji Fonu ve %5 Belediye Tüketim vergisi adı altında bedellerin tahsil edildiğini, bütün bu bedeller asıl hukuka aykırı alınan bedele dahil edildikten sonra bunlara %18 KDV eklenmek suretiyle müvekkilinden tahsil yoluna gidildiğini, kayıp- kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, sistem kullanım bedeli ve – veya iletim bedeli, saniyi Elektrik Dağıtım bedeli ve/veya dağıtım bedeli, Perekande Satış hizmet bedeli adı altında alınan bedellerin tamamı, aslının alınmamasına karar verilen bu bedeller üzerinden hesaplanarak haksız alınan %2 … payı, %1 Enerji Fonu ve %5 Belediye Tüketim Vergisi adı altında alına bedeller, yukarıda belirtilen bedellerin toplanarak, bir bütün halinde matraha dahil edilmek suretiyle hesaplanarak alınan haksız %18 KDV’nin geri alınması mümkün olmadığından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin içtihatları göz önüne alınarak, davanın Kabülü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davalı tarafından hukuka aykırı kesilen kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, PSH bedeli iletim bedeli … Payı, Enerji Fonu, Belediye Tüketim vergi bedeli adı altında davalıların her birinden 1.000 TL er olmak üzere şimdilik toplam 2.000TL tutarın ticari faiz ile taraflarına iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Davacı taraf ödemelerinin iadesini talep ettiğini, 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 82.maddesi “Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hükmünü havi olduğunu, bu sebeple zamanaşımı itirazında bulunduklarını, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, huzurdaki davanın muhatabı Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu olduğunu, müvekkili şirket EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirdiiğin, Müvekkili şirketin kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli vb adlardaki bedelleri tahsil etme hak ve yükümlülüğü abonelik sözleşmesine değil kanuna dayandığını, Davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılmasının gerektiğini, Tahsil edilen bu bedellere ilişkin mevcut uygulamanın hukuki kaynağı Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ve EPDK’nın yürürlükte bulunan kararlar olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasını kabul etmediklerini, Davacının ödediği bedeller faturalardan açık ve belli olduğunu, Bu itibarla belirsiz ya da kısmi alacak davası açması usul hukukuna aykırılık teşkil ettiğini, Davacının davaya konu faturaları ihtirazi kayıtsız kabul etmesi, süresinde itiraz etmemesi, bedellerin iadesi için davalılara yazılı müracaatta bulunmaması sebebiyle davacı tarafından faiz talebi yerinde olmadığını. Davacı tarafından faiz talep edilemeyeceği hususunun esas hakkında hüküm kurulurken Sayın Mahkemece dikkate alınmasını ettiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak vb. bedellerin istirdadı istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nun 4/1 maddesinde hangi davaların ticari dava olduğu belirtilmiştir. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine ait olması gerekmektedir.
Somut olayda davacı üniversite olup tacir olmadığı gibi davanın da mutlak ticari nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Mahkememiz davaya bakmakla görevsiz olup, bu dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/12/2019

Katip
e-imza

Hakim
e-imza