Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/455 E. 2021/101 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/455 Esas
KARAR NO : 2021/101

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 12/07/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf vekili tarafından davalı …Ş. ve … aleyhine açılan davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile … arasında hisse satış devir sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre …’in … Ticaret Sicil Memurluğu’nda … sicil numarası ile kayıtlı ve merkezi … adresinde bulunan … Ltd. Şti. ve …Tic. Ltd. Şti.’deki hisselerini anılan hisse satış ve devir sözleşmesinde belirtilen ödeme ve bedeller karşılığında devir edeceğini beyan ettiğini, bu işlemlerin teminatı olarak davaya konu 27/12/2018 keşide tarihli 1.300.000,00-₺ bedelli …banka … Şubesi’nin … seri numaralı çek ve ayrıca 2 adet çekin daha verildiğini, davalının söz konusu 3 adet çeki teminat olarak aldığını bilmekte olup, kendisine yapılacak ödemelerin karşılığında bir güvence amacı taşıdığını, anılan sözleşmeyi atmış olduğu imza ile tasdiklediğini, anılan sözleşme karşılığında kendisine 500.000,00-₺ ödemeye ilişkin verilen çeklerin teker teker ödenmiş olduğunu, bunun haricinde dava konusu 1.300.000,00-₺ bedelli çeke karşılık belirtilen ödemelerin yapıldığını ve anılan sözleşme uyarınca dairelerden 1 tanesinin kendisine teslim edildiğini, buna göre …’in takibe konu çekle ilgili olarak ciddi bir ödeme aldığını ancak kendisine anılan sözleşme uyarınca teminat olarak verilen 3 adet çeki …Ltd. Şti.’ye aralarında hiçbir ticari ilişki veya bağ olmamasına rağmen cirolayıp verdiğini, iş bu şirket ile beraber hareket eden …’in müvekkillerinin almış olduğu çeke karşılık mallar ve ödemelere rağmen bir kez daha tahsilata girişmiş olduğunu, … 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden 240.000,00-₺ bedelli çekin takibe konulduğunu, daha sonra da 700.000,00-$ bedelli çekin … 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı …’in anılan sözleşmede yazılı olan 3 çeki de … isimli şirkete ciro ederek verdiğini ve 2’sinin yukarıda açıklandığı üzere şirket üzerinden işleme sokulduğunu, diğer 3. çeki ise … Bankası’na kendi borcu için verdiğini, aslında ciranta …’in hiçbir alacağı olmadan hem alacaklı olduğunu hem de kendi borcu için 1.300.000,00-₺’lik çeki kullanmış olduğunu, bu şekilde kötü niyetli olduğunun sabit olduğunu, dava konusu çek hakkında … 2. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatıldığını belirterek tüm bu sebeplerden dolayı dava konusu çekin teminat çeki olması, çek ile ilgili olarak yapılan işlemlerin ve icra takibinin tümünün kötü niyetli olarak yapılması, yasal olarak hukuki ilişkinin yasaklanması sonucu, iyi niyet hükümlerinin uygulanması imkanı kalmadığından bedeli ödenen çek ile ilgili olarak yeniden tahsil edilmeye çalışılmasından dolayı ve hiçbir iyi niyet taşımayan işlemlerden dolayı … 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası yönünden borçlu olmadıklarının tespiti ile iş bu icra takibinin iptaline karar verilmesine, icra takibinin iptali talebinin mümkün olmaması halinde davalı …’in teminat çekini kullanarak yeniden dava konusu çek üzerinden haksız maddi gelir elde etmesinden dolayı sözleşme gereği davacı tarafın yapmış olduğu ödemelerin haksız kazanç oluşturması ve hukuka aykırı maddi çıkar sağlanması sebebi ile sözleşme tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte mahkeme tarafından tespit edilerek iadesine ve tahsiline karar verilmesine, davalıların kötü niyetle hareket etmesinden dolayı İİK 72. Maddesi gereğince %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
19/12/2019 tarihli tefrik kararı ile davalı … aleyhine açılan dava iş bu davadan tefrik edilerek mahkememizin 2019/744 esas sırasına kayıt edilmiştir.
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı tarafın iddialarının aksine davaya konu çekin müvekkili bankaya rehin cirosu ile değil temlik cirosu ile verildiğini, müvekkili bankanın kullandıracağı krediye karşılık temlik cirosu ile davaya konu çeki aldığını, çekin iddia edildiği üzere hatır çeki olup olmamasının keşideci ile lehdar arasındaki ilişkide irdelenmesi gereken bir husus olduğunu, bu durumun müvekkili bankayı ilgilendirmediğini, müvekkilinin bu durumu araştırma yükümlülüğü bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı taraf ile dava dışı … arasında akdedilen “hisse satış ve devir sözleşmesi” nedeni ile davacı tarafça …’e verilen dava konusu çek nedeni ile davalı bankaya borçlu bulunulmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Mahkememizce … 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup, incelenmesinde; alacaklı … Bankası A.Ş. tarafından borçlular …Tic. Ltd. Şti., … Ltd. Şti., …Tic. Ltd. Şti., …, …, …, …Tic. Ltd. Şti., … aleyhine 27/12/2018 keşide tarihli 1.300.000,00-₺ bedelli …banka … Şubesi’nin … seri numaralı çek 1 adet çek hakkında 1.300.000,00-₺ asıl alacak, 13.195,89-₺ işlemiş faiz, 3.900,00-₺ komisyon, 130.000,00-₺ çek tazminatı, 485,00-₺ ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.447.580,89-₺’nin takip tarihi olan 16/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek %19,50 oranında avans faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile tahsili talebi ile 16/01/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf dava dışı … ile akdedilen “Hisse Satış Ve Devir Sözleşmesi”nde yazılı bulunan ve teminat olarak verilen … Bankası 1.300.000,00-TL bedelli … numaralı çekin … tarafından kötü niyetli bir şekilde … Tic. Ltd. Şti. isimli şirkete verildiğini, daha sonra davalı bankaya verilerek anılan çek hakkında … 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sırasında icra takibi başlatıldığını belirterek takip dosyası yönünden borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiş olup, davalı banka … Şubesi ile dava dışı … Ltd arasında akdedilen genel nakti ve gayrinakti kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredilere karşılık dava konusu çeki temlik cirosu ile devraldığını savunmuştur. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü için öncelikle dava konusu çekin kredi borcuna karşılık temlik cirosu ile devredilip devredilmediğinin, davacı taraf ile dava dışı … arasındaki hukuki ilişkilere dayanan defilerin (davacının dava konusu çekin …’e hisse devir sözleşmesinin teminatı olarak verdiği iddiasının) davalı bankaya karşı ileri sürülüp sürülmeyeceğinin, davacı tarafından dava dışı …’e verilen dava konusu çek nedeniyle son hamil olan davalı bankaya karşı sorumlu olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Mahkememizce, dava dışı … Ltd. ile akdedilen kredi sözleşmeleri, kullandırılan kredilere ilişkin hesaplar, çek tevdii bordrosu dosyaya celp edilmiş olup, iş bu belgeler ile dosyanın incelenmesi sureti ile dava konusu çekin dava dışı … Ltd. Şti.’nin kredi borcuna karşılık davalı bankaya temlik cirosu ile devredilip devredilmediğinin tespiti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 08/02/2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında “…Davacılar vekili tarafından davalı ile Hisse Satış Devir Sözleşmesi imzalandığı,bu sözleşmeye göre davalı … ve …’de sahibi olduğu hisseleri belirtilen ödeme ve bedeller karşılığında devir edeceğini yönündeki davacılar iddialarının yerinde olduğu ve davacıların davalıya çekten kaynaklanan bir borcunun bulunmadığı, Sayın Mahkenin takdirlerinde olduğu, Davalı Banka açısından;Davalı Bankanın, dava konusu çeki, müteselsil ve birbirine bağlı cirolarla iktisap etmiş olduğu, bu nedenle meşru ve yetkili hamil olarak kabul edilmesi gerektiği,Kambiyo senetlerinde, taraflar arasındaki ilişkilerden doğan defilerin kişisel defiler olduğu,Temel ilişkiden kaynaklanan kişisel defilerin hamile karşı ileri sürülebilmesinin tek istisnasının, hamilin senedi iktisap ederken “bile bile borçlunun zararına hareket etmiş” yani kötüniyetli olarak hareket etmiş olması hali olduğu, Davacıların dava konusu çekin bedelsiz kaldığı, bu çekin teminat olarak verildiği yönündeki iddialarının kişisel bir defi oluşturduğu, temel ilişkinin tarafı olmayan davalı bankaya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, Somut olay açısından davalı bankanın dava konusu çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu, yine davalıya yapılan cironun rehin cirosu niteliğinde olduğu yönünde herhangi bir veriye rastlanmadığı, davalı bankanın iyiniyetli olduğunun kabul edilmesi gerektiği…” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu denetime elverişli, dosya kapsamına uygun, kanaat oluşturmaya ve hüküm kurmaya yeterli kabul edilmiştir. Davaya konu …banka … Şubesi’ne ait … seri numaralı 27/12/2018 tarihli 1.300.000,00-₺ bedelli çekin … Tic. Ltd. Şti. tarafından … lehine keşide edildiği, çek arkasında sırası ile …, …Tic. Ltd. Şti., …, …, …, …Tic. Ltd. Şti. cirolarının olduğu, çekin son cirantasının … Ltd. Şti. olduğu, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı, TTK md. 702 hükmü uyarınca davalı bankanın meşru hamil olduğu, diğer yandan …Tic. Ltd. Şti.’nin cirosunun bulunmadığı, yukarıda yazılı bilirkişi raporundan davalı banka ile … Ltd. Şti. arasında 27/10/2017 tarihinde 2.650.000,00-₺’lik kredi sözleşmesi imzalandığı, anılan sözleşmeye istinaden krediler kullandırıldığı, davaya konu çekin de …Tic. Ltd. Şti. tarafından bankanın kullandıracağı krediye karşılık temlik cirosu ile verildiği, iş bu dava tarihi olan 12/07/2019 tarihi itibari ile davalı bankanın kendi kayıtlarına göre … Ltd. Şti.’den 2.615.814,26-₺ alacaklı olduğu anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK 818 maddesinde yer alan yollama ile çeklerde de uygulanması gereken 687. madde hükmü uyarınca çek borçlusu lehtar ile kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan def’ileri hâmile karşı ileri süremez. Somut olayda TTK 687 maddesi uyarınca davacı taraf ile dava dışı … arasındaki hukuki ilişkilere dayanan def’ilerin davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesi için davalı bankanın davacı ile dava dışı … arasındaki hukuki ilişkiyi bilmesi yeterli olmayıp, davalı bankanın dava konusu çeki iktisap ederken davacının zararına hareket etmiş olması gerekir. Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere dava konusu çekin kullandırılan krediler karşılığında davalı bankaya temlik cirosu ile verildiği, davalı bankanın çeki devraldığı tarihte çekin keşidecisi ve cirantaları olan davacılar ile dava dışı … arasındaki hukukî ilişkileri bilebilecek durumda olmadığı, bu durumda def’ilerin davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği ve davalı bankanın kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği kanaatine varılmakla davalı banka aleyhine açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-₺ maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 22.200,75-₺ harçtan mahsubu ile bakiye 22.141,45-₺ harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı …Ş. vekili lehine hesaplanan 78.300,00-₺ nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı bankaya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair; davacılar vekili Av. … ile davalı … vekili Av. …’ın yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/03/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza