Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/440 E. 2019/1149 K. 13.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/440 Esas
KARAR NO : 2019/1149

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2019
KARAR TARİHİ : 13/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı firma 01.04.2012 tarihinden önce … tarafından yazılı olarak onaylanan ihalelere ilişkin ürünleri temin etmekle sorumlu olmasına rağmen, bazı ihalelere ilişkin ürünleri teslim etmediğini, bazı ihalelere ilişkin ürünleri Distribütör fiyatı yerine bayi fiyatından da yüksek bir bedel üzerinde temin ettiğini, müvekkili firmayı zarara uğrattığından şimdilik 10.000-USD bedelin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı firmadan tahsilini, 15.12.2011 tarihli Sulh Sözleşmesi gereğince “Uzatılan sürenin sona ermesinden sonra …, … tarafından 2 ay veya daha fazla bir süre boyunca …, …, …, …, … ve … için gayri münhasır bölgesel distribütör olarak tayin edileceğini, bu süreden sonra …, … tarafından 1 yıl boyunca …, …, …, …, … için münhasır olmayan bölgesel distribütör tayin edilecektir.” temin edilmeyen Bölge Distribütörlükleri nedeniyle uğranılan zarara ilişkin olarak şimdilik 10.000 USD bedelin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı firmadan tahsiline , … firması Türkiye pazarındaki bu ciro ve karı görmesi üzerine direk pazara girmek istemesi üzerine haksız ve hukuka aykırı davranış ve tutumlarla Distribütörlük sözleşmesini (Sulh Sözleşmesi kapsamında edimlerini yerine getirmeyerek haksız ve hukuka aykırı feshedilmesi) feshettiğinden müvekkili firmanın uzun süre mücadele ve çalışma neticesinde elde ettiği ticari birikim ve faaliyetler, müşteri kapasitesi, pazarlama ağına sahip olması göz önüne alındığında portföy tazminatı olarak şimdilik 2.500 USD bedelin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı firmadan tahsiline, Sulh Sözleşmesi gereğince müvekkili firma bedeli kendi tarafından ödenen ve envanterinde kayıtlı bulunan … ünite cihazlarını davalı firmaya herhangi bir bedel talep etmeksizin teslim ettiğini, davalı firma tarafında sözleşme şartları yerine getirilmeyerek haksız ve hukuka aykırı yapılan fesih nedeniyle bedelleri müvekkili tarafından ödenmek suretiyle davalı firmaya teslim edilen cihazların bedeli olarak 2.500 USD bedelinin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı firmadan tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirket 31/01/2012 tarihinde kurulduğunu, yara tedavisini hasta bakıcılar için kolaylaştıran ve hastalar için daha rahat hale getiren tıbbi malzeme ve cihazların ithalatı dağıtım ile işgital ettiğini, davacı şirket müvekkili şirketin %1 oranında hissedarı olan dava dışı …(…)’nın 2004 ila 01/04/2012 tarihler arasında Türkiye distribütörlüğünü yaptığını, davacı tarafın dava dışı …. ile olan sözleşme kapsamında satın alan ürün bedellerinin ödemesini sürekli olarak geciktirmesi nedeniyle … ile davacı arasında defalarca borcun yeniden yapılandırılmasına ilişkin görüşmeler ve yazışmalar yapıldığını, bu kapsamda en son davacı 18/02/2011 tarihli yazı ile …’ye toplam 3.966.160-USD tutarında borcu olduğunu ve bu borcun 2.776.018-USD’sinin 31/12/2010 tarihi itibariyle vadesinin geçtiğini açıkça kabul ettiğini ve taraflar yeni bir ödeme planı yaptıklarını, müvekkili şirketin işbu davada taraf sıfatının olmadığını, davacı tarafın davalı müvekkiline yönelik davasının öncelikle taraf sıfatının yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle davanın öncelikle taraf sıfatıyla yokluğu ve zamanaşımı nedeniyle reddine, davacının haksız ve yersiz açılan davasının ve davadaki tüm taleplerinin esastan dahi reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Taraflar arasındaki Distribütörlük Sözleşmeleri, 15.12.2011 tarihli Sulh Sözleşmesi ile 01.02.2012 yürürlülük tarihli Tadil Sözleşmesi, taraflar arasındaki mail ortamında yapılan yazışmalar, davacı tarafından çekilen … 25. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi, … 6. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi, davacı tarafından çekilen … 25. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … E. Sayılı ve … E. sayılı dosyaları, , taraflar arasında imzalanan Transition Plan, … Ltd. Şti. Firmasının … temsilcisi olduğunu gösterir … resmi internet sitesi görüntüsü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı …(…) ile davacı arasında imzalanan 15/12/2011 tarihli sulh sözleşmesindeki edimlerin yerine getirilmemesinden kaynaklı zarara ilişkindir.
Davanın esasını teşkil eden Distribütörlük Sözleşmeleri, 15.12.2011 tarihli Sulh Sözleşmesi ile 01.02.2012 yürürlülük tarihli Tadil Sözleşlerinin, davacı şirket ile dava dışı … isimli şirket arasında olduğu, davalının …’nin Türkiye temsilcisi olduğu, davalı…’nin 3.kişi olan …’den ayrı bir tüzel kişiliğinin olduğu, her ne kadar yapılan sözleşmede 20.nolu bendde …’ nin davaya konu edilen sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin bir kısmının veya tamamının bir veya daha fazla iştirakı veya bağlı şirketi aracılığı ile yerine getirebileceğini ve aynı şekilde haklarını kullanacağına dair bir karar alınmış ise de, bunun için görevlendirilmiş olan … iştirakı ve bağlı şirketlerin olacağı hususu ile hüküm detaylanlandırılmış olmakla, öncelikle bu bend ile sözleşme tarafı olmayan 3.kişinin borç altına sokulduğu, kişinin iradesi dışında borç altına sokulması mümkün olmamakla birlikte, bu konuda 3.kişi ile iştirakı-bağlısı arasında bir kabul anlaşmasının bulunduğu varsayımında bile, davalının … tarafından görevlendirilmiş olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi belge ve dahası bu yönde bir iddia olmadığı anlaşılmakla, davalının pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-HUSUSUMET NEDENİYLE DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 2.446,36-TL harçtan düşümü ile bakiye 2.401,96-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 14.240,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabuluculuk ücreti olarak hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.13/12/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza