Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/432 E. 2020/596 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/432 Esas
KARAR NO : 2020/596

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2019
KARAR TARİHİ : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …, … A.Ş.’nin maliki olduğu … plaka sayılı aracın satışı ile alakalı olarak yetkili vekili … ile anlaştığını ve aralarında adi yazılı araç satış sözleşmesi düzenlendiğini, iş bu yazılı sözleşme uyarınca, … A.Ş. adına kayıtlı olan … plakalı … marka/model sayılı aracın satışı noktasında anlaştıklarını, ancak araç … A.Ş. tarafından filo kiralama firmalarından alınmasından dolayı taraflar resmi satışı gerçekleştirilemediğin, filo kiralama firmalarından bu amaçla alınan araçların resmi satışının verilebilmesi için belli bir kilometreyi doldurması ya da belli bir zaman kullanılması gerektiğini, aksi takdirde cezai yaptırımla karşılaşılacağını, … Tic. A.Ş. tarafından ise bu şartın dolması amacıyla başkalarına kullandırılmakta ya da bu şekilde adi yazılı şekilde ön satış noktasında anlaşılarak satılmakta ve araç şartları doldurarak satışa hazır hale geldiğinde de resmi devri yapıldığını, müvekkili gerek …’den gerekse vekil …’den aracın devrini talep ettiğini ise de devir gerçekleşmediğini, sözleşmeye dayanarak ödenen bedeli de iade almadığını, bunun üzerine vekil …’in aracın bedelini … ye aktardığını fakat satışı yapamadığını çünkü 15/10/2018 tarihinde azledildiğini öğrendiğini, ardından 28/02/2019 tarihinde sözleşmeyi feshettiğine ve sözleşmeye dayanarak ödemiş olduğu bedeli ve sözleşmenin 3.5 no.lu maddesi uyarınca taraflar arasında …’nin sözleşme şartlarına uymaması halinde kararlaştırdıkları 25.000 TL cezai şartın ödenmesini talep eden ihtarname gönderdiğini, sözleşmeye dayanarak ödenen 149.000 TL bedelin ve sözleşme gereği kararlaştırılan 25.000 TL cezai şartın davalılardan alınarak, 149.000 TL açısından paranın gönderildiği 01/10/2018 tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile, 25.000 TL cezai şart açısından ise sözleşme fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte karşı taraftan alınarak tarafılarına ödenmesine, alacaklarının dava süresince tehlikeye uğramasının önüne geçilmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;13/09/2019 tarihli dosyaya sunulan dilekçede, davacı adet münazara tarzı ile dava dilekçesinde ileri sürdüğü asılsız iddialarını, dosyaya sundukları somut ve kesin delillere dayalı cevap dilekçeleri üzerine taraflarına ispat ettirme çabasına girdiklerini, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların tamamen kurgu ve sebepsiz zenginleşme amaçlı olduğu somut ve kesin delile dayanan açıklamaları ile ortaya konulması karşısında davacı, ispat edemediği asılsız iddialarını dilekçesinde bir takım sorular sorarak zihin bulandırma ve ispat külfetini yönlendirme çabası içine girdiğini, oysa mesnetsiz iddiaları dava dilekçesinde ileri sürülen davacı, bu iddialarını ispatlamakla mükellef olduğunu, dosyaya sunulan 26/08/2019 tarihli cevap dilekçesi ve eklerini aynen tekrar ile müvekkili şirketten haksız menfaat elde etmeyi amaçlayan davanın reddine, dava masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, …plaka sayılı aracın satışı için ödendiği iddia edilen 149.000,00-TL bedel ve sözleşme gereği kararlaştırıldığı belirtilen 25.000,00-TL cezai şartın sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle iade ve alacak talebinden ibarettir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir.
Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
HMK.nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Eldeki davada, davacının tacir olmadığı, dava konusu edilen alacağın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmadığı ve mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/11/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza