Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/395 E. 2021/496 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/395 Esas
KARAR NO : 2021/496

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 25/06/2019
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili 25/06/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle : davalı ile aralarında ticari münasebet ve ticari alışveriş bulunduğunu, kendileri ile satın aldıkları malların tümü için anlaştıklarından dolayı avans çeki verdiklerini, tüm taleplerine rağmen taahhütleri olan malları teslim etmeyerek edimlerini ifa etmediklerini, hükümsüz-sebepsiz kalan çeklerini iade etmediklerini, davalının taahhüdünü ihlal ettiğini, sözleşmeye uymadığı gibi malların müvekkili firmaya teslim ettiğine dair ortada herhangi bir geçerli evrak (Nakliyat makbuzu-teslim/tesellüm makbuzu v.s) ‘nin olmadığını, dava konusu çek davalı (…LTD.ŞTİ) tarafından kötü niyetli bir şekilde ciro edilerek davalı ( …) isimli şahıs tarafından müvekkili firmaya karşı alacaklı gibi gösterilerek müvekkili firma yetkilisi aleyhine karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı 28/05/2019 tarihinde … İcra Ceza Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyasından dava açıldığını, davaya konu çek; …( … ) şubesinin,… hesaptan, Keşideci “… DANIŞ.HİZ.SAN.TİC.LTD.ŞTİ.” tarafından keşideli, … çek seri nolu 30/04/2019 tarihli 125.000 TL.-lik çek, iş bu çek karşılığında davalılara hiçbir borçlarının bulunmadığını, davalılara hiçbir edim ve ifa borçlarının olmadığını, çekin haksız yere davalıların elinde bulunduğunu, bedelsiz ve hükümsüz olan işbu çekin kendilerine Bila-Bedel iade edilmediğini, davalıların ve/veya emruhavalesinin hiçbir şekilde mezkur çekten dolayı alacaklı sıfatının bulunmadığını, işbu çeke karşılık borçlu bulunmadıkları hususlarının tespitini ve tüm neticeleri ile çekin iptali için iş bu davayı açtıklarını, ıslah dilekçelerinde ayrıntı, bilgi ve belgelerle sunacaklarını, çeke mukabil borçlu bulunmadıklarını, menfi tespit yolu ile tesbiti ve hükümsüzlükleri tüm neticeleri ile iptalini dava nihayetine değin tehiri-i icraya ve çekin davalılar tarafından icraya konulmaması için İİK.72 maddesi gereğince çek bedelinin %15 teminatı karşılığında ihtiyati tedbire karar verilmesini, menfi tespit davasının bekletici mesele yapılarak … İcra Ceza Mahkemesinin … E.sayılı dosyasının dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasını, dava harç, masraflar ve ücret-i vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılarca cevap dilekçesi sunmamıştır.
Dava, İİK 72. Madde uyarınca menfi tespit talebine ilişkindir.
7101 sayılı kanun madde 61 uyarınca 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken diğer bir husus da, yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili “usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı”dır.
Dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla (veya hükümle) sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usul işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasındaki her usul işlemi, ayrı ayrı ele alınıp değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Yargılama sırasında yapılan bir usul işlemi tamamlanmış ise, artık yeni kanun o usul işlemi hakkında etkili olmayacak, dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
Eğer bir usul işlemi, yargılama sırasında yapılmaya başlanıp tamamlandıktan sonra yeni bir usul kuralı yürürlüğe girerse, söz konusu işlem geçerliliğini korur. Başka bir deyişle, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden (veya kanunundan) etkilenmez. Buna karşın, bir usul işlemine başlanmamış veya başlanmış olup da henüz tamamlanmamış ise yeni usul hükmü (veya kanunu) hemen yürürlüğe gireceğinden etkilenir. Çünkü, usule ilişkin kanunlar -tersine bir kural benimsenmediği takdirde- genel olarak hemen etkili olup uygulanırlar. O halde somut olayda, dava değeri nazara alındığında dava basit yargılama usulüne tabidir.
HMK 320/4 “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
HMK’nun 320/4 maddesinde belirtilen hal ve koşulların 15/03/2018 tarihinden sonra oluşması gerekir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle ; tarafların duruşmaya katılmamaları ve mazerette bildirmemeleri nedeniyle mahkememizin 30/12/2020 tarihli oturumunda dosyanın 6100 sayılı yasanın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı, davacının yenileme talebi üzerine davanın yenilendiği , yenileme tensip zaptı ve duruşma gününün davacı vekiline tebliğ edildiği davacı vekilinin 14/04/2021 tarihli duruşmaya katıldığı, o tarihte bir sonrak duruşmanın 15/09/2021 tarihine bırakıldığı ve duruşma gününün davacı vekiline tefhim edildiği ancak mahkememizin 15/09/2021 tarihli oturumunda yapılan duruşmaya yine tarafların katılmadıkları ve mazeret dilekçeside sunmadıkları anlaşılmakla taraflarca takip edilmeyen davanın HMK 150. Madde ve HMK 320/4 maddesi uyarınca Açılmamış sayılmalarına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-İkinci kez takipsiz bırakılan davanın HMK 150. Madde ve HMK 320/4. Maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, peşin alınan 2.134,69 TL harçtan mahsubu ile bakiye eksik 2.080,39 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine ,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı şirket kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf Yolu Açık Olmak Üzere Karar verildi.15/09/2021

Katip …
☪e-imzalıdır.

Hakim …
☪e-imzalıdır.