Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/335 E. 2020/663 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/335 Esas
KARAR NO : 2020/663

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 27/02/2018
KARAR TARİHİ : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; …’nın 15.12.2017 tarihli talebine istinaden … ile … A.Ş (… ) arasında 19.12.2017 tarihinde aboneye elektrik enerjisi teminine ilişkin perakende satış sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmeye istinaden gerekli güvence bedeli damga vergisi vb. nitelikteki gerekli tüm ödemeler sözleşme imzalanması aşamasında … tarafından ödendiğini, … tarafından 27.02.2016 – 28.12.2017 tarihleri arasındaki dönem için düzenlenen fatura bedeli 15.01.2018 tarihinde, 29.12.2018 – 29.01.2018 tarihleri arasındaki dönem için düzenlenen fatura ise 09.02.2018 tarihinde abone tarafından ödendiğini, abone … ile abonelik sözleşmesinin imzalandığı tarih olan 19.12.2017 tarihinden sonra 28.12.2017 ve 29.01.2018 tarihlerinde sayaç okuma işlemi gerçekleştirilmiş olmasına karşılık aboneye yönelik olarak sayaç okuma işlemi gerçekleştirilemediği iddiası ile 3.682,58 TL tutarında fatura düzenlendiğini, söz konusu bedel abone tarafından 09.02.2018 tarihinde ödendiğini, düzenlenen söz konusu faturada sayaçların en az 25 en fazla 35 günlük dönemlerde dağıtım şirketi tarafından her takvim ayında bir defa okunması gerektiği ve adrese gelinmiş olmasına karşılık panoya/sayaca ulaşılamadığı iddia edildiğini, ancak abone ile sözleşmenin imzalandığı 19.12.2017 tarihi sonrasında hem 2017 yılı Aralık ayında (28.12.2017) hem de 2018 yılı ocak ayında (29.01.2018) sayaç okuma işlemi gerçekleştirilmiş olup söz konusu fatura bedelleri abone tarafından ödendiğini, dolayısıyla …’in panoya/sayaca ulaşılamadığı iddiası gerçeğe aykırı olup düzenlenen 3.682,58 TL tutarındaki fatura bedeli hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, aynı iddia kapsamında şarküteri faaliyetinde bulunan abonenin elektriği 08.02.2018 tarihinde kesilmiş ve 10.02.2018 tarihinde akşam yaklaşık 16:00-17:00 saatleri arasında açılmıştır.2 gün elektrik hizmetinden faydalanamayan abonenin tüm ürünleri bozulduğu ve bu süre zarfında faaliyette bulunamadığı için maddi zarar ortaya çıktığını, … tarafından … A.Ş’ye ödenen 3.717,66 TL’nin yasal faizi ile birlikte aboneye iadesine, ayrıca uğranılan maddi zararın giderilmesi amacıyla fazlaya ilişkin hakları sakla kalmak üzere … A.Ş tarafından 1.000,00 TL maddi tazminat ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında 19.12.2017 tarihli elektrik abonelik sözleşmesi imzalandığı, dava konusu ticarethanede kaçak elektrik kullanımı nedeniyle 06.12.2017 tarihinde kaçak elektrik tespit tutanağı tutulduğu, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere kaçak elektrik kullanım tutanak bedelinin 3.538,40 TL olduğu ve mevzuata uygun tutulduğu, tutanak bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı şirket tarafından dava dışı … hakkında icra takibi başlatıldığı, icra takibi toplam bedelinin 3.717,66 TL olduğu ve davalı şirket tarafından ihbarname gönderildiği, dava konusu uyuşmazlığın ise kaçak elektrik kullanımı tahakkukuna konu faturanın davacı adına olmaması nedeniyle iadesi talebinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı vekili tarafından tahakkukun adlarına yapılmadığı iddia edilse de; yerleşik Yargıtay uygulamalarında görüleceği üzere; abonelik iptal edilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abonenin de müteselsilen sorumlu olduğu yönündendir. Somut olayda da, davacı önce fiili kullanıcı daha sonra abone konumundadır. Kaldı ki; davacı kaçak elektrik tahakkuku döneminde fiili kullanıcı olmadığını ispatlayamadığı gibi, fatura bedeli olan 3.717,66 TL’ nin davacı vekili tarafından ödendiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı ve davacı vekili tarafından istirdat talebine konu ödemenin ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Ayrıca dava vekilinin elektrik kesintisi ile ilgili maddi tazminat talebi konusunda ise ; davacı şirkete davalı şirket tarafından kesintinin yapılacağına dair ihbarname gönderildiği ve son ödeme tarihinin geçtiği ve davalı şirket tarafından yapılan kesintinin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri yönetmeliğinin 35. Maddesine uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın maddi tazminat talebinin ve istirdat talebin reddine kara verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 322,26 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 286,36 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 700,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kesin olmak üzere karar verildi. 08/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza