Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/309 E. 2022/117 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/309 Esas
KARAR NO : 2022/117

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Müvekkil şirket, davalı(borçlu) şirketle parlak interlok tekstil malzemesi satmak hususunda anlaşmıştır. Bu kapsamda İlgili sözleşme gereği müvekkil şirket ürünleri eksiksiz ve zamanında davalı şirkete fatura ve sevk irsaliyelerini de düzenleyerek teslim etmiştir. Davalı şirket de ürünleri sevk irsaliyeleri ile teslim almış ,müvekkil şirket tarafından gönderilen faturalara ilişkin itirazda bulunmamıştır. Davalı firma makinenin bedeline ilişkin bir kısım ödemeleri yapmış ancak bir yerden sonra yapması gereken bakiye ödemeleri yapmamıştır. Yapılan tüm görüşme ve müracaatlara rağmen borçlu şirketle uzlaşma sağlanamamış, ödeme yapılmamış veya çözüme yanaşılmamıştır. Bu nedenle davalı şirkete karşı … 23. İcra Dairesi… E. sayılı dosyası ile cari hesap alacağına ilişkin icra takibi başlatılmıştır. Ancak davalı (borçlu) şirket yapılan takibe itiraz etmiş ve icra takibi durmuştur. Tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davalı şirketin müvekkil şirkete olan borcu ve icra takibine yapılan itirazın borcu ödememek maksadıyla yapılmış olduğu görülecektir. İşbu sebeplerle borçlunun alacağın tahsilini engellemek ve sürüncemede bırakmak amacıyla borçlunun yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli kısmi itirazın iptali ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekliliği için Sayın Mahkemenize başvurma gerekliliği hasıl olmuştur.
Haklı davamızın kabulü ile … 23. İcra Dairesi… E. Sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin devamına; %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini…”
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir;
“….Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında ticari bir işlemin olduğu ancak taraflar arasında herhangi bir alacak bakiyesinin olmadığı da açıktır. Nitekim taraflara ait ticari kayıtlara defter ve belgelere bakıldığında da bu husus görülecektir. Taraflar ait cari hesap ekstresine bakıldığında da bu durum ortaya çıkacaktır. Taraflar arasında var olan mail yazışmaları incelendiğinde; davalı müvekkil şirketin davacı … ŞİRKETİ’den tedarikçisine verilmek üzere ürün satın alındığı. ürünün hatalı çıkması üzerine ürünün tekrar davacı şirkete iade edildiği. ürünün davacı şirket tarafından tekrar imal edildiği, imal edilen ikinci ürününde hatalı olduğu, davalı müvekkil şirketin bu ürünü satmış olduğu firma ile arasında var olan sözleşme gereğince ürünü zamanında teslim etmesi gerektiği, aksi halde cezai şarta düşme| ihtimali nedeniyle ürünü fireli olarak teslim etmek zorunda kaldığı, ancak ürünü fireli olarak teslim etmeden önce konu hakkında davacı şirketin sigortalı çalışan olan ve genel müdür sıfatıyla görüşmeleri yürüten …’e ürünün fireli olarak teslim edileceği hakkında bilgi verildiği, … tarafından bunun uygun görüldüğü, bu bilgi neticesinde davacı şirket tarafından gönderilen ürünün fireli olarak müvekkil şirket tarafından müşterisine teslim edildiği görülecektir. Yaşanan bu süreçte asıl zarar müvekkil şirket görüş ve müşterilerine zamanında ürün tedarik edememiştir. Bunun içi ayrıca cezai şart da ödemiştir. Taraflar arasında ki uyuşmazlık hatalı olarak verilen ürün nedeniyle yapılan Üreli teslimat: kaynaklı alacak talebidir. Kısacası davacı yan tarafından davalı müvekkile ayıplı olarak ürü satılmış, ayıplı olan kisim çıkıldıktan sonra ürün bedeli ödenmiştir. Hukuki uyuşmazlığı netlik kazanması için davacı … ŞİRKETİ ‘ nde çalışan ve ücari alacakları yürüten ve planlayan görüşmelerde davacı şirke yetkili olarak temsil eden — … ‘in sayın hakimliğinizde tanık olarak dinlenmesi halinde tüm maddi gerçeklik orlaya çıkacaklır. Müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığı açıktır. Taratlar arasındaki mail yazışmaları da delil olarak dosyaya sunulmuştur. Yapılacak inceleme sonucunda taraflar arasında dava konusu alacağın olmadığı görülecektir. Davacı yanı aslında var olmayan bir alacaklan ötürü İcra takibi başlatmış olduğundan kötü niyetlidir.Bu nedenle yargılama sonunda alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenle açılan davanın tüm sonuçları ile reddine karar verilmesini…”
GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı arasındaki sözleşme nedeniyle oluşan alacak nedeniyle başlatılan takip nedeniyle davacının davalıdan … 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklıysa alacağın miktarı konularında yoğunlaştığı, davanın davalının itirazının İİK’nın 67. maddesine göre itirazın iptali davası ve %20 icra inkar tazminatı talebinden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyasının celp edilip incelenmesinde; Davacı tarafından … 23. İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı dosyası ile 24.05.2018 tarihinde 15.481,86.-TL asıl alacak ve 1.250,16.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 16.732,02.-TL alacağın takip tarihinden itibaren icra gideri, vekalet ücreti ve asıl alacağa işleyecek %9 faizi ile birlikte -BK M.100’e göre-tahsili talebiyle takip başlatıldığı, davalının 01.06.2019 tarihinde yapmış olduğu itirazla takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tanık …’ın beyanı, “Ben …’de 2017 Eylül ayından beri çalışmaktayım, bu sipariş 2017 Mart ayında geçmiş, fakat ben Eylül’de işe başladığımda bu konudaki problem hala devam etmekteydi ve bu konuda hala benim fikrim vardır, … olarak, …’le cari hesap ilişkimiz bulunmaktadır, …’den … kumaş alır, davaya konu olan mal siparişinde kumaşlar ilk olarak hatalı gelmiş ve … tarafından bu hatalı kumaşlar reddedilmiş ve 3 ay sonra … Kumaş yeniden kumaş göndermiş fakat bu gelen kumaşlarda hatalı olmakla birlikte bizim müşterimiz yeni bir termin veremeyeceğini belirterek fireli mal keseceğini … Tekstil’e iletmiş ve bizim tarafımızdan da kumaş kesilmeden önce kumaşların fireli olarak kesileceği ve hatalı olan kısmın …’a iletileceği bildirilmiş ve böylelikle …’dan gelen kumaşları bizim müşterimiz … fireli olarak kesmiş ve bunu müşterimiz bize iletti ve fireli kısma ilişkin iade faturası keseceğini bildirdi, bizde bu durumu aynı şekilde davacının çalışanı planlama sorumlusu … Hanım’a ilettik, bu problemi bizim tarafımızdan ileten bizdeki planlamacı …’tur, hatta fireli kısımlar (hatalı olan kumaş) … Tekstil’e iade edilmiştir, kaç metre iade edildiğini bilmiyorum, çünkü kumaşlar parça parçaymış, ben parça olan kumaşları görmedim, bu fireli kısma ilişkin bizim müşterimizden iade faturası geleceğinden biz 30.000,00-TL’lik bakiyeye … Tekstil bakiyesinde tuttuk, daha sonra … Tekstil’in yetkilileriyle konuşuldu, zarara yarı yarıya katlanılması teklif edildiği, fakat … Tekstil bunu kabul etmedi ve bakiyenin tamamına talep etti, hatta bu olaydan sonra ayıp ihbarı … Hanım’a yapılmış olmakla birlikte … Hanım’da işten çıkartıldığını duyduk, direk bu konuyla ilgili mi bilmiyoruz, fakat biz öyle düşündük.” şeklindedir.
Tanık …’ın beyanı, “Ben … tekstilde 2016 yılında müşteri temsilcisi olarak görev yapmaktaydım, davacıda … tekstilin müşterisiydi, müşterilerce bize mail yoluyla talepler iletilirdi, davalı tarafından bize iletilen talep neticesinde, biz davalıya davaya konu olan, malları gönderdik, davalı tarafından mallarda hata olduğu bize bildirilerek, mallar iade edildi, iade edilen mallar için biz ikinci kez davalı tarafa yeni mallar gönderdik, bu malların sevk ve irsaliyesi olup olmadığını hatırlamıyorum.” şeklindedir.
Alacak cari hesaptan kaynaklanmış olmakla, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişice sunulan 21/08/2021 tarihli rapor özetle şöyledir:
“….Davacı ve davalı şirket yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, Her iki şirket yasal defterlerinin mutabık olduğu ve takip tarihi olan 24.05.2018 tarihinde 15.481,86.-TL davacının alacaklı olduğu görülmektedir.
Borçlunun temerrüdünün TBK. 117. Maddede düzenlendiği ve; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer..” dendiği, davacının faiz talebi yönünde yapılan incelemede, davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin belge yer almadığı görüldüğünden buna yönelik bir hesaplama yapılmadığı, takip tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğine…” 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesi şöyledir:
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının takip tarihi itibarıyla takip bedeli kadar alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını alacağa dayanak olarak gösterdiği cari hesap ekstresi ve ticari defter kayıtları ile ortaya koyduğu, 21.08.2021 tarihli bilirkişi raporunun davacının iddiasını destekler mahiyette olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, alacağın cari hesaba dayandırılması, davalının takip tarihinden önce temerrütte düşürüldüğüne dair herhangi bir delil sunulmaması nedeniyle takip öncesi faiz alacağı talebi yerinde görülmemiştir. Dolayısıyla, davaya konu edilen icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair koşullarının somut dosya bağlamında mevcut bulunduğu değerlendirilmiş ve takip ana para alacağı yönünden davanın kabulüne, faiz istemi yönünden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının … 23. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 15.841,86-TL asıl alacak üzerinden devamına,
Alacağın %20’si olan 3.168,37-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.082,15-TL harçtan peşin alınan 285,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 796,40-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 1.250,16-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan üzere toplam 844,50-TL’den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 799,57-TL ile 336,55-TL ilk harç ve masraflar toplamı 1.136,12-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-₺ arabuluculuk ücretinin taraflardan (70,23-TL’sinden davacı tarafın, 1.249,77-TL’sinden davalı tarafın sorumlu olması kaydı ile) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/02/2022

Katip Hakim
E-imza E-imza