Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/273 E. 2019/1262 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/273 Esas
KARAR NO : 2019/1262

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/05/2019
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın, … A.Ş., … A.Ş. , … A.Ş. ve … A.Ş. firmaları arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, müvekkili bankaca firmaya kredi kullandırıldığını, kredi sözleşmelerinde …, … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. … A.Ş. ve … A.Ş. firmalarının müşterek borçlu, müşterek müteselsil kefil sıfatı ile imza attığını, kredilerin zamanında ödenmemesi üzerine … 26 Noterliğinin … tarih …, …, … yevmiye sayılı ihtarnameleri ve ekinde hesap özeti keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen ödemede bulunulmadığını, ödeme yapılmaması üzerine firma kefilleri hakkında … 37. İcra Müdürlüğü’nün … E., … 26.İcra Müdürlüğü … E., … 1. İcra Müdürlüğü’nün … E., … 25. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden uygulanmış takiplerin kesinleştiğini, dava tarihi itibarıyla alacağın yaklaşık olarak 100.000.000,00-TL olduğunu, müvekkili bankaya borçlu firmaların yöneticisi ve yetkilisi …’in takiplerin başlatıldığı 2017 yılında dava dışı firmaların ortağı ve yöneticisi olduğunu, dava dışı şirketlerden borçlu … A.Ş.’nin yasal takip işlemlerinin başlandığı tarihte kendi adına olan ve işletmeye devam ettiği Tekirdağ’da bulunan 3 adet fabrika binasını, 12 adet çelik siloyu, yükleme indirme binasını ve arsadaki faaliyeti davalı … A.Ş.’ye bıraktığını ardından taşınmazı takyidatları ile birlikte davalı şirkete devrettiğini, … A.Ş.”nin tek ortağının Hollanda’da ticaret sicile kayıtlı … unvanlı şirket olduğunu, Hollanda’da kurulu bu şirketin arkasında da …ve müvekkiline borçlu şirketlerin bulunduğunu, …’nin … A.Ş.’ nde 26/11/2015 tarihinden itibaren Türkiye’de avukat olarak görev yapan …’u görevlendirdiğini, hissedarın Türkiye’de ikamet ve faaliyet gösteren bir yetkilisi olmasına rağmen davalı … A.Ş’deki … hisselerini ise temsil etmesi amacıyla …’e yetki verildiğini, Avukat …’un aynı zamanda …’in hissedarı olduğu şirketlerin avukatlığını yaptığını, … A.Ş’nin şu anki çalışanlarının …’nin yıllardır çalışan eski personeli olduğunu, her iki şirket kayıtlarında ve SGK kayıtlarında yapılacak inceleme ile bu durumun sabit olacağını, … A.Ş’nin şirketinin cirosunun borçlu …’nin ticari işlerini devraldıktan sonra bir anda yükseldiğini, borçlu şirket aleyhine yapılan takipler sebebi ile ticari hayatına devam edemeyeceğinden mali sektöre borçları olmayan davalı … A.Ş üzerinden faaliyette bulunmaya başladığını, müvekkili bankaya borçlu şirket ile davalı şirketlerin faaliyet adresinin de aynı olduğunu, davalı …Tic. A.Ş.’nin yine borçlu şirketlerin perde gerisinde kalan ve faaliyet yürüttüğü bir başka şirket olduğunu, şirketin eski yetkilisi … ve yeni yetkilisi …’in … firmalarının çalışanları olduğunu, …’in eşinin …’in akrabası olduğu, …’in …, …, …, 93 ada, 15 parselde 3 nolu taşınmazın ½ hissesinin maliki olduğunu, taşınmazın … 10. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından satışa çıkarıldığını, ihalenin … Anonim Şirketi’ne yapılmıştır. … A.Ş., … 17.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı temliki ile doruk firmasının, …’in … Bank A.Ş.’ye olan 2.400.000,00 TL borcunu ödeyerek, icra dosyalarını temlik aldığını, bu şekilde …’in kendine ait taşınmazı perde gerisinden idare ettiği şirket aracılığı ile icra ihalesinden aldığını, böylece taşınmazı elinden çıkarmadığı gibi, üzerindeki takyidatın da terkinini sağlamaya çalıştığını, …’in borcunu temlik alan ve taşınmazı icra ihalesine katılarak alan … Anonim Şirketi’nin merkezinin … / … Ltd. tarafından 14.05.2018 tarihinde her türlü un ve unlu mamül imalatı amacı ile kurulmuş bir şirket olduğunu, şirket yetkilileri …’nin …’nda, …’in İse … A.Ş.’de, sanık … ile üst düzey yönetici olarak çalıştığını, … Şirketinin hissedarı olarak merkezi … da bulunan … Ltd’nin kayıtlı vekilinin … Ltd.’nin olduğunu …’de kurulu bu şirketin Hollanda menşeili olup, …’e ait olduğunu, …’in taşınmazlarının 3.kişilerce iktisabını önlemek için yurt dışı menşeili şirketler üzerinden işlem yaptığını, … finans grubunda yer alan ve Merkezi Hollanda’da bulunan…’nin ortakları arasında … kuruluşunun yer aldığını, müvekkili bankaya borçlu dava dışı firmaların faaliyetlerini diğer davalılar üzerinden sürdürerek müvekkili bankanın alacağının tahsilinin imkansız hale gelmesine yol açtığını, davalı tüzel kişilikler … ve … A.Ş’ nin sermayesinin müvekkili bankaya borçlu şirketler ve şirketlerin en büyük hissedarı … tarafından sağlandığını. …’in perde gerisinde kalmakta olduğunu böylece her iki şirket üzerinden faaliyetlerini sürdürmesine rağmen bankadan kullandığı krediler için mal varlığının haczedilmesini önlediğini tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi gereği müvekkili bankanın kredi borçlusu firma ile aralarındaki hukuki, fiili irtibat ve organik bağ bulunduğunu belirterek davalılar aleyhine, davalılara tebligat yapılmaksızın öncelikle, davalılar adlarına kayıtlı menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, şimdilik dava konusu alacak miktarı kadarının ihtiyaten haczine ve bu malların davalılar tarafından 3. kişilere rızaen devir ve temliklerinin önlenmesi için tedbir konulmasına, yargılama sürecinde sabit olacak dava gereği fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 150.000,00 -TL banka alacağının % 32 temerrüt faizi ve %5 gider vergisi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı …Tic. A.ş.Vekili: usule ilişkin itirazları sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine, mahkemenin yetkisine itirazları sebebiyle işbu davanın İstanbul Mahkemelerinde görülemeyeceğinden müvekkili şirketin ve diğer davalı şirketlerin adresleri İstanbul Anadolu Adliyesi yargı çevresinde olduğundan yetki itirazları sebebiyle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, ispatlanamayan haksız ve mesnetsiz davanın da esastan reddine, yargılama gideri ve karşı vekalet ücretinin davacı bankaya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Şubesi vekili cevap dilekçesinde özetle: zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmaması nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A/2 m. hükmü gereği dava şartı yönünden dava reddedilmesi gerektiğini, müvekilinin adresi Ümraniye olduğunu, bu nedenle İstanbul Mahkemelerinin yetkisine itiraz ediyor ve dosyanın yetkisizlik kararı verilerek İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kredi borçlusu kefiller arasında hukuki fiili irtibatın tespiti ile 150.000,00-TL banka alacağı ile %32 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV ile davalılardan tahsili talepli alacak davası istemlidir.
TTK 5/A/1 maddesi; “ Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmünü taşımaktadır. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A/2. Maddesi uyarınca“Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” şeklinde düzenlenmiş olup, anılan amir hükümlere göre ticari davalardan; konusu paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut olayda dava bir miktar para alacağına ilişkindir. Bu nedenle uyuşmazlığın dava şartı olan arabuluculuk kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Dava dilekçesinden dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununun 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.561,63-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.517,23-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekiller ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı taraflara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili, davalı … Un ve davalı … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/12/2019

Katip
e-imza

Hakim
e-imza