Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/253 E. 2019/720 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/253 Esas
KARAR NO : 2019/720

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2019
KARAR TARİHİ : 10/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin, BDDK tarafından el konulmadan önce … A.Ş. … Şubesine 12.412.32-TL mevduatını 20.11.1999 tarihinde 20.02.2000 vade tarihli olarak yatırdığı, banka yönetimine el konulmasından sonra müvekkilinin … adlı banka hesabına aktardığı … mevduatların sigorta kapsamı dışında olduğu gerekçesi ile ödenmediği, zararın oluşmasına … A.Ş. Yönetimi sebep olduğundan … A.Ş.’nin devir sonucu birleştiği … Bank A.Ş.’nin oluşan zarardan sorumlu olduğu, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, müvekkili tarafından davalı banka … Şubesine yatırılan 12.412.32 TL. mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, paranın bankaya yattığı tarih olan 20.11.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2. Maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin, devir öncesi borçlarından arındırılarak …’a devredildiğinden sözleşmeyle ve fiili uygulamayla borçların nakledildiğinden borçların muhatabı ve sorumlusunun … olduğu, müvekkili bankanın ise bu borçlardan dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, müvekkili banka iddia edilen borç varsa borcun muhatabı ve sorumlusunun borcu üstlenen … olduğu, neticeden tüm hukuki ve mali vecibesinin tamamı ile …’ye ait olduğu,… ile … arasında yapılan hisse devir sözleşmesi gereğince, hisse devir tarihinden önceye tekabül eden ve açılacak tüm davaların …’na yazılı olarak bildirileceği ve bilahare HMK.na davanın ihbar olunacağı ve hukuki ve mali tüm sorumluluğun …’na ait olacağının kararlaştırıldığı, bu bağlamda hisse devir protokolü gereği bu tip davaların müvekkili bankaca …’ye sadece ihbar edildiği, arz olunana nedenlerle, müvekkili bankanın borçlu sıfatı bulunmadığından, davacı taraftan HMK.nml24 ncü maddesi gereğince taraf değiştirilmesini ve davacı tarafın taraf değiştirmesine peşinen rıza gösterdikleri ve muvafakat ettikleri, arz edilen sebeplerle, banka açısından davanın husumetten reddini talep ettikleri, hisse devir sözleşmesinin tarafı olan …’a HMK. nun 6İnci maddesi gereğince ihbar edilmesini ifade ederek , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İhbar olunan … vekili tarafından sunulan 16.10.2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle “Davaya davalı banka yanında fer’i müdahil olarak katılmalarında hukuki menfaatlerinin bulunduğu, Mahkemece fer’i müdahilliklerine karar verilmesini talep ettikleri, davacının, … A.Ş.’den herhangi bir alacağının bulunmadığı, davanın zamanaşımına uğradığı, zamanaşımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, borçlar kanunu gereğince hile ile ilgili olarak hak düşürücü sürenin geçtiği, davacının, … hesabı için işlem yaptığı ve fazla faiz gelirini tercih ettiği, bu nedenlerle huzurdaki davanın reddinin gerektiği, banka kayıtları ve talimatlar incelendiğinde davacının yüksek faiz getirisinden yararlanmak üzere imzalı talimatı ile parasının … Ltd.’e gönderilmesi talimatı verdiği, …. bank hesap cüzdanından anlaşılacağı üzere davacının faiz geliri elde ettiklerinin ortada olduğu, bankanın, müşterisi tarafından verilen talimatı yerine getirmek değil, getirmemesinin kusur sayılacağı, davacının, … A.Ş. … şubesinde hesap açmak için nasıl kandırıldığı ve buna neden gerek duyulduğu konusunu dava dilekçesinde açıklanmadığı, bununla ilgili bir kanıt yada olgu ileri sürülürse davanın genişletilmesi yasağı ile karşı karşıya kalacağının kuşkusuz olduğu, davacının, yüksek tutarlı TL. cinsinden tasarruflarını … şirket hesabına havale edildiği açıklaması taşıyan makbuzlarla bankaya yatırarak aynı banka adına hesap açıldığını gösterdiği, hesap cüzdanının alındığı, daha sonra davacının … banka hesabından yapılan işlemlere herhangi bir itirazda bulunmadığı, davacının kendi iradesi ile parasının …bank … Ltd.’e havalesini talep ettiği, bankalara duyulan güvenin önemli göstergelerden birinin, banka aracılığı ile yapılan ödeme-nakil işlemleri olduğu, havalenin özellikle ödeme ve kabzetme yetkilerini içeren iki taraflı bir vekaletname niteliğinde olduğu, bu yönden de adi vekaletten ayrıldığı, banka havale sözleşmesinin içeriğinde bulunan vekalet unsurları ile ilgili görevini yerine getirdiği, bankanın vekalet ilişkisi içinde müşterinin çıkarına işlem yapması durumunun, davada müşterinin havale talimatını yerine getirirken uygulayacağı usullerle ilgili olduğunu, davalı banka ile davacı arasında kurulan havale ilişkisi çerçevesinde bankanın havale konusu miktarı … Ltd’ye ödemekle hukuken sorumluluğu sona erdiği, dava konusu işlemlerin, davacıya vekaleten değil davacının talimatıyla gerçekleştirilen işlemler olduğu, bu sebeple, bankanın bir sorumluluğu veya yükümlülüğü olduğundan bahsedilemeyeceği, bankanın, … Ltd. nezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisinin bulunmadığı, dava konusu işlemlerin yapıldığı tarihte … bankaların kanuna tabi olmadıkları ve bu bankalara yatırılan mevduatların tasarruf sigortası kapsamında olmadığını mudilere bildirmek gibi bir yükümlülükleri bulunduğu şeklinde bir kabulün mevcut olmadığı, davacının, parasını yatıracağı fınans kuruluşu hakkında gerekli araştırmayı yapmak suretiyle tedbirli bir tutum içine girmesi kendisinden beklenen bir davranış olduğu, davacının, akdi faiz ve kapital faizi esasına göre avans faizi talep edildiği, dava konusu miktarın havale edilmeden önce banka nezdinde vadesiz bir hesapta olduğundan ancak vadesiz hesaplara uygulanan faiz oranı ve uygulama tarihi olarak da davanın açıldığı tarihinde esas alınması gerektiği, davacının bunu aşan faiz talebi fahiş ve haksız olduğu, davacının, fiili irade isteklerini… bank hesabı açma bilgileri formu ve havale talimatlarını imzalayarak ortaya koyduğu, davacının, TTK madde 23/son gereği alınan hesap cüzdanına itiraz etmediği ve daha sonra … hesaplarda defalarca işlem tesis edilerek bu hesap türünün benimsendiği, davacı vekilinin, delilleri arasında ve iddialarında yer vermiş olduğu ceza mahkemesi kararının bu davada kanıt olarak kullanılmaya müsait olmadığı, davanın reddi yönündeki talepleri kabul görmez ve davacı iddiaları yönünde karar verilir ise, huzurdaki davada temerrüt durumlarına yönelik “ ticari faiz oranlarının” uygulanmasının doğru ve hakkaniyete uygun olmadığı, kamu bankalarınca vadesiz, hesaplara “fiilen” uygulanan faiz oranları dikkate alınması gerektiği, açıklanan ve Mahkemece re’sen göz önüne alınacak nedenlere binaen, davanın, davalı banka için husumet yönünden reddine, davacı tarafın aldatıldığını iddia etmesi ve haksız fiil hükümlerine dayanması halinde zamanaşımı yönünden reddine, aksi halde; davacının mevduat hesabının … Ltd. nezdinde açılmış olması ve müvekkili banka nezdinde herhangi bir alacağı olmaması nedeniyle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ihbar olunan … vekili 21.11.2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili kurumun davalı bankanın borçlarını üstlenmediğini, 18.06.2007 tarihli sözleşmenin hükümlerinin müvekkili kurumu davalı yanın belirttiği şekilde bir taahhüt altına sokmadığını, anca sözleşmenin hükümleri çerçevesinde tarafların karşılıklı hak ve borçlarının devam ettiğini, bu bakımdan davalı yanın bu yöndeki iddialarını kabul etmediklerini, davanın, … ye devronulan bankaların … hesapları nedeniyle zarara uğrayan mudilerin açmış olduğu tazminat davası olduğunu, bu konuda davalı banka aleyhine açılan bir çok davanın temyiz incelemesinden geçilerek kesinleştiğini, bu davalarda …’nin borcu üstlendiğini açıkça beyan ettiğini, hükümlerin borcu üstlenen sıfatıyla … aleyhine kurulduğunu, davada husumetin açıklanan nedenlerle asıl muhatap olan …’ye tevcih edilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde müvekkili kurumun ileride herhangi bir olumsuz durumla karşı karşıya kalmasına engel olabilmek için davalı yanında Fer’i müdahil olarak davalara kabul edilmelerini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, … hesaba yatırılan paranın istirdadına ilişkin tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; ”davacı tarafından 19/11/1999 tarihinde … Bank … şubesine 12.569,00-TL yatırıldığı, davacının parasının ödenmesinden davalı bankanın sorumlu olduğu ancak, taleple bağlı kalınması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 12.412,32-TL’nin bankaya yatırıldığı 20/11/1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir olup, iş bu karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/12150-2016/9392 E.K. Sayılı bozma ilamı ile “Mahkemece öncelikle dava dava tarihi olan 21/07/2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKH’nin 3/1-k maddesinde tüketicinin “Ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiliği”, 3/1-1 Maddesinde ise tüketici işleminin “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet veya bankacılık vb. sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı kanunun 73/1 maddesinde de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin Tüketici Mahkemelerinin ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla mahkemece tüketici konumundaki davacı tarafından açılan iş bu davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış bozulmasına” karar verilmiştir. Yargıtay ilamı taraflara tebliğ edilmiş, bozmaya karşı beyanları alınmış, usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, bozma ilamı doğrultusunda HMK 114. maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olarak gösterildiği, HMK 115. Maddesinde de dava şartlarının mevcut olmaması halinde davanın usulden reddi gerekeceğinin ifade edildiği, ayrıca görevin kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekmekte olup, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; davacı ve Davalı …Bank vekili ve Feri Müdahil … vekilinin yüzüne karşı davalı …’nın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/09/2019

Katip
e-imza

Hakim
e-imza