Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/250 E. 2019/826 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/250 Esas
KARAR NO : 2019/826

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2019
KARAR TARİHİ : 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : davalı tarafından davacı müvekkili aleyhine 22/02/2019 tarihinde … 37. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla takibin başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin 27/02/2019 tarihide davacı müvekkiline tebliğ olduğunu, davacı müvekkilince takibe ilişkin itirazlarının süresi içerisinde sunulamadığını ve bu sebeple menfi tespit davasını açtıklarını, müvekkili davacının davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, takip dayanağı kambiyo senedindeki imzaların da davacı müvekkiline ait olmadığını, davacı müvekkili ile davalı şirket arasında eğitim faaliyeti kapsamında sözleşmenin kurulduğunu ve sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin kurulması sırasında hazırlanan senetlerin fesih ile birlikte müvekkili tarafından teslim alındığını, davalı şirket icra takibi açmakta haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirket tarafından 02/11/2018 tarihindeki davacı müvekkili aleyhine .. 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlattığını, taraflarınca takibe itiraz edilmesi üzerine … 25. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı takibin durdurulması talepli borca ve imzaya itiraz davası açıldığını, açıklanan nedenlerle menfi tespit davanın kabulü ile yargılama giderlerinin, ücreti vekaletin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının kurs hizmeti veren şirket olan davalı müvekkilinden ingilizce dil eğitim hizmeti alan bir kursiyer ve bir tüketici olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığını, davaya bakmakta Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğunu, görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine dair olduğunu, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilebileceğini, davalı müvekkili şirketin …öy Şube çalışanlarından … aracılığı ile davacı … ve davalı müvekkili kurs arasında hizmet sözleşmesi ve … adına ödeme amacıyla senetlerin düzenlendiğini, söz konusu sözleşme ve senet asılları eski çalışan … tarafından şirket merkezine gönderildiğini, kursiyerlerin senet üzerine imzalarının bizzat ve huzurda alınmasının gerektiğini, senet üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığının taraflarınca bilinmediğini, uyuşmazlığın kimden kaynaklandığı hususunun taraflarınca bilinmediğini, davaya konu imzaların davacıya mı ait, …’a mı veya 3.bir şahsa mı ait olup olmadığı hususunun Adli Tıp Uzmanı grafolog tarafından yapılacak incelemeler neticesinde belli olacağını, takipte müvekkilinin haksız ve kötüniyetli olduğundan söz edilemeyeceğini, müvekkili davalının kurs kayıtlarında herhangi bir iptal veya fesihin söz konusu olmadığını, davacının imza itiraz iddialarını açılan davalar sebebiyle öğrendiklerini, … 7.İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili davalı tarafından başlatılan takibe karşı davacı tarafından … 25.İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas dava dosyası itirazda bulunduğunu, davanın halen derdest olup yargılamanın devam ettiğini, İstanbul 37.İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile davacı hakkında başlatılan icra takibine karşı ise herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davanın öncelikle görev yönünden reddine, esas yönünden ise usul ve yasaya uygun denetime elverişli inceleme araştırma neticesinde hüküm tesis edilmesine ve davanın reddine karar verilmesini arz ve talep ederiz
GEREKÇE:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, her ne kadar davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatılmış ise de, takip dayanağı olan senet üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığını, davalı ile davacı arasında eğitim faaliyeti için düzenlenen sözleşmenin feshedilmesi ile hazırlanan senetlerin davacı tarafından iade alındığını, başlatılan takibe süresinde itiraz edilmediğini belirterek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ise görev itirazında bulunmuş, davacının kurs kayıtlarında herhangi bir feshininden haberdar olunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava, İcra takibi sonrası açılan menfi tespit talebinden ibarettir.
28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin eğitim hizmetine ilişkin olduğu ve davacının mesleki amaçla hareket etmediği, buna göre, aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda TÜKETİCİ MAHKEMELERİNİN görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesine göre, görev kamu düzeninden olup resen nazara alınması gerektiğinden, aynı yasanın 115/2. maddesine göre davanın usulden reddine ve 20. maddesine göre dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/10/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza