Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/25 Esas
KARAR NO : 2019/1269

DAVA : Şirketin Feshi
DAVA TARİHİ : 17/01/2019
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalı şirketin 09/09/2015 tarihinde davacı ve Arabistan vatandaşı Isa … tarafından kurulup tescil edildiğini, ilk yönetim kurulu üyesi olarak 3 yıllığına seçildiklerini, yönetim kurulunun süresinin 2018 yılında sona erdiğini, seçilmiş yeni bir yönetim kurulunun olmaması, yönetim organının mevcut olmadığının kabulünün gerektiğini, Arabistan vatandaşı olan Isa …’in ülkesine döndüğünü, kendisi ile iletişime geçilemediği gibi şirket faaliyet ve işlemlerine katılım için kendisinin girişimde de bulunmadığını, bu sebeple yönetim kurulu, genel kurul yapılarından hiçbirinin şirketin bünyesinde barındırmadığını öne sürerek TTK 530 madde hükmü kapsamında davalı şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa yargılamanın her aşamasında usulünce tebligat yapılmış olup, davaya karşı beyanda bulunulmamıştır.
Dava, şirketin organsız kalması sebebi ile fesih talebine ilişkindir. Davanın hukukî dayanağı olan TTK 530 maddesinde “(1) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir. (2) Dava açıldığında mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan madde kapsamında genel kabule göre anonim ortaklığın kanunen gerekli organları genel kurul ve yönetim kuruludur. Ancak bunların eksikliği anılan maddenin uygulanmasına sebebiyet verebilir. Madde kapsamında organ yokluğu geniş bir anlam taşır ve organların seçilememesi açılan üyeliklere atama yapılamaması veya yapılamayarak organın oluşmasına engel olunması veya yeter sayıların sağlanamaması sebebi ile organın devamlı surette çalışamaması halinde organsızlık sebebi ile anonim ortaklığın feshi talebi ile mahkemeye başvurulabilir (Tekinalp (Poroy/Çamoğlu), Ortaklıklar II, N. 1561). Genel kurulun uzun müddet toplanamaması madde kapsamına girer. Uzun süreden ne anlaşılması gerektiği konusunda görüş bildirilen Tekinalp’e göre uzun süre en az 3 yıllık bir zaman dilimini ifade eder. Yargıtay emsal kararları da bu yöndedir.
Somut olayda mahkememizce davalı şirketin sicil dosyası getirtilmiş, ana sözleşme, dosya kapsamı ve şirketin ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yapılarak TTK 530 maddesi uyarınca şirketin fesih koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 09/12/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunun sonuç kısmında “…Her ne kadar TTK 410,411 hükümleri uyarınca yönetim kurulu yönünden organ yokluğundan söz edilemez ise de, davalı şirketin %80 pay sahibi ortağın yurt dışında olması ve kendisine ulaşılamaması dolayısı ile şirket genel kurulunun toplanamadığı, bu durumun üç yılı aşkın süredir devam ettiği, şirketin ilk ve son tescil kaydının ana sözleşmenin tescil edilmesine ilişkin olduğu ve 09/09/2015 tarihinden itibaren genel kurul yapdamadığı, bu durumda Yargıtay İçtihadı uyarınca kanundaki (i) yönetim kurulunun dinlenmesi ve (ii) şirketin yasal hale getirilmesi için süre verilmesi şartlan yerine getirilmek kaydıyla bu süre zarfında durum düzeltilemez ise davalı şirketin TTK 530 uyarınca feshine karar verilebileceği…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davalı şirketin … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı olduğu, sermayesinin nominal 100.000,00-₺ değerinde olup, her biri 10,00-₺ nominal değerde 10.000 paya bölündüğü, şirket ortakları, şirket sermayesinin 2000 payına karşılık gelen 20.000-₺ nominal değerde (şirket sermayesinin %20’si) pay sahibi … ve 8000 paya karşılık 80.000,00-₺ nominal değerde (şirket sermayesinin %80’i) pay sahibi Issa … olduğu, şirketin iştigal konusunun “Enerji Piyasast Düzenleme Kurumandan gerekli lisans alınarak enerji kaynaklarının üretim tesislerinde elektrik enerjisine dönüştürülmesi için üretim tesisi kurulması, elektrik enerjisi üretimi…” ve belirtilen sair işler (detayı ana sözleşmede yazılı gayrimenkul inşaat, turizm ve otelcilik, emlak, lojistik ve taşımacılık) olduğu, şirketin yönetim kurulu üyelerinin davacı … ile Suudi Arabistan uyruklu Isa … olduğu, Isa …’in sicilde kayıtlı adresinin “Şarıl El Üleyye Burç Memleke Post: 32594-11438 Riyad” olduğu, şirketin son tescilini 09/09/2015 tarihînde yaptırdığı, ancak bu tescilin aynı zamanda ilk tescil olup davalı şirketin ana sözleşme tescil (kuruluş) tarihi olduğu, şirketin sicil kaydının faal olarak devam ettiği, yönetim kurulu üyelerinin göreve başlama tarihinin 09/09/2015 olduğu, yönetim kurulu üyelikleri için 3 yıllığına seçim yapıldığı ve bu sürenin dolduğu sabittir. Yargıtay emsal kararlarında yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin dolduğu hallerde yönetim kurulu üyeliği sıfatlarının düşeceğine ilişkin açık hüküm bulunmadığından yeni üyeler seçilinceye dek şirketin organsız kaldığından söz edilemeyeceği görüşünün benimsendiği görülmüştür. Somut olayda da Yargıtay içtihadı uyarınca TTK 410 ve 411 uyarınca genel kurul toplanarak yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar eski kurulun görevinin devam edeceğinin kabulü gerekir. Ancak davalı şirketin %80 pay sahibi olan ortağın yurt dışında olması ve kendisine ulaşılamaması nedeni ile şirket genel kurulunun uzun süredir toplanamadığı gibi şirketin ilk ve son tescil kaydının ana sözleşmenin tescil edilmesine ilişkin olduğu ve 09/09/2015 tarihinden itibaren genel kurul yapılamadığı sabittir. Açıklandığı üzere somut olayda davalı şirketin 2 yönetim kurulu üyesinden 1’i yurt dışında olup, diğer yönetim kurulu üyesi ise iş bu davayı açan davacıdır. Bu durumda somut olayın TTK 530 maddesi hükmünde düzenlenen (i) yönetim kurulu dinlenmek ve (ii) şirketin yasal hale getirilmesi için süre verilmesi şartlarının yerine getirilmesine elverişli olmadığı, yukarıda açıklandığı üzere davalı şirketin ilk ve son tescil kaydının ana sözleşmenin tescil edilmesine ilişkin olduğu ve 09/09/2015 tarihinden itibaren genel kurul yapılamadığı sabit olmakla davacının iş bu davayı açmakta haklı olduğu ve TTK 530 maddesi kapsamında davalı şirketin feshine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulüne, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … ticaret sicil sırasında kayıtlı davalı … Tic. A.Ş.’nin feshine,
Tasfiye memuru olarak (Emekli Banka Müdürü) …’ın atanmasına,
Tasfiye memuruna aylık 2.000,00-TL ücret takdirine,
Tasfiye işlemleri için 5.000,00-TL ve 3 aylık tasfiye memuru ücreti 6.000,00-TL olmak üzere toplam 11.000,00-TL tasfiye giderinin davacı tarafından depo edilmesine,
Karar kesinleştiğinde tasfiye memurunun göreve başlamasına,
2-Harç başlangıçta peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.600,00-TL bilirkişi ücreti, 139,40-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 1.739,40-TL ile 95,20-TL harç gideri olmak üzere toplam 1.834,60-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı vekili lehine takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/12/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza