Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/194 E. 2019/1241 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/194 Esas
KARAR NO : 2019/1241

DAVA : Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2019
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin gayrimenkul danışmanlık ve simsarlık işi ile iştigal ettiğini, davalı ile yapılan görüşmeler neticesinde üstlenmiş olduğu … projesindeki taşınmazların alım-satım sözleşmelerine aracılık ettiğini, bu kapsamda davalı tarafından müvekkiline 22/11/2017 tarihli Çözüm Ortaklığı Yetki Belgesi gönderildiğini, müvekkilinin de kendisine verilen yetki çerçevesinde ve davacının yetkilileri ile yaptığı görüşmeler ve mailler neticesinde … nolu ofis satışına aracılık ettiğini, müvekkilinin portföyündeki … ile davacı arasında 422.334,00 TL bedelle bağımsız bölümün satının yapıldığını, müvekkilinin vermiş olduğu hizmetin karşılığı olarak 21.101,00 TL hizmet bedeli faturası düzenlenmesine rağmen davalı tarafından hak ediş ücretinin yarısının başka bir ofise ödeneceğinin beyan edildiğini, müvekkilinin alacağının ödenmediğini, bu nedenle davalı hakkında … 22. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, müvekkili tarafından davalı yararına iş görüldüğünün sabit olduğunu, bu nedenle davacı tarafından gönderilen yetki belgesi ile vekalet ilişkisinin kurulduğu kabul edilmez ise de vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Mahkememizce vekaletsiz iş görme hükümleri de uygulanmaz ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin simsarlık alacağına ilişkin olması sebebiyle Mahkememizin görevsiz, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Mahkememiz aksi kanaatte olur ise müvekkilinin adresi itibariyle İstanbul Anadolu Mahkemeleri yetkili olduğundan Mahkememizin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin davacıya yetki belgesi göndermediğini, herhangi bir sözleşme imzalamadığını, davacının iddia ettiği aracılık işlemlerinin ancak yazılı sözleşme ile mümkün olduğunu, ayrıca kurulmayan sözleşme hükümleri nazara alındığında vekaletsiz iş görme hükümlerinin de iş b u davada değerlendirilemeyeceğini, simsarlık alacağının ancak yazılı belge ile ispat edilebileceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce … 22. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş, … Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalının ticari işletme kaydının bulunup bulunmadığı ve bağlı olduğu vergi dairesinden hangi usulde vergilendirildiği, hangi defterleri tuttuğu ve VUK anlamında tacir sayılıp sayılmadığı hususu araştırılmış, gelen cevaplarda davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının olmadığı ve 2017 ve 2018 yılında işletme usulüne göre vergilendirildiği ve vergiye esas kazançları bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir. Yine TTK’nın 11/1. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olarak tanımlanmış ve maddenin 2. fıkrasında ise Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınırın Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterileceği düzenlenmiştir.
Esnaf tanımı, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3’üncü maddesinin a bendinde; “Esnaf ve sanatkar: İster gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler” şeklinde, TTK’nın Esnaf başlıklı 15’inci maddesinde ise; “İster gezici olsun ister bir dükkanda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır” şeklinde yapılmıştır.
Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1463’üncü maddesine göre 21 Temmuz 2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı esnaf ve sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesi ile “Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmi Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkar sayılmaları ile esnaf ve sanatkar siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” kararlaştırılarak basit usulde vergilendirilenler, işletme hesabına göre defter tutanlar ve Vergi Usul Kanunu’nun 177/1.maddesinin 1-3 fıkralarında yazılı limitlerin yarısını ve 2. fıkrasında yazılı limitin tamamını aşmayanlar esnaf olarak kabul edilmişlerdir. Her ne kadar 6762 sayılı TTK yürürlükten kalkmış ise de 6102 sayılı TTK’nın 11. maddesinde öngörüldüğü şekilde yeni bir Bakanlar Kurulu kararı çıkarılmamış olduğundan uygulanmaya devam etmesi gerekmektedir.
Eldeki davada, açıklanan tüm yasal mevzuatın bir arada değerlendirilmesi neticesinde; ticari işletme kaydı olmayan, işletme hesabına göre vergilendirilen geliri VUK 177. maddesinde öngörülen parasal sınırların altında kalan davacı tacir değil esnaf olup dava konusu edilen alacak da bu anlamda her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmamış ve mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/12/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza