Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/178 E. 2019/772 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/178 Esas
KARAR NO : 2019/772

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27/03/2019
KARAR TARİHİ : 19/09/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin teknik müteahhitlik sektöründe faaliyet gösterdiğini, ülkede yaşanan ekonomik problemler ve müvekkilinin iş yaptığı ülkelerde yaşanan ödeme problemleri sebebi ile müvekkili şirketin finans kaynakları aramaya başladığını, kendilerini finansçı olarak tanıtan kişilere çekler verildiğini, ilgili kişiler hakkında dolandırıcılık suçlaması ile soruşturma dosyası bulunduğunu, söz konusu soruşturmanın sahtecilik bürosundan çıkıp terör ve örgütlü suçlar bürosuna intikal ettiğini, finansçı gibi görünen kişilerin şirketin zor durumundan yararlanılarak şirketi borçlandırdığını, … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sırasında davalı tarafından başlatılmış icra takibinde müvekkili şirket adına herhangi bir borç yüklenmesinin söz konusu olamayacağını, icra takibine konu çekin arka yüzündeki ciroların muteber ciro olmadığını belirterek müvekkili şirketin icra takibine konu çek nedeni ile borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin… olup, davanın niteliği gereği davada yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi yahut icra takibinin başlatıldığı … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu öne sürerek yetki itirazında bulunduğu, … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına dayanak yapılmış olan kambiyo senedi olan … Bankası … Şubesi … çek seri numaralı 29/08/2018 keşide tarihli 150.000,00-USD bedelli çek arkasında ciranta olarak … isminin geçmediğini, icra takip dosyasında bu isimde bir borçlu olmadığını, dava değerinin eksik gösterildiğini, takip konusu alacak bedelinin 167.806,71-USD olduğunu, davacı tarafından keşide edilen çek üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunu, davaya konu icra takibine konu borcun halen ödenmediğini, davacı borçlunun kötü niyetli olduğunu, hakkında açılmış bir kısım davayı bekletmek ve borcu ödememek için iş bu davayı açtığını belirterek davanın reddine, davacı tarafın dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; arabuluculuya başvurulmadan açılmış olan iş bu davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin …’ya satmış olduğu taşınmaz bedellerine mahsuben davaya konu çeki aldığını, davacı şirket ile müvekkili arasında hiçbir bağ kurulmadığını, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, bu nedenle davanın müvekkili yönünden husumet nedeni ile ve esastan reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, … ve … Tic. A.Ş.’ye tebligat yapılamamıştır.
Dava menfi tespit davasıdır.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na 5/A maddesi eklenmiş ve anılan kanun hükmü ile 01/01/2019 tarihi itibari ile ticari davalarda “Arabuluculuk” dava şartı olarak kabul edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiş olup, anılan hükme göre ticari davalardan; konusu paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut olayda dava 1 adet çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkin olup, davanın konusunu çek bedellerinin ödenmesi hususu oluşturmaktadır. Davanın niteliği gereği ödeme talebi davacı tarafından değil davalı tarafça öne sürülmekte olup, bu nedenle uyuşmazlığın dava şartı olan arabuluculuk kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Davanın 27/03/2019 tarihinde açıldığı, davacı tarafça dosyaya sunulan “Dava şartı arabuluculuk son tutanağı” nın incelenmesinde arabuluculuk başvurusunun 28/03/2018 tarihinde yapıldığı, arabuluculuk son tutanağının 10/04/2019 tarihinde düzenlendiği anlaşıldığından 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununun 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 8.538,75-TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.494,35-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı ….. Ltd. Şti. ile… Ltd. Şti. vekili lehine takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalılara mütesaviyen ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı diğer davalıların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/09/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza