Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/158 E. 2022/199 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/158 Esas
KARAR NO : 2022/199

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/03/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : davalı … ‘ın maliki, davalı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı aracın 11/04/2018 tarihinde davacı …’ya çarpması nedeniyle davacının ağır şekilde yaralandığı, bu çarpma neticesinde davacının iş gücü kaybına maruz kaldığını ve bu kaza ve sonuçları itibariyle de manen zararda gördüğünü, bu kaza neticesinde olaya sebebiyet veren … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … Soruşturma numaralı ile tahkikat başlatıldığını, kaza sonucunda davacının maddi zararının karşılanması için 271.12.2019 tarihinde davalı ….’ye resmi olarak dilekçe ile başvurulduğunu, ancak davalı … şirketince herhangi bir dönüş yapılmadığını, olayın oluşumuna sebebiyet veren … plaka sayılı aracın üçüncü şahıslara verilebilecek zararlara karşılık davalı …. tarafından zorunlu trafik sigortası adı altında sigortalandığını, davacının zararının sigorta poliçesinin sorumluluk sınırları içerisinde sigorta şirketinden de tazmin edilmesinin gerektiğini, yine araç sürücüsü … ile, araç işleteni ve maliki de …’ın davacının maddi ve manevi zararlarını tazmin etmekle mükellef olduklarını, davacı … için 5.000 TL maddi 50.000 TL manevi olmak üzere, 55.000,TL toplam tazminat 5.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve …’DAN müştereken ve müteselsilen tahsiline, maddi tazminat yönünden fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı tutulmasını, davalı … şirketine başvuru tarihi olan 27.12.2018 tarihinden itibaren avans giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …. vekili ” davacı tarafça öncelikle sigortalının kusurunun ispat edilmesinin gereklidir. ,Trafik Sigortası Genel Şartları A.1.maddesi uyarınca sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine göre temin eder. Müvekkil Şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde, sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere sorumlu olacaktır. Bu husus Yargıtay içtihatlarıyla da sabittir.Öte yandan Adli Tıp Kurumu Kanunu ve bu kanunun Uygulama Yönetmeliği ile trafik kazalarından doğan uyuşmazlıklarda trafik kazaları ile ilgili tahkikat dosyaları üzerinde incelemeler yaparak kazaya ilişkin kusur oranlarının bilirkişi raporu ile tespit edilmesi hususunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi görevlendirilmiştir.Bu nedenlerle, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurunun belirlenmesinde hayati önemi olan hususların yeniden değerlendirerek Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesini talep ediyoruz.Ayrıca sayın mahkemenizden dava konusu kaza sırasında rücuya ilişkin bir durumun mevcut olup olmadığının araştırılmasını talep etmekteyiz. Kalıcı maluliyetin belirlenebilmesi için kaza tarihinden itibaren 18 aylık sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmelidir. 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası’nın 16/11-c maddesi gereğince, Davacının dava konusu kaza nedeniyle -var ise- maluliyetlerinin tespitinde yetkili tek kurum Adli Tip Kurumu 3. İhtisas Dairesi’dir. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi dışında başkaca bir kurumun maluliyet oranına ilişkin rapor düzenlemesi mümkün değildir.Ayrıca sağlıklı ve gerçekçi bir tazminat hesaplaması yapılabilmesi için de “sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı”na ilişkin talebin değerlendirilmesi amacıyla Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi tarafından hesaplama yapılmasını talep ederiz. Mahkemece müterafık kusur ve hatır taşıması hususlarının da araştırılmasını talep ederiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. : davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ederiz ” şeklinde cevap dilekçesi sunmuştur.
Davalı … ” kızım … olan … plakalı araç ile 11/04/2018 tarihinde aracımı park ederken davacıya istemeyerek çarptım. Çarpma sonucu davacı yere düşünce hemen aracımdan inerek , durumuna baktığımda kendisinin bacaklarında protezleri olduğunu gördüm. Gerekli müdahalelerin doğru yapılması için derhal ambulans çağırdım. Davacı iddia edildiği gibi kazadan- sonra -yürüyemez- hale.. gelmemiştir. Kendisinin bacaklarında bulunan protezlerin çapmanın etkisi ile hasar gördüğü için o anda yürüyememiştir. Kaldı ki; ben tüm iyi niyetimle kendisinin hastaneye götürülmesinde ve hastane sürecinde yanında oldum ve ihtiyaçlarını da maddi koşullarım doğrultusunda karşılamaya çalıştım. Kazadan hemen sonra acil olarak …. hastanesi kaldırdığımız davacı tedavisinin daha iyi ve bilirkişiler tarafından yapılması için daha önceki doktorunun bulunduğu hastane olan …EĞİTİM VE ARAŞTIRMA hastanesine götürülmüştür. Hatta bu hastaneye sevk edilmesi için özel olarak ambulans tahsis ettirdim ve birlikte hastaneye gittik. Burada tedavisine devam edildiği bilgim dahilindedir. Ancak dilekçede dile getirilen “kaza sonucu sakat kalmıştır, yürüme yetisini kaybetmiştir” şeklindeki beyanlar davacının bacaklarının kazadan sonra tamamen işlevsiz kalmış gibi yorumlanmasına sebebiyet vermektedir. Davacının halihazırda bacaklarında protez bulunduğu göz ardı edilmektedir. Olayda tam kusurlu olduğumu kabul etmiyorum. Davacının da bu olayda kusurlu olduğu kanaatindeyim. 5-6 metre ileride bulunan geçitten geçmeyerek, iki aracın arasından çıkması sonucu olay meydana gelmiştir. Kazanın bilinçli olarak gerçekleştirilmediği bilirkişice de tespit edilmiştir. Kaldı ki; kazadan sonra bende cok üzüntülü ve zor dönemler geçirmekteyim. Asla kimsenin zarar görmesini istemem ve davacıya elimden gelen en iyi şekilde yardım etmeye çalışmış olsam da; o bu durumu maddi bir fırsata çevirme çabası içerisine girmiştir. Makul bir talep içerisinde hiç olmamıştır. Hatta davacının yanı sıra oğlu da benden para istemiştir. Kendilerine yardım etmek için kredi çektirm ancak oğlu ve davacı kendi aralarında anlaşmamaları sebebi ile uzlaşmayı kabul etmediler. davacı ve ailesinin sürekli benden para isteyerek yaşanan bu talihsiz olayı fırsata dönüştürmek istediği açıkça ortadadır. Manevi zararın para ile tazmin ve telafisi, hiçbir zaman haksız kazanca ve sebepsiz zenginleşmeye kaynak teşkil etmemelidir. Yargıtay Hukuk Dairelerinin içtihatları göz önünde tutulduğunda, manevi tazminatın miktarı bir tarafın zararına ve diğer tarafın zenginleşmesine neden olmamalı bununla birlikte manevi tazminatın amacı zarara uğrayanda huzur duygusu uyandırmak olup, miktarın belirlenmesinde takdir hakkı kullanılırken objektif ölçülere dikkat edilmesi gerekmektedir. Yargıtay içtihatları ışığında manevi tazminat koşullarının hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesini talep ediyorum. Davacının kaza sebebiyle talep etmiş olduğu 5.000TL maddi ve 50.000TL manevi tazminat talepleri oldukça fahiştir. Benim gibi maddi durumu düşük gelirli sadece emekli olan birinin bu meblağları ödeme şansı yoktur. Kendisi ile ne kadar uzlaşmaya çalışsak da ödeyemeyeceğim bedelleri istemesi üzerine arabuluculuk görüşmeleri de olumsuz sonuçlanmıştır. Kaza tarihinden itibaren talep edilen faiz istemi de hukuka aykırıdır. Yukarıda belirtmiş olduğum itiraz ve taleplerim doğrultusunda haksız olan bu davanın reddini talep ederim.” şeklinde cevap dilekçesi sunmuştur.
DELİLLER:
Hasar Dosyası, Poliçe, Kaza tespit tutanağı,… Hastanesi’nin cevabi yazıları, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 2. İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporu,… tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı olarak maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 2. İhtisas Daire Başkanlığı tarafından tanzim edilen … tarihli raporda özetle:”…….’nun 11.04.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik dikkate alındığında; Kas iskelet Sistemi Alt esktremiteye ait sorunlar, Tablo 3.10’a göre %7, Tablo 3.3’e göre %5, Balthazard formülüne göre %12 olup, Tablo 3.2’ye göre %6 olduğu ,Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %6(yüzdealtı) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğine…”dair rapor tanzim edilmiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin olarak kusur rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 12/11/2021 tarihli raporda özetle: … plakalı davalı araç sürücüsü …’nın davacı mağdur yaya …’nun yaralanması ile neticelenen trafik kazasında %90 (yüzde doksan) oranında asli derecede kusurlu olduğunu, davacı mağdur yaya …’nun kendi yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında % 10 (yüzde on) oranında alt düzeyde tali derecede kusurlu olduğuna…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekilin tarafından UYAP sistemi üzerinden sunulan 11/06/2019 tarihli dilekçe ile ” davada; sadece maddi tazminat açısından …A. Ş. ile sulh olunması sebebiyle … A. Ş. lehine “davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesini talep etdiyoruz, Diğer davalılar … ve … yönünden ise; iş bu dosyadaki dava dilekçesinde belirtilen hususlarda DAVACI … için; 50.000,00 TL manevi tazminata kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile hükmedilmesini talep ederiz, … A. Ş. lehine “davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesini, manevi tazminat yönünden ise dava dilekçesinde belirtildiği şekilinde davanın kabulüne karar verilmesi ” hususu beyan ve talep edilmiştir.
Davalı …. Vekilinin UYAP üzerinden sunduğu beyan dilekçesinde davacı taraf ile sulh olunduğunu, protokol uyarınca vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığı görülmüştür.
Manevi tazminat 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 58.maddesinde; “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse BK 58. maddesinde belirtildiği üzere; manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre; manevi tazminatın tutarı belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatı, işgal ettikleri makam, sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmalıdır. Takdir edilecek miktar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı … ‘ın maliki, davalı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı aracın 11/04/2018 tarihinde davacı …’ya çarpması nedeniyle davacının yaralandığı,İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 2. İhtisas Daire Başkanlığı tarafından tanzim edilen … tarihli rapora göre davacıda % 6 oranında sürekli maluliyet ve 9 ay süreli geçici maluliyet oluştuğu,… tarihli bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davacının % 10 oranında, davalı sürücü …’nın ise % 90 oranında kusurlu olduğu, bu sebeple davacıda meydana gelen zarardan davalılarının kusurları oranında sorumluluklarının bulunduğu, ancak davacı vekili tarafından yargılama aşamasında, davalı … şirketi tarafından maddi zararlarının karşılanmış olması nedeniyle maddi tazminat taleplerinin konusuz kaldığının beyan edildiği, bu sebeple maddi tazminat talebi açısından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesine , manevi tazminat talebi açısından ise olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumları, davacı meydana gelen sürekli ve geçici maluliyet oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine , fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Maddi tazminat talebi açısından dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL Manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine , fazlaya ilişkin talebin reddine
3-Maddi tazminat davasında karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Manevi tazminat davasında karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.366,20TL harçtan peşin alınan 187,86TL harcın mahsubu ile bakiye 1.178,34TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı ile davalı ….tarafınca düzenlenen protokol gereğince taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Manevi tazminat davasında davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.387,25TL (posta, tebligat, bilirkişi ücreti) masrafın kabul ve red durumuna göre davalılar … ve … hisselerine düşen 554.90TL ile 187,86TL ilk harç ve masraflar toplamı 742,76TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-₺ arabuluculuk ücretinin taraflardan (792-TL’sinden davacı tarafın, 528-TL’sinden davalılar … ve … tarafın sorumlu olması kaydı ile) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı …’nın yüzüne karşı diğer davalıların yokluğundakarşı verilen kararın gerekçesinin tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/03/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza